Hayata düşülen 'NOTLAR'

Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Bismillahirrahirrahmanirrahîm!

Allah utandırmasın diyerek başlıyorum.

Konumuz, "Hayata düşülen NOTLAR"

Bazen komik, bazen trajikomik... bazen de hüzün veren kareler üzerine yapılacak yorumlar, düşülecek notlar üzerine tasarlanmış bir konu bizimki...

enteresan, ironik... hayatımızın farklı vechelerine bakan muhtelif konular, mevzular işte...

aslında ağır bir işe soyunduk, başarabilir miyiz?...

inşaallah diyelim, dualarınız ve yardımlarınızla uzun soluklu ama her zaman uğramak isteyeceğinize inandığım bir "molacafe" olabilmesi dileğiyle...

****

ve ilk konumuzu bir haber olarak açalım.



[h=1]Çöpten yiyecek toplayan 'anne'[/h]
120520131132104263453.jpg


Zonguldak’ın Kdz. Ereğli ilçesinde çöpten bulduğu sebze ve meyveleri minik çocuğu ile birlikte toplayan annenin verdiği ekmek kavgası Anneler Günü'nün kutlandığı bugünde yürekleri dağladı.

Özel bir firmaya ait marketin çöp konteynırını mesken tutan annenin, kucağındaki çocuğu yere bırakarak, çöpe atılan sebze ve meyveleri toplaması yürekleri burktu. Vatandaşların şaşkın bakışlarına aldırış etmeden çöpten yiyeceğini toplayan fedakar anne, topladığı yiyecekleri yanında getirdiği poşetine doldurdu.

kaynak

Anneler günün kutlu olsun sevgili annem!
hani ironi demiştik ya, tam da anneler gününde...
daha ötesi bir yoruma gerek kalmadan ve uzatmadan...
gününüz aydın, işleriniz bereketli olsun.
sevgiyle muhabbetle kalın.
 

Rint

Profesör
Katılım
8 Nisan 2013
Mesajlar
1,657
Reaksiyon puanı
360
Puanları
263
Halkının açlığını göremeyen bir devletimiz var Allah onlardan razı olsun :)

Biz fakirlere yardım etmek istemiyoruz biz fakirliğin bitmesini istiyoruz!

Düşünce farklılığı buradan kellidir...
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Ölmeden önce kocasına eş arıyor[/h]
1aaf464bd7f1ec371.jpg



Batman'da hastalığı nedeniyle hayati tehlikesi bulunan 34 yaşındaki kadın, kocasına eş, çocuklarına anne arıyor...


Batman'da beynindeki tümör ve epilepsi hastalığı nedeniyle hayatından endişe eden 34 yaşındaki 4 çocuk annesi Kıymet Nilüfer, ölmeden çocuklarına ve eşine bakabilecek iyi bir üvey anne arıyor. Nilüfer, 'Hayattaki en değerli varlığım olan çocuklarımın geleceği için onlara iyi annelik yapabilecek birini arıyorum' dedi.

Petrolkent Mahallesi 2814 Sokak No 6'da ikamet eden Nilüfer ailesinin dramı yürekleri sızlatıyor. Yıllardır beyninde tümör ile yaşayan genç kadın, epilepsi hastalığına da yakalandı. Ankara'nın Hacettepe Üniversitesi'nde üç ayda bir tedavi görmesi gereken genç kadın, maddi durumları iyi olmadığı gerekçesiyle tedavisini yarım bıraktığını söyledi. Hastalığının gün gün ilerlediğini ifade eden anne Kıymet Nilüfer, 'Eşim inşaatlarda çalışıyor ama kazandığı para ancak karnımızı doyuruyor. Her ay tedavi için Hacettepe'ye gitmem gerekiyor. Bütçemizin kısıtlı olması nedeniyle gidemiyorum. Bu nedenle yetkililerden uzanacak yardım elini bekliyorum' dedi.

Beynindeki tümör nedeniyle dayanılmaz ağrılar çektiğini belirten Kıymet Nilüfer, 'Beyinde bulunan tümör nedeniyle biri açık olmak üzere dört defa ameliyat geçirdim. Ankara'da üç ayda bir tedavi olmam gerekiyordu. Maddi imkansızlıklar nedeniyle üç defa gidebildim. Beynimde bulunan tümörün haricinde epilepsi hastalığına da yakalandım. Geçirdiğim ameliyatlar sırasında sinir damarlarımın da zedelendiği söylendi. Kullandığım ilaçlarım da ağrılarımı dindirmiyor. Ağrılarım şiddetlendi mi kendimden geçiyorum. Tarifi olamayan ağrılar yüzünden düştüğüm durumu kimseye anlatamam. Allah böyle bir hastalığı düşmanıma vermesin' dedi.


"Çocuklarım hayatta mıyım diye kontrol ediyor"

Uyuduğu zamanlarda çocuklarının başucuna gelip, yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiklerini kaydeden anne Nilüfer, 'Yaşları 7 ile 14 arasında 4 çocuğum var. Beynimdeki tümör nedeniyle başlayan ağrılarımı gören çocuklarım oldukça üzülüyor. Bazı zamanlar ağrılarım nedeniyle uzanıyorum. Çocuklarım kulaklarını ağzımın önüne verip nefes alıp almadığımı kontrol ediyorlar. Öldüğümü zannediyorlar. Böyle bir acının tarifi yapılmaz. Çocuklarım hayattaki en değerli varlıklarımdır. Onların bu duruma şahit olması beni çok üzüyor. Çocuklarımın da psikolojileri bozulmuş' dedi.

Son zamanlarda ağrılarının gitgide çoğaldığını ifade eden anne Kıymet Nilüfer, 'Çocuklarıma iyi bakamıyorum, ilgilenemiyorum. Her geçen gün ağrılarım artıyor. Bu nedenle çocuklarımı iyi annelik yapabilecek birine emanet etmeyi düşünüyorum. Güvenebileceğim bir insan arayışı içerisindeyim. Bunu kendi ellerimle yapacağım. Çünkü hayatımdan endişe ediyorum' diye konuştu.


"Kocam her şeyini tedavi için harcadı"


Yakalandığı hastalıktan bu yana eşinin kendisine çok destek olduğunu belirten Kıymet Nilüfer, 15 yıllık eşinin kendisi için büyük fedakarlık yaptığını ifade etti.

Eşinin asgari ücretle çalıştığını dile getiren anne Nilüfer, 'Kocamın neyi varsa tedavim için harcadı. Ama artık tedaviye harcayacak paramız kalmadı. Eşim inşaatlarda çalışıyor. Kazandığı para ile ancak çocuklarımızın masraflarını ve karnımızı doyuruyoruz. Eşim elinden gelenin en iyisini yapıyor. Çoğu zaman da çaresiz kalıyor. Asgari ücret ile 6 nüfus zar zor geçiniyoruz' dedi.

Oturdukları evin kendilerine ait olmadığını söyleyen anne Nilüfer, evlerinin çok rutubetli olduğunu, bunun da hastalığını tetiklediğini ifade etti. Nilüfer, evlerinde sağlıklı birinin bile oturabilmesinin tehlikeli olduğunu belirterek, rutubet nedeniyle evlerinin sağlıksız olduğunu söyledi.


"Annem iyileşsin istiyorum"

Annesinin yakalandığı hastalıktan en kısa sürede kurtulmasını isteyen 12 yaşındaki Leyla Nilüfer, 'Annem gözlerimin önünde gün gün eriyor. Tedavisinin karşılanması için paraya ihtiyacımız var. Anneme bir şey olsun istemiyorum. Yetkililerden annemin sağlığı için yardım istiyorum' diyerek yetkililerden yardım istedi.

kaynak


hayata düştüğümüz bir başka not bugün...
Anadolunun ücra bir köşesinden.

Zenginleşen, hatta IMF'ye borç verecek hale gelen bir ülkenin manzarası...
bişeyler eksik bu ülkede ya, sözün bittiği yerdeyim.
 

Kurşun Kalem

Profesör
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,593
Reaksiyon puanı
58
Puanları
228
Abi fena başlamışsın. Bunlar yürek burkan notlar olmuş.

Yalnız bir konuya değinmek isterim. Bursa'da yaşadığım mahalde, mahalle kadınları çöpten bir şeyler topluyorlar. Bazılarını tanıyorum. Maddi durumları fena değil. Merak ettim ne iş? Sebzelerin sağlam olanları toplanıyor, turşu yapılıyor. Bazısı kartonları satıyor. Eğer ganimet çoksa, bir araya gelinip pazarda satılıyor, toplanılan para paylaşılıyor.
Bunu meslek haline getirmişler. İşin bu yanı da var malesef.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Abi fena başlamışsın. Bunlar yürek burkan notlar olmuş.

Yalnız bir konuya değinmek isterim. Bursa'da yaşadığım mahalde, mahalle kadınları çöpten bir şeyler topluyorlar. Bazılarını tanıyorum. Maddi durumları fena değil. Merak ettim ne iş? Sebzelerin sağlam olanları toplanıyor, turşu yapılıyor. Bazısı kartonları satıyor. Eğer ganimet çoksa, bir araya gelinip pazarda satılıyor, toplanılan para paylaşılıyor.
Bunu meslek haline getirmişler. İşin bu yanı da var malesef.


eyvallah sevgili kurşun kalem, teşekkür ederim abim.
bu çöpten ekmek, meyve toplayanlar yeter ki ihtiyaç sahibi olmasın, durumları iyi olsun... ben yanılmaya, aldanmaya razıyım...
mesela sizin yahut benim eşim gidip çöpten bişey almaz, aklına bile getirmezler.
bu insanlar da eğer durumları çok çok iyi olsaydı eminim buna tenezzül etmezlerdi diye düşünüyorum.
ama bu ülkede olmaz diye de bişey yok elbet, ama dediğin doğru bile olsa buna sevinirim, mutlu olurum.
çünkü ne zaman böyle bir manzara görsem içim burkulur, sanki onun hesabını Rabbim benden soracakmış gibi korkarım, mutazarrır olurum.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Zirveyi hissettim[/h]
120520130049040964252.jpg



Doğuştan görme engelli kayakçı Ağrı Dağı'nın zirvesine tırmandı...

Kayakla zirveye çıkmak için Avusturya'dan gelen Andy Holzer, bu alanda bir ilke de imza attı. 46 yaşındaki sporcu deniz seviyesinden 5 bin 137 metre yükseklikteki zirveye tırmandıktan sonra, "Kayarken önümdeki kayakçının sesli komutlarına uyuyorum. Zirveyi göremesek de onu hissetmek muhteşem" dedi.


kaynak


bugün hayatımıza düşen çarpıcı bir başka not...
gören gözlere inat, taa avusturyadan gelip ağrı dağının zirvesine tırmanmak... hemi de gözleri görmediği halde!
şu adamdaki azim ve irade karşısında şapka çıkarıyorum! (şapkam yok ama, lafın gelişi :) )
 

Elbruz46

Müdavim
Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,938
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
eyvallah sevgili kurşun kalem, teşekkür ederim abim.
bu çöpten ekmek, meyve toplayanlar yeter ki ihtiyaç sahibi olmasın, durumları iyi olsun... ben yanılmaya, aldanmaya razıyım...
mesela sizin yahut benim eşim gidip çöpten bişey almaz, aklına bile getirmezler.
bu insanlar da eğer durumları çok çok iyi olsaydı eminim buna tenezzül etmezlerdi diye düşünüyorum.
ama bu ülkede olmaz diye de bişey yok elbet, ama dediğin doğru bile olsa buna sevinirim, mutlu olurum.
çünkü ne zaman böyle bir manzara görsem içim burkulur, sanki onun hesabını Rabbim benden soracakmış gibi korkarım, mutazarrır olurum.


Benzer bir durum bizim burada da var. İlçemizdeki en güzel binalardan birisi bu şekilde çöpten kağıt vs toplayan birine ait. 4 katlı gayet lüks bir apartman, Sadece dairelerin kirası ile bir kişi tüm devlet memurlarından daha rahat bir şekilde yaşar.

Adam bu çöp işini bıraksa sadece kira geliri ile ömrünün sonuna kadar rahat rahat yaşar.

Peki adam ne yapıyor çöplerde kağıt vs toplamaya devam ediyor.
Adamın toplumda hiç bir saygınlığı yok, bir yere girse gel buyur şuraya otur diye kimse yer göstermez.
Yani adamda para var imkan var ama toplumda bir değeri bir yeri yok, parası ona saygınlık katmıyor çünkü çöplerde geziyor.

O adamın hali benim çok garibime gidiyor...
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Babasını ve ablasını kiralık katil tutarak öldürttü[/h]
150520130809269134145.jpg



Çin’de bir lise öğrencisi, babası ve ablasını kiralık katil tutarak öldürmekle suçlanıyor.

Çin basını, gencin babası ve ablasının kendisine ders çalışması için çok fazla baskı yaptığından şikayetçi olduğunu yazdı.

Polis, liseli gencin yanı sıra bir başka kişiyi daha gözaltına aldı. Haberlere göre genç, kiralık katilleri internet üzerinden buldu.

Çin’de ‘gaokao’ adı verilen üniversiteye giriş sınavları, ebeveynlerin çocukları üzerinde çok fazla baskı kurmasına yol açıyor.


kaynak


hayatımıza notlar bugün Çin'den düştü!
hem de ne haber...
Çinli veledin yaptığına bakın.
umarım dışarıda gördüğünü taklit etmeye yeltenen bizim veletler okumaz bu haberi.
ebeveynler hayatınız tehlikede!:laugh:
 

Artvincenter

Profesör
Katılım
11 Nisan 2013
Mesajlar
2,765
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
Babasını ve ablasını kiralık katil tutarak öldürttü


150520130809269134145.jpg



Çin’de bir lise öğrencisi, babası ve ablasını kiralık katil tutarak öldürmekle suçlanıyor.

Çin basını, gencin babası ve ablasının kendisine ders çalışması için çok fazla baskı yaptığından şikayetçi olduğunu yazdı.

Polis, liseli gencin yanı sıra bir başka kişiyi daha gözaltına aldı. Haberlere göre genç, kiralık katilleri internet üzerinden buldu.

Çin’de ‘gaokao’ adı verilen üniversiteye giriş sınavları, ebeveynlerin çocukları üzerinde çok fazla baskı kurmasına yol açıyor.


kaynak


hayatımıza notlar bugün Çin'den düştü!
hem de ne haber...
Çinli veledin yaptığına bakın.
umarım dışarıda gördüğünü taklit etmeye yeltenen bizim veletler okumaz bu haberi.
ebeveynler hayatınız tehlikede!:laugh:

Olaya bak ya ablası ne güzel birşey istiomuş okumayıp anlaması lazım ablasının dediğini :/
 

friendly

Müdavim
Müdavim
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,873
Reaksiyon puanı
671
Puanları
3,293
Parayı nasıl bulmuş kiralık katil için
Bi de internetten nasıl bulmuş gerçekten ilginç
 

Artvincenter

Profesör
Katılım
11 Nisan 2013
Mesajlar
2,765
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
Parayı nasıl bulmuş kiralık katil için
Bi de internetten nasıl bulmuş gerçekten ilginç
Neleri var abi bu internette hep farklı ortam arayışından oluyor bunlar annenin babanın yani gibi sıcak güzel bir ortam bulamaz ama işte zamanla anlıyo.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]13 kişilik aileyi ölümden kurtardı[/h]
160520131125428507337.jpg


Mardin'in Kızıltepe İlçesi'ne bağlı Taşlıca Köyü'nde, önceki gün sağanak yağış nedeniyle yıkılmak üzere olan kerpiç evde uyuyan 13 kişilik Korkut Ailesi, çoban köpeğinin havlamasıyla yıkılan evin altında kalmaktan son anda kurtuldu.

BİR KAÇ SANİYE SONRA TAMAMEN ÇÖKTÜ
Kızıltepe'ye bağlı Taşlıca Köyü'nde, önceki gün sabah saatlerine doğru başlayan sağanak yağmur, az daha 13 can alıyordu. 13 kişilik Korkut Ailesi'nin yaşadığı kerpiç ev, yıkılmak üzereyken dışarda bekleyen çoban köpeğinin havlamasıyla ölümden kurtuldu. Köpeğin havlamasına uyanan evin reisi Mehmet Korkut, hırsız olabileceğiyle önce evin etrafında dolaştı. Kimseleri göremeyen Korkut, evin kerpiç duvarının tamamen ıslandığını ve yukardan kerpiç parçalarının düşmeye başladığını görünce, eve koşarak aile fertlerinin dışarı çıkmasını sağladı. Herkes çıktıktan bir kaç saniye sonra ise toprak dam ve kerpiç duvarlar tamamen çöktü.

ic.jpg


HAYATLARINI KÖPEĞE BORÇLULAR
Hayatta kalmayı yıllardır besledikleri çoban köpeğine borçlu olduklarını belirten Mehmet Korkut, "Köpeğin havlamasıyla uyandım. Önce yabancı biri var, ya da hırsız olabileceğini düşündük. Ancak evin etrafında gezerken damdan, kerpiç ve çamur parçalarının düştüğünü gördük. Bunu görünce hemen çocuklarımı ve eşimi uyandırıp, kendimizi dışarı attık. Köpeğin havlaması ve ardından bizim bağrışmalarımızla komşular da yardıma koştu. Yeni evlendirdiğimiz oğlumuzun çeyizlik eşyalarının bir bölümünü komşularla birlikte çıkardık. Ancak eşyalar zarar gördü. Çamaşır makinesi, buzdolabı, fırın, televizyon, dolap vardı, bunlar zarar gördü. 10 yıldır bu evde yaşıyorduk. Kerpiçti ama bize yetiyordu. Şimdi artık o da yok, yetkililerden yardım bekliyorum" dedi.

CANIMIZI ZOR KURTARDIK
Mehmet Korkut'un kızı Çiğdem Korkut ise, "Havlama sesini sonradan duydum. Babam bizi uyandırınca köpeğimiz havlamaya devam ediyordu. Babam uyandırdı evden dışarı çıktık o sırada damımızdan çamur akıyordu. Canımızı zor kurtardık. Sonra komşuların yardımıyla eşyalarımızı çıkarmaya çalıştık" diye konuştu.

kaynak


bu haber sıradan bir haber gibi görülebilir muhtemelen.
ne ki, bu haberi burada paylaşmamın bir sebebi var.

insanlar ölümden bir köpeğin havlamasıyla kurtulduğunu söylüyor.
kendilerini bu köpeğin kurtardığını söylüyor.

halbuki bir köpek insanlar kurtulsun diye havlamaz, bunu akıl edemez.
kaldı ki birazdan ne olacağını bir köpek nasıl bilebilir ki!

demem o ki, eğer bu aile sağlam bir islami terbiye alabilmiş olsaydı bir köpeğin kendilerini kurtaramayacağını bilir, asıl kendilerini yüce Allah'ın kurtardığını, ama o köpeği vesile kılarak kurtardığını bilir ve böyle ifade edebilirlerdi.

başımıza birşey geldiğinde bu sebeplerden değil, Allah Tealadan olduğunu idrak etmeden tam ve hakiki iman etmiş olmuyoruz, olamıyoruz işte...

Allah Tealayı, onun kudretini, şanını, ilmini... herşeyiğle kavrayıp idrak etmedikçe, onu hakiki vechesiyle kavrayıp ona göre itikadımızı tanzim etmedikçe ne ibadetlerimizin, ne nüfus cüzdanında müslüman diye yazmasının pek de bir önemi, ehemmiyeti kalmayacaktır.

şu mübarek regaib gecesinde Rabbim cümlemize sahih bir imanı, muhlis bir itikadı nasip eylesin.

hayatımıza düşen bu son not ile beraber gecenizi kutluyorum, en emin olana emanet olun, sevgiyle, muhabbetle kalın.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Eğlence olsun diye yetim çocukları dövdüler!


180520131300267719015_2.jpg



Rusya'daki bir yetimhanede bakıcılara eğlence olsun diye şiddete uğrayan çocukların görüntüsü tüm dünyayı ayağa kaldıracak cinsten.


Rusya'da geçtiğimiz aylarda internete düşen görüntülerde, bir bebek bakıcısının uyguladığı şiddet kameralara yansımış ve bakıcı hakkında işlem yapılarak hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bu seferki görüntüler ise daha dehşet verici cinsten, şiddetin uygulandığı yer ise yine Rusya. Bir yetimhanede çekilen görüntüler insanın kanını donduruyor. Yetimhanede görevli bakıcı kadınlardan birinin çocukları sıraya dizdiği ve tek tek eline alarak tekme, tokat ve kemerle şiddetli şekilde darp ettiği görülüyor. Çocukların yaşlarının 6 ila 10 arasında olduğu gözlemlenirken, bakıcı şiddeti bununla da sınırlı kalmıyor.

YATARKEN BİLE DAYAK

Yine aynı yetimhanede çekildiği gözlemlenen ve yetimhanenin bakıcılarının küçük çocukları yattıkları yerden hatta yemek yiyecekleri sırada mutfaktayken bile şiddetli şekilde dövdüğü görülüyor. Çocuklar çığlıklar içinde bakıcıların elinden kurtulmaya çalışırken cani bakıcılar ise dövdükleri çocuklardan birini bırakıp bir diğerini dövmeye başlıyor...

kaynak


[video=youtube;34G2NeO5_hs]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=34G2NeO5_hs&oref=h ttp%3A%2F%2Fwww.youtube.com%2Fwatch%3Ffeature%3Dpl ayer_embedded%26v%3D34G2NeO5_hs&has_verified=1[/video]


haberi ve görüntüleri izlediniz.
"zevk için yetim çocukları dövmek!"

bu ülkede her gün yüzlerce binlerce günah işlenir, zulüm irtikâp edilir...
kul hakkına terettüp edilir, kan dökülür...

ama bu ülkenin en zalim olanı bile, en kaatil olanı bile...
asla bir yetimi zevk olsun diye dövmez, işkence etmez.

etmez, çünkü... hiç yaşamasa da, tarafına dahi uğramasa bu insanlar müslümandır.
müslümanlığın zerre kadar izi, tozu bulaşmış hiç kimse böylesi aşağılık bir zulme rıza göstermez.

müslümanlık ile bizi şereflendiren, onurlandıran büyük Allah'ım, sana sonsuz şükürler olsun, hamd-ü senalar olsun.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
hayata düşen ilginç notlardan biri daha...

Bizim Holding’e ziyarete geldiğinde merhum Özhan Canaydın’dan dinlemiştim ilk, sahada fırtına gibi esen Frank Ribery’nin özel hayatında nasıl anlaşılmaz biri olduğunu.

Özhan Başkan, Fransız futbolcu ile ilgili bir anektot anlatırken, “Ribery paranın hesabını bilmez. İnanmayacaksınız ama o bütün parasını yatağının altında saklar, bankaya koymaz!” demişti.

Özhan Başkanı dinlerken donup kalmıştım, “Bu devirde böyle biri olur mu?” diye.

Alman medyasından öğrendim ki, o Ribery dünyayı gönlünden çoktan çıkarmış.

Parasını banka yerine yatağının altında saklamasının sebebi başka; faizden kaçıyor.

O kadar samimi ki, kulübü Bayern Münih’in yöneticilerini de öyle etkilemiş ki, Allianz Arena Stadı’nın içine bir cami yaptırma kararı aldırtmış.

Ribery’deki ihlâsa ve Almanlar’daki anlayışa bakın...

Bizim ülkemizde kazara bir futbolcu böyle bir taleple gelse, “İrtica hortladı” diye ülke ayağa kalkar!

Ahh, benim kavanoz dipli dünyam!



yazar zaten yapmış yorumunu, ilave edecek bişey yok.
sahiden ibretlerle dolu önemli bir not diye düşündüm.

müslümanlığın sadece cami içinde olduğunu zannedenler için ribery'den harika bir ders.

sağolasın ribery, bugün hayatımıza düşen değil, şereflendiren, onurlandıran altın bir ayna oldun, binler teşekkür ediyorum sana, mü'min kardeşim.
 

mustang

Dekan
Katılım
30 Ekim 2008
Mesajlar
8,662
Reaksiyon puanı
34
Puanları
228
İslam ile Ribery gibi sonradan,şereflenen Müslümanlar daha bir Dinimize sıkı sıkıya bağlı oluyorlar.Biz ise faiz gibi kesin yasaklanmış bir günahı fütursuzca işleyebiliyoruz.Adınada çağa ayak uydurmak diye koyuyoruz maalesef.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Hangisi katil?

İkinci Dünya Savaşı sırasında Stalin yönetiminin acımasız baskılarına dayanamayan bir grup Azeri Türk'ü, 'öz kardeş' saydıkları Türkiye'ye sığınmaya karar verip yola çıkıyorlar (1945). Can pazarı bir kaçış yolculuğundan sonra Aras Nehri'nin üzerinde bulunan Boraltan Köprüsü'nü (Iğdır) geçiyorlar ve Türk sınır karakoluna sığınıyorlar.

146 Azeri Türk'ü kurtuluşun tarifsiz sevincini yaşıyorlar. Başka Karakol Komutanı olmak üzere Mehmetçikler, Azeri kardeşlerini bağırlarına basıyor, ekmeklerini onlarla bölüşüyor, yataklarını ikram ediyorlar. 146 soydaşın hayatlarını kurtardıklarını düşünerek onlar da mutlu oluyor.

Sevinmekte acele ettikleri kısa bir süre sonra anlaşılıyor. Zira Karakol Komutanı'nın üstlerine yazdığı mektuba gelen şifreli cevap, inanılmaz bir 'kara haber'dir:

'Karakolunuza sığınan Azerileri derhal Sovyet yetkililerine teslim edin!' Komutan bu işte bir yanlışlık olduğunu düşünüyor. İnsan, öldürüleceğini bile bile kardeşini düşmana teslim eder mi? Buna vicdan dayanabilir mi? Daha tafsilatlı olarak durumu bir kez daha bildiriyor, fakat gelen cevap aynıdır: 'Derhal teslim edin!' 'Derhal teslim edin, yoksa vatana ihanetle yargılanacaksınız.'

Azerilerin lideri Karakol Komutanı'na yalvarıyor: 'Bizi siz kurşuna dizin, ama Moskof'a teslim etmeyin. Öleceksek, ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı Anadolu topraklarında ölelim.'

Komutan ağlıyor, askerler ağlıyor, Azeriler ağlıyor... Ankara'daki yöneticiler ise, Stalin'le aralarında bir pürüz olmaması için soydaşlarını kurban etmeye çoktan karar vermişlerdir. 'Milli Şef' İsmet İnönü şöyle buyurmuştur: 'Sovyetler Birliği ile aramızda bir pürüz istemiyorum. Bir daha böyle küçük meselelerle beni meşgul etmeyin.'

Çaresiz kalan Karakol Komutanı, 'Bizi siz kurşuna dizin' diye yalvararak ağlayan 146 Azeri'yi gözyaşları içinde Kızılordu görevlilerine teslim ediyor.

Boraltan Köprüsü'nün bir ucu Türk toprağında, bir ucu Sovyet toprağındadır. Azeri kafilesi, Boraltan Köprüsü'nü yarıladıkları sırada, karşıdan yaylım ateşe tutuluyorlar.

Buna rağmen, çoğunun son sözleri, 'Yaşasın Türkiye' oluyor. Hepsi ölüyor.



yazının son paragrafını almadım. zira siyasi içerik yasağına takılmak istemedim.
ama bu hazin hikayeyi de burada paylaşmadan edemedim.
hayatımıza bugün düşen not tarihten geldi,
mevlam bu acıları bir daha yaşatmasın bu millete...

ben o azeri kardeşlerimiz kadar onları teslim etmek zorunda bırakılan komutana da acıdım.
eminim hayatı boyunca, hatta ölünceye kadar o korkunç trajediyi unutamamıştır.
 

friendly

Müdavim
Müdavim
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,873
Reaksiyon puanı
671
Puanları
3,293
Allah Razı Olsun @|SeYYaH| abim...
Sayenizde böyle konuları okumak gerçekten çok güzel..
Ben bu konuyu en başından bari ilgiyle takip ediyorum.

Son mesaj gerçekten duygulandırdı beni...
Hepimiz toprak olacağız..
Tek tesellim hayatları boyunca masum insanların kanıyla iktidar olmuş zalimlerin ruz-i mahşerde cezalarını mutalaka çekecek olmaları..

(Kaf süresi 30. Ayet aklıma geldi gene)...
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Allah Razı Olsun @|SeYYaH| abim...
Sayenizde böyle konuları okumak gerçekten çok güzel..
Ben bu konuyu en başından bari ilgiyle takip ediyorum.

Son mesaj gerçekten duygulandırdı beni...
Hepimiz toprak olacağız..
Tek tesellim hayatları boyunca masum insanların kanıyla iktidar olmuş zalimlerin ruz-i mahşerde cezalarını mutalaka çekecek olmaları..

(Kaf süresi 30. Ayet aklıma geldi gene)...


eyvallah, teşekkür ederim kıymetli abim.
faydalı olabilmek içindir gayretimiz, umarım Rabbim muvaffak kılar bizi...
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Manisaspor'un 18 yaş altı takımında forma giyen Gökhan Kaya vefat etti.

228929.jpg


Manisaspor 18 Yaş Altı Takımı'nda forma giyen Gökhan Kaya'nın vefat ettiği bildirildi.
Kulüpten yapılan açıklamada, Gökhan Kaya’nın geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.
Açıklamada, Gökhan Kaya’ya Allah’tan rahmet, ailesine ve Manisaspor camiasına başsağlığı dileklerinde bulunuldu.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat ettiği öğrenilen 18 yaşındaki Gökhan Kaya, Manisaspor'un çeşitli yaş kategorilerinde 75 maçta forma giymişti.



rahmetler olsun küçüğüm, Rabbim sevenlerine sabır versin.

ölümlü, acı veren elim bir spor haberi deyip geçemedim.
bu acı haber bugün notlarımızla beraber yüreğimize de düştü.

notlarımıza düşüş sebebi şu yüzden:

şu fâni alemi ölümsüz zannedenlere, ibadet için, kulluk için henüz daha çok vakti olduğunu zannedenlere...
belki ancak 60 yaşından falan sonra camiyle barışacağını zanneden gafillere,
ithaf etmek istedim!
 

Ahbârî

Dekan
Katılım
6 Ekim 2009
Mesajlar
6,274
Reaksiyon puanı
346
Puanları
263
abi inş yazılarının devamını bekleriz. yalnız kimileri gerçekten acı şeyler. insanı derinden etkiliyor.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=2]Türkçe Olimpiyatları'nda annesiz büyüyen Akdi duygulu anlar yaşatacak[/h]
turkce-olimpiyatlarinda-annesiz-buyuyen-akdi-duygulu-anlar-yasatacak_648820_340_226.jpg



Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından düzenlenen 11. Türkçe Olimpiyatları Dil ve Kültür Festivali için 140 ülkeden gelen öğrenciler, birbirinden farklı duygusal hikayelere sahip.

Fas’tan gelen 15 yaşındaki Qumaima Akdi de onlardan biri. Ülkesindeki elemelerde şiir dalında birinci olarak Türkiye’ye gelen Akdi, ‘Sol yanım’ adlı şiiri seslendiriyor. Akdi'yi ülkesinde şiir dalında birinci yapan şey ise sol yanındaki acı. Yani tıpkı şiirde bahsi geçen kız çocuğu gibi annesini hiç görmemiş olması.

Dünyanın dört bir yanından gelen öğrenciler, olimpiyat öncesi Ankara Kızılcahamam'da kampa girerek son hazırlıklarını tamamladı. Yaklaşık 2 yıldır Türkçe öğrenen Qumaima Akdi, 5 aylık bebekken annesini kaybetmiş. Kendisini anlatan bir şiir okuyarak olimpiyatlara katılmak istediğini, internetten araştırma yaptığını söyleyen Akdi, "Sol yanım acıyor anne şiirini okumak istedim. Ben onu çok sevdim, çünkü o benim hayatım gibi. Zaten ben annemi hiç görmedim. Bu şiiri okurken hissediyorum, o benimle, bana bakıyor ve görüyor." diye konuşuyor. Üvey annesini çok sevdiğini belirten Akdi, onun öz çocuklarından ayırmadan kendisine baktığını kaydediyor. Türkçe Olimpiyatlarını çok beğendiğini söyleyen Faslı öğrenci, yeni arkadaşları olduğu için mutlu olduğunu ifade ediyor.

kaynak



Sol Yanım Acıyor Anne
Merhaba anne, yine ben geldim
Merak etme okuldan çıktım da geldim.
Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama,
Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak,
sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne, sağım neresi solum neresi,
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu şimdi iyi biliyorum anne…
Hani geçen geldiğimde, şuram acıyor, şuram işte demiştim de,
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne,
Bak şimdi söylüyorum.
Şuram işte sol yanım çok acıyor anne,
Hem de her gün acıyor anne, her gün…
Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi…
Bende ağladım… Ağladım işte utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne,
Dizim acımıyordu ama, sol yanım çok acıyordu anne!
Bu gün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim, babam ben bilmem ki kızım dedi
Bari okula sen götür dedim.
Kızım iş dedi. Bende bana ne dedim ağladım.
Kızım ekmek dedi babam.
Sustum ama , okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne…
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep “annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş” dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor,
babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Of babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama,
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
E biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne,
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi?
Duyarsa kızmaz ama, çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını, çiçeklerini kim koparıyor!
izin verme anne, ne olur toprağına el sürdürme!
Eve gidince aklıma geliyor, bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne, her gelişimde aldığım topraklarını,
Şu kavanozda biriktirdim,
üzerine de resmini yapıştırıp baş ucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor, kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne, bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan! Öğretmen yarın
anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım,
öğretmen anlarsa çok kızar ama, bana ne,
Kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki, neyi nasıl anlatacağım anne,
Senin adın geçince, sol yanım acıyor anne, Hiçbir şey yutamıyorum.

Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp,
Mutlaka gel anne. Sen rüyama gelmeyince,
sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne
Sol yanım açıyor anne. İşte tam şurası,
Sol yanım… Çok acıyor anne.
Seni çok özledim, çok…anne…

(not: bu şiirin şairi olarak birçok yerde "bedirhan gökçe" olarak geçiyor. fakat antoloji.com şiir sitesi bu şiirin şairi olarak "ayla aydemir" ismini zikretmiş. şiirin aslında hangisinin olduğunu anlayamadım bi türlü. öğrenince bunu sizinle paylaşırım inşaallah.)

bu arada yorum yapamayacak kadar derin bir tahassür içindeyim şu an.
geçtiğimiz yıl kaybetmiştim ben de yüreciğimin sol yanını...
bu haberi görünce duyduğum tarifsiz duyguların etkisiyle burada paylaşmak istedim.

- - - Mesaj Güncellendi - - -

bu arada teşekkür ederim sevgili [MENTION=81135]Ahbârî[/MENTION], fırsat buldukça ruhumuza dokunan, hafızamızın bir yerinde yer edinmeyi hak eden ne varsa paylaşmağa devam edeceğiz inşaallah.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
@|SeYYaH| takipteyim abi seni. GPS takacam konularına :)

yav estağfirullah, o kadarına belki layık değilizdir ama, bir konum var ki, bütün konularımın en güzeli, en sevdiğim olmasına rağmen en çok ihmal ettiğim de maalesef yine o konudur. sen böyle yazınca içim depreşti birden, aklıma orası geldi hemen, vefasızlığıma yandım.

eh madem aklıma düşürdün, oraya yazacağım şimdi inşaallah.
vicdanım bir miktar rahatlar belki! :)
 

Ahbârî

Dekan
Katılım
6 Ekim 2009
Mesajlar
6,274
Reaksiyon puanı
346
Puanları
263
yav estağfirullah, o kadarına belki layık değilizdir ama, bir konum var ki, bütün konularımın en güzeli, en sevdiğim olmasına rağmen en çok ihmal ettiğim de maalesef yine o konudur. sen böyle yazınca içim depreşti birden, aklıma orası geldi hemen, vefasızlığıma yandım.

eh madem aklıma düşürdün, oraya yazacağım şimdi inşaallah.
vicdanım bir miktar rahatlar belki! :)
eyv abi. fırsarım olsun o an resimlerini toplayacam yazılarla :)
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Ünlü seri katil hapishanede öldü[/h]
774138561606.jpg


ABD'nin California eyaletinde 1984'ten 1985'e kadar 13 kişiyi öldüren seri katil Richard Ramirez'in hapishanede öldüğü bildirildi.

San Quentin Cezaevi Sözcüsü Teğmen Sam Robinson, 53 yaşındaki Ramirez'in doğal sebeplerden öldüğünü açıkladı.

Medyanın "Gece Avcısı" adını taktığı Ramirez, 1989 yılından bu yana idam cezasının infaz edilmesini bekliyordu.

İlk kez 28 Haziran 1984'te Los Angeles'ta 79 yaşındaki bir kadını tecavüz edip öldüren Ramirez, 24 Ağustos 1985'e kadar 13 kişiyi katletmişti. Sabaha karşı açık pencerelerden kurbanlarının evine giren Ramirez, önce tevavüz ediyor, daha sonra boğarak, boğazlarını keserek ya da yakın mesafeden ateş ederek bu kişileri öldürüyordu. Ramirez, bazı kurbanlarının evinde duvarlara Satanist işaretler de çizmişti.

Doğu Los Angeles bölgesinde 31 Ağustos 1985'te bir arabayı çalmaya çalışırken teşhis edilen Ramirez, linç edilmek üzereyken polis tarafından kurtarılmış, 20 Eylül 1989'da 13 cinayet, 5 cinayet girişimi, 11 tecavüz ve 14 ev soygunundan suçlu bulunarak idama mahkum edilmişti.



görüyorsunuz, amerika böyle bir ülke işte.
seri kaatil kaynıyor mübarek, her taşın altında...
uzaktan bakarsanız dünyanın en büyük ülkesi, şaşaalı, parıltılı, rüyalara giren... falan filan...
hani bizde bir atasözü var, "dışı seni, içi beni yakar" diye...
çok parası olanlar için sahiden yaşanabilecek bir ülke,
ama sadece çok parası olanlar için.
asgari ücretle yaşayan, yahut normal maaşlı bir işçi yahut memursanız,
hayatınız bir kâbustan başka birşey değildir.

hala birçok insan bizim ülkemizin kadrini kıymetini bilmez. dudak kıvırır.
düşmanlık edeni bile vardır.
bu gibilerin bu ülkeyi daha iyi tanımaları için deneme maksatlı gidip amerikada biraz yaşamasını isterim.
ama öyle otel köşelerinde değil, az bir parayla hatta ekmeğini çalışarak, bazen aç kalarak, sürdürülebilecek bir hayat yaşaması koşuluyla...

eh bugün hayatımıza pek de güzel bir not düşmedi ya, düşen de amerikadan düşünce pek iç açıcı olmadı haliyle... :D
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=1]Men cezası alan kamyon şoförü dehşet saçtı[/h]
Tekirdağ’da seferden men cezası alan bir kamyon şoförü Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’ni bastı, kooperatif başkanını, yardımcısı ve bir kamyoncuyu tabanca ile vurdu.

Vücuduna 3 kurşun isabet eden Başkan Ali Rıza Eti ağır yaralandı.

Edinilen bilgiye göre olay öğle saatlerinde 1 Nolu Tekirdağ Taşıyıcılar Kooperatifi’nin Yüzüncüyıl Mahallesi’nde bulunan binasında meydana geldi.

İddialara göre zorunlu sefere gitmeyen kamyon şoförü 38 yaşındaki Mehmet Çiçekdağ’a 15 gün süreyle sefere çıkmama cezası verildi. Bunun üzerine ruhsatsız tabancası ile kooperatifi basan Çiçekdağ, makamında toplantı yapan 1 Nolu Tekirdağ Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı ve AK Parti Tekirdağ İl Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Eti’ye ateş etti. Göğsüne 3 kurşun isabet eden 47 yaşındaki Eti, yere yığıldı. Çiçekdağ, makam odasından kaçan Başkan Yardımcısı Doğan Çelikol ve kamyoncu Mustafa Göymen’e de birer el ateş etti.

Yaralılara olay yerine sevk edilen 3 ambulansla müdahale edildi. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar ambulanslarla Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Göğsüne 3 kurşun isabet eden Başkan Ali Rıza Eti’nin durumunun ağır olduğu, diğer 2 yaralının ise hayat tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. Olay sonrası yaralıların yakınları hastaneye intikal etti.

Olaydan sonra yaya olarak kaçan Çiçekdağ, silahla birlikte polis tarafından yakalandı. Emniyetteki ilk ifadesinde suçunu kabul eden Çiçekdağ’ın baskının kooperatifin kendisine zorunlu sefere gitmediği için 15 günlük sefer cezası vermesinden dolayı yaptığını söyledi.

kaynak




bu haberi görünce sevgili peygamberimizin şu hadisi aklıma geldi: “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar birbirini öldürecek de kâtil niye öldürdürdüğünü, maktul de neden öldüğünü bilemeyecek.” (Kitabu’l-fiten ve’l-melâhim)

galiba böyle bir devirdeyiz. öyle ki, artık bu tür haberler hayatımıza düşen sıradan notlar haline geldi.

"Allah'ım, sen bu millete sabır ver, akıl ver, merhamet ver, hoşgörü ver, anlayış ver, itidal ile hareket etme yetisi ver, sevgi ver, saygı ver, muhabbet ver... kinden, gayzdan, şeytan-ı aleyhillane'nin şerrinden emin ve muhafaza eyle"
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
9528_996_24062013_1.jpg


Bangladeş'te geçtiğimiz ay çöken binadaki yakınının cesedinin bulunmasını isteyen kadın.



epeydir unuttuğum bu konuyu, bugün "dünyadan ilginç enstantaneler" adlı bölümümüze düşen resimlerden geldi.
acı'nın en somutlaşmış hali olarak.
dini yok, dili yok acının, her yerde bir ve aynı.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
[h=2]Esrar paketlerinin üzerine 'afiyet olsun' yazısı[/h]
esrar-paketlerinin-uzerine-afiyet-olsun-yazisi_699123_720_400.jpg



Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı narkotik ekipleri, aldıkları bir ihbar üzerine TEM otoyolu Sakarya’nın Arifiye gişelerinde bir aracı durdurarak aradı. Gizli bölmelere saklanmış ve üzerinde ’Afiyet Olsun’ etiketleri bulunan 25 kilo toz esrar ele geçirildi.

Doğu illerinden Sakarya ve İstanbul’da satılmak üzere uyuşturucu getirildiği bilgisini alan Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube ekipleri şüpheli otomobili TEM otoyolu Arifiye gişelerinde durdurdu. Sürücü A.A. ve arkadaşı E.A.’nın bulunduğu araçta arama yapan polis, gizli bölmelere saklanan paketler buldu.

Üzerinde ’Afiyet Olsun’ etiketi bulunan paketlerde 25 kilogram toz esrar ele geçiren polis ekipleri iki şüpheliyi gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınan şüpheliler, Sakarya Adliyesi’ne sevk edildi.

kaynak


Hayatımıza iğrenç mi iğrenç bir not düştü bugün!

Para ve dünyalık hırsından gözü dönmüş bir Allahsızın utanmazlığı, pespayeliği, hayatını kararttığı insanlarla alay edişi bu.

Kur'an tabiriyle "esfeli safilin"

Yani bir insanın düşebileceği, alçalabileceği son nokta bu.

Şair NFK bu yaratıklar için; "Onlara 'alçak' demeyin. Çünkü alçaklığın da bir irtifası vardır. Siz bu adamlara 'çukur' deyin" demişti.

Evet, çukur adamlar, bu ülkenin evlatlarını, zehirleyip hayatlarını karartırken, diğer taraftan da dalga geçiyor, alay ediyorlar.

Şükür ki, emellerine ulaşamadan yakayı ele vermiş habis ruhlar.

Veyl olsun, lânetler olsun bu pislik çukurlara.
 

Mai Nai

Guru
Emektar
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
21,614
Reaksiyon puanı
157
Puanları
243
[MENTION=129454]|SeYYaH|[/MENTION] dini imanı para olmuş adamlara bu laflar tesir etmez abim.
İnsani vasıflarını yitirmişlere ne anlatabilirsin ki?
 
Üst