Gıyabından yapılan duâ kıymetlidir

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan wenus
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

wenus

Asistan
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
126
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Ma'rûf-i Kerhî hazretleri, birgün talebeleriyle hurmalıkta oturuyordu

Bu esnada Dicle nehrinden bir kayık geliyordu Kayıktaki birkaç genç, içip içip nârâlar atıyorlardı Bu hoş olmayan manzara karşısında talebeleri dediler ki:


- Efendim, duâ edin de Allahü teâlâ bu kendini bilmezleri nehrinde boğsun, insanlar da böyle zararlı kimselerden kurtulsunlar

Bunun üzerine kayıktakilere şöyle duâ etti:

- Yâ Rabbî! Sen bu kullarını dünyada neş'elendirdiğin gibi âhırette de neş'elendir

Talebeler bu duâya bir ma'nâ veremediler Kendisine sordular:

- Efendim, böyle duâ etmenizin hikmetini anlayamadık İzâh eder misiniz?

- Bekleyiniz! Söylediklerimin sırrı şimdi ortaya çıkar

Talebeler dikkatle kayıktakileri takip etmeye başladılar Kayıktakiler, kıyıya çıkınca, Ma'rûf-i Kerhî hazretlerini gördüler Birden ne yapacaklarını şaşırdılar Daha o, kendilerine birşey söylemeden, ellerindeki sazı kırdılar, içkileri attılar Huzûruna gelip tevbe ettiler

Ma'rûf-i Kerhî hazretleri talebelerine dönüp buyurdu ki:

- Gördüğünüz gibi, herkesin istediği oldu Ne onlar boğuldu, ne de kimse onlardan rahatsız oldu?

Gıyabından yapılan duâ kıymetlidir

Çünkü, Mü'minin, görmeden bir kardeşine yaptığı duâda riyâ ve menfaat yoktur

Fakat hazır olan kimseye yapılan duâda, gösteriş ve çıkar söz konusu olabilir

Bir arada olmayanların birbirlerine yaptıkları duâda yalnız Allah rızâsı gözetildiği için duâları makbûl olur

Bir hadîs-i şerîfte, “Bir Müslümanın, din kardeşine gıyâbında yaptığı duâ kabûl olunur Başucunda bir melek vardır Kardeşine duâ yaptıkça, sana da o kadar der O meleğin görevi budur” buyurulmuştur


Misâfirin duâsı evine,
gâzînin duâsı vatanına dönünceye kadar makbûldür

Çünkü âilesinden uzak olduğu ve çeşitli zorluklarla karşılaştığı için kalbi kırıktır

Allahü teâlâya bütün kalbi ile yönelir ve duâsı da Hak teâlânın lûtuf ve ihsânı ile kabûl olur

Herhangi bir kâfire, Allah ömür versin demek, câiz değildir

Müslüman olması için böyle duâ etmek, câiz olur

Kâfire saygı ile selâm veren, kâfir olur

Kâfire saygı bildiren bir söz söylemek, meselâ hürmet için üstâdım demek, ölünce, “Allah rahmet etsin” demek küfür olur


__________


Allah'a sığınmanın en güzel yollarından birisi DUA'dır. Dua, insanın hem kendisi, hem de müslüman din kardeşleri adına Allah'a yalvarması demektir. Nitekim "..onlar için dua et, Çünkü senin duan onlar için sukunettir" (Tevbe, 9/103) buyurularak duanın etkisi Kur'an'da açıkça gösterilmiştir.

Cenab-ı Rabbül Alemin Hz. Musa’ya:

“Ya Musa bana günahsız bir ağızla dua et!” diye buyurdu.


Musa (a.s.):“Yarabbi bende öyle bir ağız yok ki, sana nasıl günahsız bir ağızla dua edeyim,” dedi.

Bunu üzerine Allah’ü Teala:

“Başkalarının ağzıyla dua et çünkü sen başkalarının ağzıyla günah işlemiş olmazsın, öyle hareket et ki diğer insanlar gece gündüz sana dua etsinler. Veya kendi ağzını temizle, Allah’ın (c.c) adı temizdir onu zikrederken ağız temizlenir,” buyurdu.


Ümmü Derda (ra)’dan rivayete göre, Resulullah (sav) efendimiz buyurmuştur:

دعوة المسلم لأخيه بظهر الغيب مستجابة عند رأسه ملك موكل، كلما دعا لأخيه بخير، قال الملك الموكل به، آمين و لك بمثل..


“Bir müslümanın, bir din kardeşine gıyabında yaptığı DUA kabul olunur. Başında vazifeli bir melek vardır. Kardeşine hayır DUA’da bulunduğu vakit, bu melek: ‘AMİN’ der. Ve: ‘Senin için de bir misli olsun’ der.” Müslim-Ebu Davud Tac c 5 s 210


Hadisin Tirmizi’deki metninde hafif bir değişiklik var ki şöyledir:

إن أسرع الدعاء إجابةً دعوة غائب لغائب..


“En çok kabul edilen dua, din kardeşin gıyabında yapılan duadır” Ebu Davud-Tirmizi: Tac c 5 s 211




Efendimiz (sav), Ömer (ra) umre yapmak üzere kendisinden müsaade almaya geldiğinde Resulullah (sav): (لا تنسانا يا أخي من دعائك) “Kardeşim bizi duandan unutma” diye kendisinden dua istemiştir. Hz. Ömer der ki: (كلمة ما يسرني أن لي بها الدنيا) “Bu, bir sözdür ki, bedelinde dünya verilseydi, o kadar sevinmezdim” buyurur. Ebu Davud-Tirmizi: Tac c 5 s 211



Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]



Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Bir Müslümanın din kardeşinin arkasından ettiği hayır dua kabul olur. O dua edince, bir melek, “Âmin, kardeşin için istediğinin aynısı sana da verilsin” der.) [Müslim, Tirmizi, İbni Mace]

(Allah ile arasında perde bulunmayan iki dua vardır. Biri mazlumun duası, diğeri de kişinin din kardeşinin gıyabında yaptığı duadır.) [Taberani]
 

wenus

Asistan
Katılım
14 Haziran 2009
Mesajlar
126
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar. (Bakara Suresi, 186)



Bir kimse kardeşine gıyabında dua ettiği zaman, başında görevli bir melek:

‘Allah o kardeşin için istediğin şeyin aynısını sana da versin,’ diye dua eder”[ Ebu Davud, Vitr, 29 (No: 1534)]


hadis-i şerifi bildiriyor ki; kendisini düşünen kimse, din kardeşine hayır dua etmelidir Çünkü, bu onun için daha kazançlı olacaktır

Hadisin başka bir rivayetinde, din kardeşine dua eden kimseye, Allahu Teala şöyle buyurur: “Ey kulum, istediğini vermeye önce senden başlarım” [Zebîdî, İthâfu’s-Saâde, VII, 136]



İbni-Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "En çabuk kabul edilen duâ, müminin mümine duâsıdır" Tirmİzî Ebû Dâvud Buhârî, el-Edebül-Müfred



Cenab-ı Hakk; “Ey Musa! Bana günah etmediğin, kötü söz söylemediğin bir ağızla dua et, sığın!” buyurdu

Hz Musa; “Benim öyle bir ağzım yok” Dedi

Hakk da buyurdu ki; “Öyle ise bize başkalarının ağzı ile dua et!”

Çünkü sen, başkasının ağzıyla günah işlemediğin için o ağız senin için temizdir, günahsızdır

Öyle hareket et ki, başkalarının ağzı gece gündüz sana dua etsin
Sen, başka birinin ağzı ile kötü söz söylemediğin, günaha girmediğin için o başka birinin özür dileyen ve dua eden ağzı yok mu, işte o ağız senin için günah etmediğin ağızdır”

Peygamber Efendimiz: “Günah işlemediğiniz dillerle dua ediniz!” buyurmuştur

Ashab; “Bize böyle diller lutfet ey Allah’ın Resûlü!” demişler


Peygamberimiz de buyurmuş ki; “Bazınız bazınıza dua etsin Çünkü sen, onun diliyle kötü söz söylemedin; o da senin dilinle günaha girmedi” Buyurmuştur



Kişinin yanında bulunmayan mü’min kardeşine dua etmesi, Allah’ın makbulu olur, başucunda bu işe memur edilmiş melek o kardeşine dua ettikçe;

“Amin!” der “Sana da dua ettiğin gibi olsun!” ve “Kardeşin kardeşe guyabında duası reddedilmez!”

ve “İki dua vardır ki, reddedilmez; o dua edenlerle Allah arasında bir perde yoktur;

Biri, zulüm gören kişinin duası,
öbürü de mü’minin kardeşine gıyabında ettiği dua”
Hadisleri yukarıdaki beyitin anlaşılmasına yardımcı olur

Yahut da kendi ağzını günahtan, kötü sözlerden arıt, temizle;
Ruhunu günah yükünden kurtar, çevik hale getir

Mesnevi // 180- 185




KARDEŞLERİNE GIYABINDA DUA ETMEK




Ebu’d-Derda ra der ki: “Secde hâlimde isimlerini zikrederek Allah için sevdiğim yetmiş kardeşime dua ederim” [Bkz: Gazalî, İhya, II, 269]

Ebu Talib el-Mekkî [ks] der ki: “Kardeşliğin hak ve gereklerinden birisi de kardeşi için gıyabında hususi dua ve istiğfar etmektir Allah için kardeşliğin bundan başka hiçbir bereketi olmasaydı, bu bile yeterdi

Muhammed b Yusuf İsfahanî derdi ki:
“Allah için sevilen salih kardeş gibisi var mıdır?

Sen ölünce evlad ü iyalin mirasını bölüşmekle uğraşırken,

Allah yolundaki kardeşin senin hasretini çeker, sana göndereceği hayrı düşünür

Sen toprak altında yatarken o, gece karanlıklarında senin için dua edip ağlar”



İnsan için en büyük hasret çekilecek şey, dünyadan çıkıp gittiğinde arkasında kendisine hayır dua edecek bir kimsenin bulunmayışıdır

Hadis-i şerifin belirttiği gibi, ölen kimse arkadan kendisine hayır dua edenlerin duası ile sevinip bayram eder, kardeşlerinin yaptığı dualar dağlar büyüklüğünde nur hâlinde kabrine girer” [Bkz: el-Mekkî, Kutu’l-Kulub, II, 228-229; Gazalî, İhya, II, 270]

Zunnun el-Mısrî’ye ks: “Kiminle arkadaşlık yapayım?” diye sorulunca:

“Hastalandığın zaman seni ziyaretine gelen ve bir günaha düştüğünde de senin için Allah’a yönelip istiğfar eden kimseyle arkadaşlık yap,” demiştir [Bkz: Kuşeyrî, Risâle, II, 578 [Trc:Kuşeyrî Risâlesi, 412]



Kardeşlerin gıyabında yapılan dua, kalbteki samimiyeti isbat eder

Bu, çok yüksek bir ahlaktır O ancak sadık ve vefakar dostlarda bulunur Vefanın en zirvesinde bulunan Rasulullah [as] Efendimiz, ömrü boyunca hergün ümmeti için dua etmiş, göz yaşı dökmüştür

Miraçta Cenab-ı Hak ile en sırlı ve saklı görüşmesini yaparken bile, salih ümmetine vefasını göstermiştir

Allahu Teala kendisine özel selam ve salat ettiğinde, “Selam bize ve salih kulların üzerine olsun” temennisiyle, o huzurda sevdiklerini zikretmiştir

Bundan daha yüksek bir dostluk ve vefa olur mu?

Ona, Allah katında en makbul, en layık, en bereketli salat ve selam, hürmet ve ihtiram olsun

Onun aşkına düşen arifler ve onların edep halkasına girenler, bu dostluğun ifası ve o sünnetin ihyası adına, bütün ümmet-i merhumeye dua etmelidirler

Bu, imanın hakkı ve ilahî sevginin gereğidir

Müminler birbirlerine dua ve sevgi ile destek vermelidir

Rasulullah Efendimiz [sav]: “Şüphesiz müminlerin birbirlerine yaptıkları duaları onları arkadan sarar, destekler,” [Ahmed, V, 183; Dârimî, Mukaddime, 23; Tabaranî, el-Mu’cemu’l-Kebir, V, 143 [No: 4890]; İbnu Abdilberr, Beyani’l-İlm, I, 42; Beyhakî, Şuabu’l-İmân, VI, 66 [No:7514]; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 138] buyurmuştur
 

risale

Doçent
Katılım
23 Mart 2010
Mesajlar
557
Reaksiyon puanı
13
Puanları
0
Allah[cc]razı olsun bu değerli paylaşımların için
 
Üst