Mesîh ve Mehdî ile alakalı hadis-i şerifler ve ümmetin kabulü esas alınınca nüzûl-ü Îsâ'ya (Hz. İsanın tekrar yeryüzünü gelişine) ve zuhur-u Mehdî'ye (Mehdinin ortaya çıkışına) inanmak Efendimiz (sav)'e îtimadın ve güvenin ifadesidir denilebilir.
Cenâb-ı Hak, rahmetinin eseri olarak her bir fesad-ı ümmet zamanında (müslüman toplulukların bozulmaya uğradığı dönemlerde) bir muslih, (ıslah edici) bir müceddid, (dini yenileyep aslına döndüren) bir halife-i zîşan, (İslam topluluğuna lider bir kişi) bir kutb-u âzam, (zamanının en büyük dini lideri) bir mürşid-i ekmel (üstün bir yol gösterici) ya da bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip (bozulmayı önleyen) milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (İslamı) muhafaza buyurmuştur.
Bu hususu (konuyu) nazara veren (ilgilere sunan) ve siyaset sahasında Mehdî-i Abbâsî, (başarılı kişiler için bir benzetme olarak kullanılır) diyanet âleminde Gavs-ı Âzam, (zamanının en büyük alimi, Abdulkadir Geylani) Şâh-ı Nakşibend, (Nakşibendiliğin kurucusu, Muhammed Bahauddin) aktâb-ı erbaa (dört ünlü ehli sünnet alimi olarak bilinen kişiler) ve oniki imam (Hz. Alinin soyundan gelen oniki halife) gibi zatları misal gösteren Bediüzzaman der ki, Madem O'nun âdeti öyle cereyan ediyor, (işliyor) âhir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, (gerektiğinde ayet ve hadislerden hüküm çıkaran bir alim) hem en büyük bir müceddid, (dini yenileyici) hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, (insanlara doğru yolu gösteren)hem kutb-u âzam (zamanının en büyük dini lideri) olarak bir zât-ı nuranîyi (nurlu bir şahsı) gönderecek ve o zat da ehl-i beyt-i Nebevîden (Hz. Peygamber (sav)in soyundan) olacaktır. Bediüzzaman, Mehdî ile alakalı hadislerin zayıf (doğruluğu şüpheli) olduğu iddiasına karşı da, Hangi mesele var ki, bazı kitaplarda ona ilişilmesin? Hattâ İbn-i Cevzî gibi büyük bir muhaddisin (hadis uzmanının) bazı sahih ehâdîse (doğruluğu net olan hadislere) mevzu (manası yanlış hadis) dediğini, alimler taaccüple (şaşkınlıkla) nakletmişler. Hem her zayıf veya mevzu hadîsin mânâsı yanlıştır demek değildir.
Boyunduruk Yere Konduktan Sonra
İnsanımızla beraber hepimizin ümidi çok kavidir (kuvvetlidir). Resulu Ekrem (sav)e itimadımız (güvenimiz) vardır. Ümmetin başında sahabe ikrama işarette bulunan kainatın efendisi (sav) ahirinde (son zamanlarında) boyunduruk yere konduktan sonra (çaresiz kalındıktan sonra) kaldıracağı müjdesini çoktan vermiştir. Dinin yeniden hayatlanacağının, canlanacağının ve bütün alemde LailaheillAllahMuhammedenResulullah yeniden mevceleneceğini (dalgalanacağını) ifade buyurmuşlardır, doğru söylemişlerdir.
Kaynak
Hz. Mehdi Peygamber Soyundan Olacaktır
Mehdî ile alakalı hadis-i şeriflere de iki örnek vermek yerinde olsa gerektir: "Mehdî bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede zafere erdirecektir. Mehdî, Fatıma evlâdındandır" (İbn Mâce, Fiten, 34; Dârimî, Mehdî, 1). "Dünya hayatının sona ermesine bir gün bile kalsa, Allah zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak Ehl-i beytten birini gönderecektir" (Ahmed b. Hanbel, II, 117-118).
Cenâb-ı Hak, rahmetinin eseri olarak her bir fesad-ı ümmet zamanında (müslüman toplulukların bozulmaya uğradığı dönemlerde) bir muslih, (ıslah edici) bir müceddid, (dini yenileyep aslına döndüren) bir halife-i zîşan, (İslam topluluğuna lider bir kişi) bir kutb-u âzam, (zamanının en büyük dini lideri) bir mürşid-i ekmel (üstün bir yol gösterici) ya da bir nevi mehdî hükmünde mübarek zatları göndermiş, fesadı izale edip (bozulmayı önleyen) milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (İslamı) muhafaza buyurmuştur.
Bu hususu (konuyu) nazara veren (ilgilere sunan) ve siyaset sahasında Mehdî-i Abbâsî, (başarılı kişiler için bir benzetme olarak kullanılır) diyanet âleminde Gavs-ı Âzam, (zamanının en büyük alimi, Abdulkadir Geylani) Şâh-ı Nakşibend, (Nakşibendiliğin kurucusu, Muhammed Bahauddin) aktâb-ı erbaa (dört ünlü ehli sünnet alimi olarak bilinen kişiler) ve oniki imam (Hz. Alinin soyundan gelen oniki halife) gibi zatları misal gösteren Bediüzzaman der ki, Madem O'nun âdeti öyle cereyan ediyor, (işliyor) âhir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, (gerektiğinde ayet ve hadislerden hüküm çıkaran bir alim) hem en büyük bir müceddid, (dini yenileyici) hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, (insanlara doğru yolu gösteren)hem kutb-u âzam (zamanının en büyük dini lideri) olarak bir zât-ı nuranîyi (nurlu bir şahsı) gönderecek ve o zat da ehl-i beyt-i Nebevîden (Hz. Peygamber (sav)in soyundan) olacaktır. Bediüzzaman, Mehdî ile alakalı hadislerin zayıf (doğruluğu şüpheli) olduğu iddiasına karşı da, Hangi mesele var ki, bazı kitaplarda ona ilişilmesin? Hattâ İbn-i Cevzî gibi büyük bir muhaddisin (hadis uzmanının) bazı sahih ehâdîse (doğruluğu net olan hadislere) mevzu (manası yanlış hadis) dediğini, alimler taaccüple (şaşkınlıkla) nakletmişler. Hem her zayıf veya mevzu hadîsin mânâsı yanlıştır demek değildir.
Boyunduruk Yere Konduktan Sonra
İnsanımızla beraber hepimizin ümidi çok kavidir (kuvvetlidir). Resulu Ekrem (sav)e itimadımız (güvenimiz) vardır. Ümmetin başında sahabe ikrama işarette bulunan kainatın efendisi (sav) ahirinde (son zamanlarında) boyunduruk yere konduktan sonra (çaresiz kalındıktan sonra) kaldıracağı müjdesini çoktan vermiştir. Dinin yeniden hayatlanacağının, canlanacağının ve bütün alemde LailaheillAllahMuhammedenResulullah yeniden mevceleneceğini (dalgalanacağını) ifade buyurmuşlardır, doğru söylemişlerdir.
Kaynak