Günün Sorusu

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
allah benim doğumumdan ölümüme kadar olan tüm yaşaşım boyunca saniye saniye benim neler yaşıyacağımı neler yapıp neler yapmıyacağımı. 1 saniye sonra günahmı yoksa sevapmı işliyeceğimi biliyorsa? ki biliyor diyor tüm kaynaklar. bir örnek vermek gerekirse. 12.12.2012 yılının öğle namazı sırasında benim önüme iki yol koyuyor biri camiye gidip ibadetimi yapmak, diğeri ise gidip bir yerde içip belkide zina yapmak. farkındaysanız o tarih gelmemiş bile ama allah benim o an hangisini seçeceğimi biliyorsa ve ben bunu henüz bilmiyorsam. nasıl olurda benim aklım serbest olmuş olabilir nasıl olurda benim seçme hakkım olur. ben doğumdan ölüme kadar saniye saniye her yaşadığımızın allah tarafından bize yaşatıldığına ve işlediğimiz sevabında günahında onun öyle takdir ettiği için olduğuna inanıyor ve ne günahlarımızın nede sevapların sorgulanacağını düşünüyorum.

farklı düşünenler varsa lütfen bana 5 yaşındaki bir çocuğun anlıyacağı gibi mantıklı bir açıklama yaparsa sevinirim.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :20/03/2009

Redyellow arkadaşımız soruyor;
Günün Sorusu:

Namaza durdunuz... son tahiyyata ettehiyyatüyü okudunuz, ettehiyyatüden sonra sallu barikde iken herhangi bir sebeple abdesitimiz bozuldu.

Tam olarak ne yapmamız gerekir?
Günün Cevabı:

Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasden namaza aykırı bir iş yapsa, gülse, konuşsa, yiyip içse ittifakla namazı tamam olur.

Fakat
namaz kılanın ihtiyarına bağlı olmayarak bir abdestsizlik işi meydana gelse, bu durumda iki İmama göre (İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'e) yine namaz tamam olmuş olur.İmam Azam'a göre ise, namaz tamam olmuş sayılmaz; hemen abdest alıp kendi ihtiyarı ile namazdan çıkması gerekir; değilse namazı batıl olur.
 

redyellow

Doçent
Katılım
3 Kasım 2008
Mesajlar
693
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
TARİH :20/03/2009

Redyellow arkadaşımız soruyor;
Günün Sorusu:

Günün Cevabı:

Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasden namaza aykırı bir iş yapsa, gülse, konuşsa, yiyip içse ittifakla namazı tamam olur.

Fakat
namaz kılanın ihtiyarına bağlı olmayarak bir abdestsizlik işi meydana gelse, bu durumda iki İmama göre (İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'e) yine namaz tamam olmuş olur.İmam Azam'a göre ise, namaz tamam olmuş sayılmaz; hemen abdest alıp kendi ihtiyarı ile namazdan çıkması gerekir; değilse namazı batıl olur.

Emeklerinize sağlık, Allah razı olsun.

Ben hanefiyim....

Abdest alıp namaza kaldığı yerden mi devam edecek? baştan mı kılacak?
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Ben hanefiyim....

Abdest alıp namaza kaldığı yerden mi devam edecek? baştan mı kılacak?

En güzeli ihtiyat ve takva yönü tercih edilerek baştan tekrar kılınmasıdır.

Saygılar
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
allah benim doğumumdan ölümüme kadar olan tüm yaşaşım boyunca saniye saniye benim neler yaşıyacağımı neler yapıp neler yapmıyacağımı. 1 saniye sonra günahmı yoksa sevapmı işliyeceğimi biliyorsa? ki biliyor diyor tüm kaynaklar. bir örnek vermek gerekirse. 12.12.2012 yılının öğle namazı sırasında benim önüme iki yol koyuyor biri camiye gidip ibadetimi yapmak, diğeri ise gidip bir yerde içip belkide zina yapmak. farkındaysanız o tarih gelmemiş bile ama allah benim o an hangisini seçeceğimi biliyorsa ve ben bunu henüz bilmiyorsam. nasıl olurda benim aklım serbest olmuş olabilir nasıl olurda benim seçme hakkım olur. ben doğumdan ölüme kadar saniye saniye her yaşadığımızın allah tarafından bize yaşatıldığına ve işlediğimiz sevabında günahında onun öyle takdir ettiği için olduğuna inanıyor ve ne günahlarımızın nede sevapların sorgulanacağını düşünüyorum.
farklı düşünenler varsa lütfen bana 5 yaşındaki bir çocuğun anlıyacağı gibi mantıklı bir açıklama yaparsa sevinirim.

Sevgili anarchst,
Oğlum 11 yaşında. Anlattım anladı. 5 yaşında değil ama sende bu yazdıklarına sorabilecek kapasiteye sahip olduğuna göre, 11 yaşındaki bir çocuğun anladığı cevabı anlayabilirsin. Bunu kesinlikle aşağılamak veya küçümsemek için söylemediğimin altını çizmek isterim. Zira aynı cevabı 40 yaşındaki birisine de verdim, kafasında soru işareti kalmadı. Hemen ekleyeyim, cevap bana ait bir cevap olmadığı için reklamını böyle rahatlıkla yapabiliyorum :happy:

anarchst, sana bir soru.
12.12.2012 yılının sabahında güneşin saat kaçta doğacağını bilebilir misin?
Takvime bakarak rahatlıkla bilebilirsin. diyelimki 05:53 yazıyor.

Peki güneş, 12.12.2012 sabahı takvimde 05:53'te yazdığı için mi doğacak?
5 yaşındaki çocuk bile hayır diyecektir.


Kader konusu basite indirgenecek bir konu değildir. Sınırlı bilginin bulunduğu bir alandır ama...
yaptıklarımız Allahu Teala nezdinde önceden biliniyor ama yaptıklarımızı O bildiği için yapıyor değiliz.
Zamanın sahibi olan Allahu Teala sonsuz ilmiyle takvim misali ne yapacağımızı biliyor ama robot gibi ne yapacağımızı belirlemiyor. aradaki fark çok önemli.
robot değiliz, yapacaklarımızda özgürüz.
ama bu güneşin doğması misali takvimde yazdığı için yapılmıyor.

Meseleye dünü, bugünü ve yarını olan varlıklar olarak bakabiliyoruz. Halbuki zamanı var eden Allahu Teala'dır, kullanıcıları ise biz.
O'nun açısından bakmak gibi bir yeteneğimiz yok. İnsan olmanın sınırıdır bu nihayetinde. O'nun için zaman yaşanmış bitmiş bir çizgi. Bizim için ise devam eden, yarını meçhul olan bir çizgi. Çok uzatmaya gerek yok aslında.Takvim-güneş ve zaman açıklaması yeterlidir sanırım.
Yaptıklarımızdan sorumluyuz. Allahu Teala bilmesine rağmen niye yaşıyoruz peki?
Yaşamadan cezasını çekmek veya ödülünü almak adaletli olur muydu? Kendimiz kendi yaptıklarımıza bu yüzden şahit olacağız.
Bu sorunun cevabı 'Kalu bela'ya dek gider. Bilgisi ala olan kişilerden dinlenilmesi 'şart' olan bir konudur. bu arada cevabı bana ilk aktaran kardeşimden hatırladığım kadarıyla cevap Risalei Nur'dan idi. Allahu Teala Saidi Nursi'ye rahmet eylesin.
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
Sevgili anarchst,
Oğlum 11 yaşında. Anlattım anladı. 5 yaşında değil ama sende bu yazdıklarına sorabilecek kapasiteye sahip olduğuna göre, 11 yaşındaki bir çocuğun anladığı cevabı anlayabilirsin. Bunu kesinlikle aşağılamak veya küçümsemek için söylemediğimin altını çizmek isterim. Zira aynı cevabı 40 yaşındaki birisine de verdim, kafasında soru işareti kalmadı. Hemen ekleyeyim, cevap bana ait bir cevap olmadığı için reklamını böyle rahatlıkla yapabiliyorum :happy:

anarchst, sana bir soru.
12.12.2012 yılının sabahında güneşin saat kaçta doğacağını bilebilir misin?
Takvime bakarak rahatlıkla bilebilirsin. diyelimki 05:53 yazıyor.

Peki güneş, 12.12.2012 sabahı takvimde 05:53'te yazdığı için mi doğacak?
5 yaşındaki çocuk bile hayır diyecektir.


Kader konusu basite indirgenecek bir konu değildir. Sınırlı bilginin bulunduğu bir alandır ama...
yaptıklarımız Allahu Teala nezdinde önceden biliniyor ama yaptıklarımızı O bildiği için yapıyor değiliz.
Zamanın sahibi olan Allahu Teala sonsuz ilmiyle takvim misali ne yapacağımızı biliyor ama robot gibi ne yapacağımızı belirlemiyor. aradaki fark çok önemli.
robot değiliz, yapacaklarımızda özgürüz.
ama bu güneşin doğması misali takvimde yazdığı için yapılmıyor.

Meseleye dünü, bugünü ve yarını olan varlıklar olarak bakabiliyoruz. Halbuki zamanı var eden Allahu Teala'dır, kullanıcıları ise biz.
O'nun açısından bakmak gibi bir yeteneğimiz yok. İnsan olmanın sınırıdır bu nihayetinde. O'nun için zaman yaşanmış bitmiş bir çizgi. Bizim için ise devam eden, yarını meçhul olan bir çizgi. Çok uzatmaya gerek yok aslında.Takvim-güneş ve zaman açıklaması yeterlidir sanırım.
Yaptıklarımızdan sorumluyuz. Allahu Teala bilmesine rağmen niye yaşıyoruz peki?
Yaşamadan cezasını çekmek veya ödülünü almak adaletli olur muydu? Kendimiz kendi yaptıklarımıza bu yüzden şahit olacağız.
Bu sorunun cevabı 'Kalu bela'ya dek gider. Bilgisi ala olan kişilerden dinlenilmesi 'şart' olan bir konudur. bu arada cevabı bana ilk aktaran kardeşimden hatırladığım kadarıyla cevap Risalei Nur'dan idi. Allahu Teala Saidi Nursi'ye rahmet eylesin.

cem öncelikle cevabın için teşekkürler. ama sen benim dediğimi hiç anlamamışsın. bak bu güzel bir örnek oldu ama....

bırak shiftdelete forumlarını bilgisayar bile elektirik vile icat edilmeden önce allah seninle benim bu gün burada bu tartışmayı yapacağımızı biliyormuydu bana bunun cevabını ver.

not cevabın evetse hala iddia ediyorum ne sevaplarımızı ne günahlarımızı seçme hakkımız yok.
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
cem öncelikle cevabın için teşekkürler. ama sen benim dediğimi hiç anlamamışsın. bak bu güzel bir örnek oldu ama....

bırak shiftdelete forumlarını bilgisayar bile elektirik vile icat edilmeden önce allah seninle benim bu gün burada bu tartışmayı yapacağımızı biliyormuydu bana bunun cevabını ver.

not cevabın evetse hala iddia ediyorum ne sevaplarımızı ne günahlarımızı seçme hakkımız yok.
:happy:
Sevgili Anarchst,
dediğini gayet net anlamıştım. ama anlıyorum ki ya oğluma anlattığım gibi ya bana anlatıldığı gibi anlatamamışım ki anlamamışsın. Yine tekrar ediyorum, bu anlatmak ve anlatamamak meselelerini aşağılamak maksatlı söylemiyorum.

takvim güneşin doğacağını biliyordu ama güneşin doğuşu üzerinde bir etkisi yok. dolayısıyla güneş kendi doğuşundan sorumlu. iddia ediyorum güneşin sevabı ve günahı kendi boynuna ve seçme hakkı tamamen ona ait. güneş, takvime dönüp '05:53'te doğacak' diye yazdığı için 'banane, takvim bunu daha önce yazmış işte, benim yapacak bişeyim yok,zorla doğdum ben' diyemez. takvimi güneşin doğacağını bildiği için suçlamak afedersiniz, ahmaklık olur. ama güneşi takvim yükseltseydi o zaman zorla doğdum, günahı benden sorulmaz diyebilirdi.

burada güneş-takvim tamamen benzetme amaçlı insanileştirilmiştir, teşbihte hata olmaz.

Elbette aramızda bu yazışmanın geçeceği biliniyo, ama bilindiği için yazışıyor değiliz, otomatik mesajlar yazmıyoruz, robot değiliz, yazdığımız kendi aklımızın kelimelere dökülmesinden ibaret. yazdıklarımız biliniyor başka, yazdıklarımız üzerinde tasarrufumuz yok bambaşka birşeydi. ayrım noktasını yakaladıktan sonra hiçbir sorun kalmayacak inşaAllah Anarchst.
sevgiler, teşekkürler
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
:happy:
Sevgili Anarchst,
dediğini gayet net anlamıştım. ama anlıyorum ki ya oğluma anlattığım gibi ya bana anlatıldığı gibi anlatamamışım ki anlamamışsın. Yine tekrar ediyorum, bu anlatmak ve anlatamamak meselelerini aşağılamak maksatlı söylemiyorum.

takvim güneşin doğacağını biliyordu ama güneşin doğuşu üzerinde bir etkisi yok. dolayısıyla güneş kendi doğuşundan sorumlu. iddia ediyorum güneşin sevabı ve günahı kendi boynuna ve seçme hakkı tamamen ona ait. güneş, takvime dönüp '05:53'te doğacak' diye yazdığı için 'banane, takvim bunu daha önce yazmış işte, benim yapacak bişeyim yok,zorla doğdum ben' diyemez. takvimi güneşin doğacağını bildiği için suçlamak afedersiniz, ahmaklık olur. ama güneşi takvim yükseltseydi o zaman zorla doğdum, günahı benden sorulmaz diyebilirdi.

burada güneş-takvim tamamen benzetme amaçlı insanileştirilmiştir, teşbihte hata olmaz.

Elbette aramızda bu yazışmanın geçeceği biliniyo, ama bilindiği için yazışıyor değiliz, otomatik mesajlar yazmıyoruz, robot değiliz, yazdığımız kendi aklımızın kelimelere dökülmesinden ibaret. yazdıklarımız biliniyor başka, yazdıklarımız üzerinde tasarrufumuz yok bambaşka birşeydi. ayrım noktasını yakaladıktan sonra hiçbir sorun kalmayacak inşaAllah Anarchst.
sevgiler, teşekkürler

soru - allah herşeyi bilirmi?
cevap - evet

soru - alah ben gece uyurken (Hatta ve hatta dünyayı bile yaratmadan önce) sabah kalkacağımı elimi yüzümü yıkadıkdan sonra ocağa çay koyup,gelip pc yi açacağımı sdnye girip biraz anasayfada takılıp sonra foruma giriş yapacağımı ve buraya girip senin bana verdiğin cevabı okuyacağımı, ve biraz düşünürek sana bir cevap yazacağımı ve yazacağım cevapdaki kelimelerinde birebir aynen bu kelimeler olacağını biliyormuydu?

bana bu sorunun cevabını evet yada hayır olarak vermen yeterli. takvim saat uğraşmana gerek yok.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Değerli arkadaşlarımdan ricam;

Bu konu başlığı sadece dini ve fıkhi konularda sorulan sualler ve cevaplar için hazırlanmıştır.
Bir mesele ve konu üzerinde tartışma yeri değildir.
Duyarlılığınız için şimdiden teşekkür ediyorum.


Saygılarımla
Hayırlı günler anarchst arkadaşım;

Geçmişte bu konu forumumuzda hayli zaman tartışıldı ve konuşuldu.

Geçmiş yazımdan bir alıntı yapmak istiyorum.

Sizlerden ricam anarchst arkadaşım,

Buraya yazılanları ve sonrasındakileri isterseniz bir okuyun, ondan sonra tekrar görüşelim.

Saygılar

İlk başta herşey kader ile takdir edilmiştir. yani belirlenmiştir yani yazılmıştır.
o zaman biz neden mesul oluruz diye bir sual insanın aklına geliyor

CEVAP:

Bunu bir misalle açıklayayım

şimdi siz yüksek bir tepede otuyorsunuz ve o tepenin etrafını dolaşan bir yol var ve siz o yoldan geçen arabaların doğal olarak gidiş ve geliş istikametlerini de görebiliyorsunuz.

Tam bu sırada bir baktınız ki bir araba o tepenin etrafını dolaşan yolun başlangıcında hatalı bir sollama yapmaya başladı. Ve bir baktınız ki karşı taraftanda bir başka araba geliyor. yol virajlı olduğu için yanlış sollama yapan araba karşı taraftan geleni doğal olarak görmüyor ama siz görüyorsunuz.

Ve o anda elinizde (biraz teknolojik cevap vereyim) internet mevcut.o anda tüm dünyaya kaza olmadan önce haber verseniz ve deseniz ki:
şu mevkide
şu saatte
şu plakalı araçlar çarpışacak ve süratli olduğu için büyük ihtimalle en az iki tarafda ölecek. deseniz.

SORUMLU SİZ OLUR MUSUNUZ?

Aynen kader de öyle
Allah bizim önceden yapacaklarımızı biliyor ve yazıyor
Aynen sizin yazıp tüm dünyaya neşretmeniz gibi


ve olay olduğu zaman mesul o olaya sebep olan kimsedir.
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
Hayırlı günler anarchst arkadaşım;

Geçmişte bu konu forumumuzda hayli zaman tartışıldı ve konuşuldu.

Geçmiş yazımdan bir alıntı yapmak istiyorum.

Sizlerden ricam anarchst arkadaşım,

Buraya yazılanları ve sonrasındakileri isterseniz bir okuyun, ondan sonra tekrar görüşelim.

Saygılar

merhaba mehmet. verdiğin örnek gerçekten mükemmel düşünülmüş bir örnek. bunun için tebrik ederim seni... ama unuttuğun şeyi söyleyim sana. o tepeyide o arabayıda o kayazıda yaradan ben değilim ki.
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
merhaba mehmet. verdiğin örnek gerçekten mükemmel düşünülmüş bir örnek. bunun için tebrik ederim seni... ama unuttuğun şeyi söyleyim sana. o tepeyide o arabayıda o kayazıda yaradan ben değilim ki.
yok anarchst arkadaşım,
o senin söylediğin uyanıklığa giriyor,
sürat yapmaman gerektiğini bile bile yap, kazayı yap, sonra bana sorumlusu ben değilim de!
o zaman polise de böyle söylersin, 'bana bakmayın, benim bu kazamı Allahu Teala yaptırdı bana' gidin O'na sorun hesabı' mı diyeceksin???

kusura bakma ama bu bahsettiğin, günahını Allahu Teala'ya yamamaya çalışan uyanığin hilesinden başka birşey değil.
5 yaşındaki çocuk çoktan anlamıştı anarchst bu yazılanlardan sonra. kaldı ki tüm örnekleri gayet iyi anlayıp, hala 'banane yazılmış,benim sevabım, günahımdan bana sorulmaz' diyebiliyorsan hala, sende başka bir sorun vardır. işlediğin günahlardan mı kurtulmaya çalışıyorsun? kazandığın sevaplardan mı şüphedesin?
Allahu Teala'nın herşeyi bilmesinin kurtulmaya çalıştığın sana ait olan iradenle ne ilgisi var!
Bu arada bunca şey yazdıktan sonra Mehmet kardeşimizin uyarısını fark ettim. Kendisinden özür diliyorum. Son mesajımdır bu konuya dair.
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
yok anarchst arkadaşım,
o senin söylediğin uyanıklığa giriyor,
sürat yapmaman gerektiğini bile bile yap, kazayı yap, sonra bana sorumlusu ben değilim de!
o zaman polise de böyle söylersin, 'bana bakmayın, benim bu kazamı Allahu Teala yaptırdı bana' gidin O'na sorun hesabı' mı diyeceksin???

kusura bakma ama bu bahsettiğin, günahını Allahu Teala'ya yamamaya çalışan uyanığin hilesinden başka birşey değil.
5 yaşındaki çocuk çoktan anlamıştı anarchst bu yazılanlardan sonra. kaldı ki tüm örnekleri gayet iyi anlayıp, hala 'banane yazılmış,benim sevabım, günahımdan bana sorulmaz' diyebiliyorsan hala, sende başka bir sorun vardır. işlediğin günahlardan mı kurtulmaya çalışıyorsun? kazandığın sevaplardan mı şüphedesin?
Allahu Teala'nın herşeyi bilmesinin kurtulmaya çalıştığın sana ait olan iradenle ne ilgisi var!
Bu arada bunca şey yazdıktan sonra Mehmet kardeşimizin uyarısını fark ettim. Kendisinden özür diliyorum. Son mesajımdır bu konuya dair.

bence önce sen mehmetin bana yazdığını tam oku benim ona verdiğim cevabıda tam oku. olayı kafanda iyice canlandır anlamadığın yeri bana yada mehmete sor iyice anla ondan sonra cevap yaz yoksa yazdıkların çok saçma oluyor...

ben kaza yapmıyorumki. ben tepede izliyorum :)

bu arada nasıl kıldığın namazı allahın izniyle yapıyorsan işlediğin günahıda onun izniyle işliyorsun. ;)
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :25/03/2009

Günün Sorusu:
Bir arkadaşımız, bizim için yapması çok zor olan bir şeyi "ALLAH'ını seversen yap" diye söylese,o işi yapmamız gerekir mi, yapmasak mesul olur muyuz?


Günün Cevabı:
Bu şekilde söyleyerek size iş yaptırmaya çalışan bir kimsenin isteğini yerine getirmek zorunda olmadığımız gibi yapılmamasında da bir mesuliyet olmaz.

Artı olarak bir de Allah'ın rızasına uygun olmayan bir işi yapmanızı istiyorsa katiyyen bu işi Allah'ı sevdiğimizi belirtmek için yapmak caiz değildir.Çünkü Allah'ı sevip sevmediğimizi arkadaşımızın istekleri belirlemez.

Ancak dinimiz yardımlaşmayı emreder.Eğer hakikaten zor durumda ise onun işini görmek,(O Allah'ı seviyorsan demese de) zaten Allah için olacaktır.

Değerli arkadaşlarım;
Bu mesajımdan sonra tartışma amaçlı yazılan mesajlar silinecektir.

Bilgilerinize
 

tetrapanazomi

Asistan
Katılım
8 Nisan 2009
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
26
Puanları
0
Selamlar;
Günün sorusu sayılırmı bilemem ama affınıza sığınarak bir soruda ben sormak isterim.
Tarık suresinin 5.6.ve 7.ayetlerine diyanetin verdiği anlamı aşağıya alıyorum.

5. Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.

6. Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.

7. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.

Şimdi sorumu sorayım.

Bel ile kaburga kemikleri arasından çıkan bu su nedir?(Haşa huzurdan meni demeyin)zira onun nereden çıktığı belli...

Bel ve kaburga kemikleri arasında bulunan BÖBREKÜSTÜ BEZLERİ

Adından da anlaşıldığı gibi, böbreklerin üstünde yer alan bu iç salgıbezleri ilk olarak 1543′te anatomi uzmanı Eustachi tarafından incelenmiştir. Fakat fizyolojik rolleri konusundaki kuşkular, yaşadığımız yüzyıla gelinceye dek sürmüştür. Böbreküstü bezleri dokusal yapıları ve fizyolojik işlevleri bakımından kabuk (korteks) ve iç bölüm (medulla) olmak üzere iki farklı bölüm gösterirler. İç bö*lüm adrenalin adlı hormonu salgılar. Bu hormon kan basıncı ve glisemi (kanda şeker miktarı) üzerine etki yapar. Kabu*ğun ise glüsit, lipit, oksidoredüksiyon katalizörleri, sodyum, klor, potasyum metabolizmaları ile vücutta su dağılımı üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Kabuk otuzdan fazla hormon salgılaya*rak yangılanmaları önler. Bu hormonların temel kimyasal yapısı sterol çekirde*ğidir. Bu nedenle kortikosteroit hormon larından söz edilir. Henüz hepsi tek tek elde edilmemiş olan bu hormonlar, son yıllarda tedavi alanında da büyük bir değer kazanmışlardır. Bu hormonların başlıcaları aldosteron, hidrokortizon, kortizon, dezoksikortikosteron, 17 ke-tosteroitler, östrojen, progesteron, testosteron, v.b. dir. Hipofiz bezi, Kortikostimülin çıkararak kabuk bölümünün bazı hormonları salgılamasını ayarlar.

Aldosteron: Potasyum-sodyum dengesini ayarlamasının yanı sıra vücudun tüm sıvı salgılamasında etkilidir. Bu hormon sayesinde sıvı salgıları artar veya azalır. Meni sıvısı üretimi de bu hormondan etkilenir.

Progesteron: İnsan ve diğer hayvanlarda adet döngüsü, gebelik ve embriyogenezde rol oynayan 21 karbonlu bir steroit hormondur. Ayrıca embriyonun uterusa tutunmasını sağlar.

Testesteron: Üreme organlarının büyümesini, üreme organlarındaki çeşitli bezlerin gelişmesini ve erkeksi özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan ve sperm oluşumunda en etkili olan hormondur. Bu hormonun üretimi ve ilgili bölgeye ulaşması gerçekleşmeden spermlerin oluşması imkansızdır.

Östrojen: Fallopiyi yumurtanın ilerlemesi için hazırlar.Uterusta kan ve doku sıvısının artmasını ve yumuşak doku oluşumunu sağlar. Uterusun kasılmalarını arttırır. Uterus içi çeperinin kalınlaşmasını sağlar.Süt kanalının gelişimini sağlar.Dişilik karakterlerinin ortaya çıkmasını sağlar.

Böbreküstü bezlerinden salgılanan diğer bir çok hormon da vücüdün bağışıklık sistemini dengeleyerek embriyonun yabancı bir organizma olarak görülerek savunma sisteminin devreye girmesini engeller. Böylece embriyo güvenli bir biçimde tutunarak gelişimini sağlayabilir.

Kortizon türü böbreküstü salgıları enfeksiyonlara karşı özellikle kadınlarda hassas olan üreme organlarını daha güçlü hale getirir. Bundan yola çıkarak sentetik kortizon ilaçları kronik iltihaplı hastalıklarda bile başarıyla kullanılmaktadır.

Bu kadarla da kalmıyor. Birlleşmenin ve ejukasyonun sağlanması için gerekli adrenalin hormonu (sıvısı) da bu bezlerden salgılanıyor.

İşin asıl çarpıcı yönü ise erkek ve kadında diğer üreme organları işleyiş bakımından birbirinden oldukça ciddi farklılıklar gösterse de üremede gerekli olan temel işlevlere sahip böbreküstü bezler her iki cinste benzer biçimde çalışıyor.

Ayette kadın ve erkek olarak ayrılmadan insanın yaratılışındaki birinci adım çok güzel bir biçimde anlatılmıştır. Hem de 1.400 yıl önce ve insan vücudundaki yeri açık adres verilerek. :)

(Önemli Not:Bir çok meal yazarı diyanetin çevirisinde olduğundan farklı olarak 'fışkıran' yerine 'atılan' ve 'dökülen' kelimesini daha uygun görmüşlerdir. Üreme hormonları dikkate alındığında atılan ve/veya dökülen kelimelerinin daha uygun olduğunu düşünüyorum.) (Herşeyin doğrusunu Allah bilir.)

Kaynaklar: İnternet üzerindeki çeşitli sağlık siteleri.

bobrekustu.jpg

 

Erthon

Profesör
Katılım
17 Ocak 2008
Mesajlar
2,136
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
Selamın Aleykum

Konuyu açmamın sebebi arasam da cevabı bulamamam
Şimdi format atmakta sorun yok ama daha sonra lisansını bir yerden veya birinden bulup windows kurunca ve bundan para kazanınca benim içime şüphe düşüyor

Sizde fikirlerinizi esirgemezseniz sevinirim.

Not: crack konusu da pek farklı sayılmaz.
İç ses: saçmalıyorsun diyenler çıkacaktır.
 

faruk27

Öğrenci
Katılım
15 Mayıs 2009
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Hacıcavcav adlı kişini Kur'an hakkındaki yazdıkları dikkatimi çekti acaba o kişi müslüman mıdır? ki ben merak ediyorum onun bildiğini saydığı bilim ile Alemlerin rabbi olan Allah Azze ve Celle'nin ilmi birmidir! ve yine söylüyorum Allah'ın kur'anda belirttikleri(kur'an apaçık Allah'ın sözüdür!) ve O'nun mucizelerinin hangisini senin bildiğini varsaydığın bilimin anlatabilir veya açıklayabilir? Ki İlim Allah katındadır! Allah Azze ve Celle gönderdiği tüm peygamberlerini mucizeleri ile donatmıştır! her peygamber Allah Azze ve Celle'nin mucizesi ile İslamiyet'i yaymıştır. Ama bunu senin gibi bid'at çıların anlamasını bekleyemeyiz!
Senin ilim dediğin ;
Allah'ın peygamberi olan Musa Aleyhisselamın mucizesi olan asasının nasıl olup da bir yılana dönüşüp, sonra firavun un büyücülerinin yaptıkalrı yılan ları nasıl bir bir yediğini ve sonra o büyücülerin bu ilim ve mucize karşısında nasıl da Allemlerin rabbi olan Allah'a secde ettikelerini,
başka bir örnekde ;
Allah'ın peygamberlerinden olan İbrahim aleyhisselam'ın kendi kavmi tarafından kavurucu bir ateşe atılıp o teşin Allah'ın emri ile Allah 'ın peygamberi olan İbrahim Aleyhisselama zarar verememesi...
açıklayabilecek mi???? (örnekleri çoktur istediğiniz kadar çoğaltabilirim, ve hepsinin delillerini verebilirim bu konuda)
Dolayısı ile Allah Subhanehu ve Teala'nın mucizeleri karşısında ne sana ders veren ilim sahibi dediğin profesörler ne de senin gibi Bid'at çılar açıklayabilir...
İLİM YANLIZCA ALLAH KATINDADIR!
Allah'a secde eder O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim!
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :20/05/2009

Günün Sorusu:
Erthon arkadaşımız soruyor;

Formattan kazanılan para helal midir?
Selamın Aleykum

Konuyu açmamın sebebi arasam da cevabı bulamamam
Şimdi format atmakta sorun yok ama daha sonra lisansını bir yerden veya birinden bulup windows kurunca ve bundan para kazanınca benim içime şüphe düşüyor

Sizde fikirlerinizi esirgemezseniz sevinirim.

Not: crack konusu da pek farklı sayılmaz.
İç ses: saçmalıyorsun diyenler çıkacaktır.
Günün Cevabı:
Bu soru tarafımdan Diyanet İşleri Başkanlığı Fetva Dairesine sorulmuştur.
Cevabı aynen naklediyorum.

Şimdi telif hakları ile korunan orjinal bir cd aldık.
Bilgisayarımıza yükledik.Ve o cd'yi bir arkadaş veya akrabamıza hediye etmemiz kesinlikle caiz değil.

Çünkü;Şimdi eğer biz cd'yi bilgisayarımıza kurmadan hediye etmiş olsak tamam,ama kurduktan sonra hediye edince o programı yapanların müşterisini elinden almış oluyoruz.Dolayasıyla eğer biz cd'yi hediye etmemiş olsak, o şahıs para verip alacak.Bundan dolayı o programı yapanların müşteri sayısının azalmasına sebep olduğumuz için Fetva Dairesi kesinlikle caiz görmüyor.

Hal böyle olunca parayla satma mevzusuna hiç girmiyorum.
 

Erthon

Profesör
Katılım
17 Ocak 2008
Mesajlar
2,136
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
Mehmet abi teşekkür ederim bu cevabı bana ilettiğin için.
 

serious

Asistan
Katılım
18 Mart 2007
Mesajlar
207
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
off ya nolcak şimdi, bu cevap baya sarstı beni. Günlük hayatta o kdar çok yapıyoruz ki hele de biz bilgisayarcılar, nerde crack var nerde kopya bizde:( nasıl altından kalkılır onca CD, program, Crack:(
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
off ya nolcak şimdi, bu cevap baya sarstı beni. Günlük hayatta o kdar çok yapıyoruz ki hele de biz bilgisayarcılar, nerde crack var nerde kopya bizde:( nasıl altından kalkılır onca CD, program, Crack:(

Hayırlı cumalar serious arkadaşım;

Şimdi o programı yapanlara söylesek biz bu şekilde yapıyoruz diye,size ne yaparlar?Herhalde ağıza alınmayacak sözler söyleyebilirler.

Şahsi kanaatim olarak bu işi yapan akradaşlar program sahiplerine veya firmalarına bir telefon açıp soruversinler ki,ebedi hayatlarını 3-5 kuruş karım olacak diye zora sokmasınlar.Zira yapılan o programlarda yağmur gibi gökten yağmıyor.Az veya çok masraf yapılıyor.

Siz acaba aynı masrafı yapsanız bedava dağıtmazsınız herhalde?

Sonuç olarak nede olsa Cennet ucuz değil.Bir bedel ister.O bedel bize ne kadar ağır gelse de herhalde yeridir.

Saygılar
 

Cem

Profesör
Katılım
23 Ağustos 2006
Mesajlar
1,028
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
off ya nolcak şimdi, bu cevap baya sarstı beni. Günlük hayatta o kdar çok yapıyoruz ki hele de biz bilgisayarcılar, nerde crack var nerde kopya bizde:( nasıl altından kalkılır onca CD, program, Crack:(
Pişmanlığını, günahını, sarsıldığını ifade eden ne güzel bir insandır. Siz sarsıldığınızı ifade ederken, üzerimize düşeni alamayanlardan olarak ben sarsıldım. Allahu Teala razı olsun. Size ve bize gelmiş geçmiş, bildik bilmedik, işimize gelen, gelmeyen haramlardan kurtulmak duasıyla.
 

serious

Asistan
Katılım
18 Mart 2007
Mesajlar
207
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Kesinlikle haklısınız. İşi mantığa vurduğumuzda en mantıklı olan zaten güzel dinimizin gereği olan oluyor. Geriye sadece bu cevabı anlayana kadar nefsimize anlatmak kalıyor. Allah bunun üstesinden gelebilenlerden eylesin inş.
Bir günahın acısını duymak güzel evet ama eğer sadece acısını çekmekle kalınırsa bu zamanla birşey ifade etmez hale gelir. Bir an önce ortadaki hatalar düzeltilmeye çalışılmalı, aynı günah tekrarlanmamalı. İşte o zaman Allah indinde gerçek bir tövbe etmiş oluruz-Allah'ın izniyle tabi ki-.
Tekrar görüşmek üzere hayırlı günler
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :27/05/2009

Günün Sorusu:
Günlük hayatta karşılaştığımız namahrem kişilere (bayan veya erkek) karşı haramdan korunmak için tavrımız nasıl olmalıdır?İster istemez bir erkek isek günlük hayatta açık saçık bir kadınla karşılaşabiliyoruz.Ölçümüz ne olmalıdır?

Günün Cevabı:
Bir erkeğin kendisine yabancı olan kadınla veya kadının da kendisine yabancı olan bir erkekle münasebetleri sınırlıdır.Bu sınırı Rabbimiz Nur Sûresi 30-31. ayetinde şöyle belirtiyor:

“Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar...”

Bu ayetten de anlaşıldığı gibi; birbirlerine nikah düşün kadın veya erkeğin birbirlerine bakmamaları bildirilmektedir.

Yasaklanan bu bakışın sınırı ve mahiyeti ise;Âyette geçen “gözleri kapamaktan” maksat, gözleri kapatarak başı yere eğip yürümek, dolaşmak değildir.Zaten bu şekilde davranamayız.

Ama yapabileceğimiz şudur;Doğal olarak günlük hayatta karşılaştığımız erkeğe ve kadına gözümüz ilişir ve hemen ardından başımızı başka yöne çevirirsek harama girmekten kurtulmuş oluruz.Ancak erkeği veya kadını gördükten sonra birkaç defa daha şehvetle bakmamız ise kesinlikle caiz değildir.

Son olarak Resul-i Ekrem (a.s.m.) Hz. Ali’ye şöyle buyurmuşlardır:

“Yâ Ali, arka arkaya bakma! Birinci bakış hakkındır, fakat ikinci bakışta hakkın yoktur.” {(Ebû Davud,Nikâh:43) (Tirmizi, Edeb:28)}





 

bck332

Öğrenci
Katılım
4 Haziran 2009
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
günün sorusu:
szin de bilgilerinizden yaralanmak istiyorum cünüp oldukdan sonra boy abdesti alırken abdesti tamamladıkdan sonra en son banyodan çıkmadan önce vücudu köpüklemek ve yıkamak abdestti bozar mı ? tekrar abdest almak gerekir bcankara_37@hotmail.com
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :09/06/2009

Günün Sorusu:
bck332 arkadaşımız soruyor;
Cünüp oldukdan sonra boy abdesti alırken, abdesti tamamladıkdan sonra en son banyodan çıkmadan önce vücudu köpüklemek ve yıkamak abdestti bozar mı? Tekrar abdest almak gerekir mi?
Günün Cevabı:
Eğer gusül abdestini veya normal abdesti bozacak bir vaziyet vuku bulmamış ise,tekrardan abdest almanıza gerek yoktur.Ancak gusül abdestini veya normal abdesti yıkanıp temizlendikten sonra almak daha uygundur.
Çünkü;Zaten vücud kirli ise, (boy abdesti almak gerektiği zaman) önce vücudu pisliklerden temizlemek gerekir.Ardından abdest alınır.
 

bulmeh

Profesör
Katılım
26 Temmuz 2007
Mesajlar
1,653
Reaksiyon puanı
14
Puanları
38
Soru: Allah'ın ahirette kafirlere (inanmayanlara, iman etmeden ölenlere), rahmet edebileceği hususunda deliller var mıdır? varsa paylaşabilir misiniz?
 
Üst