- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,457
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0
Geçtiğimiz hafta 7,3 büyüklüğündeki depremle sokakları ceset tarlasına dönen Haiti'de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.
Öyle ki, bir şişe su bulabilmek için pek çok Haitili birbiriyle adeta savaşıyor. Felaketin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen hâlâ halkın büyük çoğunluğuna acil yardım ulaştırılamadı. Yıkılan cezaevinden kaçan 4 bin 500 mahkûm da şiddet ve yağma riskinin artmasına sebep oluyor. Yaşanan kaosun en önemli sebebi ise yerle bir olan başkent Port -au-Prince'te ihtiyaç sahiplerine hedeflenen gıda yardımının yapılamaması. Enkaz haline gelen ülkede halkın en büyük sıkıntısı içme suyu, gıda, ilaç ve ilkyardım malzemesi.
Sahipsiz cesetler sokaklarda yakılıyor
On binlerce insanın hayatını kaybettiği Haiti'de halk, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Sahipsiz cesetlerin yakıldığı sokaklarda, cansız bedenlerden oluşan küçük tepecikler bulunuyor. Başkent Port-au-Prince'te su şebekesi iflas etmiş durumda. İnsanlar bir damla temiz suya muhtaç. Haitili gençler, şehrin birçok bölgesinde cesetlerden bariyer kurarak yolları trafiğe kapatıyor. BM'yi suçlayan gençler, "Cesetler toplanmadığı sürece trafik kapalı kalacak. Sesimizi ancak bu şekilde duyuruyoruz." diyor.
Depremde on binlerce insanını kaybeden Haiti, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Sahipsiz cesetlerin yakıldığı sokaklarda, cansız insanlardan oluşan küçük tepecikler bulunuyor. Su şebekesinin tamamen iflas ettiği başkent Port au Prince'te, insanlar bir damla temiz suya muhtaç. Birleşmiş Milletler'in görevini yapmadığını iddia eden Haitili gençler, şehrin birçok bölgesinde cesetlerden bariyer kurarak yolları trafiğe kapatıyor. Araçların geçişine izin vermeyen ve BM'yi cesetleri toplamamakla suçlayan gençlerden Willy Cartere, "Cesetler toplanmadığı sürece trafik kapalı kalacak. Sesimizi ancak bu şekilde duyuruyoruz." diye konuşuyor.
12 Ocak günü yaşanan felakette ölen yaklaşık 50 bin kişiden sadece 10 bininin gömüldüğünü belirten yetkililer, defin işleri için de uluslararası kamuoyundan yardım bekliyor. Başkent Port au Prince'in ana caddelerinden Americana'da tabut hazırlayan Abne Novelyen, depremden bu yana arkadaşlarıyla 150 tabut çakarak hiçbir ücret almadığını söylüyor. Novelyen, "Tabutları, yıkılan evlerdeki tahtalardan hazırlıyorum. Ülkemiz zor durumda, herkesten yardım bekliyoruz." diyor. İş makinelerine ihtiyaç duyulan şehirde, dozerlerin bir kısmı başkanlık sarayındaki enkazı kaldırmakla uğraşıyor. Şehrin içindeki parklarda yaşamaya başlayan binlerce Haitili, 'yardım, yardım' diye inliyor. Depremin yerle bir ettiği başkentte insanların evlerine girilmesine hâlâ izin verilmiyor. Elektrik ve suyun kesildiği kentte kapalı şişe su bulunmuyor. Kızılhaç tarafından dağıtılan plastik poşet sularının 2 tanesi 4 dolara satılıyor.
Şehirdeki bir diğer sorun da trafik. Yollarda depremden dolayı oluşan büyük çukurlar ve evlerine giremeyerek kaldırım kenarında yaşayan Haitililer, yardım çalışmalarına da engel oluyor. Ekiplerin hâlâ enkaz altında canlı insan aradığı başkentte kurtarma ekibinden Michael Ranon, bu saatten sonra bir canlıya rastlamanın mucize olacağını söylüyor.
4 bin 500 mahkûmun serbest kalması şiddet ve yağmayı artırdı
Güney Amerika'nın yoksul ülkesi Haiti'nin başkenti Port au Prince'i yerle bir eden depremde günde 60 bin kişi olarak hedeflenen gıda yardımı, 6 binde kalınca halk arasında huzursuzluk arttı. Bir şişe su için pek çok Haitili birbiriyle kavga ederken önceki gün çadır kamplarının girişinde bir kamyondan gıda yardımı dağıtımında yaşanan izdihama askerler güçlükle müdahale etti.
Yetkililer, yardımın artmasıyla şiddetin azalacağını belirtirken, dağıtım organizasyonundaki en önemli problem, malzemeleri taşımak için kamyon bulunamaması. Depremde yıkılan cezaevinden kaçan 4 bin 500 tutuklu da şiddet ve yağma riskinin artmasına sebep oluyor. Sokaklarda kesif bir ceset kokusunun hakim olduğu başkentte, depremden sonra gelen yardım örgütlerinin çalışanları, gazeteci, doktor ve diğer görevliler de zor durumda.
Güvenlik güçleri eskisine oranla daha yoğun olarak devriye gezerek emniyeti sağlamaya çalışırken depremden sonra gelen görevliler kalacak yer ve yiyecek bulmada büyük sıkıntı yaşıyor. Yoksulluğun depremden önce de hüküm sürdüğü Haiti'de, elektrik ve su bu ada ülkesinin sadece yüzde 2'lik kısmına ulaştırılabiliyordu. Amerika kıtasının en fakir ülkesinde kanalizasyon sistemi de olmadığından halk, akan çamurlu su ile yıkanıyordu. Haiti'nin yüzde 70'lik kısmı, günde sadece bir dolar ile yaşıyor. BM'nin başkent ve bazı bölgelerde bulunan toplam 9 bin personelinin harcadığı çabalar, bu sebeple Haitililer için hayati önem taşıyordu.
EN BÜYÜK SIKINTI İÇME SUYU
Başkent Port Au Prince'te halkın en büyük sıkıntısı içme suyu, gıda, ilaç ve ilkyardım malzemesi. Felaketin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen halen halkın büyük çoğunluğuna yardım ulaştırılamadı. Ülkede günlerdir yardım bekleyen halk, çaresizlik sonucu şiddete başvuruyor. Askerler yağmalama olaylarının önüne geçmek için güvenliği sağlamaya çalışıyor. Cumartesi sabahı hırsızlık yaparken polise yakalanan Haitili vatandaş, polis tarafından vurularak öldürüldü. Cesetleri sokak ortasına bırakılan yağmacıların, ders olsun diye teşhir edildiği öne sürüldü.
TÜRKİYE, 10 TON YARDIM MALZEMESİ DAHA GÖNDERDİ
Depremden hemen sonra harekete geçen Türk Dışişleri Bakanlığı, ihtiyaçların aciliyeti karşısında Haiti'ye 10 ton ilave yardım malzemesi gönderdi. Toplam yardım malzemesi 50 tonu buldu. Türkiye ve Amerika'dan yola çıkan 5 kişilik Kimse Yok mu heyeti de deprem bölgesine ulaştı. Dernek gönüllüsü doktorlar, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olan depremzedelerin yardımına koşacak.
52 TÜRK POLİSİ GERİ ÇEKİLİYOR
Haiti'yi vuran deprem, BM Barış Misyonu'nda görevli Türk polisleri de etkiledi. İçişleri Bakanlığı, ülkede görevli 52 polisin geri çekileceğini açıkladı. Deprem sırasında başkent Port au Prince ve diğer şehirlerde 48 Türk polisi bulunuyordu. 4 polis ise izinli oldukları için Haiti'de değildi. Geçici olarak BM'nin lojistik üssüne yerleştirilen ailelerin en kısa zamanda yurda dönmesi için yoğun çaba sarf ediliyor. Ailelerin, Dominik Cumhuriyeti üzerinden Türkiye'ye gelmesi planlanıyor.
TÜRKLER, KAHRAMAN İLAN EDİLDİ
Haiti'ye yardıma koşan Türk kurtarma ekibi, depremin 4. gününde, canlı bulunamayacağı düşünülerek terk edilen 5 katlı alışveriş merkezinin enkazından 2 kişiyi sağ olarak kurtardı. NBC televizyonu, Amerikalıların da destek verdiği Türk ekibi 'kahraman' ilan ederken olayı, "Bu çalışma Haiti'nin umudunu simgeliyor." şeklinde yorumladı.
TÜRK ARAMA KURTARMA EKİBİ, YABANCI EKİPLERİN ''CANLI YOK'' DİYE TERK ETTİĞİ YERDE BEŞ KİŞİYİ SAĞ BULDU
Haiti'deki şiddetli depremin ardından başkent Port Au Prince'e ulaşan Türk arama ve kurtarma ekibi Yeni Yüksektepe, yabancı ekiplerin arama yaptıktan sonra ''canlı yok'' diye terk ettiği şehrin en büyük alışveriş merkezi Carrebean Center'dan, iki günde beş kişiyi sağ çıkarınca kahraman oldu.
Türk arama kurtarma ekibi, deprem bölgesine varınca diğer ülkelere ait ekiplerin bulunduğu yerlerde zaman kaybetmek yerine, Birleşmiş Milletler askerleri eşliğinde kentte keşif yapmayı kararlaştırdı. Ekip, kısa sürede yerle bir olan alışveriş merkezine geldi.
Daha önce dev marketin enkazına gelen Venezuela, İzlanda ve ABD'ye ait ekiplerin bıraktığı ''canlı yok'' işaretlerini gören Türk timi, bölgedeki Haitililerin içeride yaşayanlar olduğu yönündeki ısrarları ve daha önceki tecrübeleri ışığında enkazda arama yapmaya karar verdi.
Alışveriş merkezinin içindeki süpermarkette, rafların insanları koruyabileceğini düşünen Türk kurtarma ekibi üyeleri, hassas ses aletleriyle taramalara başladı. Bu sırada, ekip üyesi bir kişinin çıkardığı ses içeriden karşılık bulunca Türkler süpermarkette çalışmaya başladılar.
9 kişilik Türk ekibi, kendilerine destek olması için, ABD'den gelen 80 kişilik Güney Florida Arama Kurtarma ekibine tekrar haber verdi. İki ülke ekiplerinin koordineli bir şekilde 17 saat aralıksız süren çalışmaları sonucunda ilk olarak önceki gün sabaha karşı 03.00 sularında 7 yaşlarındaki bir kıza, ardından da 20 yaşlarında bir erkeğe ulaşıldı.
İki Haiti vatandaşının kurtarılmasının ardından Fadıl El Magrabi adlı bir Suudi Arabistanlı, Türk ekibinin yanına gelerek ısrarla içeride kardeşinin eşi Mireilli Boulas Dittmen'in olduğunu ve yaşadığına inandığını söyledi. Bunun üzerine Türk ekibi, Amerikalılar dinlenirken vakit kaybetmemek için aramayı hızlandırdı. El Magrabi'nin akrabasına da dün ulaşıldı.
Türk ekibin başarısı çevrede toplanan Haitililerin takdirini toplarken, uluslararası medya kuruluşları da Carreban Center enkazına gelmeye başladı. 50'nin üzerinde basın mensubu çalışmaları takip etmeye başladı. CNN ve NBC televizyonları, canlı yayınlarla Türklerin başarısını anlattı, ardından Türk kurtarma ekibiyle röportaj yaptı.
Enkazdaki çalışmalara devam eden her iki ülkenin arama kurtarma ekipleri, dün gece 11.45'te 30 yaşlarında bir kadın ve bir erkeği daha alışveriş merkezinin süpermarket kısmında sağ olarak çıkardılar.
-TÜRK VE AMERİKALILAR SARILARAK BİRBİRLERİNİ KUTLADI -
Türk ve Amerikalı arama ve kurtarma ekipleri, enkazdan çıkardıkları son iki Haitili'nin ardından başarılarını birbirlerine sarılarak kutladılar.
Bu arada, enkazdan çıkardıkları Suudi Arabistan vatandaşı Dittmen'in akrabası El Magrabi, gözyaşları içinde Türk ekip üyelerine tek tek sarıldı.
Kardeşinin eşinin iyi olduğunu, özel bir uçakla Miami'de bir hastaneye götürdüklerini söyleyen El Magrabi, Türk arama ekibini ülkesine davet etti.
ABD'nin Florida eyaletinden gelen 80 kişilik resmi kurtarma timi, enkaz başında bekleyen gazetecilere yaptıkları açıklamada 9 kişilik Türk ekibinin çok başarılı ve cesur olduğunu, Türklerin gönüllü olarak çalıştıklarını ve bir ücret almadıklarını öğrenince daha da şaşırdıklarını ve saygı duyduklarını belirttiler.
Uluslararası haber kuruluşu CNN'in İstanbul'dan deprem için gelen muhabiri Ivan Watson da, Türk timi ile röportaj sonrası uzun süre sohbet etti.
-TÜRK KURTARMA EKİBİ BAŞKANI DİNÇŞAHİN :''ÇOK MUTLUYUZ'' -
Türk arama kurtarma ekibinin başında bulunan Umut Dinçşahin, enkaz başında A.A'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'ye çok uzak bir bölgede, yoksulluk içindeki insanların hayatlarını kurtarmanın ve Haitililerden ''Yılmaz Türkler'' şeklinde övgüler almanın kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Haiti'ye çok zor şartlar altında ulaştıklarını kaydeden Dinçşahin, hava yolu şirketinin arama kurtarmada kullanılacak en önemli ekipmanlardan olan jeneratörü uçağa almadığını belirterek, "Dominik Cumhuriyeti'ne ulaşmamızın ardından buradan bir jenaratör satın almak zorunda kaldık. Dominik'ten Haiti'ye ulaşmamız da yolun tehlikeli olması nedeniyle oldukça güç ve uzun oldu'' dedi.
Umut Dinçşahin, Port Au Prince'te de insanların yoksulluk ve açlık içinde olmasından dolayı çalışmalarının zor şartlar altında ve Birleşmiş Milletler'e bağlı güvenlik güçlerinin kontrolünde sürdüğünü söyledi.
Dinçşahin, 1994 yılından beri faal olarak arama ve kurtarma hizmeti veren derneğin, daha önce de dünyanın pekçok yerinde doğal afetlerde çalıştığını ifade etti.
Ekip Başkanı Dinçşahin, Haiti'de en büyük sorunun sosyal dayanışma eksikliği olduğunu vurgulayarak, ''Marmara Depremi'nde bizim sosyal dayanışmamız ortaya çıktı. Haiti'de ise yoksulluk çok yüksek, insanlar arasında sosyal dayanışma yok'' dedi.
Haiti'de bulunan Yeni Yüksektepe bünyesindeki arama kurtarma ekibi, Umut Dinçşahin, Zeynep Gül Ünal, Kadir Erkan, Caner Kalaycı, Mihrican Bal, Nazım Özdemir, Betül Ergün, İbrahim Doğru, Cem Behar'dan oluşuyor.
Deprem bölgesinde bulunan tek Türk arama kurtarma ekibi, 19 Ocaka kadar Port Au Prince'de kalarak ağırlıklı olarak yıkılan alışveriş merkezindeki çalışmalarını sürdürecek.
Bu arada, Haiti'ye gelen 40'ın üzerindeki ülkenin resmi arama ve kurtarma ekibinin büyük çoğunluğuna, güvenlik gerekçesiyle çalışma yaptırılmıyor. Port Au Prince'de yağma ve açlık yüzünden kentte dolaşmanın riskli olduğu açıklandı. Başkent, geceleri elektrik olmadığı için karanlığa bürünüyor.
ZAMAN

Öyle ki, bir şişe su bulabilmek için pek çok Haitili birbiriyle adeta savaşıyor. Felaketin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen hâlâ halkın büyük çoğunluğuna acil yardım ulaştırılamadı. Yıkılan cezaevinden kaçan 4 bin 500 mahkûm da şiddet ve yağma riskinin artmasına sebep oluyor. Yaşanan kaosun en önemli sebebi ise yerle bir olan başkent Port -au-Prince'te ihtiyaç sahiplerine hedeflenen gıda yardımının yapılamaması. Enkaz haline gelen ülkede halkın en büyük sıkıntısı içme suyu, gıda, ilaç ve ilkyardım malzemesi.
Sahipsiz cesetler sokaklarda yakılıyor
On binlerce insanın hayatını kaybettiği Haiti'de halk, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Sahipsiz cesetlerin yakıldığı sokaklarda, cansız bedenlerden oluşan küçük tepecikler bulunuyor. Başkent Port-au-Prince'te su şebekesi iflas etmiş durumda. İnsanlar bir damla temiz suya muhtaç. Haitili gençler, şehrin birçok bölgesinde cesetlerden bariyer kurarak yolları trafiğe kapatıyor. BM'yi suçlayan gençler, "Cesetler toplanmadığı sürece trafik kapalı kalacak. Sesimizi ancak bu şekilde duyuruyoruz." diyor.
Depremde on binlerce insanını kaybeden Haiti, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. Sahipsiz cesetlerin yakıldığı sokaklarda, cansız insanlardan oluşan küçük tepecikler bulunuyor. Su şebekesinin tamamen iflas ettiği başkent Port au Prince'te, insanlar bir damla temiz suya muhtaç. Birleşmiş Milletler'in görevini yapmadığını iddia eden Haitili gençler, şehrin birçok bölgesinde cesetlerden bariyer kurarak yolları trafiğe kapatıyor. Araçların geçişine izin vermeyen ve BM'yi cesetleri toplamamakla suçlayan gençlerden Willy Cartere, "Cesetler toplanmadığı sürece trafik kapalı kalacak. Sesimizi ancak bu şekilde duyuruyoruz." diye konuşuyor.
12 Ocak günü yaşanan felakette ölen yaklaşık 50 bin kişiden sadece 10 bininin gömüldüğünü belirten yetkililer, defin işleri için de uluslararası kamuoyundan yardım bekliyor. Başkent Port au Prince'in ana caddelerinden Americana'da tabut hazırlayan Abne Novelyen, depremden bu yana arkadaşlarıyla 150 tabut çakarak hiçbir ücret almadığını söylüyor. Novelyen, "Tabutları, yıkılan evlerdeki tahtalardan hazırlıyorum. Ülkemiz zor durumda, herkesten yardım bekliyoruz." diyor. İş makinelerine ihtiyaç duyulan şehirde, dozerlerin bir kısmı başkanlık sarayındaki enkazı kaldırmakla uğraşıyor. Şehrin içindeki parklarda yaşamaya başlayan binlerce Haitili, 'yardım, yardım' diye inliyor. Depremin yerle bir ettiği başkentte insanların evlerine girilmesine hâlâ izin verilmiyor. Elektrik ve suyun kesildiği kentte kapalı şişe su bulunmuyor. Kızılhaç tarafından dağıtılan plastik poşet sularının 2 tanesi 4 dolara satılıyor.
Şehirdeki bir diğer sorun da trafik. Yollarda depremden dolayı oluşan büyük çukurlar ve evlerine giremeyerek kaldırım kenarında yaşayan Haitililer, yardım çalışmalarına da engel oluyor. Ekiplerin hâlâ enkaz altında canlı insan aradığı başkentte kurtarma ekibinden Michael Ranon, bu saatten sonra bir canlıya rastlamanın mucize olacağını söylüyor.
4 bin 500 mahkûmun serbest kalması şiddet ve yağmayı artırdı
Güney Amerika'nın yoksul ülkesi Haiti'nin başkenti Port au Prince'i yerle bir eden depremde günde 60 bin kişi olarak hedeflenen gıda yardımı, 6 binde kalınca halk arasında huzursuzluk arttı. Bir şişe su için pek çok Haitili birbiriyle kavga ederken önceki gün çadır kamplarının girişinde bir kamyondan gıda yardımı dağıtımında yaşanan izdihama askerler güçlükle müdahale etti.
Yetkililer, yardımın artmasıyla şiddetin azalacağını belirtirken, dağıtım organizasyonundaki en önemli problem, malzemeleri taşımak için kamyon bulunamaması. Depremde yıkılan cezaevinden kaçan 4 bin 500 tutuklu da şiddet ve yağma riskinin artmasına sebep oluyor. Sokaklarda kesif bir ceset kokusunun hakim olduğu başkentte, depremden sonra gelen yardım örgütlerinin çalışanları, gazeteci, doktor ve diğer görevliler de zor durumda.
Güvenlik güçleri eskisine oranla daha yoğun olarak devriye gezerek emniyeti sağlamaya çalışırken depremden sonra gelen görevliler kalacak yer ve yiyecek bulmada büyük sıkıntı yaşıyor. Yoksulluğun depremden önce de hüküm sürdüğü Haiti'de, elektrik ve su bu ada ülkesinin sadece yüzde 2'lik kısmına ulaştırılabiliyordu. Amerika kıtasının en fakir ülkesinde kanalizasyon sistemi de olmadığından halk, akan çamurlu su ile yıkanıyordu. Haiti'nin yüzde 70'lik kısmı, günde sadece bir dolar ile yaşıyor. BM'nin başkent ve bazı bölgelerde bulunan toplam 9 bin personelinin harcadığı çabalar, bu sebeple Haitililer için hayati önem taşıyordu.
EN BÜYÜK SIKINTI İÇME SUYU
Başkent Port Au Prince'te halkın en büyük sıkıntısı içme suyu, gıda, ilaç ve ilkyardım malzemesi. Felaketin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen halen halkın büyük çoğunluğuna yardım ulaştırılamadı. Ülkede günlerdir yardım bekleyen halk, çaresizlik sonucu şiddete başvuruyor. Askerler yağmalama olaylarının önüne geçmek için güvenliği sağlamaya çalışıyor. Cumartesi sabahı hırsızlık yaparken polise yakalanan Haitili vatandaş, polis tarafından vurularak öldürüldü. Cesetleri sokak ortasına bırakılan yağmacıların, ders olsun diye teşhir edildiği öne sürüldü.
TÜRKİYE, 10 TON YARDIM MALZEMESİ DAHA GÖNDERDİ
Depremden hemen sonra harekete geçen Türk Dışişleri Bakanlığı, ihtiyaçların aciliyeti karşısında Haiti'ye 10 ton ilave yardım malzemesi gönderdi. Toplam yardım malzemesi 50 tonu buldu. Türkiye ve Amerika'dan yola çıkan 5 kişilik Kimse Yok mu heyeti de deprem bölgesine ulaştı. Dernek gönüllüsü doktorlar, salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olan depremzedelerin yardımına koşacak.
52 TÜRK POLİSİ GERİ ÇEKİLİYOR
Haiti'yi vuran deprem, BM Barış Misyonu'nda görevli Türk polisleri de etkiledi. İçişleri Bakanlığı, ülkede görevli 52 polisin geri çekileceğini açıkladı. Deprem sırasında başkent Port au Prince ve diğer şehirlerde 48 Türk polisi bulunuyordu. 4 polis ise izinli oldukları için Haiti'de değildi. Geçici olarak BM'nin lojistik üssüne yerleştirilen ailelerin en kısa zamanda yurda dönmesi için yoğun çaba sarf ediliyor. Ailelerin, Dominik Cumhuriyeti üzerinden Türkiye'ye gelmesi planlanıyor.
TÜRKLER, KAHRAMAN İLAN EDİLDİ
Haiti'ye yardıma koşan Türk kurtarma ekibi, depremin 4. gününde, canlı bulunamayacağı düşünülerek terk edilen 5 katlı alışveriş merkezinin enkazından 2 kişiyi sağ olarak kurtardı. NBC televizyonu, Amerikalıların da destek verdiği Türk ekibi 'kahraman' ilan ederken olayı, "Bu çalışma Haiti'nin umudunu simgeliyor." şeklinde yorumladı.
TÜRK ARAMA KURTARMA EKİBİ, YABANCI EKİPLERİN ''CANLI YOK'' DİYE TERK ETTİĞİ YERDE BEŞ KİŞİYİ SAĞ BULDU
Haiti'deki şiddetli depremin ardından başkent Port Au Prince'e ulaşan Türk arama ve kurtarma ekibi Yeni Yüksektepe, yabancı ekiplerin arama yaptıktan sonra ''canlı yok'' diye terk ettiği şehrin en büyük alışveriş merkezi Carrebean Center'dan, iki günde beş kişiyi sağ çıkarınca kahraman oldu.
Türk arama kurtarma ekibi, deprem bölgesine varınca diğer ülkelere ait ekiplerin bulunduğu yerlerde zaman kaybetmek yerine, Birleşmiş Milletler askerleri eşliğinde kentte keşif yapmayı kararlaştırdı. Ekip, kısa sürede yerle bir olan alışveriş merkezine geldi.
Daha önce dev marketin enkazına gelen Venezuela, İzlanda ve ABD'ye ait ekiplerin bıraktığı ''canlı yok'' işaretlerini gören Türk timi, bölgedeki Haitililerin içeride yaşayanlar olduğu yönündeki ısrarları ve daha önceki tecrübeleri ışığında enkazda arama yapmaya karar verdi.
Alışveriş merkezinin içindeki süpermarkette, rafların insanları koruyabileceğini düşünen Türk kurtarma ekibi üyeleri, hassas ses aletleriyle taramalara başladı. Bu sırada, ekip üyesi bir kişinin çıkardığı ses içeriden karşılık bulunca Türkler süpermarkette çalışmaya başladılar.
9 kişilik Türk ekibi, kendilerine destek olması için, ABD'den gelen 80 kişilik Güney Florida Arama Kurtarma ekibine tekrar haber verdi. İki ülke ekiplerinin koordineli bir şekilde 17 saat aralıksız süren çalışmaları sonucunda ilk olarak önceki gün sabaha karşı 03.00 sularında 7 yaşlarındaki bir kıza, ardından da 20 yaşlarında bir erkeğe ulaşıldı.
İki Haiti vatandaşının kurtarılmasının ardından Fadıl El Magrabi adlı bir Suudi Arabistanlı, Türk ekibinin yanına gelerek ısrarla içeride kardeşinin eşi Mireilli Boulas Dittmen'in olduğunu ve yaşadığına inandığını söyledi. Bunun üzerine Türk ekibi, Amerikalılar dinlenirken vakit kaybetmemek için aramayı hızlandırdı. El Magrabi'nin akrabasına da dün ulaşıldı.
Türk ekibin başarısı çevrede toplanan Haitililerin takdirini toplarken, uluslararası medya kuruluşları da Carreban Center enkazına gelmeye başladı. 50'nin üzerinde basın mensubu çalışmaları takip etmeye başladı. CNN ve NBC televizyonları, canlı yayınlarla Türklerin başarısını anlattı, ardından Türk kurtarma ekibiyle röportaj yaptı.
Enkazdaki çalışmalara devam eden her iki ülkenin arama kurtarma ekipleri, dün gece 11.45'te 30 yaşlarında bir kadın ve bir erkeği daha alışveriş merkezinin süpermarket kısmında sağ olarak çıkardılar.
-TÜRK VE AMERİKALILAR SARILARAK BİRBİRLERİNİ KUTLADI -
Türk ve Amerikalı arama ve kurtarma ekipleri, enkazdan çıkardıkları son iki Haitili'nin ardından başarılarını birbirlerine sarılarak kutladılar.
Bu arada, enkazdan çıkardıkları Suudi Arabistan vatandaşı Dittmen'in akrabası El Magrabi, gözyaşları içinde Türk ekip üyelerine tek tek sarıldı.
Kardeşinin eşinin iyi olduğunu, özel bir uçakla Miami'de bir hastaneye götürdüklerini söyleyen El Magrabi, Türk arama ekibini ülkesine davet etti.
ABD'nin Florida eyaletinden gelen 80 kişilik resmi kurtarma timi, enkaz başında bekleyen gazetecilere yaptıkları açıklamada 9 kişilik Türk ekibinin çok başarılı ve cesur olduğunu, Türklerin gönüllü olarak çalıştıklarını ve bir ücret almadıklarını öğrenince daha da şaşırdıklarını ve saygı duyduklarını belirttiler.
Uluslararası haber kuruluşu CNN'in İstanbul'dan deprem için gelen muhabiri Ivan Watson da, Türk timi ile röportaj sonrası uzun süre sohbet etti.
-TÜRK KURTARMA EKİBİ BAŞKANI DİNÇŞAHİN :''ÇOK MUTLUYUZ'' -
Türk arama kurtarma ekibinin başında bulunan Umut Dinçşahin, enkaz başında A.A'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'ye çok uzak bir bölgede, yoksulluk içindeki insanların hayatlarını kurtarmanın ve Haitililerden ''Yılmaz Türkler'' şeklinde övgüler almanın kendilerini mutlu ettiğini söyledi.
Haiti'ye çok zor şartlar altında ulaştıklarını kaydeden Dinçşahin, hava yolu şirketinin arama kurtarmada kullanılacak en önemli ekipmanlardan olan jeneratörü uçağa almadığını belirterek, "Dominik Cumhuriyeti'ne ulaşmamızın ardından buradan bir jenaratör satın almak zorunda kaldık. Dominik'ten Haiti'ye ulaşmamız da yolun tehlikeli olması nedeniyle oldukça güç ve uzun oldu'' dedi.
Umut Dinçşahin, Port Au Prince'te de insanların yoksulluk ve açlık içinde olmasından dolayı çalışmalarının zor şartlar altında ve Birleşmiş Milletler'e bağlı güvenlik güçlerinin kontrolünde sürdüğünü söyledi.
Dinçşahin, 1994 yılından beri faal olarak arama ve kurtarma hizmeti veren derneğin, daha önce de dünyanın pekçok yerinde doğal afetlerde çalıştığını ifade etti.
Ekip Başkanı Dinçşahin, Haiti'de en büyük sorunun sosyal dayanışma eksikliği olduğunu vurgulayarak, ''Marmara Depremi'nde bizim sosyal dayanışmamız ortaya çıktı. Haiti'de ise yoksulluk çok yüksek, insanlar arasında sosyal dayanışma yok'' dedi.
Haiti'de bulunan Yeni Yüksektepe bünyesindeki arama kurtarma ekibi, Umut Dinçşahin, Zeynep Gül Ünal, Kadir Erkan, Caner Kalaycı, Mihrican Bal, Nazım Özdemir, Betül Ergün, İbrahim Doğru, Cem Behar'dan oluşuyor.
Deprem bölgesinde bulunan tek Türk arama kurtarma ekibi, 19 Ocaka kadar Port Au Prince'de kalarak ağırlıklı olarak yıkılan alışveriş merkezindeki çalışmalarını sürdürecek.
Bu arada, Haiti'ye gelen 40'ın üzerindeki ülkenin resmi arama ve kurtarma ekibinin büyük çoğunluğuna, güvenlik gerekçesiyle çalışma yaptırılmıyor. Port Au Prince'de yağma ve açlık yüzünden kentte dolaşmanın riskli olduğu açıklandı. Başkent, geceleri elektrik olmadığı için karanlığa bürünüyor.
ZAMAN