"Evrimi Anlamak Web Sitesi" yayında!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Bu soruyu sormaktansa, mukayeseli olarak aynı fikir düzleminde görüş alış verişi yapmanı tercih ederdim. Doğrusu sorduğun soru, cevabını etkisiz bırakıyor. Çünkü sorunun cevabı aslında oldukça basit olmakla birlikte, bu basitliğin bilime ters olma iddiasını doğruyor, böylece ne cevap verilirse verilsin ciddiye alınmamasına sebep oluyor.

Yine de şöyle diyelim; bana göre Allah "bu şöyle olsun, şu da böyle olsun" diyerek onlarca canlının hepsini birden yaratmadı. Hepsini bir sebebe dayandırarak yarattı. Dini inançlara düşmanlık besleyen bazı bilim isanlarının aksine, din, nedenselliği bilimden daha çok benimser. Dolayısıyla bilim insanları kendi kendilerine din adına ortaya bir iddia atarak, örneğin derler ki; "balık daha çok sperm üretiyor çünkü su çok hareketli bir ortam, yani tanrıyla alakası yok". Veya derler ki "sarı saçlı olmak tanrının hikmeti değildir, genlerin davranışlarındandır". Oysa din, sarı saçlı olmayı değil, o genlerin dizilişini tanrıya bağlıyor zaten. Ya da balığın kendi bilinci olmamasını ve bilinçli olsa bile daha çok sperm üretmenin bu bilince bağlanmasının mümkün olmamasını, yani dışarıdan müdahalesi zorunlu olan harici bir bilincin varlığını bağlıyor tanrıya. Yani o şeyin bir nedeninin olması, tanrısal olmayacağını kanıtlar sanıyorlar; hatta geçende bir ateist şöyle sordu burada: "Bunlar cevabı bulunmuş olaylar, sizin tanrıyı daha karmaşık ve cevaplanmamış şeylerde aramanız gerekmiyor mu". Tabi ki hayır, çünkü bir şeyin maddesel bir sebebi olması onun tanrısal olmadığına kanıt olmayacağı gibi, o şeyin de maddesel bir temele dayanması gerektiğini, sonra onun kaynanağının da, sonra onun da.. derken sonsuz bir madde kavramının olması gerektiğini ortaya koyar; ki bilim insanları da dahil hepimiz biliyoruz ki madde sonsuzluktan gelmedi. O halde herşeyin maddesel bir nedeni olması söz konusu olmadığı gibi, maddesel bir nedeni olan olguların da ondan da önce bir takım nedenlere dayanmadığını da kanıtlamaz. (Hatta bilakis, az önce dediğim gibi, harici bir müdahalenin varlığını kanıtlar. Çünkü maddesel nedenler bigbang'te son bulur. Hatta maddesel olmayan nedensellikler bugün bile vardır, plasebo etkisi gibi. Hiç bir müdahale olmadan maddenin değişimi..)

Örneğin ben bir kamyon imal ediyorum, sen diyorsun ki "bu kamyon demirden meydana geldi, yani onun nedeni 'demir', onu bir insanın tasarlamış olması mümkün değil". Maddesel neden, soyut nedeni egale etmez.

Yani benim inancıma göre, Allah, birbirine bağlı tüm işlemler arasında bir nedensellik var etmiştir. Örneğin proteini var etmiş ve canlılarda farklı kullanılmasını sağlayarak nedensel olarak birbirine bağlamıştır. DNA'yı var etmiştir, gen aktarımlarıyla otozomal farklılıkların oluşmasını sağlamıştır. Yani herşeyi birden bire var etmemiştir, bir sistemi var etmiş ve o sistemi, birbirine bağlı zincirler gibi hareket edecek şekilde tasarlamıştır.
 

tugbagaleri

Profesör
13 Mayıs 2006
2,224
46
228
Yani herşeyi birden bire var etmemiştir, bir sistemi var etmiş ve o sistemi, birbirine bağlı zincirler gibi hareket edecek şekilde tasarlamıştır. bu kelimeler evrim teorisi içinde geçerli olabilir...Evrim sürecinin varlığı tanrının yokluğunun ispatıdır anlamına gelirdiye bir kural yoktur...Öyle bir kaygısıda yoktu sanırım yine darwinin kendisinin de ateist olduğunu bilmiyorum olaya evrimi savunursak allah yoktur savunmassak vardır kalıbından çıkarmak içinde bir önceki soruyu sormuştum klasik metodta Alah yaratmış deyip konu darlaştırılıyor veya bak işte çamurdan yaratılmamış ispatı olarak Bence teori mantıklı bize en yakın akrabalarımızın maymun olması makara konusuda olabılır bir sinekle aramızdaki genetik farkımız inanılmazderece birbirine yakın olmasıda ilginç gelebilir bize butun canlıların kökeninde aynı olma olasılığıda vardır.. ama bunları açıklarken de diyecek birşeylerimiz olmalı
 

turoksin0

Profesör
18 Ağustos 2007
4,656
0
216
Yani herşeyi birden bire var etmemiştir, bir sistemi var etmiş ve o sistemi, birbirine bağlı zincirler gibi hareket edecek şekilde tasarlamıştır. bu kelimeler evrim teorisi içinde geçerli olabilir...Evrim sürecinin varlığı tanrının yokluğunun ispatıdır anlamına gelirdiye bir kural yoktur...Öyle bir kaygısıda yoktu sanırım yine darwinin kendisinin de ateist olduğunu bilmiyorum olaya evrimi savunursak allah yoktur savunmassak vardır kalıbından çıkarmak içinde bir önceki soruyu sormuştum klasik metodta Alah yaratmış deyip konu darlaştırılıyor veya bak işte çamurdan yaratılmamış ispatı olarak Bence teori mantıklı bize en yakın akrabalarımızın maymun olması makara konusuda olabılır bir sinekle aramızdaki genetik farkımız inanılmazderece birbirine yakın olmasıda ilginç gelebilir bize butun canlıların kökeninde aynı olma olasılığıda vardır.. ama bunları açıklarken de diyecek birşeylerimiz olmalı
konuya bir yorum yapayım diyorum tıkanıp kalıyorum :D yani aslında net bir cevap yok tabi bu konuda da netlik bekleyemeyiz ya . yani demek istediğim sence nasıl oldu evrim olayı yaşamın başlangıcı ve ilerlemesi ?
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Bence gayet net cevaplar var, proteinler, DNA ve RNA, hücrenin diğer elemanları. Sinekteki mitokondri de aynı bendeki gibi, bu beni onunla akraba yapmıyor. Bunlar benzerliği açıklıyor, bir akrabalık kurma zorunluluğu neyden kaynaklanıyor? Elbette canlılar akraba olabilirler, ama benzerlik fizyolojik ata ortaklığı anlamına gelmez.

Ayrıca sanırım yazdığım diğer paragraflar çöpe gitti. :|
 

turoksin0

Profesör
18 Ağustos 2007
4,656
0
216
mesela tüm canlılar oksijenli yada oksijensiz solunum yapanlar glikoliz evresini geçirmek zorunda bu da organel gerektirmediğinden(sitoplazmada) bu enzimler tüm canlıların hücrelerinde sitoplazmalarında var. e bir gen bir enzim hipotezine görede her enzimin sentezinden belli bir gen sorumluysa demekki tüm canlılarda ortak genler var tek hücreli olsa bile. şimdi bu evrimi tamamıyle ispatlarmı bence hayır evrim zaten olan şeyleri kendi dilinde bize açıklamaya çalışan birşey o kadar bence.

mesela hayvanlararası ortaklıklar vs için canlıların sistematik sınıflandırılmasına bakarsak gelişmişlik gelişmemişlik olarak illaki gözümüze çarpan(mikroskopla :D )ortak şeyler olacaktır sonuçta dünyada bir enerji akışı var ve aynı kaynaklardan besleniyoruz.aynı ortamdayız ve de diğer hayvanlar gibi hayvanlar alemindeyiz.Allah bizi bu dünya da bu sisteme göre yaratmış.herşey neden sonuca göre ve evrim teorisi sadece bunu sahipleniyor ve kendine uygun bir şekilde açıklamaya çalışıyor kendi içindede bir sürü çelişkiyle.

tabi aşırı basit açıklama olabilir bende bu kadarını biliyorum :D ama meraklıyım araştıracam inşallah :cool: yav hazır tercih zamanı biyoloji genetik falan mı yazsam yoksa tam da karar vermiştim :confused:

edit: tugbagaleri bu tartışmayı dine getirince kısıtlanıyor daralıyor dedi tamam haklıda ama bu tartışmanın tıkandığı nokta sanırım burası. :)
 
Son düzenleme:

drpenguen

Öğrenci
1 Şubat 2007
8
0
0
Bu başlıktaki tüm yazıları okuyamadım ancak konu hakkında belirtmek istediklerim var; öncelikle evrim bir bilimsel kuramdır,teoridir tıpkı Newton'un yer çekimi kuramı, Einstein'in genel görelilik kuramı gibi... Bilimsel teorilerin alternatifleri ancak yine bilimsel teoriler olabilir, çağdışı dogmatik yaklaşımlar değil. Einstein'in kuramıyla Newton fiziğinin yıkılmış olduğu gibi, Einstein'ın hiç kabul etmediği kuantum kuramlarındaki ilerlemelerle genel göreliliğin geliştirilmeye muhtaç oluşu gibi....

İnsanlara dinsiz diyerek hakaret ettiğini sanmak, coccyx kemiğinin ne işe yaradığını ve anomalilerini bilmeden insanlara "kuyruk"lu şakalar yapmaya çalışmak pek bilimle bağdaşan yaklaşımlar değil...
 

turoksin0

Profesör
18 Ağustos 2007
4,656
0
216
tugbagaleri aksini iddia etmiyor. bu kadar önemli bir konunun bu kadar basit açıklanmaması gerektiğini düşünüyor o kadar(yanlış anlamadıysam).
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Drpenguen, bir şeye "bilimsel" isim vermek onu her zaman gerçekten "bilimsel" yapmaz, yukarıda söyledim, "bilimsel yöntem" uygulanmadan bir iddiaya "teori" diyemezsin, ama evrim iddiası için bilimsel yöntem bir seferliğine göz ardı edilmiştir, bu kabul edilebilir bir şey değil.

Ayrıca bilimsel isim verilmiş olması mantıksal bir teori olduğunun da kanıtı değildir, bilimsel olarak evrimin neden olamayacağını yukarıda bir arkadaş da yazdı, ben de yazdım. Her zaman karmaşık şeyler beklemeyin, bilim basitten karmaşığa maddesel herşeyle ilgilenir. Bir tüyün vücuttan kopup yere düşmesinde bile bilimsel olgular vardır.

Ben evrimin sonradan çok "dogmatik"leştirildiğini ve bir tabu haline getirildiğini düşünüyorum, çünkü evrimi kabul etmeyeni "bilim adamı"ndan saymıyorlar. Bu onun nasıl tabuşlaştığının bir kanıtı. Hatta bazı bilim adamları "ruh" kavramından bahsedince sanki günah işlemiş gibi "ruh dedim ya ruh ne, öyle bir şey yok" diyerek etekleri zil çalıyor, Cem Yılmaz'ın "bişi yok bişi yok" psikolojisi gibi. (Kendi gözümle gördüğüm bir olay, bahsettiğim şahıs da genetik araştırmalar yapan bir bilim adamı.) Sanki ruh var dese aforoz edilecek gibi ürküyor adam.

Bu tabuların yıkılması gerekir, gerçek bilim bu şekilde yapılmaz. Pozitif bilimler somut alanda kalmalıdır ve soyut alanları da sırf alanı dışında diye reddetmeye hakkı yoktur, bu aynen daha önce dediğim gibi, matematikçininin elementleri, kimyacının üçgenleri reddetmesine benziyor. Bu bilimle bağdaşmaz.
 

drpenguen

Öğrenci
1 Şubat 2007
8
0
0
Drpenguen, bir şeye "bilimsel" isim vermek onu her zaman gerçekten "bilimsel" yapmaz, yukarıda söyledim, "bilimsel yöntem" uygulanmadan bir iddiaya "teori" diyemezsin, ama evrim iddiası için bilimsel yöntem bir seferliğine göz ardı edilmiştir, bu kabul edilebilir bir şey değil.

Ayrıca bilimsel isim verilmiş olması mantıksal bir teori olduğunun da kanıtı değildir, bilimsel olarak evrimin neden olamayacağını yukarıda bir arkadaş da yazdı, ben de yazdım. Her zaman karmaşık şeyler beklemeyin, bilim basitten karmaşığa maddesel herşeyle ilgilenir. Bir tüyün vücuttan kopup yere düşmesinde bile bilimsel olgular vardır.

Ben evrimin sonradan çok "dogmatik"leştirildiğini ve bir tabu haline getirildiğini düşünüyorum, çünkü evrimi kabul etmeyeni "bilim adamı"ndan saymıyorlar. Bu onun nasıl tabuşlaştığının bir kanıtı. Hatta bazı bilim adamları "ruh" kavramından bahsedince sanki günah işlemiş gibi "ruh dedim ya ruh ne, öyle bir şey yok" diyerek etekleri zil çalıyor, Cem Yılmaz'ın "bişi yok bişi yok" psikolojisi gibi. (Kendi gözümle gördüğüm bir olay, bahsettiğim şahıs da genetik araştırmalar yapan bir bilim adamı.) Sanki ruh var dese aforoz edilecek gibi ürküyor adam.

Bu tabuların yıkılması gerekir, gerçek bilim bu şekilde yapılmaz. Pozitif bilimler somut alanda kalmalıdır ve soyut alanları da sırf alanı dışında diye reddetmeye hakkı yoktur, bu aynen daha önce dediğim gibi, matematikçininin elementleri, kimyacının üçgenleri reddetmesine benziyor. Bu bilimle bağdaşmaz.

Tabudan, dogmadan bahsederken evrime teorisine kökten karşı çıkmak hangi sağlam zemine oturtulabilir?

Bugün tüm insanlığın sahip olduğu mitokondrial (maternal) DNA çeşitliliğini, neredeyse tüm canlılarda ortak olan enzimleri, memeli embriolarındaki solungaç yarıklarını isteyen istediği gibi açıklamakta,kavramakta özgürdür. Ancak kavrayışın "motorcu adnan hoca" makalelerine ciddiyetle yaklaşım sonucunda gerçekleşmesi en basit ifadesiyle terminolojiye olan uzaklığın, bilgi eksikliğinin göstergesidir.

Biyoloji bir temel bilim olsada uygulamalı bilim dallarından biri değildir. Bu noktada evrimin deneysel kanıtını aramak saçmadır. Bilimsel bilginin niceliği hiçbir tartışma konusunda şüpheyi ortadan kaldıracak seviyeye ulaşamaz. Bu bilimin, bilimsel yöntemin gereğidir. Din ile bilim arasındaki en büyük uçurum da bu noktadan doğar. Bilim bilmiyorsa bilmiyorum der, din ise her konuyu tanrının ödül-ceza sistemiyle ilişkilendirerek açıklamaya çalışır.

Son olarak bugün dini referans içermeyen kaç evrim karşıtı makale gösterilebilir?
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Drpenguen, ben Adnan hocadan hiç bahsettim mi? İşte neden tabu dediğimi anladın mı şidi? :) Çok dogmatik yaklaşıyorsunuz bilime. Söylediklerinin hepsine önceki mesajlarda cevap var. Ama sanırım sen de ezberden bilim yapıyorsun.

İyi akşamlar, mutlu sabahlar..
 

drpenguen

Öğrenci
1 Şubat 2007
8
0
0
Drpenguen, ben Adnan hocadan hiç bahsettim mi? İşte neden tabu dediğimi anladın mı şidi? :) Çok dogmatik yaklaşıyorsunuz bilime. Söylediklerinin hepsine önceki mesajlarda cevap var. Ama sanırım sen de ezberden bilim yapıyorsun.

İyi akşamlar, mutlu sabahlar..
Bugun evrim karşıtlığından söz edilirken (hatırlattınız) "Institute of Creation Research" u ve onun Türkiye ayağını anmamak eksiklik olur...

Ben bilgi olmadan bilimin ve fikrin gelişemeyeceğini biliyorum; dolayısıyla hakkınızda burada okuduğum birkaç satır yazı dışında bir bilgim olmadığı için sizin hakkınızda yorum yapmıyorum...
 
Son düzenleme:

tugbagaleri

Profesör
13 Mayıs 2006
2,224
46
228
Eger karşı düşünceyi objektif olmamakla dogmatik olmak v.b suçlayacaksak bizimde öyle olmamız gerekir "evrimi savunmayanı bilim adamından saymıyorlar" kimler Evrimi savunanların hepsi demek ki evrimi savunanlar böyle basit düşünen ler? kesin yargılarla hukmederken konuşmak çok iddaalı geliyor bana ya bendensin ya ondansın seçeneğinden başka secenekleri gözardı edemeyiz Hangi tarafata olursak olalım olayları sorgulama tarzımız aynı olabılır ( şüpheye yer vermeyen, sadece kendibildiği kesin doğrudur mantıgyla eleştiriye açıkolmayan) tarafımız farklıdır ama aslında olayları yorumlarken izlediğimiz yol belirler tartışmanın derinliğini faydalanılabilinirliğini aslında evrim teorisi tartışılmıyorda dinsizlere günün gösterme güdüsüyle veya şeriatçı yobaza haddini bildirme hesabı yapılıyorsa olay kendi aşıp sataşma ve laf koyma boyutuna geliyor buda fazlabir kazanıma sebeb olmuyor. teorinin sahibinin "darwin" bir çok insan koyu kominist allahsız kitapsız biri olarak düşünüyordur benim bildiğim kadarıyla kendisi mensup oldugu dinine önem veren bir insandı bunuda belirtmek istedim
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
@tugbageleri, objektif bir şekilde bilimadamlarının çoğunluğunun tavrından bahsettim, evrimi kabul etmeyen bilimcileri topa tuttuklarından, yani "ya bendensin ya ondansın" yaptıklarını açıkladım, sen bunu bana atfetmişsin, şaşırdım.

Önceki yazılarımın bu konuda gayet yeterli bilimsel ve objektif görüşler olduğunu düşünüyorum. (Zira onlarla ilgili yorum da yapmadınız.)

Ben çıkıyorum bu günlük yeter, çok yorgunum, herkese mutlu sabahlar, günaydınlar.
 

Esghie

Öğrenci
30 Haziran 2008
64
0
0
Arkadaslar nedir bu karmaşa ya..Fen lisesinde okuyorum,evrimi de işledik..Sadece ABD de mi oluyormuş bişeyleri öğrenmek? Arkadas yazmış siteyi,isteyen girer,inanmayan girmez..Bu kadar basit..Bir şeyi reddediyorsanız bile onunla ilgili her şeyi öğrenmek zorundasınız,bilmediğin bir şeyi reddedemezsin.Yok "dedeniz kuyruğu kaç cm" filan..Yapmayın arkadaslar ya..Biraz saygılı olalım,herkesin kendi inancı..Ben inanıyorum demiyorum,ama inanana da laf etmem..Eğer bir sürü adam yüzyıllar boyunca bir şeyin üzerinde uğrasmış ve hala da uğrasıyorsa bu kadar basite indirgemeyelim..Bilime gereken saygıyı gösterelim lütfen..İnanmıyorsan da inanana karışma,hadi karıştın laubalilik yapma,aynı ciddiyeti göster..
 

turoksin0

Profesör
18 Ağustos 2007
4,656
0
216
valla araştırayım öğreneyim birşeyler dedim ama bir baktım biri diyor evrim teorisi çürümüştür şunlar bulunmuştur falan öteki diyor hayır öyle birşey yok aslında akıllı tasarım teorisi çürümüştür dediklerin olmadı bunlar bilimsel gerçek.e hangisi doğru.herkes kendi dediğine bilimsel gerçek diyor.sanırım 3. kişiler(tarafsızlar)olmadıkça boşuna araştırmayım.(ayrıca gördümki bu benim yapacağım bir tartışma değilmiş :D google'dan bu iş hakkına gerçekten kafa yoranların mesajlarına baktım ve dedimki kendime iyiki biyoloji yada genetik seçmeyi düşünmüyorum :D bu iş bizim başörtüsü işi gibi siyasi simgemi özgürlükmü henüz mutabakat sağlanamamış ömrünü çürütür adamın bu iş :D )
 

drpenguen

Öğrenci
1 Şubat 2007
8
0
0
Burada verilen örneklerden yola çıkarak hiç teknik detaya girmeden yazı hakkında bazı sorular sormak ve birkaç şey söylemek istiyorum...


Din ve evrim bir kıyaslama değildir zaten, çünkü din bir yaşam biçimidir, bir duruştur, felsefedir; oysa evrim sadece bilimsel bir iddiadır ve az önce saydığım özelliklerin tümünden yoksundur. Şu bir gerçek ki, her zaman insanlığın önüne sunulan "bilimsel yöntem", sırf evrim için devre dışı bırakılmıştır. Çünkü bir şekilde kabul ettirilmek istenmiştir, çünkü evrim, belki de olabilecek en kötü tabuların simgesi haline gelmiştir.

Evrim kuramı hangi "kötü" tabuların simgesi haline gelmiştir. Tanrısızlık durumundan bahsediliyorsa bu çok göreceli bir durum değil midir? Aykırı görüşlere tahammulsuzluğun altında ne yatar.

Evrim, onu kabul eden bilim insanları için bir tabudan başka bir şey değildir. Evrimi ıspatlayabileceği iddia edilen tek şey, canlıların birbirlerine benzemesidir; elbette benzeyecekler, otomobilin otomobile benzemesi gibi; ancak bu hiç bir şekilde o iki otomobilin birbirleriyle aynı temele dayanan fizyolojik bir geçmişlerinin olmasını gerektirmez.

Sorgusuz kabul edilmiş bir olgunun ispatlanmaya çalışılması, ifadelerde sıklıkla genellemelerin kullanılması "bilimden çok" inanç kavramıyla bağdaşır. Bilim adamları bir olguyu ispatlamaktan çok yaşanılan çevreyi açıklamak amacındadırlar.


Ayrıca, evrim, milyonlarca yıl süreçte oluştuğu iddia edilen bir olgudur; dolayısıyla "ara form" dediğimiz geçiş canlılarının en az bir kaç milyon yıl boyunca yaşamış olması gerekir. bırakın milyon yılı, bir kaç yüz bin yıl bile yaşamış olsaydı bu ara formlardan binlerce fosil bulunması gerekirdi. Yanısıra, şu anda biz de ara formuz anlamına gelir bu. Yine yanısıra, bu durum, bitkilerle hayvanlar arasındaki bağı da koparıyor. Oysa evrim her ne söylüyor olursa olsun, ortaya attığı iddiaya göre bitki ve hayvanların aynı atadan geliyor olması gerekir. Eğer öyle değilse, daha farklı canlı türlerinin oluşması ve onların da evrimleşmesi gerekirdi.

Yine egkhan'ın dediği gibi, evrim yeni türler yaratmaz, ama sürekli yeni türler meydana geldiğini göz ardı ediyor ve yine bu yeni türlere geçiş döneminde olması gereken milyonlarca yılı yaşanmamış sayıyoruz! Neden? Çünkü o dönemlere ait hiç bir bulgu yok.

Bir fosilin oluşum süreci nasıldır, hangi şartlarda oluşur? Ölmüş olan her canlının fosili mi oluşur. İddianızı Adem ile Havva inancıyla ilişkilendirirsek bugün kazma vurulan her yerden "homo sapiens" fosili çıkması gerekmez miydi?

Evrim ile hayvan ve bitki dışında canlı türleri oluşturup oluşturmadığı hakkındaki bilgiye günümüzde ulaşmak o kadar zor olmamalı...

Egkhan'ın dediği gibi, entropi, bozunumdur ve hiç bir bilimcinin aksini iddia edemeyeceği gibi, sistemler sürekli entropi halindedir, yani evrim bütün bilimi çöpe atarak entropinin tam tersinin olduğunu ve sürekli daha sistemli, daha düzenli ve daha karmaşık yapılara tesadüfen geçildiğini savunur. Yani kısacası ya bütün bilim yanlıştır, ya da evrim yanlıştır.

Bilimde "aksi iddia edilemez" bir kavram yoktur... Burada termodinamik yasalarıyla evrim arasında kurulmaya çalışılan bağlantı ancak felsefi boyutta olabilir.

Bu yaklaşım tarzıyla bugun (populer orneklerden devam edersek) dünya ölçeğinde yapılan deneylerde doğru sonuçlar verse de guncel bilgilerle çelişen Newton un yerçekimi (daha doğrusu kütle çekimi) kanununu çöpe atmamız gerekirdi.


Bu arada hep merak etmişimdir, canlılar neden sürekli iyi olana bilinçli hareket ederler ve evrim bilincin olmayışını nasıl açıklar? Örnek verelim, balıklarda dış döllenme vardır, su çok hareketli bir ortam olduğu için diğer canlılardan daha fazla yumurta ve sperm üretilir. Dişi balık bir yerlere yumurtaları bırakır ve erkek balık daha sonra gelerek o yumurtaların üstüne spermleri bırakır. Erkek balıktaki bu bilinç nereden geliyor? Ayrıca bu adaptasyonu sağlayacak bilinç? Yani su çok hareketli bir ortam olduğu için daha çok yumurta-sperm üretmek gerektiğinin nasıl bilincinde oluyor ve dahası bilinçli bile olsa, sırf isteyerek nasıl daha çok yumurta ve sperm oluşturabiliyor. Bu, isteyen herkesin 8 kollu olması anlamına gelebilir.

Bu ne demek? Balık hem muhteşem bir sistemi kendisi dizayn edecek kadar bilinçli, hem de gündelik hayatında hiç bir şeyin farkında olmayacak kadar bilinçsiz demek.

En çok merak ettiğim şeylerden bir tanesi de, muhakeme ve düşünceyi işleyebilme yeteneğinin sadece insanda oluşunu nasıl açıklıyor evrim?

Evrim "iyi" den ziyade "yaşadığı çevreye daha uyumlu" ya hareketi esas alır. Yine verilen örnekten hareket edersek nispeten az sperm üreten erkek balığın genetik bilgisini yeni nesle aktarma şansı yoktur, çok sperm üreten aktarır. Sonuçta çok sperm üreten bir nesil oluşur.

Burada sormuş olduğunuz sorulara bugün evrimin kuramı cevap veremiyor olsa da bu ileride veremeyecek olduğu anlamına gelmez. Bugun cevap verse bile bu, bu cevabın kesinlikle doğru olacağı anlamına gelmez. Bilimde kesin yoktur...


Gerekirse daha sonra devam etmek üzere burada kesiyorum...
 
Son düzenleme:

hangman

Asistan
11 Temmuz 2008
275
0
0
Arkadaslar nedir bu karmaşa ya..Fen lisesinde okuyorum,evrimi de işledik..Sadece ABD de mi oluyormuş bişeyleri öğrenmek? Arkadas yazmış siteyi,isteyen girer,inanmayan girmez..Bu kadar basit..Bir şeyi reddediyorsanız bile onunla ilgili her şeyi öğrenmek zorundasınız,bilmediğin bir şeyi reddedemezsin.Yok "dedeniz kuyruğu kaç cm" filan..Yapmayın arkadaslar ya..Biraz saygılı olalım,herkesin kendi inancı..Ben inanıyorum demiyorum,ama inanana da laf etmem..Eğer bir sürü adam yüzyıllar boyunca bir şeyin üzerinde uğrasmış ve hala da uğrasıyorsa bu kadar basite indirgemeyelim..Bilime gereken saygıyı gösterelim lütfen..İnanmıyorsan da inanana karışma,hadi karıştın laubalilik yapma,aynı ciddiyeti göster..
abi bişeyi kaç kere açıklayabilirim ya bütün yazdıklarımı okuyup öyle yorum yapın!
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Selamlar,

Sanırım yeni bir hacıcavcav durumuyla karşı karşıyayız.

drpenguen dedi ki:
Elmacik dedi ki:
Din ve evrim bir kıyaslama değildir zaten, çünkü din bir yaşam biçimidir, bir duruştur, felsefedir; oysa evrim sadece bilimsel bir iddiadır ve az önce saydığım özelliklerin tümünden yoksundur. Şu bir gerçek ki, her zaman insanlığın önüne sunulan "bilimsel yöntem", sırf evrim için devre dışı bırakılmıştır. Çünkü bir şekilde kabul ettirilmek istenmiştir, çünkü evrim, belki de olabilecek en kötü tabuların simgesi haline gelmiştir.

Evrim kuramı hangi "kötü" tabuların simgesi haline gelmiştir. Tanrısızlık durumundan bahsediliyorsa bu çok göreceli bir durum değil midir? Aykırı görüşlere tahammulsuzluğun altında ne yatar.

Evrim, tanrısızlık durumunu ifade eden değil, tanrıya düşmanlığın simgesi haline gelen bir tabudur. Her iki durumda da bilimle bağdaşmayan bir sonuç çıkar ortaya. (Evrimi bilimsel olarak kabul etmeyen bilim adamlarının bilim camiası tarafından bilimadamı olarak kabul edilmemesi güzel bir kanıt, benzer durumun canlı örneğini bir genetik bilimci hakkında kendi gözlerimle gördüğümü söylerek açıklamıştım. Sizin bana cevap verirken durduk yerde Adnan hocadan bahsetmeniz de bu tabunun başka bir göstergesi.)

Ayrıca benden bir paragraf alıntılayarak cevap vermişsiniz ama verdiğiniz cevap benim o paragrafımla alakasız. Keşke bahsettiğim "bilimsel yöntem"e değinseydiniz. Bilimsel yöntem, bilimin ortaya koyduğu ve bir şeye bilimsel denebilmesinin ön koşullarının birleşimidir ve evrim bu ön koşullardan yoksundur. Dolayısıyla bırakın bir "teori" olmayı, bilimsel bir iddia dahi değildir.

Dolayısıyla mevzu-u bahis ettiğiniz tahammülsüzlük, evrimi kabul ettirmek için çırpınanların kendi tahammülsüzlüğüdür; daha önce bir enstitüden bu konuyla ilgili bağlantı vermiştim. Bilimciler (bilim demiyorum bakınız, bilimciler diyorum, çünkü bilim yücedir), çoğu zaman 10 deneyden 6-7'si olumluysa olumsuz deneyleri hiç sayar ve o teoriyi kabul eder. Buna karşılık da kendini şöyle savunur; "tamam bu doğru değil ama kabul edilebilecek en iyi fikir şimdilik bu". Evrim hakkında bazı bilimadamları bu itirafı yapabiliyorlar. Hatta şimde nerede olduğunu hatırlayamadığım bir bilimci şöyle diyor: "Evrim, bir maymunun bütün insanlık tarihini daktiloda yazmasının mümkün olduğu kadar mümkündür, ancak şu anda en mantıklı görüş budur". Yani bilim çoğu zaman "kabul"den ibarettir; hani her zaman dogmatikliği ile suçlanan din gibi...

Bulunamayan şeylere "bulamadık, araştırıyoruz" demekten utanır çoğu bilimci, o yüzden cevapsız şeylerin yerine bu tür uydurmaları koyar kendilerine kabul ettiremediklerinden. İşte bahsettiğiniz tahammülsüzlük, bu tahammülsüzlüktür. Hatta örneğini biyoloji ders kitaplarımızda hala görebilirisiniz, hala eski görüşler arasında "ördekler ağaçtan doğuyordu" iddiası "çürütülmüş de olsa" kitaplarımızda yer alıyor, ya da zürafaların yukarıdaki otlara uzanarak boylarının uzadığını söyleyen görüş. Ne kada trajikomik, hiç bir yapılaşmanın olmadığı, dünyanın tüm doğal zenginliklerinin açılıp saçıldığı bir dönemde zürafalar yiyecek ot bulamıyorlarmış yerde.. Tüm dünya zürafa dolu olsa yine ot bulurlardı yemeye. Bu görüş hala konuşuluyor, evrimin esası da bu zaten, "milyonlarca yıl içinde kazanılan tecrübelerin adaptasyonlaşması". Aynı biyoloji, çevresel faktörlerin etkileri kuşaktan kuşağa aktarılmaz diyor, örneğin bir sülalenin tüm çocuklarının kollarını doğar doğmaz kes, ama doğan her çocuk yine de kollu doğacaktır, milyon yıl da geçse, milyar yıl da geçse. Elbette ufak değişiklikler olabilir, ama yukarıya uzanarak boy uzatkamanın mantıksız çırpınışını yapmaya ve bilimi kendi kendiyle çeliştirmeye gerek yok; "araştırıyoruz" demek daha akılcıdır. Bilmediğin şeye bilmiyorum demek gerekir.

drpenguen dedi ki:
Elmacik dedi ki:
Evrim, onu kabul eden bilim insanları için bir tabudan başka bir şey değildir. Evrimi ıspatlayabileceği iddia edilen tek şey, canlıların birbirlerine benzemesidir; elbette benzeyecekler, otomobilin otomobile benzemesi gibi; ancak bu hiç bir şekilde o iki otomobilin birbirleriyle aynı temele dayanan fizyolojik bir geçmişlerinin olmasını gerektirmez.

Sorgusuz kabul edilmiş bir olgunun ispatlanmaya çalışılması, ifadelerde sıklıkla genellemelerin kullanılması "bilimden çok" inanç kavramıyla bağdaşır. Bilim adamları bir olguyu ispatlamaktan çok yaşanılan çevreyi açıklamak amacındadırlar.

Yine benden alıntıladığınız paragrafla ilgisiz bir cevap vermişsiniz. İki şey arasında bir benzerlik olması onları soyut nedensellikten yoksun bırakmaz, otomobil örneğini vermiştim, alıntılamışsınız da ama cevap vermemişsiniz.

drpenguen dedi ki:
Bir fosilin oluşum süreci nasıldır, hangi şartlarda oluşur? Ölmüş olan her canlının fosili mi oluşur. İddianızı Adem ile Havva inancıyla ilişkilendirirsek bugün kazma vurulan her yerden "homo sapiens" fosili çıkması gerekmez miydi?

Evrim ile hayvan ve bitki dışında canlı türleri oluşturup oluşturmadığı hakkındaki bilgiye günümüzde ulaşmak o kadar zor olmamalı...

Oluşması beklenen fosiller üç beş gün yaşamış canlılar değil, iddiaya göre, ki evrimin kendi iddiasıdır, milyonlarca yıl yaşamış canlılar bunlar. Yani şimdi size mantıklı mı geliyor şu durum:

Bundan bir milyon yıl öncesine ait fosiller buluyoruz, Bundan üç milyon yıl öncesine ait fosiller de buluyoruz, ama iki milyon yıl öncesine ait fosilleri bulamıyoruz! Sonra da bulamadığımız yeri kendimiz dolduruyoruz ve diyoruz ki; "iki milyon yıl önce evrim olmuş". Hem bir milyon yılda olmuş hem de birden bire olmuş demek!

Onlarca milyon yıl öncesine ait fosillerden epey bulunabiliyorsa, bir kaç milyon yıl öncesine ait fosillerin daha kolay bulunması gerekir.

Ayrıca yukarda da söylediğim gibi, tüm canlılar arasında protein benzerliği var (otomobil örneği), bazı canlılar akraba da olabilirler, ama bu tek başına nasıl kanıtlıyor onların aynı atadan olduğunu? Veya bu durumda aynı atadansa bitkilerle hayvanların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? (Benzerlik ve farkları.)

Bir de zaten doğal seleksiyonla milyarlarca yıldır yok olmamış canlılar var. Doğal seleksiyon bir sürü yapıyı karmakşıklaştırıp yok etti ama bakteri gibi canlılar hala varlıklarını koruyor ve milyarlarca yıldır tek bir evrim geçirmiş değiller. Sanırım doğa haksızlık yapıyor..

Ayrıca yine evrim iddialarına göre yeni türlerin oluşmaması gerekir ama tek hücreden milyonlarca tür oluşuyor, yine de tek hücreli kalanlar var.

drpenguen dedi ki:
Bilimde "aksi iddia edilemez" bir kavram yoktur... Burada termodinamik yasalarıyla evrim arasında kurulmaya çalışılan bağlantı ancak felsefi boyutta olabilir.

Termodinamik, felsefik bir yaklaşım değil, bilimsel bir kanundur. Arada bir bağ kurulmaya çalışılmamaktadır, bilakis, tüm evreni ilgilendiren kanuna uyumsuzluk söz konusudur. Buradaki değerlendirme bilimseldir. Hiç bir bilinç olmadan milyonlarca karmaşık sistemin aynı şekilde bir araya geldiğini iddia ediyorsunuz. Sürekli de aynı şekilde daha karmaşık ve daha bilinçli yapılara bilinç olmadan ilerliyor! Balık örneğindeki gibi, balık su ortamı hareketli olduğu için döllenmeyi garantilemek istiyor onun için daha çok yumurta ve sperm üretiyor, deniliyor biolojide. Oysa balığın öyle bir bilinci yok! Olsaydı da zaten istemekle daha çok yumurta üretilmiyor. Dolayısıyla dışarıdan biilinçli bir müdahale var diyor biyoloji, ama o bilinçten hiç bahsetmiyor..

Siz de tamamen aynı şeyden bahsetmişsiniz. Örneğin demişsiniz ki:
drpenguen dedi ki:
Yine verilen örnekten hareket edersek nispeten az sperm üreten erkek balığın genetik bilgisini yeni nesle aktarma şansı yoktur, çok sperm üreten aktarır.

Balık bunu nereden biliyor? Eğer balıkta bu bilinç yoksa, o halde bu "şans"ı kim sağlıyor? Veya balıkta bilinç olsa bile, siz isteyerek daha çok yumurta ve sperm üretebiliyor musunz?

Örneğin insanlar "bu defa beşiz doğrayım yaşama şansı çok olsun 5 yumurta yapayım bu ay" diyebiliyorlar mı? Veya deseler bile, bunu düşünmek için bir bilince sahip olmaları gerekmez mi?

drpenguen dedi ki:
Burada sormuş olduğunuz sorulara bugün evrimin kuramı cevap veremiyor olsa da bu ileride veremeyecek olduğu anlamına gelmez

Zaten konuştuğumuz şey de tam olarak bu. Biz bilimi seviyoruz, destekliyoruz, ama bilinmeyen şeye de "bu böyledir, doğrudur" demenin yanlış olduğunu savunuyoruz, cevap verilemiyor madem; "henüz bilmiyoruz" demek daha makul ve akılcıdır. İşte bu da evrimin sadece bir tabu olduğunu başka bir kanıtıdır; zira sadece "bana ne işte doğaüstü bir gücün varlığını kabul etmeyeceğim illa başka bir şey uyduracağım onun yerine" tavrı görülüyor açıkça. Şunun da farkında değildir şahıs; başka bir neden bulsa bile, o neden bir önceki başka bir nedeni veya soyutsallığı egale etmez. Otomobil örneğindeki gibi, onu ben yaptım, birisi çıkıp şöyle diyor: "Bu araba, çarpmalara karşı kendini güvene almak için demirden oluştu". Oysa arabada o bilinç yok, varsayalım olsaydı bile, o otomobili benim tasarladığım gerçeğini değiştirmez bu. Yani demirden olmakla nedensellik son bulmuyor, zira demirin de bir nedeni var..

Mutlu günler..
 
Son düzenleme:

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Güzel bir örnek bulmuşsun bdco, Afrikalı yerliler de başka bir örnek, binlerce yıldır biryerlerini delip küpeler takıyor, dudakları arasına diskler koyup açıyor, boyunlarına halkalar geçirip uzatıyorlar. Ne zamandan başladığı belli bile değil, binlerce yıldır..
 

orcagada

Doçent
8 Temmuz 2007
521
0
0
Güzel bir örnek bulmuşsun bdco, Afrikalı yerliler de başka bir örnek, binlerce yıldır biryerlerini delip küpeler takıyor, dudakları arasına diskler koyup açıyor, boyunlarına halkalar geçirip uzatıyorlar. Ne zamandan başladığı belli bile değil, binlerce yıldır..

Vay Elmacık Kardeşim,

Yakaladım seni.

Bakıyorum da SDN'nin imamları dünyanın en büyük üniversite ve bilim insanlarının teorilerini çürütmüş.

Hakkaten boş işlerle uğraşmış bu kadar adam.

Öyle yıllarca uğraşacaklarına aç SDN'ye bir başlık bizim bilimsel imam kafilesi çözsün olayı.

Brawo.

Ayrıca "bdco" arkadaşın örneklemesine matah bir nane gibi "güzel bir örnek bulmuşsun" demek te evrim konusundaki apaçık cehaletin ürünü olmalı.

Sana bir örnek de ben vereyim madem.

Kızlar kızlık zarıyla doğarlar ama anne olmak için bundan vazgeçmek zorundadırlar o zaman neden her yeni doğan kız çocuğu yine bakire doğar?

Çok Basit,

Gen havuzundaki bir değişikliği yine genler kaynaklı değiştirmediğin sürece bu takamül devam eder.

Yani fare kuyruğu kesmen,ayakları sarıp sarmalaman onun genetik kodunu değiştirmez.

Kuyruk,kızlık zarı,normal ayak nasıl bir evrimleşmenin sonucuysa onu genden çıkarmalısın.

Yoksa onu bunu kesdim doğan bireyde yine vardı demenin saçmalamaktan başka bir şey olmadığı aşikardır.

Uzatmayayım.

Al sana güzel bir site hani sen nasılsa biliyorsun ama bilmeyen arkadaşlar için belki az da olsa faydalı olur.

Zahmet edipte hakkında saçmalamayı adet edinen teoriyi okumamış bu kadar adamın boş işlere ayırabilecekleri zamanın sadece 30 dk'sını ayırmaları yeterli.

E V R I M S E L

Şu bir ara çok övdüğünüz F.Collins diye biri vardı.Evrimci commited hristiyan.

Evrimi tanrı kaynaklı gören.

Son okuduklarıma göre papa da öyle düşünüyormuş.

Evrim vardır ama tanrının eli değerek demeye başlamışlar.

Ne yapsın garipler hem inanmaya çalış hemde tüm veriler suratına çarpsın.

Kaçacak delik kalmamış ki.

tumgazeteler Bunu mutlaka okumalısın.

Olacak olacak zamanla herşey.

Birgün anlıyacaksınız bundan az da olsa ümitliyim.

Son olarak da yeniden,

Saygılar,

Selamlar...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Orcagada, yağıp gürlemişsin, hakkımızda cehalet suçlaması yapmışsın; ama konuştuğumuz konular hakkında tek kelime konuşmamışsın. Acaba asıl cehalet işte bu değil midir?

Konularımız hakkında bir adet örnek vermişsin sadece, evrim dış faktörlerin genlere hayali etkilerinden bahseder zaten, asla fizikokimyasal bir şeyden bahsetmez. Örnek olarak Lamarck'ın yüzyıllar öncesine ait görüşünü yazmıştım yukarıya; "Zürafaların yerdeki otlar bitince yukarılara uzanıp boyunlarının uzadığı", sanki yerde 10 milyon yıl boyunca hiç ot olmamış gibi. Neresinden tutarsan tutarsız kalırsın. Evrimin iddiası da budur, durduk yerde hiç bir gende değişiklik olmaz. Olan küçük çaplı adaptasyonlar da ancak bilinç eseri olabilir. Örneğin vücut sıcaklığını dengede tutabilmek için çöl tilkisinin kulakları çok uzun, kutup tilkisinin kulakları çok kısadır. Sebep? Siz diyorsunuz ki; "vücut ısısını dengede tutmak için". Tabi ki, biz de böyle söylüyoruz; ama sizin yapamadığınızı yapıyor ve sorguluyoruz; Nasıl? Tilkiye, ayıya veya balığa bu bilinci veren ne?

Tilki iklim hesabı yaparak genlerinde kendi kendine bir oynanamı yapıyor? Öncelikle çok iyi biliyorsunuz ki bu hesapları sürekli bilinçle sadece insanlar yapabilir. Bunu da açıklayamıyorsunuz. Daha sonra, tilkiler bu bilince sahip olsalardı bile, "abraka dabra tüylerim uzasın kulaklarım kısalsın" diyemeyeceklerine göre, vücuda o adaptasyonu sağlaması gerektiğini kim dikte ediyor? Ayrıca tilki bu işin farkında bile olsa, adaptasyon istenerek yapılan bir şey değildir, milyon yıl sürebileceğini siz kendiniz söylüyorsunuz, bir tilkinin ömrü bir kaç yıl; bu bir kaç yıl içinde ne kadar uğraşırsa uğraşsın tilki genetik değişim adına hiç bir şey kazanamacağı için gelecek nesillere de bir şey aktaramaz. Çünkü hava üç beş derece soğudu diye genetik değişim olmaz.

Üstelik, milyon yılda sayısız tilki yaşar, bu tilkiler binlerce yıl boyunca hep soğukta "hadi şu tüyler uzasın artık" diye mi beklediler? Basit olanı karmaşıklaştırmaya gerek yok; bütün tilkilerin birden aynı değişimi yaşaması da söz konusu değil, bir kaç tilkinin soğuktan donarak bir sonraki kuşaktan torunlarına daha uzun tüyler bırakması da söz konusu değil.

Evrimin tabu oluşuna gelince; bunu sen de ıspatlamış oldun, "çok övdüğünüz bilim adamı F. Collins" diye başlayan bir cümle kurmuşsun. Hiç bir yerde o adamı övdüğümü söyleyemezsin, ön yargılar sizi bitirecek. :) Üstelik ben değil, sizler övüyordunuz, televizyonlara çıkıyordu, müthiş buluş, bin yılın olayı filan diye bilim adına övünmüyor muydunuz? Sonra adamı iki dakka içinde sahtekar yaptınız. :) Ben adam hakkında tek bir yorum yaptım, sadece "bundan sonra seni dinlemezler Collins" dedim, nitekim öyle de oldu. ;) Yoksa ne adamın dini, ne görüşü ne de akademik hayatıyla ilgili iyi veya kötü tek kelime etmedim.

Son olarak, papanın evrim olabilir demesi günü kurtarmaktır, "yarın bir gün gerçekten varlığı ıspatlanırsa rezil olmayalım" şeklindeki bir korkudur. Bizim için de bir kriter değildir. Ayrıca canlıların gen aktarımları ve mutasyonlarla yaşadıklarına da evrim demek, Serçe arabaya sadece değişik yağ koymakla bir milyon yıl sonra Gallardo'ya dönüşmesini beklemek gibi bir şeydir. Belki motoru tazelenebilir, daha iyi performans gösterebilir, ama bu, yağı koyanın bilincidir, artı, arabayı değiştirmez.

Gerçekten ilginç, tüm canlılar dünyanın her yerinde tamamen aynı bilinçle bir takım değişimler geçiriyorlar, örneğin Afrikadaki erectus ile Avustralyadaki birbiriyle tamamen aynı değişimleri gösteriyor! Evrim yoksa tanrının kendisi mi? :) Sonra yine ilginçtir, hiç evrimleşemeyen tek hücreli canlılar var, bizim atalarımız olduğunu iddia ettiğiniz, yine ilginçtir, evrim hep daha sistemliye doğru oluyor, bunu kim belirledi?

Bir milyon yıl dünyanın yaşına nispetle çok kısa bir süredir, gelin onu 10 milyon yıl yapalım, yine de kısa bir süredir.

Bizim hakkımızda anlayacağımıza dair ümidin olmasına nasıl yaklaşacağımı da bilemedim, zira benim sizin hakkınızda hiç ümidim yok. Çünkü açıkça görüyorum ki bazı şeyleri gördüğünüz, bildiğiniz halde, bile bile sadece gururdan kabul etmiyorsunuz. Ya söylediğinden cayamamanın sebep olduğu gurur, ya kendi başına herşeye yeteceğini sanmanın verdiği gurur, ya da kendinden üstün bir varlığın onu var ettiğini kabullenememe gururu.

Allah Kur'anda söylemişti, Yahudiler, Muhammed'i evlerindeki çocuklarından daha iyi tanıdılar, bildiler, anladılar, buna rağmen ahiretlerini dünyalarına sattılar. Bu ayette bahsedilen vaziyeti sadece kükü çaplı Yahudi tarihi araştırmalarında bile görebilirsiniz.

Düzenleme: evrimsel.blogspot.com adresindeki tüm açıklamalar evrime inananların kendilerini zor durumda bırakıyor. :) Ayrıca din adına ortaya yalan iddialar atmaktan çekinmeyecek kadar alçalmış olmakla birlikte sorgulayamamanın verdiği sığlıkta kendi kendilerini boğuyorlar. Kuyruk sokumu diyor örneğin, madem evrimleştik o halde niye kuyruklardan kurtulamadık diyemiyor, ya da kuyruğun ortadan kaybolmasına sebep olan neydi diyemiyor veya bunu sağlayan neydi, fayda-zarar ölçütü neydi ve karar mekanizması nasıl işliyordu diyemiyor, sadece evrim emretti oldu diyor. Siz evrimi, bizim tanrıyı koyduğumuz yere koymuşsunuz. :)

Bu arada aynı sitede tüm insan soyunun 55.000 yıl önce Afrika'dan yayıldığını söylüyor, 55.000 yılın bu tür oluşumlar için ne kadar kısa bir süre olduğunu düşünmüyorsunuz yani? Benim hatırladığım kadarıyla milattan önce 5.000'lere kadar, yani bundan 10.000 yıl öncesine kadar hiç bir adaptasyon kaydı yok, 10.000 yılda küçük değişiklikler olmamışsa 55.000 yılda tüm insanlık nasıl meydana gelmiş?

Ayrıca o site din adına bazı alçak iddialar ortaya atarak dalga geçme cehaletini göstermiş, aynı şekilde sen de "imamlar bilimadamlarının teorilerini çürütüyor" diye dalga geçmişsin. Demek ki bu kadar basit mantıktan bile yoksunmuş o her söylediğini doğru zannettiğiniz "muhteşem" bilimadamları. Sonra "imamlar" bilimden anlamaz diye kaide koydunuz dinin hükümlerini siz veriyorsunuz da haberimiz mi yok?

Bilimde, özellikle biyolojide her zaman yüzdeler konuşur, o yüzden kişi, işine gelmeyen deneyleri yapılmamış gibi hasıraltı eder. Geçmişte "işe yaramıyor" denilen organların onlarca yıl sonra bazı fonksiyonları bulunduğu halde ders almayarak, ağzımızdaki 20'lik dişlere bile "gereksiz" diyenler, ancak çocukça "bana ne ya evrim var işte var" tavrını sergiliyor demektir, eğer övdüğün bilim buysa, bizim böyle bir bilimle işimiz yok.
 
Son düzenleme:

drpenguen

Öğrenci
1 Şubat 2007
8
0
0
"orcagada" nın da işaret ettiği gibi kabaca muhafazakar çatısı altında toplayabileceğimiz bir kesim ortak bir hareket anlayışını belirledi. Adam solcu değil, solculuğun standartlarını belirler; dünya üzerindeki neredeyse tüm antropologların, biyologların (dolayısıyla bilim adamlarının [ilahiyatçıları bilim adamı saymak yersiz olur]) savunduğu bir teoriyi reddetmekle kalmaz savunanlara hakaret eder, teoriyi bilimsel olmamakla suçlar...

Bu kişiler ayrıca akıllı bir yaratıcıdan ve onun oluşturduğu kusursuz sistemden bahsederler. Din felsefesinin inanmak-inanmamak üzerine kurulu olduğunu soylerler. Dolayısıyla içinde yaşanılan çevre akıllı bir yaratıcının eseriyse; bu eserden yola çıkarak o akıllı yaratıcının varlığının kanıtlanabilir olmaması gerekir. Aksi taktirde o yaratıcıya "inanç" kalmaz; varlığı "bilinir".
Bu sistem akıllı bir yaratıcı tarafından oluşturulmamışsa o yaratıcının varlığı zaten kanıtlanamaz.
Sonuçta hayatın hangi alanında olursa olsun Akıllı Tasarım modelleri kurmak zaman kaybıdır.

Burada ki iddialara tek tek cevap verecek kadar boş zamanım olmayışı üyelik tarihimle mesaj sayım arasındaki orantıdan da ortaya çıkar.. O nedenle daha fazla uzatmak niyetinde değilim. Futuyma, S.J. Gould gibi bilim adamlarının evrim teorisi hakkındaki goruslerini, yada Uner Tan hocanın reverse evolution çalışması gibi spesifik konuları tartışmayı tercih ederdim...
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
30 Mayıs 2007
6,890
176
1,243
Drpenguen, yine de düşünme yönteminden konuşabilirdin iki satır, bu bilincin nasıl işlediğinden bahsedebilirdin. Örneğin orcagada'nın link verdiği evrim sitesinde sürüngenlerin arka ayaklarının nasıl kısaldığına değinebilirdin. Milyonlarca yıl boyunca yaşamayan sürüngenin sadece bir kaç defa düşmandan kaçarak ayakların nasıl kısalabildiğinden, fayda-zarar ölçütünün ne olduğundan, nasıl ortaya çıktığından, karar mekanizmasının nasıl işlediğinden bahsedebilirdin.

Sürüngen, sanki arenaya birden bire çıkmış fauna birden bire oluşmuş ve birden bire düşmandan kaçmaya başlamış gibi.. Böyle bile olsaydı, bir kaç defa düşmandan kaçmakla ayaklar kısalmaz, zaten kuşaklar sürekli yenileniyor. Bir şeyin bilimsel isimlerle anılması, onun mantık dışı olmasının imkansız olduğu anlamına gelmez; zaten yukarıda arkadaşın bahsettiği termodinamik de sadece mantıksal bir iddia değil, bilimsel bir kanundur.

Hiç bir şeyin bilincinde olmayan bu canlılar hakkında "daha iyi koşabilmek için evrimleşti, döllenmeyi garantiye almak için evrimleşti, daha iyi düşünmek için evrimleşti" gibi ifadeler kullanmanızı gerçekten şaşkınlıkla karşılıyorum.

Pekala, sanırım senin de zamanın olmadığına göre iki şeyden birinin olmasını bekleyeceğiz; bugün artık teknoloji, teorik olarak sınırsız miktarda veri saklamaya elverişli, dolayısıyla bugün neler olduğu, eğer dünya bir kaç on bin yıl daha yaşarsa, insanlara gizli kalmayacaktır, dolayısıyla düşmandan korunmak için kollarımız otomatik silaha evrimleşir ya da yaşam şartlarının zorlaşması ve aşağıda yiyecek bulamamaktan ötürü uçmaya başlarsak, "hah işte dediğimiz çıktı" diyebilirsiniz, eğer dünya bu kadar dayanmazsa, o zaman zaten ya yok oluruz (sizin beklentiniz) ve bütün bunların hiç bir kıymeti/anlamı kalmaz, ya da bizim beklediğimiz terazi kurulur.

Şaka gibi gelebilir, gayet ciddiyim, 10.000 yıldır ufak adaptasyonlar bile göstermemiş insanoğlunun sadece 55.000 yılda Afrika'dan tüm dünyaya bu kadar değişik şekillerde yayılmış olduğunu iddia etmek, işte gerçek şaka bu olmalı.
 
Son düzenleme:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst