Assad Najjar
Profesör
- Katılım
- 18 Ocak 2019
- Mesajlar
- 1,673
- Reaksiyon puanı
- 2,305
- Puanları
- 113
- Yaş
- 30
Must ve have to ifadelerinden bahsediyorum millet.
Bu iki ifadenin anlamları, olumlu veya olumsuz olmasına göre değişir.
İlk önce olumlu olmaları halinde bu iki ifadenin farkından bahsedeyim:
Must:
"Must" ifadesi, olumlu olması halinde bir zorunluluğu ifade eder; ama zorunluluğa sebep olan bir kural veya yasa yoktur.
Örnek -> I must brush my teeth. (Sağlığım için dişlerimi fırçalamak zorundayım; ama bunu bana kimse zorla yaptıramaz. Yani yapmazsam cezası yok.)
Have to:
"Have to" ifadesi, olumlu olması halinde bir zorunluluğu ifade eder; ve zorunluluğa sebep olan bir kural veya yasa vardır.
Örnek -> You have to accept the license agreement in order to install this software. (Bu yazılımı yükleyebilmek için lisans sözleşmesini kabul etmek zorundasınız. Aksi taktirde yüklemenize izin verilmeyecektir.)
Dikkat edecek olursak, yukarıdaki örnekte bir kurulum programından bahsedilmiş ve bu programı yapan kişi, programa lisans sözleşmesini kabul etme kuralı koymuş. (Kuraldan bahsettiğimize dikkat edin.)
Şimdi de olumsuz olmaları halinde bu iki ifadenin farkından bahsedeyim:
Olumsuzluk halinde kavramlar tersine dönüyor, bu yüzden bu kısma çok dikkat ediniz. Yani, bu sefer:
Kuraldan bahseden -> Must not (Musn't)
Kuralsız olan -> Don't/Doesn't have to
oluyor.
Musn't:
Örnek -> You must not kill people. (Adam öldürürseniz hapse girersiniz, yani cezası var.)
Don't/Doesn't have to:
Bu ifade, "Yapmazsan da olur, sana kalmış." demek.
Örnek -> You don't have to have premium account in order to download this file. (Premium hesabınız olmazsa bile dosyayı indirebilirsiniz; ancak hız kısıtlaması olmadan indirmek istiyorsanız, bir premium hesap almak zorundasınız.)
Bu iki ifadenin anlamları, olumlu veya olumsuz olmasına göre değişir.
İlk önce olumlu olmaları halinde bu iki ifadenin farkından bahsedeyim:
Must:
"Must" ifadesi, olumlu olması halinde bir zorunluluğu ifade eder; ama zorunluluğa sebep olan bir kural veya yasa yoktur.
Örnek -> I must brush my teeth. (Sağlığım için dişlerimi fırçalamak zorundayım; ama bunu bana kimse zorla yaptıramaz. Yani yapmazsam cezası yok.)
Have to:
"Have to" ifadesi, olumlu olması halinde bir zorunluluğu ifade eder; ve zorunluluğa sebep olan bir kural veya yasa vardır.
Örnek -> You have to accept the license agreement in order to install this software. (Bu yazılımı yükleyebilmek için lisans sözleşmesini kabul etmek zorundasınız. Aksi taktirde yüklemenize izin verilmeyecektir.)
Dikkat edecek olursak, yukarıdaki örnekte bir kurulum programından bahsedilmiş ve bu programı yapan kişi, programa lisans sözleşmesini kabul etme kuralı koymuş. (Kuraldan bahsettiğimize dikkat edin.)
Şimdi de olumsuz olmaları halinde bu iki ifadenin farkından bahsedeyim:
Olumsuzluk halinde kavramlar tersine dönüyor, bu yüzden bu kısma çok dikkat ediniz. Yani, bu sefer:
Kuraldan bahseden -> Must not (Musn't)
Kuralsız olan -> Don't/Doesn't have to
oluyor.
Musn't:
Örnek -> You must not kill people. (Adam öldürürseniz hapse girersiniz, yani cezası var.)
Don't/Doesn't have to:
Bu ifade, "Yapmazsan da olur, sana kalmış." demek.
Örnek -> You don't have to have premium account in order to download this file. (Premium hesabınız olmazsa bile dosyayı indirebilirsiniz; ancak hız kısıtlaması olmadan indirmek istiyorsanız, bir premium hesap almak zorundasınız.)