I love Humeyni! = Kara Cehalet

?Handsome?

Doçent
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
626
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
"Humeyni'yi seviyorum.

Atatürk'ü sevmiyorum.

Maraş'ta Fransız askerleri Nene Hatun'un başörtüsüne uzandı. Sütçü İmam ilk ateşi açtı, böylelikle Kurtuluş Savaşı başladı. O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanlar hep Müslüman... Atatürk olmasaydı, İngilizler olsaydı, haklarım daha geniş olacaktı."

*

Böyle dedi.

*

"Türbanlı böyle dedi" demiyorum; çünkü bütün türbanlılar böyle düşünmediği gibi, böyle düşünen türbansızlar da var.

Demem şu...

*

Nene Hatun, Maraşlı değil.

Erzurumlu.

Savaştığı düşman, Fransız değil.

Rus.

Rus başörtüsüne saldırmadı.

Aziziye Tabyası'na saldırdı.

Milli mücadelenin mangal yürekli evladıdır ama, milli mücadelenin ilk kurşununu Sütçü İmam sıkmadı.

Hasan Tahsin sıktı.

Maraş'ta değil, İzmir'de.

Takvime bak.. Hasan Tahsin'in tetiğe basmasıyla, Sütçü İmam'ın tetiğe basması arasında 6 ay var...

Sütçü İmam, Fransız vurmadı.

Ermeni vurdu.

Maraş'ta düşmana ilk müdahaleyi yapan da, aslında Sütçü İmam değil.

Çakmakçı Sait.

Silahı yoktu.

Yumruğuyla saldırdı.

Şehit oldu.

Maraş'ı önce kim işgal etti?

Arkadaşın İngilteresi!

Kim sesini çıkarmadı?

Arkadaşın padişah efendisi!

Kim kurtardı?

Arkadaşa daha geniş haklar tanıyacak olan İngilizlerin gemisiyle kaçan padişah efendinin idam etmek için arattığı Atatürk!

*

O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanların hep Müslüman olmadığını da görürsünüz...

Bizzat Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman'ın ağlayarak okuduğu "şehit listesi"ne göre, bu toprakları İngilizler işgal etmesin diye savaşan, can veren İstanbullu hekimler arasında, 140 Türk, 32 Ermeni, 25 Rum, 18 Yahudi var.

Ve, dikkatinizi çekerim, hepsine birden "şehit" demişler... Çünkü şehitlik kavramı, "o dönemin sosyolojik yapısı"na göre, dinle alakalı değil, yurtseverlikle alakalı.

*

Uzatmayayım.

Tehlike ne İran'dır, ne İngiltere...

Kara cehalettir.

[urlhttp://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9160036&yazarid=249][/url]


alıntı.... Yılmaz Özdil
 

Tekin44

Öğrenci
Katılım
13 Şubat 2008
Mesajlar
23
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bence sdn forumlarında siyasi haberler ve yazılar kesinlikle yasaklanmalı. buraso bi .tek. sitesi son günlerde her yerde siyasi başlıklar görüyorum ve bu beni çok rahatsız ediyor diğer üyelerdende eminimki onlarda rahatsız oluyorlar
 

?Handsome?

Doçent
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
626
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
son gün dediğin daha yeni olmalı çünkü daha 7 mesaj var
burası paylaşım sitesi :}
kuralları okudunmu ???
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
?Handsome?, Vahdettin hakkında ne bildiğini ve bu bilgiyi nereden öğrendiğini anlatabilir misin bize? Eğer yeterli derecede bilgin olmadığı halde bu fikirleri savunuyorsan sen de kara cehalete kapılmışsın demektir. İkinci olarak Humeyni'yi de nereden ve ne kadar tanıdığını bilmek isterim.

Konuyla ilgili olarak; bu yazar, ya tarihi bilerek çarpıtıyor, ya da şikayetçi olduğu kara cehalet hastalığına kendisi daha şiddetli yakalanmış. "Şehitlik" kavramı, özellikle "o dönemin sosyolojik yapısına göre" dini bir kavramdı. Hatta öyle ki, savaşın en şiddetlendiği ve askerlerin firar etmeye başladığı anlarda Mustafa Kemal din bilginlerinden cephelerde vaaz vermelerini, şehitliğin ne kadar yüce bir makam olduğunu anlatmalarını ve konuda hadis okumalarını rica etmiştir. Yoksa o askerleri savaş alanında tutamazdınız, zira Mustafa Kemal Türk milletini cepheye "cumhuriyet kuracağız" diye değil, "halifeyi kurtaracağız" diyerek götürebilmiştir. Bu açıdan Mustafa Kemal oldukça zeki bir liderdir.

Eminim bir çoğunuzun Vahdettin ile Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı öncesinde gizli görüşmeleri olduğundan ve görüşmelerin asla gün yüzüne çıkmadığından, yalnız bir kısmının herkesin erişemeyeceği yerlerde olan günlüklerde zikredildiğinden haberi yoktur. Yine Vahdettin'in, Mustafa Kemal'in ittihatçı olduğunu bile bile ona hiç kimseye vermediği kadar yetki vererek Samsun'a ve sair diğer yerlere gönderdiğinden de habersizsinizdir. Zira Vahdettin, Mustafa Kemal'in padişahlık rejimini yıkacağını bildiği halde onunla kişisel olarak görüşmüş ve bu görüşmeler neticesinde onu önemli görevlere getirerek diğer devlet adamlarına vermediği kadar yetkiler vermiştir.

Mustafa Kemal, bu milleti "din" ile götürdü cepheye. Meclisi açtığında da sultan ve halife hakkında oldukça temkinliydi. Ancak fikrindeki cumhuriyeti kurabilmek için bir şekilde bu millete padişahın "tü-kaka" olduğu lanse edilmeliydi; milletin halifeye olan güveninin yıkılması gerekiyordu. Türk milletini ise padişahından koparacak, onun güvenini kaybettirecek tek şey "vatana ihanet"ti; işte Mustafa Kemal, yine zekice bunu kullandı ve savaştan önce hilafetini, saltanatı övdüğü Vahdettin'i savaştan sonra hain ilan etti. Zira Mustafa Kemal Vahdettin'e gönderdiği telgrafta onun "dini" kişiliğine de değinip ona hizmet ettiğini bildiriyordu.

Anlayacağınız, Vahdettin hain miydi değil miydi tartışması yapmanın fazla anlamı yok, çünkü bu konuda herkes sadece ilkokul öğretmeninin söylediklerini biliyor. Kimse kitap okumuş, tarihi bir belge araştırmış değil. Vahdettin bırak hain olmayı, vatanın kurtulması için hıyanet damgası yemeyi kabul edecek kadar fedakar birisi bile olabilir. Zaten ülkeyi de yönetmiyordu, sadece adı padişahtı.

O programa çıkan cahil kızın söylediklerine gelince; Atatürk'ü neden sevmediğini bir de onun ağzından dinlediniz mi? Veya çocuğunu nasıl düşürdüğünden haberiniz var mı?

Atatürk'ü zorla sevdirmeye çalıştıkça insanları ondan uzaklaştıracaksınız. Türk Kanunlarında hala Atatürk'ün fikirlerine katılmayan, onu eleştiren insanlar için rezerve cezalar var.
 

?Handsome?

Doçent
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
626
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
kardeş ben demiyorum
köşe yazılarına açtım konuyu, okuduysan eger
hürriye yılmaz özdil söylüyor
 

wwhirlwind

Profesör
Katılım
21 Aralık 2006
Mesajlar
2,313
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
gusel bir yazı cehalet sadece bu konuda degil her konuda her sorunun basıdır yazar zaten kısaca anlatmıs onemli olanda bu dusuncelerle yetismis bu sekilde beyınleri yıkanmıs konusurken bile bir laflarının digerine tutmadıgı celistigi yanlıs oldugu insanların eger kendileride isterlerse bu cehaletten kurtulabilirler tabi onalra da soz hakkı vererek onalrıda dinleyerek neyse cok da uzatmanın bir analmı yok ...

vahdettin olayı aslında burada tartısılacak bisey degil her turlu bilgi arsivlerde mevcuttur internette kısa bir arastırma sonucu bir kac kaynagın linki artık kim neye inanmak isterse ...


http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=7760361

http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/07/20/yazarlar/yazarlar385.html

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=7685409

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=618329

http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2007/Aralik/01/Haber_298129.aspx

http://www.yenisafak.com.tr/diziler/vahdettin/index.html

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=118981&uniq_id=1198486842

http://arsiv.gazeteport.com.tr/NEWS/GP_068802?WebsiteSearch=true

http://arsiv.gazeteport.com.tr/NEWS/GP_107576?WebsiteSearch=true

 

foreverGS

Öğrenci
Katılım
3 Haziran 2008
Mesajlar
18
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
I love Humeyni! = Kara Cehalet (!=) bu kullandığın işaret programlama dillerinde eşit değil anlamına geliyo ona göre :d
 

Byones

Öğrenci
Katılım
27 Ekim 2007
Mesajlar
37
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Bence İlk kurşunun nerede sıkıldığını bu haberi yazanda bir araştırsın.
 

blind_eagle

Öğrenci
Katılım
29 Aralık 2007
Mesajlar
38
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Elmacik dedi ki:
Eminim bir çoğunuzun Vahdettin ile Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı öncesinde gizli görüşmeleri olduğundan ve görüşmelerin asla gün yüzüne çıkmadığından, yalnız bir kısmının herkesin erişemeyeceği yerlerde olan günlüklerde zikredildiğinden haberi yoktur. Yine Vahdettin'in, Mustafa Kemal'in ittihatçı olduğunu bile bile ona hiç kimseye vermediği kadar yetki vererek Samsun'a ve sair diğer yerlere gönderdiğinden de habersizsinizdir. Zira Vahdettin, Mustafa Kemal'in padişahlık rejimini yıkacağını bildiği halde onunla kişisel olarak görüşmüş ve bu görüşmeler neticesinde onu önemli görevlere getirerek diğer devlet adamlarına vermediği kadar yetkiler vermiştir.

Bu paragrafta bütün yazını çürütüyorsun.Atatürk'ün Vahdettin tarafından gönderilmesinin nedeni onun İstanbul ortamından uzaklaştırılmak istenmesidir.Bu geniş çevreler tarfından bilinir ve herkes bunu böyle kabul eder.Ona böyle dersen Atatürk Nutuk'un da yazananlarada karşı çıkmış olursun.Ayrıca Vahdettin neden Kurtuluş Savaşı sonunda İngilizlerle birlikte kaçtı???

Edit: köşe yazısından Yılmaz Özdil'in üstüne araştırma yazısında Soner Yalçın'ın üzerine adam tanımam.(Tabiiki gazeteye yazan araştırmacılar arasında)
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
hocalar,

gene civitiyorsunuz. eger bir seyi biliyor ve bildiginizi iddia ediyorsaniz, onu arastirin veya aydinlatin denmez, usta usta soylenir o kursun su gun surda su saatte su dusmana karsi sikildi diye. boyle laf sokusmacasi yapamayalim lutfen. bakin siyasi icerikli tartismalari kapanma asamasina getirdiniz.


efendim kimse ataturk'u niye sevmiyor diye laf etmiyor(en azindan ben etmiyorum, kimse kimseyi zorla sevmez ya) ama ataturk'un alternatifi olarak humeyni ortaya konulmamali. bayanlarin humeyni'yi sevme sebepleri yok (ya da dile gelmiyor) din ozgurlugu icin ingiliz mandasini tercih ediyorlar ve demokrasiden anladiklari kendi inanc sistemlerine gore yargilanmak istemeleri. boyle komik isteklerde bulunmalarini tamamiyla cehaletlerine ve beyinsizliklerine veriyorum. hap atip cikan insan boyle mantiksiz seyler konusmaz. tvye cikan bayanlari bu yonden savunmak bana gore pek akil kari degil.
ayrica yilmaz ozdil'i cok da ciddiye almayin arkadaslar, rezalet bir yazardir kendisi.

@elmacik
esasinda surasi da bilinen bir gercek ki serv anlasmasi ile memleket dusmana hediye edilene kadar m kemal'in padisahlik kurumu ile bir alip veremedigi yoktu.
ama ne zaman serv anlasmasi ile hukumet dusmana ulkeyi vermistir, o anda m kemal padisahligin gereksiz bir kurum olduguna kanaat getirdi. yani ankara ile istanbul arasindaki iliski birden kesiliverdi. iki taraf da birbirini vatan haini ilan ediverdi. sonrasi gerisi malum.

pekala elmacik'a gore vahdettin bi vatan severmis.(olabilir) m kemal listelerde ittihatci ( ve cumhuriyetci) diye fislenmis bir insan. pek ala memleketinin gelecegini m kemalde goren vahdettin genis yetkiler sunmustur. mamafih o yetkiler kisa sure icerisinde de geri alinip kellesine ucret konmustur.(sanirim buraya kadar mutabiktir herkes)

ama bunu bir takim gunluklere dayandirmak de neyin nesidir! lutfen duyduklarimiz degil okuduklarimiz uzerinden konusalim. (vallaha billaha kisisel bir garezim yoktur. super samimi olmaya calisiyorum) %(

daha once bu forumda bir yerlerde, osmanli devletinde millet bilincinin gelismedigini soylemistim, kimileri de bana acimasizca osmanli'yi kirlettigimi dokturmuslerdi. elmacik bu konuda iyi bir noktaya degindi. vatan elden gidiyor diye degil de din elden gidiyor diye insanlar savasa gittiler. (gerci cephede savasan insanda ne allah korkusu ne baska birsey kalir, tek istedigi canli kalmak olur.. bu da benim yorumum ola) herhalde bugun de ayni sey olurdu...
 

Byones

Öğrenci
Katılım
27 Ekim 2007
Mesajlar
37
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
blind_eagle dedi ki:
Byones dedi ki:
Bence İlk kurşunun nerede sıkıldığını bu haberi yazanda bir araştırsın.
Hadi ya nerde sıkılmış aydınlat bakalım.
idealterror dedi ki:
hocalar,

gene civitiyorsunuz. eger bir seyi biliyor ve bildiginizi iddia ediyorsaniz, onu arastirin  veya aydinlatin denmez, usta usta soylenir o kursun su gun surda su saatte su dusmana karsi sikildi diye. boyle laf sokusmacasi yapamayalim lutfen. bakin siyasi icerikli tartismalari kapanma asamasina getirdiniz.

Birincisi benim lafım buradaki yazanlara değil o yazıyı yazan şahsadır.
İkincisi Kurtuluş Savaşında ilk toplu direniş benim bildiğim Hatay Dörtyolda olmuştur ve Bu direnişin tarihi Hasan Tahsinin atmış olduğu ilk kurşunun tarihinden öncedir. Buradakiler duşmanı su tabancasıyla karşılamadı heralde.
Son olarakta eğer kaynağı beğenmemezlik yapmazsanız, bu sayfada 'İŞGALCİ FRANSIZLAR VE ERMENİLERE KARŞI “İLK TOPLU DİRENİŞ”, “İLK KURŞUN”' ve 'Sonuç' kısmına göz atabilirler.

İsteyen burayada bakabilir.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
@Idealterror, samimiyetinden ötürü çok teşekkür ederim. Malesef sen de benim gibi azınlık(!)sın.

Humeyni'yi kimse Atatürk'ün aletnatifi olarak ortaya koymadı ki zaten. O cahil kızlar da koymadı. "Muş gibi" gösterildi, ki
Fatih ALTAYLI'nın o sorulardaki amacı da buydu. Önemli olan sorunun sorulmasıydı, cevap ne olursa olsun Fatih ALTAYLI amacına ulaşmış olacaktı.

Vahdettin'in bir vatansever olduğunu iddia etmedim. Bazı deliller buna işaret ediyor dedim, zira tarihin o bölümü çok gizli kalmıştır. Ya da gizlenmiştir. Ben bunun zekice bir oyun ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Kısacası Atatürk ve Vahdettin hakkındaki bazı gerçekler asla gün yüzüne çıkmayacak.

Mustafa Kemal'e geniş yetkiler veren Vahdettin için önemli olan ilk admını atılmasıdır, ondan sonra Mustafa Kemal'e güvenmiştir zaten. Yoksa onu bu kadar açık destekleseydi zaten açıkça yapardı herşeyi. Dolayısıyla görevlendirdikten sonra başına ücret koydurmuş olması ancak oyunun bir parçası olabilir. Çünkü bu kadar belli edeceksen, zaten saraya çevrili o toplar seni yerle bir ederdi.

blind_eagle dedi ki:
Elmacik dedi ki:
Eminim bir çoğunuzun Vahdettin ile Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı öncesinde gizli görüşmeleri olduğundan ve görüşmelerin asla gün yüzüne çıkmadığından, yalnız bir kısmının herkesin erişemeyeceği yerlerde olan günlüklerde zikredildiğinden haberi yoktur. Yine Vahdettin'in, Mustafa Kemal'in ittihatçı olduğunu bile bile ona hiç kimseye vermediği kadar yetki vererek Samsun'a ve sair diğer yerlere gönderdiğinden de habersizsinizdir. Zira Vahdettin, Mustafa Kemal'in padişahlık rejimini yıkacağını bildiği halde onunla kişisel olarak görüşmüş ve bu görüşmeler neticesinde onu önemli görevlere getirerek diğer devlet adamlarına vermediği kadar yetkiler vermiştir.

Bu paragrafta bütün yazını çürütüyorsun.Atatürk'ün Vahdettin tarafından gönderilmesinin nedeni onun İstanbul ortamından uzaklaştırılmak istenmesidir.u geniş çevreler tarfından bilinir ve herkes bunu böyle kabul eder.Ona böyle dersen Atatürk Nutuk'un da yazananlarada karşı çıkmış olursun.Ayrıca Vahdettin neden Kurtuluş Savaşı sonunda İngilizlerle birlikte kaçtı???

Bu nasıl çürütüyor benim yazımı? Mustafa Kemal'i İstanbul'dan niye uzaklaştırmak istersin. Biraz analitik düşünelim. Mustafa Kemal'in İstanbul'da hiç bir fonksiyonu yoktu zaten!! Kalması ülke için zararlıydı, gitmesi ve olayı organize etmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Vahdettin'in onu İstanbul'dan uzaklaştırmış olması onu istemediğinden değil, kolayca yakalanabileceği bir yer olan İstanbul'dan düşmana çaktırmadan çıkmasını ve anadoluda olayı organize etmesini sağlamaktı.
 

weak

Öğrenci
Katılım
13 Şubat 2008
Mesajlar
41
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Din elden gidiyor diye savaşmışlar demek yanlışa düşmektir.Çok açıktırki o dönemde Osmanlı Halifesi ve Şeyhülislam tarafaından Mustafa Kemal ve arkadaşlarına karşı düzinelerce ölüm Fetvası verilmiş bu fetvalar gerek yerli işbirlikçiler gereksede İngiliz ve Yunan Casus ve uçaklarınca Anadoluya köy köy yayınlanmışlardır bu konuda Propaganda üstünlüğü Padişah ve İngilizlerden yanadır. Zaten isyanlarda çıkmıştır.
Mustafa Kemal Padişah tarafından etkisiz hale getirilmek istenmiştir bu yüzden Karadenize gönderilmiştir.O dönemi birazcık düşünelim;

1.İktadara ve devlet kademesine tam nüfuz etmiş ülkenin mahfına sebeb olmasına rağmen halen güçlü İttihat çılar ın ülkedeki en üst düzey temsicilerinden biri Mustafa Kemal.
2.Karadeniz işgal bölgelerine uzak ,fakir ,Türk nüfus İşgalcileri değil Rum çeteleri düşünüp kendini koruma gayretinde dış güçlerle uğraşamıyacak kadar meşgul,Yerleşim dağınık ,ulaşım zor.Kısaca isyan başlatıp iç Anadolu yada İstanbula saldırmanın en imkansız olduğu yer.


Vahdettin Atatürk ü Siyasetin en yoğun olduğu yerden uzaklaştırıp destekçi bulmasın tali işlerle meşgul olup huzursuzluk çıkaramasın diye Karadenize gönderdi sevdiğinden değil.
Kurtuluş mücadelesinin Türk tarihçileri ve Türk Tarih kurumu tarafından kabul edilen ilk kurşunu İzmirde Hasan Tahsince atılmıştır.Başkaları daha önce atmış olabilir ama ispatlı isimli tanıklı ön önemlisi kabul edilen budur.
Mustafa Kemal in yaptıklarını küçültmek halkın gözündeki değerini azaltmak için yapılan menfii propagandaya taviz vermeyin.
 

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yıldız'daki görüşme
Atatürk, Yıldız Sarayı'nda yaptığı son konuşmada padişahın kendisine şunları söylediğini naklediyor: "Paşa, paşa, şimdiye kadar bu devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi bu kitaba girmiştir. Bunları unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa devleti kurtarabilirsin!"

1920'de bir konuşmasında Atatürk biraz daha ayrıntı veriyor bu görüşme hakkında:
"İngiliz zırhlılarının toplarını göstererek; 'Görüyorsun ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvurda (hayal etmekte) tereddüde duçar oluyorum... İnşallah millet mütenebbih (aklı başında) ve müteyakkız (uyanık) olur, bu vaziyeti elimeden (kötü durumdan) gerek beni gerek kendini tahlis (kurtarır) eder' dedi."

Tarih kaygısı olmasa ya da sadece kendi siyasi konumunu kuvvetlendirme hesabı yapsa, bu konuşmayı nakletmeyebilirdi Atatürk. Ve kuşkusuz kimsenin haberi de olmazdı. Bu anlatımın ardından getirdiği yorumun yanlış olduğunu söylemek istemiyorum; ama onun Vahideddin'in sözlerini tarihe kaydettirirken, Cumhuriyet'i inşa sorumluluğunu üstlenmiş kadroya da bu sözleri nasıl okumaları gerektiğini söylemiş olması pekâlâ mümkün.

Sultan Vahideddin'in Osmanoğullarının pırıltılı simalarından birisi olduğu kanısında değilim. Ama üzerine iliştirilen 'hain' etiketini hak ettiğini de düşünmüyorum. Milletin gözünde Vahideddin'i küçülterek Atatürk'ü yüceltmeyi düşünmenin ise büyük kurtarıcıyı hafife almak, hatta ona saygısızlık olduğu kanısındayım. Bu tutumun Cumhuriyet'in ilk yıllarında belki anlaşılabilirliği vardı. Ancak günümüzde bu sadece manasız değil zararlı da.

Radikal
 

weak

Öğrenci
Katılım
13 Şubat 2008
Mesajlar
41
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bir ülkenin tek ve mutlak yöneticisi savaşı kaybediyor iyi kötü bir ateşkes anlaşması imzalıyor ama bakıyorki devam eden süreçte amaç barış değil ülkeyi birdaha doğrulamıyacak şekilde parçalamak (yani SERV )bu durumda isyan ederek itiraz ederek en azından onuruyla yok olmak yerine köpekler gibi yalvararak ,minnet ederek yok olmayı seçiyor son anlarında halen tahtını konumunu sarayını korumayı düşünüyor, tarihe en ufak bir itiraz direniş işareti bırakmıyor.(Atatürk delilleri kararttı demeye getirenler Müttefik işgal komutanlığı ve İngiliz Kraliyet Arşivleri ne bakabilir.)
Dünyanın her yerinde bu tip eylemlerde bulunanlara Hain denir. (Örn:Fransız Vichy Hükümeti) tek istisnası hain in işbirlikçilerinin savaşı kazanmasıydı o zaman Konya kadar bi alanda Osmanlı olarak yaşayıp Atatürk e hain diyor olurduk.
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
neyse kissadan hisse, yazi vahdettin'den bahsetmiyor. yazi kizlarin cehlatine dem vuruyor. kizlar icin bunlar fetullahci, bunlar tarikatci gibi seyler de soylemiyor. salak bir sekilde humeyni'yi sevmeyi cahillikle birlestiriyor.

humeyni'yi sevmek cahillik degildir. ama niye humeyni'yi sevdigini sebepleri ile guzel guzel anlatmazsan iste boyle bir duruma dusuluyor.
ulkemizde nice ataturkcu dusunceliler var. ama onlar da niye ataturk'u sevdiklerini anlatamazlar. iste boyle birseydir cehalet.
 

mozasur

Asistan
Katılım
8 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
kardeş neden insanları bu şekilde eleştiriyorsunuz anlamıyorum isteyen istediğini sevsin isteyen hitleride sevsin atatürküde bu kişisel bişey bence bunda bir cahillik göremiyorum cahillik bu değildir cahillik bildiğin halde yani doğruyu bildiğin halde hala bile bile yanlışı yapıyorsan cahillik işte bu hemde kara cahillik cahilliğin tarifi budur okumuş ya da okumamışta değil cahilliğin en güzel tanımı bildiği halde bile bile yanlışı yapmadır.
 

elmor

Öğrenci
Katılım
23 Haziran 2008
Mesajlar
11
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
O ahmakları bende izledim, bunların gerçekten namusu şerefi ve dini gereği başörtüsü takan (Türban değil) insanların fikirlerini yansıtan hiçbişey göremedim. Fatih Altaylı denen gohgohçuda iyi verdi gazı. Kızda dayanamadı ve içindeki geçmişte cemaat yuvalarında öğrendiği ne kadar ahmak hikaye varsa kustu. Hatta bi ara Fatih Altaylı denen ne idüğü belirsi şahıs kızın birine şu soruyuda sordu;

- Peki şeriat gelmesini istiyormusunuz ?

Kızın ilk yanıtından yine ahmakça ve bazı kesimleri felaket tahrik edecek cinsten bir yanıt vereceğinin ilk işaretlerini taşıyordu;

- Şeriat derken neyi kastediyorsunuz ? Şeriatın birkaç anlamı var.

Kızın bu yanıtı beni yerlerde sürükledi, zira;

-Anne ocakta yemeği unutmuşsun

dediğinizde

-Hangi ocakta kızım, fırın olarakmı yoksa ay olarakmı ocak diyorsun, ocak'ın kaç tane anlamı var

gibi ahmakça bi cevaptı. Soruyla ne sorulmak istendiğini anlıyor bu ahmak kızımız ama ahmakça ve kurnazca bir cevap vereceğini umduğu için bu şekilde veriyor. Bu trajikomik soruya yine trajikomik cevabı veren yalnızca bu ahmak kızımız değil, yılların eskitemediği çılgın bakire Nazlı Ilıcak ve aczimendi bozuntusu Abdurrahman Dilipak denilen el kaide tipli müslümandan bozma şeriat şakşakçısıda zaman zaman tv lere çıkıp malum souya malum yanıtı vriyorlar. Sonuçta bunlar gibi müslümanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan kızlarımız ve kadınlarımız bunların temsil edildiği kişilermiş gibi gösterilip toplumdan zorla uzaklaştırlıyorlar. Allah bizi bunlar gibi sahte müslümanlardan her zaman korusun.
 

-pH+

Öğrenci
Katılım
23 Haziran 2008
Mesajlar
40
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
@Elmacik,

Sanıyorum ki çok şey biliyorsun. Ben sana hayır bu böyle değil demeyeceğim. Hani belli ki Yılmaz Özdil yalan yanlış yazmış ya; bilgi düzeyinin nereye dayandığını, yazdıklarının kaynağını öğrenebilirmiyim?

Ekliyorum: O zamanın diniyle şu zamanın dinini bir tutamazsın, tutarsan da yanılgıya düşersin. Eminim ki bu kızlarımızın tarihi bilgilerinin olduğu gibi dini bilgileri de üst düzeydedir...
 
Üst