Gökay Çalışkan Şiirleri..

[CEH]

haydi gel..
bak geçiyor hayat
ana rahmindeki kadar
heyecan dolu bedenim
haydi uzat küçük ellerini
dünyalar kadar
çiçekler alacağım sana
yavrusunu bekleyen
kırlangıç gibiyim şimdi,
gel artık
öldürmeyelim zamanı

bu defa,
yaşamdan yana kullanacağız oyu..
elimizde özgürlük
umut senin kanatlarında
haydi gel
kon pencereme
değiştirelim dünyayı..

Gökay çalışkan

 

[CEH]

Sen bir insan sayılmazsın,
çocukluğunda başlayan
siyah gölgeler
tarihine dönüştü senin
ve tarih
renk körüydü
bir siyahtan
bir de beyazdan

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Gecenin Kıyısında Bekliyorum
Ben,
Hep sevdim geceleri..
Ayışığı yüzümde
Son şiirimi yazıyorum
ve sevdim hep şiirleri..

Tükettim son sigaramı
Ve tükendim
Çürüdüm bu şehirde.

Yordun beni, sevgili ülkem.
Bense, hep sevdim seni

Bu gece
Bir kaosun eşiğinde..
Son kez bakıyorum dünyaya
Gururla..

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Gözlerinde yine o,
Kekremsi buğu
Henüz yağmadı yağmur
Hasretin kapıyı çalar şimdi
ve, yine...
Çıldırır Saatler
Zaman durur...

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Sen Olsaydın Koynumda
Bir şeyim kalmazdı benim
Güneş;
Hiç doğmadığı kadar
Batıdan doğar,
Ve henüz
Açmadığı çiçekleri koklatırdı
İlkbahar

Ve bir başka uçardı martılar,
Sessiz, derin
Demi tutmazdı çayın
Dibi yanık tenceremde.

Yine sen kokardı
Bu ıssız şehir
Ve kalabalıkta bir çift göz
Seni arardı yine
Oysa,
Zamanı dolmuş bir faniyim şimdi.
Ya da bir vapur iskelesi,
Saat 3'ü vurdumu
Karşıya geçen.

Geçtiğim her limanda
Seni ararım.
Nerdesin ?

Biliyorum.
Herkese Uzak,
Bana yakın bir yerdesin.

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Ne çok sevmiş Allah,
Sizi benden çok
sizi bizden çok...

Depremler oluyor şimdi
uykusuz gecenin ardından
sabahçı yüreğimde
siz gittiniz ama
ben kaldım
göçükler altındayım...


Gökay Çalışkan

 

[CEH]

umutları solmasın diye
beyaz çocuk
siyah gölgelere verdi oyu
ve sonra
sustu o kent

küsmedi beyaz çocuk
ellerinde güller
beyazdan beyaz
gözlerinde umut
attı gülleri
siyah kente,

Sonra yıkıldı
siyah kent
ve sustu sonra
beyaz çocuk

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Hayatın içindeymiş
biraz kenarında
biraz köşesinde..

gece gündüz çalışırmış
karanlıkta aradığı
iki çift deli göz

buldukça yaşarmış çünkü;
ya da yaşamak için bulurmuş.
ne farkeder ki..

ürkekmiş üstelik
çağırandan kaçar,
kaçanı yakalarmış

Çok canlar yakmış
katil olduğuda olmuş üstelik,
yinede utanmaz
arar dururmuş yinede.

Bir gece vakti
şehrin birinde
yakaladı benide

Adını sordum
Aşk'mış
Çevirdi namluyu boynuma
silahıma bile davranamadım
tam kalbimden vurdu şerefsiz !

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Bugün 14 şubat
Acısı eski değil ayrılığın
ve dudaklarım
mühürlü artık...

Bugün 14 şubat
Şubat benden soğuk
Ben şubattan yalnız..

Sürmedi çok
cinayet teşebbüslerimiz
Başardık sonunda
oysa
zor değildi aşkı yaşatmak
bu yüzden belki de
kolay oldu cinayetlerimiz


Bugün 14 şubat
Sana içiyorum..
sen yoksun.

O halde..
Yokluğunun Şerefine..

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Elleri pasaklı
boyunları pis
gözleri kömür karası
ince dudaklarında
eski bir şarkı
dünyaya hoşgeldiniz
güneşin çocukları

Saçları güzel
oyuncaktan bir bebeğiniz
olmayacak hiç sizin.
Çamurdan yapacaksınız,
oyuncaklarınızı.

Ve anneniz kızmayacak hiç size
akşam vakti,
oyunda unutup hayatı
eve geç geldiniz diye.

Ölülerin konuşamadığını,
Öğreneceksiniz.


Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Bir yağmur akşamı
görmüştüm seni
başında pembe
şapka vardı
Yağmur durdu birden
Kaynadı içim
Şehir, körfez oldu sonra
Sen nazlı prenses
Ben sabıkalı şövalye
Yık haydi surlarını
Gel,bütün ol benimle..

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

Gözlerin ölüm sisi
Dudakların hayat belirtisi
Gözlerine mi inanayım
dudaklarına mı
Söyle aşk perisi

Geleceğinle erittim geçmişi
Varlığın ölüm habercisi
hayalin yaşam beklentisi
söyle,
hayalinlemi sevişeyim aşk perisi.

Sonu yok ki uçurumların
dün,bugün,yarın..
güneşin küstüğü yerde sevdim seni.

varlığın,hayat belirtisi
yokluğun,ölümün elif hali
Söyle, öleyimmi aşk perisi..

Gökay Çalışkan

 

[CEH]

yokmuydu aşka dair
sevimli bir sözün?
doğrusu sen,
başından beri
gönülsüzdün..

Gökay Çalışkan

 

[bilmiş*gülücük]

5.si ne güzeldi