Diyanet'ten imsak vakti açıklaması!

Bu konuyu okuyanlar

marancı

Müdavim
Katılım
6 Haziran 2013
Mesajlar
1,740
Reaksiyon puanı
1
Puanları
36
Benim de itimat ettiğim diyanetin verdiği saatler.
 

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,324
Puanları
113
@|SeYYaH| abicim, ne yazdığımı ciddi manada okuduğunu düşünüyor musun? Namaz biz müslümanların namazıdır, mezhebe bağlı değildir, peygamber bizim peygamberimiz, Kur'an bizim Kur'anımızdır, böylece hepimiz bu konuda ortak bir paydadayız. Olabilir ki bazı şeyleri farklı düşünüyoruzdur, fakat müslüman olarak hepimizin vazifesi peygamberimizin bize öğrettiği ölçüleri öğrenmektir, mota mot ezberlemek değil. Nitekim bu şekilde ezberden din yaşayanların dinini Allah kabul etmeyeceğini, insanların akıllarını kullanmasını istediğini Kur'anda bize çok yerde buyurmuştur.

İnsanlar yüzlerce yıl örneğin çölde yolculuk ederken güneşin durumuna göre namaz kılmadılar mı? Şüphesiz yanlarında bir diyanet takvimi ve de kol saati yoktu. Şafak sökünce sabah namazını kılıyor ve sahuru bırakıyor, güneş tepelerine çıkınca öğle namazını kılıyorlardı. Güneş batınca da iftar ediyorlardı. Gökte dolunayı gördüklerinde ayın ortasında olduklarını ve hilali gördüklerinde ayın bittiğini biliyorlardı ve bayram ediyorlardı. Peygamberimiz astronomiyi elbette çok iyi bilirdi, fakat kimseye oturup astronomik hesaplarla namaz vakti tayin etmeyi öğretmedi ve emretmedi.

İslam kolaylık dinidir ve ölçü dinidir; peygamber bizlere ölçüyü öğretti, güneşin ne zaman doğduğunu da başkasından öğrenecekse müslüman, ezberden bir din yaşıyor demektir.

Bu arada sabah namazının vaktinin girmesiyle sahurun bittiği zamanın birbirinden farklı olduğunu söyleyenler olmuş, ilk defa duyuyorum. Sahur vakti zaten namaz vaktinin girmesiyle biter (ve bu bütün mezheplerde böyledir); Diyanet'in Ramazan'da ezan saatlerini yarım saat değiştirmesi insanların bilgilerinde de değişikliğe neden olmuş.


kıymetli abim, sizin bu ölçümlere, ilmi ve gelişmiş teknolojik aletlerin verilerine olan karşıtlığınız nedendir anlamış değilim.
bakın şimdi, sevgili efendimiz zamanında göklere merdiven kurmuş apartmanlar yoktu, insanların astrolojik görüntülere olan mesafesi bugünkü gibi kapalı değildi... başını kaldıran uçsuz bucaksız çölün ortasında semayı, ayı, yıldızları... ağaran, kararan şafakları çok rahatlıkla müşahade edebilirdi.

peki bugün 17-18 saat oruç tuttuktan sonra hangi Allahın kulu gidip Çamlıca tepesine çıkıp da astronomi hesapları yaparak, yahut fecr'i, imsağı hangi bilgiyle, hangi ilimle ve hangi imkânlarla takip edebilecektir, söyler misiniz?

yahu her yerde mantık arıyorsunuz da, mantığın en elzem olduğu böyle bir konuda neden onu sürgüne gönderiyorsunuz?

bu biraz da hani iki ayağı bir pabuca sokmak, yahut kulağı, eli arkadan dolandırarak göstermeğe benzemiyor mu?
 

seckyn

Müdavim
Katılım
21 Nisan 2010
Mesajlar
2,945
Reaksiyon puanı
18
Puanları
38
yatsı için güneşin 17 derece ufkun altına inişi imsak içinse ufka 18 derece yaklaşması esas alınıyormuş. yani bu demektir ki imsak vakti yatsı vaktinden daha karanlık oluyor. sonra da çıkıyor bu zifiri karanlığa imsak demeyenleri bilimsellikten uzak sayıyor. bu diyanettekiler ne içiyorlar çok merak ediyorum...

Bu nasıl bir bilim sizinkisi ? 18 derecelik bir açıda güneş daha yukarıdadır daha aydınlıktır.
 

semih61

Müdavim
Katılım
26 Ekim 2011
Mesajlar
1,456
Reaksiyon puanı
43
Puanları
48
he ya, müftü olmaya gerek yok da, yalnız bu din senin benim aklımızın, mantığımızın çapından çok büyükse ne yapacağız o zaman?!
ramazanda oruç şafağın söküldüğü an ile akşam namazı arası tutulur.bunu senin aklın almıyorsa saygı duyarım.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
bu biraz da hani iki ayağı bir pabuca sokmak, yahut kulağı, eli arkadan dolandırarak göstermeğe benzemiyor mu?

Hah işte ben de tam onu diyordum. O kadar çok teorik bilgi icat edilmiş ki, ayın görünmesi, güneşin doğması ve batması gibi basit meselelere onlarca değişik hesap karıştırmak ellerini ayaklarını dolandırıp kulaklarını tutmaya benziyor. :) Örneğin güneş doğdu mu? Evet, öyleyse sabah namazının vakti bitti. Olay aslında bu kadar basit, ama işin içine "şu kadar açıyla ışıklar vurunca böyle dereceyle gelince" gibi hesaplar sokup tam olarak senin dediğin yapılıyor; yani eli arkadan dolandırarak kulağı gösterme. :)

Gelelim "bilim"e karşıtlığıma; nasıl yapmışsam bunu, kendim dahi haberim yok. :) İstersen abicim bilim hakkında forumdaki konuları beraber takip edelim, karşılıklı mütalaa edelim ve son olarak hemen üstteki mesajımda ne dediğime bakalım: "bilim insanlığın yararına kullanılmalıdır, işleri karmaşıklaştırma için değil". Burada bir bilim ve teknoloji karşıtlığı değil, tam tersine bilimi ve teknolojiyi daha doğru ve daha yararlı şekilde kullanma isteği vardır.

Bununla birlikte, bakalım bu yöntemler gerçekten "bilimsel" midir? Türkiye gibi birçok müslüman ülke de bu bilimsel hesapları dikkate almaktadır. Güneş aynı güneştir, ay aynı aydır, fakat gel gör ki bizimle aynı meridyende bulunan Arabistan, bilimsel hesaplara göre Türkiye'de Ramazan'ın birinci günü olduğu iddia edilen günün aslında Şaban'ın 29'u olduğunu söyledi ve o gün biz oruç tuttuk onlar tutmadı. Geçen sene de aynı şekilde biz bayramı kutladık fakat onlar o günü oruçlu geçirip ertesi günü bayram ettiler. Halbuki dediğim gibi, güneş aynı güneş, bilim aynı bilim, yöntem aynı yöntem, fakat gel gör ki bir tek Türkiye'de böyle vakit ve tarih tartışmaları yapılıyor. Demek oluyor ki aslında bilimsel hesaplara göre yapılmıyor; çünkü diğer birçok müslüman ülkedeki bilimsel hesaplarla da örtüşmüyor.

Bununla birlikte, bilimsel hesaplara göre namaz vakitleri günlük olarak en fazla 2 dakika, bazı günler ise nadiren 3 dakika değişiyor; fakat Ramazan'da birden bire yarım saat değişiyor. Acaba Ramazan ayı girince güneş birden bire yer mi değiştiriyor, dünya Ramazana özel bir günde daha hızlı mı dönmeye başlıyor? Şüphesiz hayır; demek ki bu açıdan da "bilimsel" değilmiş.

Son olarak; bugün hala yüksek binaların olmadığı uçsuz bucaksız çöller var, kasabalar, düzlükler var ve oralardan bakınca Ramazan ezanında hala zifiri karanlık oluyor. Sırf bu vakitlerle oynama arzusu yüzünden insanlar imsak vakti ile sabah namazının vaktinin birbirinden farklı şeyler olduğunu zannetmeye başlamış; yukarıda örneği var bakabilirsin.
 

ssslytherin

Asistan
Katılım
3 Nisan 2012
Mesajlar
265
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Nedir bu diyaneti yaftalama merakı anlamadım gitti. İnsanların işini zorlaştırıyorlar deyip de kendisiyle bu kadar çelişen görmedim. Ben sabah namazın vakti girdi mi çıktı diye her gün ufka bakıp, ufukta görünen gerçek fecr vakti mi, yalancı fecr vakti mi çözmeye çalışıp, ibadetimi riske atmaktansa, bir gün önceden takvimime bakar, saatimi kurar, kalkar kılarım bukadar basit. Bu mu Allah aşkına dini kolaylaştırmak [MENTION=3151]turan[/MENTION] Garip ? Şehir şartlarında bunu nasıl yapacağımız ayrı bir konu, her yer yüksek binalar, gökyüzünü göstermeyen puslu hava varken bunu kabullenmemek de sabit fikirli olup dediğim dedik çaldığım düdük demekten başka bir şey değil bence. Bugün hala uçsuz bucaksız çöller var, haklısın, şöyle düşün; aynı enlemlerde bir Afrika ülkesinde yaşayan insan ile Avrupa ülkesi yaşayan insan -senin metodunla- gökyüzüne bakıp, mesela ramazan bayramı için hilali beklediğinde, Afrika'daki bayram yaparken, Avrupa'daki oruç tutuyor olacak. Çünkü Afrika'daki 0 sanayi/berrak gökyüzü ile olanı görüyor. Avrupa'daki gelişmiş sanayi/pis gökyüzü ile -bunu yazarken odamın camından baktım ve gördüğüm şey yer yer rengi açılan yer yer koyulaşan lacivert bir kaplama- hangi hilali görecek? Bırak hilali, ayı seçemez. "İslam kolaylık dinidir ve ölçü dinidir" diyen sensin. Hani nerede ölçü? Nerede kolaylık? Aynı enlemlerde biri bayram yaparken, diğeri oruç tutulması haram olan bayram gününde oruç mu tutsun? Bu mudur ölçü anlayışın? İnsanların hangi bilgiyle gerçek/yalancı fecri ayırt etmesini bekliyorsun? Bu mu kolaylık anlayışın?

Ramazanda okunan ezanla, normal zamanlarda okunan sabah ezanının aynı şeyi ifade etmediği belirttim. Biri sahur vaktinde okunur, diğeri daha ileri vakitte. Normal zamanlarda okunan sabah ezanı insanları camiye toplar. Ramazanda okunan sabah ezanı ise "imsak vakti girdi, yeme/içmeyi bırakın" diye okunur. Daha önce de söyledim, şimdi de söylüyorum. Diyanetin ramazanda kafasına göre vakti yarım saat ileri/geri aldığı yok. Senden rica ediyorum uygulamayı bilmiyordun, daha önce [MENTION=105356]Mert Ahmet[/MENTION] 'in ifadesi üzerine yazdım. Şimdi yine yazdım, ramazandaki vakit razamandan önceki vakit ile aynı. Sadece ezan vakti farklı. Diyaneti yaftalamayı bırak artık. Diyanetin "ramazan geldi değişiklik olsun imsakı yarım saat oynatalım" dediği yok. Sorun diyanetin sabah ezanı uygulamasını senin bilmemenden kaynaklanıyor. Daha önce benim/başkasının açıkladığı halde temcit pilavı misali aynı şeyi yazman bana art niyetli olduğunu düşündürüyor artık, kusura bakma.
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Selamlar.

"İslam kolaylık dinidir ve ölçü dinidir" diyen sensin. Hani nerede ölçü? Nerede kolaylık? Aynı enlemlerde biri bayram yaparken, diğeri oruç tutulması haram olan bayram gününde oruç mu tutsun?


Abicim ben de tam olarak işte bunu söylüyorum. Anlamadığınız kısmı neresi acaba? Oruç tutulması haram olan günde oruç tutuyor insanlar, oynanan vakitler yüzünden. Yani bu soruyu bana soruyorsun ama aslında Diyanet'e sorman lazım, çünkü ben de tam olarak zaten bu soruyu sormak için o kadar yazdım. Söylediğime dikkat mi etmedin acaba? Örneğin geçen sene Arabistan oruç tuttu biz orucumuzu yedik; yani Ramazan devam ederken Türkiye bayram yaptı. Aynı şekilde orada da bilimsel hesaplarla tayin ediliyor vakitler ve mümkün olduğunda ayın durumuna bakılıyor. Yani vakitler birbirini tutmadığı için insanlara haram olan bayram gününde oruç tutturuluyor, zaten de tam olarak bunu eleştiriyorum.

Hani nerede ölçü diye sormuşsun; gayet basit bir şekilde Resulullah bize öğretmiştir; ölçü güneş ve ay. Bilimsel hesaplar da zaten bu ikisine göre yapılıyor.

Sorun diyanetin sabah ezanı uygulamasını senin bilmemenden kaynaklanıyor.


Elbette uygulamayı biliyorum, burada uygulamanın ne olduğu değil, doğruluğu yanlışlığı üzerinde tartışıyoruz. Zira Diyanet'in uygulamasının böyle olması, gerçeğin bu olduğu anlamına gelmez. Nitekim bu uygulama sonradan icat edilmiş olan bir uygulamadır. Peygamberimizin döneminde Ramazan günlerinde ezanın farklı saatlerde okunması gibi bir uygulama hiç olmamıştır; haliyle de "yemeyi içmeyi bırakma vakti (imsak)" ile "namaz vaktinin girişi" aynı vakittir; bunların farklı vakitler olduğu düşüncesi ne zaman icat oldu İslam'da? Hiçbir mezhep böyle bir iddiaya sahip değildir. İmsak vakti girdiğinde namazın vakti girmiştir ve yemeyle içmeyi kesersin; bunlar birbirlerinden farklı vakitler değildir; ezan namaza başlamak için okunur, dolayısıyla da varsayalım bu ezanı namaz vakti girmeden okuma olayı iyi niyetle bile yapılmış olsa; bunu bilmeyen birçok insan namazın vakti girmeden ezanı duyduğu için yanlış bir vakitte namaz kılabilir.

Ölçü nedir diye ısrarla sormana ikinci cevap şüphe yok ki ölçü peygamber efendimiz olacaktır. Allah'ın buyurduğu gibi, "resulde sizin için güzel örnekler vardır". O yüzden de ölçü olarak peygamberi kabul eden; değişik vakitlerde ezan okumaz, namazın vakti girince okur.

Müslüman ülkelerin hiçbirisi de böyle acayip bir uygulama yapmıyor; sadece Türkiye'de bu uygulama var. Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'in bütün alt kolları da dahil olmak üzere hiçbir mezhepte de böyle bir fetva yoktur. Diyanet'in verdiği vakitler elbette faydalı ve fikir vericidir, burada "vakit tayin edilmesin, herkes dışarı çıkıp baksın, kimse birbirine namaz vaktini söylemesin" gibi absürd bir düşünceyi tartışmıyoruz; sadece vakitlerle oynanmaması, insanların farklı vakitler varmış gibi kafalarının karıştırılmaması, gerçek dini ölçülere dayanması gerektiğini söylüyoruz o kadar.
 

HARBİKIZ

Müdavim
Katılım
25 Eylül 2008
Mesajlar
1,282
Reaksiyon puanı
132
Puanları
63
bu açıklamayı açıklayacak var mı peki..........
 

ssslytherin

Asistan
Katılım
3 Nisan 2012
Mesajlar
265
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
[MENTION=3151]turan[/MENTION] Garip anlatamadım sanıyorum. İmsak vakti girince namaz vaktide girer zaten orada mutabıkız. Analamadığın; Türkiye'de ramazanda imsak vakti girince ezan okunur. Ramazan dışında daha geç ezan okunur. Diyanet ramazan dışında kendi yayınladığı saatte ezan okumuyor. Vakit ilerleyince okuyor. Ezan okunduğunda vakit zaten girmiş oluyor. Ben namazımı kılıp uyumaya geçtiğimde ezan okunuyor zaten. Ehl-i sünnetde sabah namazının kılınması daha eftal olan vakitler farklı kabul edilir. Ezan okunur=vakit girer değil. Zaten ramazan dışında diyanet ezan okununca 'vakit girdi' demiyor. Namaz kılacaklar, haydi camiiye diyor. Ezanın farklı vakitte okunduğu bir uygulama da cuma namazında var. Yaz/kış saati uygulamasında memurlar namaza yetişebilsin diye normal zamanda olduğu gibi vakit girer girmez kılınmıyor yılın bir döneminde cuma namazı. Haliyle ezan da vakit girince değil, insanların namazın camiilerde kılınacağı saatte toplanması için geç okunuyor. Ama diyanetin takvimine bakarsan vakit girmiş oluyor.

Arabistanla olan bayram günü farklılığı da içtihat farkından kaynaklanıyor. -Yine daha önce söylediğim gibi- diyanetin bu farklılığın sebebini açıklayan açıklaması mevcut. Onu okumanızı öneririm.

Ölçü bu diyorsun da verdiğim örneği anlamadın galiba. Benim verdiğim örnekte aynı enlemlerde yaşayanlar, farklı davranıyorlar -aynı içtihada göre hem de-. Ama sen hala Arabistan'la farklı davranıyoruz diyorsun. Bu aynı konu değil. Arabistan'la olan farklılık kabul edilen içtihadden kaynaklanıyor. Ama benim veridiğim örnekteki farklılık senin ölçü anlayışından kaynaklanıyor.
[MENTION=43262]HARBİKIZ[/MENTION] burada kimse yazılanın kime olduğunu sen söylemeden anlama yeteneğine sahip değil. Gerçekten anlamak isteyip de anlamadığın bir şey varsa etiketle. Biz burada tartışıyor, birbirimizi anlıyoruz/anlamaya çalışıyoruz. Amaçsızca yazma lütfen.
 
Üst