Fatih Altaylı Darbe Niye Olmadı..?

Bu konuyu okuyanlar

spybot

Guru
Emektar
Katılım
1 Kasım 2008
Mesajlar
47,206
Reaksiyon puanı
629
Puanları
113
fatih_altayli_teketek.gif
Fatih Altaylı

fatihaltayli@haberturk.com
Darbe niye olmadı?

10 Eylül 2010 Cuma, 08:05:24

BİR süre önce Habertürk’ü ziyarete gelen bir Bakan’la sohbet ediyorduk.
Konu Ergenekon’a geldi haliyle.
Ben bu davanın “darbe” ile ilgili bölümünü “anlamsız” bulduğumu söyledim.
Ve bir örnek verdim.
“Sayın Bakan şimdi siz, ben, yanınızda oturan Yiğit Bulut bir plan yapsak ve aşağıdaki banka şubesini soymaya karar versek. Hatta bunu yazılı hale getirsek. Nasıl gireceğimizi, paraları nasıl alacağımızı, nasıl kaçacağımızı her şeyi planlasak. Ama bir nedenle bunu hayata geçiremesek ya da olmayacağını anlayıp vazgeçsek. Aradan beş altı yıl geçse. Ben emekli olsam, siz bakanlıktan ayrılsanız ve bu planları sizin veya benim masamda bulsalar. Biz bu bankayı soyma girişiminden suçlu olurmuyuz?”
Yanımda oturan hukukçu dostum“Bu hukuğun açmazlarından biridir. Yüzlerce yıldır tartışılır durur” dedi.
Bakan ise “Ama niyet çok açık. Yapmaya niyetlenmişler fakat yapamamışlar. Bu da bir suç değil mi” dedi.
“Tartışmalı” dedim. “O günlerde herkes bunu konuşuyordu. Ama yapılmadı. Yapılamadı. Bence konu kapandı” dedim.
Bakan sordu: “Niye yapılamadı sizce?”
Masadaki herkes bazı yanıtlar verdi. Kimi Hilmi Özkök‘ün bunu engellediğini, kimi başka gerekçeler öne sürdü. Bakan da Hilmi Özkök‘ün orada önemli bir engelleme fonksiyonu olduğu düşüncesindeydi.
“Yanılıyorsunuz. Hilmi Özkök’le alakası olamaz. Eğer niyetleri olsaydı, darbeye Hilmi Özkök’ü tutuklayarak başlarlardı. Türkiye’de sadece bir darbede Genelkurmay Başkanı da darbecilerle birlikteydi. Bunun dışında Genelkurmay Başkanları darbeye asla destek vermediler. Yanılıyorsunuz” dedim.
Sonra Bakan bana sordu. “Siz söylemediniz niye yapılamadığı konusundaki düşüncenizi?”
Ben de söyledim bunun üzerine.
“Bence iki nedeni var. Hatta tek nedeni var. ABD darbeye destek vermedi. Darbe istemedi. ABD izin vermeyince olmadı. ABD arkalarında olmayınca ekonomiyi yönetememekten korktular” dedim.
Bunun üzerine Bakan gülümsedi.
“Demek ki, bugün olsa durum farklı olurmuş” dedi.
Şaşırdım. Çünkü ABD ile ilişkilerin çok da kötü olmadığını düşünüyordum.
Sonra Serdar Turgut‘un bugünkü yazısını okuyunca ilişkilerdeki durumun vahametini daha iyi anladım.
Yine de merak etmeyin bence.
ABD ile ilişkiler ne kadar kötü olursa olsun, Türkiye’de artık darbeler dönemi kapandı.
En azından askeri darbeler dönemi kapandı.
Yıllar önce yazmıştım “McDonald’s olan ülkede darbe olmuyor” diye.
Türkiye’de de darbe marbe tehlikesi yok.
Yine de Serdar Turgut‘u mutlaka okuyun bugün.
Hayli önemli bir yazı.
Biz mi şanslıyız, çocuklarımız mı!
İNTERNET siteleri “Fatih Altaylı hastaneye kaldırıldı” diye yazınca epey bir arayan soran oldu.
Sağolun.
Kimileri üzülecek ama iyiyim çok şükür.
Biraz sıkıntı çekince Hande “Gel bir baktıralım” deyip hastaneye götürdü.
Baktılar.
Sağlam çıktım.
Yorgunluk, stres, sıkıntı. Başka bir şey yok. Daha epey iş görürüm gibi duruyor.
En azından şimdilik.
“Biraz kalın daha detay tetkik edelim”
dediler.
Kızıma söz vermiştim“Akşam basketbolmaçına gideriz” diye. Bir gün önce de futbolmilli takımımızın maçına gitmiştik beraber.
“Yok kızıma sözüm var”
dedim “Maça gidicez”.
Basketbol maçı en stresli, kalbe en zor maç ama bizim çocukların basketbol maçını stressiz hale getirmesine alıştık.
Açıyorlar farkı, rahat rahat izliyoruz maçı.
Rakip bile son periyot başlamadan maçı bırakıyor.
Yine öyle oldu. Rahat rahat izledik.
Düşündüm de, şimdiki çocuklar en azından spor konusunda bizden şanslı.
Biz şerefli mağlubiyetlere, müthiş beraberliklere sevinen bir çocukluk ve gençlik yaşadık.
Zeynep
ise doğduğu sene Galatasaray’ın Avrupa Şampiyonluğu’nu gördü.
2 yaşındayken ülkesinin futbol takımı Dünya 3.’sü oldu.
Artık her dalda şampiyonlukların peşindeyiz.
Bir kızımız atletizmde Avrupa Şampiyonu oluyor.
Fenerbahçeli kadın voleybolcularımız Avrupa’nın zirvesinde.
Diyorum ya, en azından spor konusunda bizden şanslılar.
Milli takımımızın maçı öncesi salonda yerimizi almış oturuyoruz. Salona Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘ün girdiği anons edildi.
Birden bire salondan geniş katılımlı bir “Yuuuh” yükseldi.
Zeynep
şaşırdı.
“Ne oldu”
diye sordu.
“Cumhurbaşkanı geldi ona kızıyorlar”
dedim.
Daha da şaşırdı.
Çünkü biz ona Cumhurbaşkanlığı’nın “saygın bir makam” olduğunu öğrettik hep.
Diyorum ya, spor konusunda çocuklarımız bizden şanslı.
Ama bizim çocukluğumuzda Cumhurbaşkanları salona girdiğinde yuhalanmaz alkışlanırdı.
Düşündüm de acaba biz daha mı şanslıydık!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
"Düşündüğümüz zaman"



haberturk.com
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Sayın Bakan şimdi siz, ben, yanınızda oturan Yiğit Bulut bir plan yapsak ve aşağıdaki banka şubesini soymaya karar versek. Hatta bunu yazılı hale getirsek. Nasıl gireceğimizi, paraları nasıl alacağımızı, nasıl kaçacağımızı her şeyi planlasak. Ama bir nedenle bunu hayata geçiremesek ya da olmayacağını anlayıp vazgeçsek. Aradan beş altı yıl geçse. Ben emekli olsam, siz bakanlıktan ayrılsanız ve bu planları sizin veya benim masamda bulsalar. Biz bu bankayı soyma girişiminden suçlu olur muyuz?”
Bir şeyi eyleme dökmek için önce düşünmek, plan kurmak gerekir. Bazen eylemlerin sadece plan aşamasında ya da düşünce aşamasında kalıyor olması, bu eylemi düşünenlerin "henüz" suç işlemediği sonucuna bizi ulaştıramaz. Örneğin Eroin hazırlayan birinin tamda bu esnada yakalanması durumunda, eroin üreten kişin "ben sadece hazırladım henüz satmadım ve kullanmadım" demesi onun mahzun olduğunu göstermez. Zira üretim varsa bu gereksiz bir amaç için var hale getiriliyor değildir. Ya da “hobi” olsun diye üretiyor değildir. Bu eroin hazırlandığı gibi kullanılacak ya da kullandırılacaktır.

Aynı durum darbe planını yapan ve bunun projesini hazırlayan; ancak tamda bu esnada yakalan kişiler içinde geçerlidir. Zira bu planı yapanlar kendi aralarında “eğlence” olsun diye bu planı hazırlamış değiller.

Olayın bir başka boyutu da darbe hazırlığı yapanların yakalanmadan önce, yani düşünce eyleme geçmeden yakalanan bu kişilerin, düşüncelerinden kaynaklanan bir değişiklikten dolayı mı darbe yapmadılar, yoksa “uygun bir zemin” bulamadıkları için mi ”şimdilik” ertelediler? sorusudur. Eldeki emareler fazlasıyla “uygun bir zemin” bulunamadığı için “şimdilik” ertelediklerini göstermekte. Sadece bu durum bile yakalanmaları ve tutuklanmaları için yeterli bir delildir. Yani ortada bu “hukuk garabeti” yok.
 
Üst