Ezanın Türkçe Okunması Üzerine...

Bu konuyu okuyanlar

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Düşünme yetenekleri yok, doğru bildiklerini sorgulama yetenekleri yok, "yanılmış olabilirim" şeklinde bir özeleştiri becerileri yok, değişim de çaplarına uygun değil.
Yalnızca farklı düşünenlere değil, zaman içinde düşünceleri evrilmiş olanlara küfür etmek gibi pis de bir alışkanlıkları var.

Yani, çok beğenirmiş ve ulaşmaya çalışırmış gibi yaptıkları "aydınlanma felsefesinin" temeline aykırı bu adamlar!

İşçiyi iktidara getirdiklerini söyleyen komünistlerin işçiyi kapitalistlerden çok daha fazla ezmeleri ve sömürmeleri gibi bir şey yani...
"Kemalist" arkadaşlardan sözediyorum.

Çünkü Kemalizm bir ideolojidir. (Atatürkçülük bir dünya görüşüdür. Çağdaş yaşam biçimini önerir. O kadar ki, Atatürkçü olmak için Atatürkçü olmaya bile gerek yoktur! Avrupa Birliği'ne yön verenler çağdaş ve ilericidirler ama bizim aklımıza gelen anlamda Atatürkçü değildirler!)

Kemalizm'in her ideoloji gibi "dogmaları" vardır. Bunlar tartışılamaz. Karşı çıkan da tepelenir.
Kemalist ideolojinin tartışılamayan savlarından biri de "ezanın Türkçe okunması gerekliliğidir"...

Böylece cahil halkın "ezanı anlayacağı" ve böylelikle de "hurafelerden kurtulacağı" varsayılır.

Yani, "Allahüekber" yerine "Tanrı uludur" dediğin zaman halk aydınlanacaktır. (Oyunu da eşek değilse ...'ye verecektir!)
"Anladıkça tam tersine belki dinine daha çok sarılacağı" hiçbir Kemalist'in aklına hiç gelmemiştir ama!

Biz de berikilere anlatmaya çok çalıştık ama, kimisi düpedüz kafasız olduğu için, kimisi bizden nefret ettiğinden, kimisi Kemalizm'in ticaretini yaptığından yani bundan ekmek yediğinden, dolayısıyla müşterisini kızdırmamak için, kimisi de "liberallere" her ne pahasına olursa olsun düşmanlık gütmeye kararlı ve yeminli bulunduğundan, anlamadı:
Ezan, bin dört yüz yıldır binlerce caminin minaresinden milyonlarca kez okunduğu için artık bir "ritüel" olmuştur. Yani içeriği değil şekli öne çıkmıştır.

Ezanı "anlayıp anlamamak" değildir mesele. Anlama sorunu, belki yedinci yüzyılın başında Arap yarımadasında, ortalıkta henüz Arapça konuşan "münkirler ve münafıklar" olduğu sıralarda önem taşırdı...

Bugün en cahil, en kütük, en mankafa Müslüman bile ezanın ne anlama geldiğini, inananları neye çağırdığını bilir. En dangalak Müslüman bile "Allahüekber ne demek" diye sormaz. "Anlayamadım, şunu Türkçe söyleyin" demez. İşin güzel tarafı, gayrımüslimler de bilirler. Hiçbir Hıristiyan arkadaşımdan "bu adam günde beş kere size niçin sesleniyor" sorusunu duymadım.

O zaman da, "nece" okunduğunun hiçbir pratik önemi kalmaz. "Come to salvation" desem ne değişecek? Amerikalılar hidayete mi erecekler?
İçeriği de, bir ayet değil, bir hadis değil, alt tarafı bir "çağrıdan" ibarettir: Tanrı uludur, Muhammed onun elçisidir, bilirim bildiririm ki ondan başka yoktur tapacak, haydi namaza gelin, haydi kurtuluşa gelin... Budur. Bu kadardır. (Kemalistler, "eşhedü" yani "tanıklık ederim" kelimesini değiştirmekte ve çarpıtmakta da sakınca görmemişlerdi.)
Eee, şimdi ben Türkçe'sini yazınca okuyucum bilinçlendi de ...'nu beğenmeye mi başladı?

"Eskiden ezan ne güzel Türkçe okunurdu" hayıflanması, "dinde reform isteğinden" falan değil, "otuzlu ve kırklı yıllara geri dönme" şeklinde ahmakça bir özlemden kaynaklanıyor.

Yani, tek parti diktasına! Bürokratların altın çağına.
Dinle devlet işlerinin ayrılmasına değil, dinin, bürokrasi güdümündeki despot devlet tarafından baskı altında tutulmasına.

Desenize, herifler yirminci yüzyılı anlayamadılar ki yirmi birinci yüzyılı anlayabilsinler... On sekizinci yüzyılın aydınlanma felsefesini anladıklarını da hiç sanmam ayrıca.

ENGİN ARDIÇ

NOT: Yazıyı okuduğunuzda iki yerde üç kırmızı (...) nokta göreceksiniz. Bu yerleri, sitemizde siyaset yasak olduğundan, sansürledim.
 

bilimsel72

Öğrenci
Katılım
4 Eylül 2006
Mesajlar
58
Reaksiyon puanı
1
Puanları
8
Hala Engin Ardıç gibi ne olduğu belli olmayan her dönem iktidarlara kuyruk sallayan, Atatürkçülerden nefret eden, insanlar sağken değil de öldüklerinde arkasından konuşan bir liboşun yazılarını paylaşma gereği duyuyorsanız, sizin de ondan farkınız yok demektir. Allah her dili bildiğine göre, bazı şeylerin çevrilmesi neden birilerinin zoruna gidiyor?
 

LAZER

Asistan
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
199
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
doğru söze ne gerek :yes:
 

jungeman

Profesör
Katılım
1 Nisan 2009
Mesajlar
3,006
Reaksiyon puanı
67
Puanları
48
Bu adam neden sürekli Kemalistlere saydırıyor ? Kendisi neci ?

Bilelim ona göre konuşalım. Biz hiç değilse neci olduğumuzu söylüyoruz.
 

Senisma34

Profesör
Katılım
22 Nisan 2009
Mesajlar
1,076
Reaksiyon puanı
34
Puanları
0
Bazı sapıtmalar var. Allahû Ekber yani Tanrı ulu'dur. Ulu diye kime diyoruz, Atatürk'e. Yani ne oluyor, Tanrı Atatürk'tür!

Söylenecek çok şey var, şimdilik susmak kâfi!
 

blgram

Profesör
Katılım
27 Kasım 2009
Mesajlar
1,522
Reaksiyon puanı
18
Puanları
38
Bu adam neden sürekli Kemalistlere saydırıyor ? Kendisi neci ?

Bilelim ona göre konuşalım. Biz hiç değilse neci olduğumuzu söylüyoruz.
bir kişinin neci oldugu onemli degildir dusunceleri onemlidir sen bucu şucu demeye baslarsan halk arasinda bolunme baslar.
 

CerkezEthem

Asistan
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
231
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Gayet güzel açıklanmış yazıda neyin neden olduğu neden olmayacağı kimlerin aslında ne olduğu belirtilmiştir. Benim hoşuma gitti tabi bu demek değildir herkes sevecek sahiplenecek. Saygı duyarım diğer görüşlere de eleştirileri ağır olmadıkça.
 

silurdas

Asistan
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
153
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
şu işlerin bi ortasını bulamadınız.Türkçeye "düzgünce" çevrilse belki herkes kabul eder

Bazı sapıtmalar var. Allahû Ekber yani Tanrı ulu'dur. Ulu diye kime diyoruz, Atatürk'e. Yani ne oluyor, Tanrı Atatürk'tür!

Söylenecek çok şey var, şimdilik susmak kâfi!

Tanrı ulu yerine Allah büyüktür demek sanki daha mantıklı.Böyle çevirilerse milletde bişey demez.Ama çevirileri başka yönlere çevrildiği için millet karşı çıkıyo BENCE
 

mcox

Asistan
Katılım
26 Aralık 2008
Mesajlar
143
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Bu tarz düşünen zihniyetler Atatürk Devrimlerini bahane ederek Atatürk'ü kabul etmeyen içten içe rejime karşı hain bir zihniyettir..

Bu tarz Atatürk Devrimlerini eleştiren hiçe sayan insanlara önereceğim bir şiir var okusunlar:
Neyzen Tevfik (Be Hey Dürzü)
 

Overlord

Asistan
Katılım
13 Mayıs 2009
Mesajlar
113
Reaksiyon puanı
9
Puanları
18
Bazı sapıtmalar var. Allahû Ekber yani Tanrı ulu'dur. Ulu diye kime diyoruz, Atatürk'e. Yani ne oluyor, Tanrı Atatürk'tür! Söylenecek çok şey var, şimdilik susmak kâfi!

insan ağzıyla üretilmiş hertürlü değer bildiren kavram "ulu, yüce, hazret, saygıdeğer vs... vs..." objelerin, kişilerin, varlıkların niteliğini belirlemek içindir.

Ulu sıfatı sadece Atatürk'e atfedilmez. Türkçe bir kelime olan "ulu" Türklerde "hakan, kaan, bey" gibi ünvanlara sahip insanlar için de kullanılmıştır. ulu hakan, ulu(ğ)bey , uludağ gibi.

Kaldı ki Allah'ın 99 isiminin her biri insanlarca kullanılagelen kelimelerden türetilmiştir. Hatta bu isimler insanlar tarafından da sıkça kullanılmaktadır.
bkz: gani müjde, hâdi çaman, gaffar okan, cabbar özden, kadir inanır gibi tonla örnek verilebilir...

Diğer dinlerde Tanrı ve insan arasındaki ilişki belirli bir ahlak ve saygı çerçevesine oturtulmuş. Hıristiyanlar çözümü Tanrıya "God" yerine "Lord" demekle bulmuşlar. Yahudiler ise "YHWH" yerine Adonai.

Yani Ulu demekle ne Atatürk Allah olur ne de ismi cabbar, gaffar, kadir olan Allah olur.

Ezanın Türkçe olması veya okunan dua ayet ve sûrelerin Türkçe olması ifade ettiği anlamdan ve kutsiyetinden birşey kaybettirmez. Aksine arapça bilmeyen ezberci müslümanları daha bilinçli bir hale getirir.
 

hussmen

Asistan
Katılım
26 Mart 2009
Mesajlar
416
Reaksiyon puanı
5
Puanları
18
Engin ARDIÇ'a aynen katılıyorum.
Her ülkenin ezanı kendi dilinde okuttuğunu düşünün. Çin'e gittiniz, yolda yürüyorsunuz, biri bağırıyor; Çang çing çung, çang çing çung diye. "Kim la bu dallama, neye bağırıyor böyle" diye düşünürsünüz ister istemez. Ezan evrensel bir kavramdır, Çin'e de gitseniz, Avustralya'ya da gitseniz, Arjantin'e de gitseniz; "Allahuekber Allahuekber..." diye duyduğunuzda ezan olduğunu anlarsınız.
Ayrıca 1940 yılında ezan Türkçe yapılmamıştır, sadece Arapça okunması yasaklanmıştır, yani isteyen İngilizce, Fransızca veya Almanca ezan okuyabilirdi. 1950 yılında da Türkçe'den Arapçaya çevrilmemiştir, Adnan Menderes (Ruhu şad, mekanı cennet olsun) iktidara geldikten 1 hafta sonra Arapça ezan yasağını kaldırılmıştır. Yani isteyen istediği dilde namaza davet edebilir (günümüzde dahil), ama her dilde serbest olmasına karşın 1950'den beri bir tek Cami'mizde bile ezan Arapça'dan başka bir dilde okunmamıştır!
Ayrıca yasaklar insanı inandığı şeylere daha çok bağlar, bunu da not olarak belirtmek istedim!
 

tarumoloji

Profesör
Katılım
12 Mayıs 2009
Mesajlar
1,255
Reaksiyon puanı
44
Puanları
48
Hala Engin Ardıç gibi ne olduğu belli olmayan her dönem iktidarlara kuyruk sallayan, Atatürkçülerden nefret eden, insanlar sağken değil de öldüklerinde arkasından konuşan bir liboşun yazılarını paylaşma gereği duyuyorsanız, sizin de ondan farkınız yok demektir. Allah her dili bildiğine göre, bazı şeylerin çevrilmesi neden birilerinin zoruna gidiyor?

Tebrik ve teşekkür ederim...
 

Fantoma

Profesör
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
27
Puanları
48
Sadece terk bir sözünü onaylıyorum.
Ezan bir ritueldir.

Kişisel kanaatim yıllardır alışageldiğimiz Arapça okunan ezanlar bence kulağa daha hoş geliyor.
 

NaNoWw

Öğrenci
Katılım
9 Ağustos 2009
Mesajlar
11
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bazı sapıtmalar var. Allahû Ekber yani Tanrı ulu'dur. Ulu diye kime diyoruz, Atatürk'e. Yani ne oluyor, Tanrı Atatürk'tür!

Söylenecek çok şey var, şimdilik susmak kâfi!

tanrıya ulu demeyi önlemek yerine, atatürke ulu dememek daha yerinde olacaktır. Bir insanı ulu olarak nitelendirmenin anlamı bence de yok, hem böylece sizin gibi dini saptırmak için elinden geleni yapan insanların da önüne geçilebilir.

Ayrıca bu konuda bu şekilde yorumlar yazanlar kendilerinde bu yetkiyi nasıl görüyor, kuranı anlayarak (TÜRKÇE) kaçı okumuş da insanların zihninde soru işaretleri uyandırmayı kendinde vazife biliyorlar:confused1:
 

MegaWolt

Profesör
Katılım
29 Mayıs 2007
Mesajlar
3,522
Reaksiyon puanı
42
Puanları
48
Çok meraklısı varsa Kur'an-ı Kerim'in Türkçe açıklaması piyasa mevcut. Gitsin ondan alsın Türkçe'sini de öğrensin bilsin, o zaman nerede ne denmesi gerektiğini anlar. Ezanın Türkçe okunması gibi birşey söz konusu olamaz bence.
 

FY2005

Profesör
Katılım
14 Eylül 2007
Mesajlar
1,239
Reaksiyon puanı
8
Puanları
38
Ezanın Türkçe olması veya okunan dua ayet ve sûrelerin Türkçe olması ifade ettiği anlamdan ve kutsiyetinden birşey kaybettirmez. Aksine arapça bilmeyen ezberci müslümanları daha bilinçli bir hale getirir.

Ezan namaza çağrıdır. Hangi dili konuşursa konuşsun bir müslüman ezanı duyduğunda bilir ki namaza çağrılıyor. Herkes kendi diline çevirip okursa ne manası kaldı bunun?

Ayrıca ezanı dinleyipte müslüman olan nice insanlar vardır. Okumasını bilen birinden dinlerseniz sizi gerçekten etkileyebilen birşeydir. Ezanın sözlerinin nereden nasıl geldiğini biliyorsanız eğer o etkiyi bırakmayacağını anlarsınız diye düşünüyorum. Ben birilerinin Türkçe'ye yada başka bir dile çevirdiği ezanın aynı anlamı yada kutsiyeti taşıyacağına inanmıyorum...
 

aXXo

Doçent
Katılım
22 Şubat 2010
Mesajlar
623
Reaksiyon puanı
39
Puanları
0
Engin kardeş...
Belli ki yazacak konu sıkıntısı çekiyorsun...
Yahu bundan kolay ne var?..
Her zaman yaptığın gibi gir google'a bul bir şeyler ve yaz gitsin...
Çevrende hemen herkes de öyle yapmıyor mu zatan...
Yaz ama hiç olmazsa gerçekten güncel bir konuya da örnek olsun...
Şu anda hiç tartışılmayan ve fakat Kavuklu - Pişekâr programlarından birinde hazret'in arşiv zenginliğini göstermek için dinlettiği bir "Türkçe Ezan"dan yola çıkarak (ki hazret ezanın orijinalinden yana) kendi kakanla kavga etme..

http://www.gazeteciler.com/engin-ardic-bakin-neyiyle-kavga-ediyor-news19113.html

Yazar Enginarı çok güzel anlatmış yazısında :laugh:
 

deepnees

Öğrenci
Katılım
8 Ekim 2008
Mesajlar
85
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
ezanın tüğrkçeyue cevrilmesi ozamanın şartlarına bakıldığında ciddi bir milliyetçilik ve türkçülük hakimdi. başta atatürk olmak üzere bir sürü şair ve yazar türkçe yazım. sade dil akımlarından etkilendi. ziya gökalp gibi. büyük savunucularıdır. buda onun bir sonucudur. yanlış olabilir ama bu böyle bir dönem yaşandı. bunun üzerinden cumhuruiyete atatürke sallayan zavallı akıl yoksunlarına birşey demiyorum. çahille uğraşmak bana düşmez kendi kendini geliştirsin.


yazara gelirsek. sanırım geçen haftada kemalistler-agnostizm-ateizm kavlarını içeren bir yazı yazmıştı geçen haftalarda. o muydu başkasımıydı bilmiyorum ama o gazete yazarıydı. şunu söyleyeyim böyle yazılar yazarak kendine bir yer edinme peşinde olduğu kesin. çünkü son günler bu moda. yazarsan ilgi çekiyorsun. çekiyorsun ve aynı beyin yapısına sahip zavallılarda bu sitede böyle beğenilen köşe yazıları altında mesaj yazar. bunların amaçları bellidir. bir gün devran dönüp tersi durumlar oldugunda acınacak hallerine güleceğiz bu bilinsin.
 

byharby

Profesör
Katılım
31 Ağustos 2009
Mesajlar
1,365
Reaksiyon puanı
21
Puanları
38
Her dilde olduğu gibi Arapça'da başka bir dile çevrilirken eksik ya da tam manasıyla çevrilemez. Dinin milliyetle ilgisi yoktur. başka bir dilde nail olsaydı yine geçerli olacak.Geldiği gibi uygulanacaktı. Burda esas olan inanmaktır.Uygulamaktır. Anlamak tabi önemlidir. Onu es geçemeyiz.
 

ERL

Asistan
Katılım
15 Ekim 2009
Mesajlar
446
Reaksiyon puanı
24
Puanları
0
Türkçe ezan falan boş fanteziler. Bunu yapabilecek biri yok, yaparsa geldiği gibi gider, daha öncekilerin gittiği gibi.
 

Son mesajlar

Üst