- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0
Mevcut öğretim sistemlerine meydan okuyan ve noter garantili eğitim vaat ederek, "İngilizce bitmiştir" diyen İngilizce eğitimeni ile İngilizce öğrenme özürlü editörümüz iddiaya girdi. Sizce kim kazanır?
Öyle bir İngilizce Kursu ki sadece 6 ay sürüyor. Kurs bittiğinde siz İngilizce konuşabilmenin yanı sıra çeviri de yapabiliyorsunuz. Üstelik ister tek kelime İngilizce bilmeyin, ister üst düzey İngilizce bildiğinizi iddia edin hiç fark etmiyor.
Hiç İngilizceyi bilmeyen öğrenciler haftada yalnızca 4 saatlik bir eğitimle (ve yanı sıra hafta boyu yapacakları ödevlerle) 6 ayda okuma, anlama yazma ve konuşma düzeyinde ciddi bir seviyeye geliyorlar.
"Boş verin bunları, bana sınavda başarı garantisi verebilir mi, o önemli" diyorsanız şaşırabilirsiniz ama o garantiyi de veriyor bu kurs.
KPSS'DEN 70 TOEFL'DEN 300 PUAN GARANTİSİ VERİYOR
Kursun öğretmeni 6 aylık kurs sonunda KPDS'den 70 ve üstü, TOEFL'dan ise 300 tam puan üzerinden 215 ve üstü puan alma garantisi veriyor. Çünkü zaten bu kursu bitirdiğinizde öğrendiğiniz İngilizce ile sıradan İngilizce konuşan biri değil, kelimenin tam anlamı ile İngilizce uzmanı oluyorsunuz.
İngilizce öğrenmenin zorluklarını, sıkıntılarını bilenler ve bu uğurda o kurs senin, bu kurs benim gezip emek sarf edenler çok iyi anlayacak ki bu vaat adeta bir mucize gibi görünebilir pek çok insana.
EĞİTİM DÜNYASINA MEYDAN OKUYAN ADAM
Peki, kim bu müfredatı geliştiren ve böylesine büyük iddia ile eğitim dünyasına meyrdan okuyan insan?
Önce onu tanıyalım isterseniz, sonda da müfredatını.
Adı Mustafa Özay. İngilizce eğitmeni. İngilizce öğrenimi konusunda mevcut tüm müfredatların yanlış veya yetersiz olduğunu belirtiyor ve kendi geliştirdiği müfredatla öğrencilere haftada 4 saat eğitim vererek 6 ay sonra onları çeviri yapacak düzeyde İngilizce öğretiyor.
Öğretiyor diyoruz çünkü bugüne dek öğrenemedim diyen öğrencisi yok.
ÖĞRENCİYİ ÖNCE NOTERE GÖNDERİYOR
Günde ortalama 200 - 250 sayfa, bugüne dek yaklaşık 25.000 sayfa çeviri yapan Özay pek çok kitabın Türkçeye çevrilmesini sağlayan isim. Üstelik matematik, TIP ve teknik sahalarda özel sözlük bilgisi gerektiren terimlerle dolu çeviriler bunlar. Özay, bu denli seri çeviri hızına kendi İngilizce yöntemini keşfettikten sonra ulaştığını söylüyor.
Formel eğitimini ODTÜ Matematik Bölümünde tamamladıktan sonra iki yıl da Ankara Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitim gören Mustafa Özay, Eskişehirli bir mütercim iken keşfettiği müfredatla İngilizce öğretimine el atıyor ve ünü kısa zamanda Türkiye sınırlarını aşıyor.
Tabi akla ilk gelen soru şu: Özay'ın özel zekası bunu sağlamış olamaz mı? bu yöntem herkes üzerinde aynı derece etkili olabilir mi?
Fakat, görünen o ki yöntem şu ana kadar Özay dışında uygulanan herkes üzerinde aynı şekilde etkili olmuş. Çünkü şu ana kadar kurs gören herkes İngilizce öğrenmiş.
Zaten Mustafa Özay yönteminden o kadar emin ki kendisine İngilizce öğrenmek için gelen herkesi önce notere gönderiyor. Ve metnini yan tarafta gördüğünüz taahhütnameyi imzalatıyor. Noterden bu taahhütnameyi imzalamayı kabul etmeyene de ders vermiyor...
Taahhütnameye göre, kurs sonunda vaad edilen puanlar alınmazsa, noter masraflarıyla birlikte kurs ücreti öğrenciye geri ödeniyor.
'KUR SİSTEMİ OYALAMACA' DİYOR
Mustafa Özay'ın keşfedip geliştirdiği eğitim yönteminde kur yok. Mustafa Özay İngilizce eğitiminde kur sistemine kökten karşı. Kur sisteminin faydasız ve oyalamadan ibaret olduğunu savunuyor. Yani bir anlamda İngilizce kursu verenlerin öğrencilerinden daha fazla para kazanabilmek için başvurdukları bir yöntem bu, Özay'a göre.
"İngilizce öğretiminin azı, çoğu, şu seviyesi, bu seviyesi olmaz" diyor Özay, kendisinin kursu haftada 4 saatle ve toplamda 6 ayla sınırlı olduğu için bu konuda rahatlıkla meydan okuyor eğitim camiasına.
İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN İNGİLİZCE DÜŞÜNMEK GEREKMİYOR
Özay, pek çok kişinin savunduğu, "İngilizce konuşmak için İngilizce düşünmek gerek" tezine de muhalif. Ona göre Türkçe düşünmek yeterli. Hatta insan Türkçesini kurmadığı cümleyi İngilizceye çeviremez.
"Benim öz dilim Türkçe, onun dışında başka bir dille düşünmem mümkün değil. Bu insanın fiziki yapısına aykırı. Ben Türkçe düşünür, onu İngilizce ile ifade ederim" diyor
MUCİZEVİ BİR METOT DEĞİL
Özay'ın İngilizce kursu tabi ki mucizevi bir metot değil. Bilgi öğrenciye şırınga ile verilmiyor.
Ancak Türk ve İngilizcenin gramer ve cümle yapılarından yola çıkarak en kolay yoldan ve sürekli tekrar ile öğrenmeyi pekiştiren bir metot bu.
Sistem, haftada 4 saatlik eğitim esnasında kursta öğretileni hafta boyu tekrarlamak ve o dersin raporunu bir sonraki hafta getirmek şeklinde işliyor.
Toplam 100 saatlik müfredat ile öğrenciye 20'nin üzerinde branşta literatür taraması yaptırılarak öğrencinin 80.000 ile 100.000 civarında İngilizce kelimeye aşina olması sağlıyor.
Sınavlarda geçme notu 100 puan üzerinden 85 olduğu için, zaten İngilizcenin tüm yapısal ve altyapısal özelliklerini 20 farklı branşta 100.000 kelime ve terim içeren okuma metinleriyle birlikte 85 ortalamayla bitiren kursiyerler için KPDS, TOEFL veya İngilizce yeterlilik sınavı (Proficiency) tarzı sınavlar çerez gibi kalıyor.
YAŞAR İLİKSİZ İLE İDDİAYA GİRDİLER
Sistemi duyunca konuya balıklama atlayan sitemizin Genel Yayın Koordinatörü Yaşar İliksiz, hemen her konuda olduğu gibi bu konuya da bilimsel şüpheyle yaklaşıyor ve ilginç bir test öneriyor.
"Benim İngilizce öğrenmek için sergilediğim çabayı bir eşek sarf etse İngilizce anırırdı" der İliksiz sık sık.
En çok da yarım yamalak İngilizcesi ile haberi okuyup, algılamaya çalışırken zorlandığı zamanlarda sözlüklere ve çeviri programlarına saldırıp, çaresiz kalınca, Hakan ya da Faik'ten yardım istemek zorunda kaldığında kullanır bu ağzına pelesenk olmuş cümleyi...
Konuya balıklama atlamasının nedeni o çaresizliği bir daha yaşamamak istemesi hiç şüphesiz.
Ve diyor ki Mustafa Bey'e, "Belki de şu ana dek öğrenim görenler ayıp olmasın. cahil görünmesin diye paralarını geri istememişlerdir. Test edelim. Ben öğrenirsem herkes öğrenir bu kesin" diyor.
Bunun üzerine Mustafa Bey, meydan okumayı kabulleniyor ve editörümüzü oluşturulacak grubun içinde yer almaya çağırıyor.
Bakalım 40 yaşına kadar İngilizce öğrenmek için çırpınan ama bunu başaramayan editörümüz bu kez başarılı olabilecek mi?
ZORLANAN ÇIKMAZ MI?
Mustafa Özay, "Şu ana dek öğrenmeyen öğreniciniz yok, peki hiç zorlanan olmadı mı?" şeklindeki sorumuzu bakın nasıl cevaplıyor:
“Kursiyerler ilk geldiklerinde kafalarında kocaman bir soru işareti oluyor. Acaba öğrenebilecek miyim? Ancak sizi temin ederim şu ana dek, İngilizcenin İ'sinden haberi olmayan arkadaşlar sadece ilk 7 saat sonunda, 'Ekonomik tabloların göstergeleriyle ilgili bulguların enflasyon endikatörü üzerindeki etkileri...' ya da 'Uzun insanlık tarihindeki bu gelişmelerin sonuçlarıyla ilgili araştırmalardaki hatalar..' benzeri cümle parçacıklarını algılayabiliyor, kısa bir süre sonra da bu cümle parçacıklarından oluşan cümleleri kurmaya başlıyorlar. İlk geldiklerinde kafalarında yer alan soru ve tereddütler, heyecan ve gayrete dönüşüyor.
Şu ana dek gelenler arasında Sayın İliksiz gibi yıllarca bu dili öğrenme teşebbüsünde bulunan ama başaramayan, hatta başarıp da yetersiz bulup, ilerletemeyenler de oluyor. Onlar, hiç İngilizce bilgisi olmayanların kısa sürede ulaştıkları noktaları gördüklerinde; "Biz yıllarca boşuna bu kadar çaba sarf ettik" diye hayıflanıyorlar.
ÖĞRENMENİN YAŞI VAR MI?
İnsanın her yaşta İngilizce öğrenebileceğini savunuyor Mustafa Özay ve buna kendisini örnek gösteriyor. Şöyle ki 30 yaşına kadar ehliyeti olmayan Özay, işe motosiklet ehliyeti alarak başlamış ve şu anda TIR sürmesini sağlayacak E sınıfı ehliyete sahip. Gereken tüm bilgileri ve araba sürme eğitimlerini, on binlerce sayfa çevirirken tamamlamış…
SİTESİ DE İDDİALI: İNGİLİZCE BİTMİŞTİR
Böylesine kendinden emin ve iddialı öğretim sitemine sahip Mustafa Özay’ın şöhretinin her geçen gün artması şüphesiz İngilizce Eğitimi veren kurumları endişelendiriyordur. Onlar da Mustafa Özay’ın müfredatını kullanmayı denerler mi bilinmez ama Özay sisteminden o denli emin ki eğitim faaliyetlerini duyurduğu sitesinin ismi de kendisi kadar iddialı: İngilizce bitmiştir: http://www.ingilizcebitmistir.com
Konuyla ilgili geniş bilgi için siteden yararlanabilirsiniz. Siz de editörümüz Yaşar İliksiz gibi İngilizce derdinizin bitin bitmeyeceğini test eder misiniz bilinmez. Ama Yaşar İliksiz’in İngilizce algılama özrünün giderilip giderilemeyeceğini görmek için beklemek zorundayız. Bakalım editörümüzün bu alandaki cehaleti mi yaman, Mustafa Beyin gelmiy gelmiş tüm İngilizce ğitim Müfredatlarına meydan okuyan sistemi mi?
(Haber 7)

Öyle bir İngilizce Kursu ki sadece 6 ay sürüyor. Kurs bittiğinde siz İngilizce konuşabilmenin yanı sıra çeviri de yapabiliyorsunuz. Üstelik ister tek kelime İngilizce bilmeyin, ister üst düzey İngilizce bildiğinizi iddia edin hiç fark etmiyor.
Hiç İngilizceyi bilmeyen öğrenciler haftada yalnızca 4 saatlik bir eğitimle (ve yanı sıra hafta boyu yapacakları ödevlerle) 6 ayda okuma, anlama yazma ve konuşma düzeyinde ciddi bir seviyeye geliyorlar.
"Boş verin bunları, bana sınavda başarı garantisi verebilir mi, o önemli" diyorsanız şaşırabilirsiniz ama o garantiyi de veriyor bu kurs.
KPSS'DEN 70 TOEFL'DEN 300 PUAN GARANTİSİ VERİYOR
Kursun öğretmeni 6 aylık kurs sonunda KPDS'den 70 ve üstü, TOEFL'dan ise 300 tam puan üzerinden 215 ve üstü puan alma garantisi veriyor. Çünkü zaten bu kursu bitirdiğinizde öğrendiğiniz İngilizce ile sıradan İngilizce konuşan biri değil, kelimenin tam anlamı ile İngilizce uzmanı oluyorsunuz.
İngilizce öğrenmenin zorluklarını, sıkıntılarını bilenler ve bu uğurda o kurs senin, bu kurs benim gezip emek sarf edenler çok iyi anlayacak ki bu vaat adeta bir mucize gibi görünebilir pek çok insana.
EĞİTİM DÜNYASINA MEYDAN OKUYAN ADAM
Peki, kim bu müfredatı geliştiren ve böylesine büyük iddia ile eğitim dünyasına meyrdan okuyan insan?
Önce onu tanıyalım isterseniz, sonda da müfredatını.
Adı Mustafa Özay. İngilizce eğitmeni. İngilizce öğrenimi konusunda mevcut tüm müfredatların yanlış veya yetersiz olduğunu belirtiyor ve kendi geliştirdiği müfredatla öğrencilere haftada 4 saat eğitim vererek 6 ay sonra onları çeviri yapacak düzeyde İngilizce öğretiyor.
Öğretiyor diyoruz çünkü bugüne dek öğrenemedim diyen öğrencisi yok.
ÖĞRENCİYİ ÖNCE NOTERE GÖNDERİYOR
Günde ortalama 200 - 250 sayfa, bugüne dek yaklaşık 25.000 sayfa çeviri yapan Özay pek çok kitabın Türkçeye çevrilmesini sağlayan isim. Üstelik matematik, TIP ve teknik sahalarda özel sözlük bilgisi gerektiren terimlerle dolu çeviriler bunlar. Özay, bu denli seri çeviri hızına kendi İngilizce yöntemini keşfettikten sonra ulaştığını söylüyor.
Formel eğitimini ODTÜ Matematik Bölümünde tamamladıktan sonra iki yıl da Ankara Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitim gören Mustafa Özay, Eskişehirli bir mütercim iken keşfettiği müfredatla İngilizce öğretimine el atıyor ve ünü kısa zamanda Türkiye sınırlarını aşıyor.
Tabi akla ilk gelen soru şu: Özay'ın özel zekası bunu sağlamış olamaz mı? bu yöntem herkes üzerinde aynı derece etkili olabilir mi?
Fakat, görünen o ki yöntem şu ana kadar Özay dışında uygulanan herkes üzerinde aynı şekilde etkili olmuş. Çünkü şu ana kadar kurs gören herkes İngilizce öğrenmiş.
Zaten Mustafa Özay yönteminden o kadar emin ki kendisine İngilizce öğrenmek için gelen herkesi önce notere gönderiyor. Ve metnini yan tarafta gördüğünüz taahhütnameyi imzalatıyor. Noterden bu taahhütnameyi imzalamayı kabul etmeyene de ders vermiyor...
Taahhütnameye göre, kurs sonunda vaad edilen puanlar alınmazsa, noter masraflarıyla birlikte kurs ücreti öğrenciye geri ödeniyor.
'KUR SİSTEMİ OYALAMACA' DİYOR
Mustafa Özay'ın keşfedip geliştirdiği eğitim yönteminde kur yok. Mustafa Özay İngilizce eğitiminde kur sistemine kökten karşı. Kur sisteminin faydasız ve oyalamadan ibaret olduğunu savunuyor. Yani bir anlamda İngilizce kursu verenlerin öğrencilerinden daha fazla para kazanabilmek için başvurdukları bir yöntem bu, Özay'a göre.
"İngilizce öğretiminin azı, çoğu, şu seviyesi, bu seviyesi olmaz" diyor Özay, kendisinin kursu haftada 4 saatle ve toplamda 6 ayla sınırlı olduğu için bu konuda rahatlıkla meydan okuyor eğitim camiasına.
İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN İNGİLİZCE DÜŞÜNMEK GEREKMİYOR
Özay, pek çok kişinin savunduğu, "İngilizce konuşmak için İngilizce düşünmek gerek" tezine de muhalif. Ona göre Türkçe düşünmek yeterli. Hatta insan Türkçesini kurmadığı cümleyi İngilizceye çeviremez.
"Benim öz dilim Türkçe, onun dışında başka bir dille düşünmem mümkün değil. Bu insanın fiziki yapısına aykırı. Ben Türkçe düşünür, onu İngilizce ile ifade ederim" diyor
MUCİZEVİ BİR METOT DEĞİL
Özay'ın İngilizce kursu tabi ki mucizevi bir metot değil. Bilgi öğrenciye şırınga ile verilmiyor.
Ancak Türk ve İngilizcenin gramer ve cümle yapılarından yola çıkarak en kolay yoldan ve sürekli tekrar ile öğrenmeyi pekiştiren bir metot bu.
Sistem, haftada 4 saatlik eğitim esnasında kursta öğretileni hafta boyu tekrarlamak ve o dersin raporunu bir sonraki hafta getirmek şeklinde işliyor.
Toplam 100 saatlik müfredat ile öğrenciye 20'nin üzerinde branşta literatür taraması yaptırılarak öğrencinin 80.000 ile 100.000 civarında İngilizce kelimeye aşina olması sağlıyor.
Sınavlarda geçme notu 100 puan üzerinden 85 olduğu için, zaten İngilizcenin tüm yapısal ve altyapısal özelliklerini 20 farklı branşta 100.000 kelime ve terim içeren okuma metinleriyle birlikte 85 ortalamayla bitiren kursiyerler için KPDS, TOEFL veya İngilizce yeterlilik sınavı (Proficiency) tarzı sınavlar çerez gibi kalıyor.
YAŞAR İLİKSİZ İLE İDDİAYA GİRDİLER
Sistemi duyunca konuya balıklama atlayan sitemizin Genel Yayın Koordinatörü Yaşar İliksiz, hemen her konuda olduğu gibi bu konuya da bilimsel şüpheyle yaklaşıyor ve ilginç bir test öneriyor.
"Benim İngilizce öğrenmek için sergilediğim çabayı bir eşek sarf etse İngilizce anırırdı" der İliksiz sık sık.
En çok da yarım yamalak İngilizcesi ile haberi okuyup, algılamaya çalışırken zorlandığı zamanlarda sözlüklere ve çeviri programlarına saldırıp, çaresiz kalınca, Hakan ya da Faik'ten yardım istemek zorunda kaldığında kullanır bu ağzına pelesenk olmuş cümleyi...
Konuya balıklama atlamasının nedeni o çaresizliği bir daha yaşamamak istemesi hiç şüphesiz.
Ve diyor ki Mustafa Bey'e, "Belki de şu ana dek öğrenim görenler ayıp olmasın. cahil görünmesin diye paralarını geri istememişlerdir. Test edelim. Ben öğrenirsem herkes öğrenir bu kesin" diyor.
Bunun üzerine Mustafa Bey, meydan okumayı kabulleniyor ve editörümüzü oluşturulacak grubun içinde yer almaya çağırıyor.
Bakalım 40 yaşına kadar İngilizce öğrenmek için çırpınan ama bunu başaramayan editörümüz bu kez başarılı olabilecek mi?
ZORLANAN ÇIKMAZ MI?
Mustafa Özay, "Şu ana dek öğrenmeyen öğreniciniz yok, peki hiç zorlanan olmadı mı?" şeklindeki sorumuzu bakın nasıl cevaplıyor:
“Kursiyerler ilk geldiklerinde kafalarında kocaman bir soru işareti oluyor. Acaba öğrenebilecek miyim? Ancak sizi temin ederim şu ana dek, İngilizcenin İ'sinden haberi olmayan arkadaşlar sadece ilk 7 saat sonunda, 'Ekonomik tabloların göstergeleriyle ilgili bulguların enflasyon endikatörü üzerindeki etkileri...' ya da 'Uzun insanlık tarihindeki bu gelişmelerin sonuçlarıyla ilgili araştırmalardaki hatalar..' benzeri cümle parçacıklarını algılayabiliyor, kısa bir süre sonra da bu cümle parçacıklarından oluşan cümleleri kurmaya başlıyorlar. İlk geldiklerinde kafalarında yer alan soru ve tereddütler, heyecan ve gayrete dönüşüyor.
Şu ana dek gelenler arasında Sayın İliksiz gibi yıllarca bu dili öğrenme teşebbüsünde bulunan ama başaramayan, hatta başarıp da yetersiz bulup, ilerletemeyenler de oluyor. Onlar, hiç İngilizce bilgisi olmayanların kısa sürede ulaştıkları noktaları gördüklerinde; "Biz yıllarca boşuna bu kadar çaba sarf ettik" diye hayıflanıyorlar.
ÖĞRENMENİN YAŞI VAR MI?
İnsanın her yaşta İngilizce öğrenebileceğini savunuyor Mustafa Özay ve buna kendisini örnek gösteriyor. Şöyle ki 30 yaşına kadar ehliyeti olmayan Özay, işe motosiklet ehliyeti alarak başlamış ve şu anda TIR sürmesini sağlayacak E sınıfı ehliyete sahip. Gereken tüm bilgileri ve araba sürme eğitimlerini, on binlerce sayfa çevirirken tamamlamış…
SİTESİ DE İDDİALI: İNGİLİZCE BİTMİŞTİR
Böylesine kendinden emin ve iddialı öğretim sitemine sahip Mustafa Özay’ın şöhretinin her geçen gün artması şüphesiz İngilizce Eğitimi veren kurumları endişelendiriyordur. Onlar da Mustafa Özay’ın müfredatını kullanmayı denerler mi bilinmez ama Özay sisteminden o denli emin ki eğitim faaliyetlerini duyurduğu sitesinin ismi de kendisi kadar iddialı: İngilizce bitmiştir: http://www.ingilizcebitmistir.com
Konuyla ilgili geniş bilgi için siteden yararlanabilirsiniz. Siz de editörümüz Yaşar İliksiz gibi İngilizce derdinizin bitin bitmeyeceğini test eder misiniz bilinmez. Ama Yaşar İliksiz’in İngilizce algılama özrünün giderilip giderilemeyeceğini görmek için beklemek zorundayız. Bakalım editörümüzün bu alandaki cehaleti mi yaman, Mustafa Beyin gelmiy gelmiş tüm İngilizce ğitim Müfredatlarına meydan okuyan sistemi mi?
(Haber 7)