CuMaAli
Profesör
- Katılım
- 6 Mayıs 2011
- Mesajlar
- 1,332
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 38
Hz. Ömer (r.a), sessizce, dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir.
Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı.
İşte ALLAH Resûlünün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer (r.a)in hıçkırıkları Onu (a.s.m) uyandırır.
Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer (r.a) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (a.s.m) hayretle sorar:
Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?
Ey ALLAHın Elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken,
Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki
ALLAHın Elçisisin İzin versen de, biz de seni
Maksat anlaşılmıştır, ALLAHın Elçisi (a.s.m), gelecekteki halifesinin
sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işareti ile keser ve
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.
(Ankebut, 29/64)
Ayetini okuduktan sonra ekler:
İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret te bizim!..[2]
[2] M.Yusuf Kandehlevi, Hayatüs Sahabe, II/412.
Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı.
İşte ALLAH Resûlünün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer (r.a)in hıçkırıkları Onu (a.s.m) uyandırır.
Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer (r.a) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (a.s.m) hayretle sorar:
Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?
Ey ALLAHın Elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken,
Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki
ALLAHın Elçisisin İzin versen de, biz de seni
Maksat anlaşılmıştır, ALLAHın Elçisi (a.s.m), gelecekteki halifesinin
sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işareti ile keser ve
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.
(Ankebut, 29/64)
Ayetini okuduktan sonra ekler:
İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret te bizim!..[2]
[2] M.Yusuf Kandehlevi, Hayatüs Sahabe, II/412.