- Katılım
- 20 Eylül 2006
- Mesajlar
- 2,369
- Reaksiyon puanı
- 19
- Puanları
- 0
“Türkiye’deki Derin Yapının Analizi” başlıklı yazımızda anlaşılmasını kolaylaştırmak için “Derin Yapı”yı, iç içe geçmiş üç halka şeklinde kategorize etmiştik.
“Derin Yapı”nın çekirdek (1.) kısmının genellikle Yahudilerden, orta (2.) halkanın masonik örgütlenmelerden, kenar (3.) halkanın ise kandırılmış veya satın alınmış kara Türklerden teşekkül ettiğini belirtmiştik.
Peki, bu tasnife göre ülkenin gündemine oturan “ERGENOKON” örgütlenmesi derin yapının neresinde? Hangi halkanın içinde?
Baştan ifade etmek gerekir ki; Türkiye’deki “Derin Yapı” ve onun operasyonel gücü olan “Ergenekon Örgütü” milli söylemleri ve sembolleri bolca kullanmasına rağmen “Gayrı Müslim” ve “Gayrı Milli” odakların kontrolündedir.
Ergenekon örgütü “Derin Yapı”nın eylemci guruplara sahip “operasyonel gücü”dür. Ergenekon örgütünün kullandığı eylem gurupları “TETİKÇİLER” ve “MEMURLAR” olarak tasnif edilebilir.
Tetikçiler, genelde suça ve şiddete temayülü olan kimselerden seçilir. Mahmut Yıldırım, Abdullah Çatlı, son yakalanan Osman Gürbüz vb. tetikçiler arasında sayılabilir. Tetikçiler “sorgulamayan”, “gözü kara” kimselerden seçilirler. Tetikçilerin bir kısmı “İDEALİSTLER”den, diğer kısmı ise “SUÇLULAR”dan oluşur.
“İdealist Tetikçiler”, Vatan-Millet-Sakarya hikâyeleriyle kandırılmış sağcı gençlerden, halkların özgürlüğü, emeğin kutsallığı peşinde koşan solculardan veya “cihat” ettiğini düşünen İslamcılardan seçilirler. Bir düşman ve hedef gösterilerek motive edilirler. Eylemi gerçekleştirdikten sonra davaları adına bir nevi manevi tatmine ulaşırlar. İdealist tetikçiler kirli işlerin ocağına düşürüldüklerini bir zaman sonra anlarlar; ama iş işten geçmiş olur. Zira artık boğazlarına kadar suça, cinayete bulaşmışlardır. Kodese girmemek için denileni yapmaya mecburdurlar.
Fakat Ergenekon Derin Örgütü daha çok “Suçlu Tetikçiler”i kullanır. Vukuatlı, hayattan beklentisi olmayan sadistler “tetikçilik” için idealdirler. Bu tür tetikçiler psikiyatrik hastalardan; yetimhanelerde, yetiştirme yurtlarında büyümüşlerden; problemli ailelerden devşirilir. İlaçlarla ve hipnoz yöntemleriyle tetikçiler eyleme hazırlanırlar.
Tetikçiler adam yerine konmaktan, önemli görülmekten hoşlanırlar. Bu nedenle “büyük işler becerdikleri”, “kahraman” oldukları hususunda taltif görürler. Bazen medyaya da yansıyan “hatıra fotoğrafları” aslında bir motivasyon aracıdır. Tetikçilerin amele takımı görev başarıldıktan sonra çok kolay gözden çıkarılırlar. Zira ne zaman nerede ortaya çıkacağı belli olmayan ayaklı birer delildirler. Daha kaşarlı, teşkilatçı tetikçiler ise operasyonel tecrübelerine hürmeten estetiklerle, kimlik değiştirmelerle vs korunurlar.
Birde parça başı iş yapan DHKP-C, TİKKO, İBDA-C gibi tetikçi taşeron örgütler vardır. Bunların ipi yerli veya yabancı servislerin elindedir. Aktör ülkeler bu tür örgütlerle iş tutarlar, bunlar üzerinden örtülü operasyonlar yaparlar.
Ergenekon yapılanmasının eylemlerde kullandığı bir diğer gurup “Güvenlik Memurları”dır. Bu memurlar tetikçileri elemanlaştıran ve yönlendiren kimselerdir. Bu gurup ta, ikiye ayrılarak incelenebilir. Bunların büyük bir kısmı, devlet adına iş yaptığını, özel(!) görevlerle vatanı milleti koruduğunu düşünen; milli duyguları güçlü, ama zihni yetenekleri çevrilen dolapları göremeyecek kadar zayıf yurdum insanı kara Türklerdir. Çok yıldızlı Beyaz Kripto ecnebiler bunları hamasi söylemlerle yönlendirirler, “vatan-millet-devlet ve bazı kurumlar adına!”, her türlü karışık ve karanlık işleri yaptırırlar. Bir de, kökü kökeni karışık, güvenlik birimlerine özellikle sokulmuş “kripto ecnebiler” vardır. Bunlar döndürülen numaraların farkındadırlar. Dışarıya sızan silahlar, bilgiler, Türk askerini teröre peşkeş çeken ihanetler bunların işidir. Ama bunlar her şeye rağmen korunurlar.
Devamı Alttaki yorumda...http://www.aktifhaber.com/author_article_detail.php?id=4049
“Derin Yapı”nın çekirdek (1.) kısmının genellikle Yahudilerden, orta (2.) halkanın masonik örgütlenmelerden, kenar (3.) halkanın ise kandırılmış veya satın alınmış kara Türklerden teşekkül ettiğini belirtmiştik.
Peki, bu tasnife göre ülkenin gündemine oturan “ERGENOKON” örgütlenmesi derin yapının neresinde? Hangi halkanın içinde?
Baştan ifade etmek gerekir ki; Türkiye’deki “Derin Yapı” ve onun operasyonel gücü olan “Ergenekon Örgütü” milli söylemleri ve sembolleri bolca kullanmasına rağmen “Gayrı Müslim” ve “Gayrı Milli” odakların kontrolündedir.
Ergenekon örgütü “Derin Yapı”nın eylemci guruplara sahip “operasyonel gücü”dür. Ergenekon örgütünün kullandığı eylem gurupları “TETİKÇİLER” ve “MEMURLAR” olarak tasnif edilebilir.
Tetikçiler, genelde suça ve şiddete temayülü olan kimselerden seçilir. Mahmut Yıldırım, Abdullah Çatlı, son yakalanan Osman Gürbüz vb. tetikçiler arasında sayılabilir. Tetikçiler “sorgulamayan”, “gözü kara” kimselerden seçilirler. Tetikçilerin bir kısmı “İDEALİSTLER”den, diğer kısmı ise “SUÇLULAR”dan oluşur.
“İdealist Tetikçiler”, Vatan-Millet-Sakarya hikâyeleriyle kandırılmış sağcı gençlerden, halkların özgürlüğü, emeğin kutsallığı peşinde koşan solculardan veya “cihat” ettiğini düşünen İslamcılardan seçilirler. Bir düşman ve hedef gösterilerek motive edilirler. Eylemi gerçekleştirdikten sonra davaları adına bir nevi manevi tatmine ulaşırlar. İdealist tetikçiler kirli işlerin ocağına düşürüldüklerini bir zaman sonra anlarlar; ama iş işten geçmiş olur. Zira artık boğazlarına kadar suça, cinayete bulaşmışlardır. Kodese girmemek için denileni yapmaya mecburdurlar.
Fakat Ergenekon Derin Örgütü daha çok “Suçlu Tetikçiler”i kullanır. Vukuatlı, hayattan beklentisi olmayan sadistler “tetikçilik” için idealdirler. Bu tür tetikçiler psikiyatrik hastalardan; yetimhanelerde, yetiştirme yurtlarında büyümüşlerden; problemli ailelerden devşirilir. İlaçlarla ve hipnoz yöntemleriyle tetikçiler eyleme hazırlanırlar.
Tetikçiler adam yerine konmaktan, önemli görülmekten hoşlanırlar. Bu nedenle “büyük işler becerdikleri”, “kahraman” oldukları hususunda taltif görürler. Bazen medyaya da yansıyan “hatıra fotoğrafları” aslında bir motivasyon aracıdır. Tetikçilerin amele takımı görev başarıldıktan sonra çok kolay gözden çıkarılırlar. Zira ne zaman nerede ortaya çıkacağı belli olmayan ayaklı birer delildirler. Daha kaşarlı, teşkilatçı tetikçiler ise operasyonel tecrübelerine hürmeten estetiklerle, kimlik değiştirmelerle vs korunurlar.
Birde parça başı iş yapan DHKP-C, TİKKO, İBDA-C gibi tetikçi taşeron örgütler vardır. Bunların ipi yerli veya yabancı servislerin elindedir. Aktör ülkeler bu tür örgütlerle iş tutarlar, bunlar üzerinden örtülü operasyonlar yaparlar.
Ergenekon yapılanmasının eylemlerde kullandığı bir diğer gurup “Güvenlik Memurları”dır. Bu memurlar tetikçileri elemanlaştıran ve yönlendiren kimselerdir. Bu gurup ta, ikiye ayrılarak incelenebilir. Bunların büyük bir kısmı, devlet adına iş yaptığını, özel(!) görevlerle vatanı milleti koruduğunu düşünen; milli duyguları güçlü, ama zihni yetenekleri çevrilen dolapları göremeyecek kadar zayıf yurdum insanı kara Türklerdir. Çok yıldızlı Beyaz Kripto ecnebiler bunları hamasi söylemlerle yönlendirirler, “vatan-millet-devlet ve bazı kurumlar adına!”, her türlü karışık ve karanlık işleri yaptırırlar. Bir de, kökü kökeni karışık, güvenlik birimlerine özellikle sokulmuş “kripto ecnebiler” vardır. Bunlar döndürülen numaraların farkındadırlar. Dışarıya sızan silahlar, bilgiler, Türk askerini teröre peşkeş çeken ihanetler bunların işidir. Ama bunlar her şeye rağmen korunurlar.
Devamı Alttaki yorumda...http://www.aktifhaber.com/author_article_detail.php?id=4049