Diyanet'ten imsak vakti açıklaması!

Bu konuyu okuyanlar

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
529
Puanları
0
BASIN AÇIKLAMASI

Diyanet İşleri Başkanlığı imsak vaktinin belirlenmesi hususunda öteden beri birbirine tamamen zıt iki tür eleştiriye muhatap olmaktadır.

Birincisi imsak vaktinden temkini kaldırarak insanların oruçlarını riske attığı yolundaki eleştiridir. Nitekim ülkemizde yayınlanan bazı takvimler temkin süresini kullanmaya devam ettikleri için imsak vaktini Diyanet takviminden 20 dakika önce vermektedirler. Diğeri ise imsak vaktini çok erken belirleyerek insanlara fazla oruç tutturduğu yolundaki eleştiridir.

Bu tür eleştirileri de dikkate alarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Ramazanın başlangıcında gerçekleştirdiği basın toplantısında gerekli beyanatlarda bulunmuş olmasına rağmen bu hususta her hangi bir açıklama yapılmamış gibi haber ve değerlendirmelerin sürdürülmesi üzerine aşağıdaki açıklamaların yenilenmesine ihtiyaç duyulmuştur:

1. İmsak vaktinin hesapla belirlenmesi yeni bir hadise değildir. Namaz vakitlerinin hesaplarla belirlenmeye başladığı Hicri III. Asırdan itibaren imsak vakitleri de hesapla belirlenmektedir. Müslüman astronomi âlimleri geçmişten günümüze imsak vakitlerinin hesaplanmasında genellikle bugün Diyanet İşleri Başkanlığının imsakin hesaplanmasında esas aldığı kriterleri benimseyerek ‘Fecri sadık’ı tespit edegelmişlerdir.

2. Geçmiş İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu, imsakin hesaplanmasında Diyanet İşleri Başkanlığının esas aldığı 18º yi benimseyerek ‘fecri sadık’ı hesaplamışlardır. Bazıları ise daha ihtiyatlı davranmak üzere 19º yi esas almışlardır. 1949 yılında Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki’nin talimatıyla Kandilli Rasathanesinin kurucusu Prof. Fatin Gökmen başkanlığında Kamil Miras, İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen, Eyyüp Müftüsü İsmail Habib Erzen ve Muvaakıt Yusuf Ziya Gökçe’den oluşan komisyon da imsakin belirlenmesi için 19º yi esas almıştır. Ancak Başkanlığımız 1982 yılında imsak vaktinden temkini kaldırdığı sırada İslamın kolaylaştırma ilkesi doğrultusunda 19º yerine bilimsel bir kriter olan 18º’yi benimsemiştir.

3. Günümüzde İslam dünyasının neredeyse tamamına yakını imsak vaktinin hesaplanmasında Diyanet işleri Başkanlığının imsakin belirlenmesinde esas aldığı ölçüyü benimsemektedir. Bu itibarla geçmişteki İslam astronomlarının bu meseleyi anlamadığı, İslam dünyasındaki onlarca İslami Astronomi cemiyetinin bu işi bilmediği, şimdilerde birilerinin bu işi doğru anlamaya başladığı gibi bir sonuca götürecek yaklaşımlarla milletimizin zihninde tereddütler uyandırmaya çalışılmasını isabetli bulmuyoruz.

4. Diyanet İşleri Başkanlığı, elbette orucun başlangıç vakti konusunda fıkıh kitaplarımızda yer alan farklı görüşleri bilmektedir. Elbette bunlardan bir kısmının itibara alınamayacak şaz görüşler olduğunun da farkındadır. Ancak Başkanlık, sorumluluk sahibi bir kurum olarak fetvaya esas olan en ihtiyatlı görüşü tercih ederek imsak vakitlerini hesaplamaktadır. Başkanlığın bu tercihi, vaktin ilk sınırını tespit esasına dayanmaktadır. Bunu da bilimsel bir kriteri esas alarak gerçekleştirmektedir.

5. Diyanet İşleri Başkanlığı, imsakin belirlenmesinde bilimsel bir kriter olarak astronomik tanın başlangıcı olan 18º’yi esas almaktadır. Böyle bilimsel bir kriter ölçü alınmadığı takdirde toplum içinde birliğin sağlanması asla mümkün değildir. Bu hususta bugün şikâyet edilen tablo gibi manzaralar ortaya çıkar. Nitekim günümüzdeki uygulamalarda kimi takvimler imsak vaktini Diyanet takviminden yaklaşık 20 dakika önce başlatırken kimileri Diyanet takviminden bir saatten daha fazla bir süre sonra başlatmaktadır.

6. Dört mezhebe göre yatsı namazının cevaz vakti, fecri sadığa kadar devam eder. Buna göre yatsı namazının sonu ile sabah namazının başlangıç vakti arasında mühmel vakit/boşluk (ilkinin vaktinin çıkması, ikincinin vaktinin girmesi için bir süre) yoktur. Vaktin biri çıkar, diğeri girer. Buna göre, fecr-i sadık’ın zuhuru ile yatsı vakti çıkar, sabah namazı vakti girer ve oruç için imsak başlar. Bunlar arasında, fıkıh yönünden, az da olsa bir boşluk/mühmel vakit yoktur. Buna göre fecri sadık’ın ilk oluşmaya başladığı andan sonraya bırakılması, yatsı vaktinin sonu hususunda tereddüt ortaya çıkaracaktır.

7. Başkanlığımız ibadet vakitlerine ilişkin olarak dile getirilen her türlü görüş ve düşünceyi ciddiyetle takip etmenin bir gereği olarak imsak ve yatsı vakitlerinin bilimsel gözlem yöntemleriyle belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ile ortak bir gözlem projesi yürütmektedir. Şu ana kadarki gözlemler Ankara Bâlâ ilçesindeki 1500 rakımlı Beynam Ormanları; Bolu Gerede İlçesindeki 1900 rakımlı Arkut Dağı ile Türkiye’nin güneyinde ve deniz seviyesindeki Mersin ili Anamur ilçesinde yürütülmüştür. Gözlem çalışmalarının insan gözüne endeksli aletlerle yapılan kısmında sonuca ulaşılmıştır. Buna göre; Başkanlık takvimlerinde hesaplanan imsak vakitleri ile fecirde ortalama tan beyazlığının başlama vakti arasında ise -0.8 +- 3.5 dakika fark görülmüştür. Bu sonuç, güneşin 17.8 derece ufka yaklaştığı zamana denk gelmektedir. Başkanlık takvimlerinde yatsı vakti için güneşin 17º ufkun altına inişinin, imsak vakti için ise güneşin ufka 18º yaklaşması ölçüsünün esas kabul edildiği dikkate alındığında insan gözüne endeksli aletsel rasatlarla yapılan gözlem sonuçlarının Başkanlık takviminde verilen imsak vakti ile örtüştüğü görülmüş ve bu sonuçlar Ramazandan önce Diyanet işleri Başkanımız tarafından halkımızla ve basınımızla paylaşılmıştır.

8. Araştırmanın çıplak gözle yapılan rasatlar kısmında, Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinden müteşekkil denek gözlemciler tarafından 28 adet yatsı, 22 adet imsak gözlemi olmak üzere toplan 50 adet görsel gözlem yapılmıştır. Ancak ışık etkisi ve ufuk kirliliği gibi tesirler göz önünde bulundurularak; sağlıklı sonuçlara ulaşılması amacı ile çıplak gözle yapılan gözlemlere bir süre daha ve fakat mümkün mertebe ışık etkisinden olabildiğince uzak daha değişik yerlerde devam edilmesi kararına varılmıştır. Tüm gözlem sonuçları elde edildikten sonra bütün bilgiler kamuoyu ile paylaşılacaktır.

9. Gerek aletsel gözlemlerle ve gerek çıplak gözle yapılan rasatlarla ulaşılan sonuçlarda şu ana kadar, günümüzde seslendirilmeye başlayan ve imsakin güneşin 10º ufka yaklaşmasından daha az bir zamana tekabül eden bir vakitte başlatılması yolundaki görüşü destekleyen en ufak bir bulguya rastlanmamıştır. Zaten söz konusu iddia sahiplerinin dile getirdiği görüşleri İslam tarihi boyunca kabul eden hiçbir ciddi ilim insanı olmadığı gibi günümüz İslam dünyasında bu alanda söz sahibi olan hiçbir ilim insanı ve astronom da benimsememektedir.

10. Şer’î vakitlerin belirlenmesi, Diyanet İşleri Başkanlığının en önemli vazifelerinden biridir. Çünkü en başta ibadetler olmak üzere Müminlerin dini hayatı ile ilgili pek çok husus, şer’î vakitlerle irtibatlıdır. Yatsı namazı vaktinin sonu, sabah namazı vaktinin ve orucun başlangıcı olan imsak vaktinin belirlenmesi de bu vazifenin bir parçasıdır. Halkımız, ibadet hayatlarıyla ilgili hususlarda bir tereddüt yaşamamalı ve bu hususta Başkanlığımıza güvenmeye devam etmelidir.Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
 

yaaa

Öğrenci
Katılım
26 Eylül 2012
Mesajlar
35
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bu sene 18 saat tutuyoruz orucu gelecek sene lerde haziran ayında bu 22 saate kadar çıkar sanırım.
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Kendini bilim adamı sanan çok bilmişler açıklayın bunu hadi :dil:
 

goodolddays

Dekan
Katılım
30 Ağustos 2010
Mesajlar
6,907
Reaksiyon puanı
202
Puanları
63
bu sene 18 saat tutuyoruz orucu gelecek sene lerde haziran ayında bu 22 saate kadar çıkar sanırım.

En uzun oruç 21 Haziran yani ekinoks(gündönümü) tarihinde tutulur. Bu sene Ankara'da bu süre 17saat 14dakikaymış.
 

ahmtyks

Asistan
Katılım
27 Ağustos 2011
Mesajlar
379
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
sonunda açıklama geldi bunu yer imlerine ekleyelimde her sene nasılsa böyle iftiralar çıkıyor yapıştırırız direk
 

Aretios

Profesör
Katılım
13 Kasım 2009
Mesajlar
3,815
Reaksiyon puanı
3
Puanları
38
Allah bu sıcaklarda hem çalışıp hem oruç tutanlara sabır versin ne diyeyim evde yatarak bile zorluyo çalışanı düşenemiyorum bile ....
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
"Bilim"sel olarak bu ay takvimin gösterdiği Ramazan Ayı'nın biri doğru değil, fakat Diyanet kendi yaptığı hesaba uymuyor bu durumda. Yani bilimsel hesaplamalarla takvimin Ramazan başlangıcı birbirini tutmadı. Öyleyse takvim neye göre hesaplandı? Nitekim o hesaplara göre birçok müslüman ülke oruca başlamadı, fakat Türkiye başladı. Bütün İslami ilimler ve pozitif bilimler Türkiye'de toplanmış demek. Yalnız kendi sözüne amel etmemek neden?

Bununla beraber, Diyanet her yıl aynı açıklamayı kopyala yapıştır yapıyor; fakat ne gerek olduğunu anlayabilmiş değilim. Sabah namazının vakti ne zaman girer? Şafak sökünce (yani ufukta kızıllık olunca), namazın vakti ne zaman biter? Güneş doğunca. Ay ne zaman başlar? Hilal görününce. Bitti, bu mesele bu kadar; İslam peygamberinin bize öğrettiği bu kadar; İneğin rengi sarı mı olsun, semirmiş mi olsun gibi konuyu dallandırıp budaklandıracak, Diyanet'in yaptığı gibi şu açıyla gelirse böyle olur ama bu açıyla gelirse şöyle olur diyerek vakitlerle oynayacak ne hacet var gerçekten?
 
Katılım
8 Ekim 2011
Mesajlar
53,871
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
16,118
Puanları
113
özeti ne o kadar uzun yazıyı okuyamadım gözlüğümü takmam gerek bulabilirsem...
 

Mert Ahmet

Dekan
Katılım
16 Mayıs 2010
Mesajlar
5,706
Reaksiyon puanı
41
Puanları
48
hiç oynamasalar bu saatlerle çok daha iyi her sene böyle tartışma çıkıyor
diyanet bunu açıklasın ben ramazandan bir gün önce uyumuyordum gece ve sabah ezanı tam olarak 4:40ta okundu akşam ezanı da 20:55te ama ramazanın ilk günü sabah ezanı 3:40ta okundu ve akşam ezanı da 20:54te okundu yani 20:54te oruç açtık ama ezan bir önceki güne göre tam 1 saat erken okundu şimdi bu oruç kaç saat tutulcaksa ve sabah ezanı da 1 saat erken okunduysa akşam ezanının da 1 saat erken okunması gerekmiyor mu? buna bir açıklık getirebilen varsa getirsin.
@|SeYYaH| hocam bu dediklerimde haklı mıyım ? yoksa yanlış yolda mıyız? :)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
hiç oynamasalar bu saatlerle çok daha iyi her sene böyle tartışma çıkıyor
diyanet bunu açıklasın ben ramazandan bir gün önce uyumuyordum gece ve sabah ezanı tam olarak 4:40ta okundu akşam ezanı da 20:55te ama ramazanın ilk günü sabah ezanı 3:40ta okundu ve akşam ezanı da 20:54te okundu yani 20:54te oruç açtık ama ezan bir önceki güne göre tam 1 saat erken okundu şimdi bu oruç kaç saat tutulcaksa ve sabah ezanı da 1 saat erken okunduysa akşam ezanının da 1 saat erken okunması gerekmiyor mu? buna bir açıklık getirebilen varsa getirsin.
@|SeYYaH| hocam bu dediklerimde haklı mıyım ? yoksa yanlış yolda mıyız? :)

Aklıma "komünizm gelecekse onu da biz getiririz" lafı geldi. Aman sus fitne çıkarma, burada fitneleri biz çıkarırız der gibi :p
 

goodolddays

Dekan
Katılım
30 Ağustos 2010
Mesajlar
6,907
Reaksiyon puanı
202
Puanları
63
@Mert Ahmet Ramazan ayı dışında sabah ezanı vaktin girmesinden daha sonra okunuyo, aradaki 1 saatlik fark buradan kaynaklanıyo. Bunun hikmeti ise şöyle açıklanmış:

Sabah namazının vakti imsak ile girer, güneşin doğması ile biter. Ancak hanifilere göre hafif ışıyıncaya kadar bırakmak, şafilere göre ise erken karanlık iken kılmak faziletlidir.

Hanefi mezhebinde sabah namazının geç kılınması daha faziletli olduğu için imsaktan hemen sonra kılınmamaktadır. Ayrıca imsak vaktinde değil de namaza başlanacağı vakit ezan okunur ki insanlar namazın kılındığı vakti bilip cemaate gelsinler diye namazdan önce okunmaktadır.
İmsak girer girmez de namaz kılınabilir. Ezanı beklemek şart değildir.
Tam namaz kılarken ve namaz bitmeden güneş doğarsa hanifilere göre namaz bozulur. Kerahet vakti çıktıktan sonra yeniden kılmak gerekir.
Zamanında sabah namazını kılamayan bir kişi güneş doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra öğlen namazı girmeden kılarsa hem sünnetini hemde farzını beraber kaza eder.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 

Ahbârî

Dekan
Katılım
6 Ekim 2009
Mesajlar
6,274
Reaksiyon puanı
345
Puanları
83
Ramazan ayının gelmesiyle beraber özellikle Süleymaniye Vakfı Başkanı Abdülaziz Bayındır başta olmak üzere cemaatler ve tarikatlar imsak ve sabah namazı konusunda ihtilafa düşmüşlerdi.


Diyanet'in yanlış hesap yaptığını ve imsağın daha geç olmasının gerektiğinin altını çizen Abdülaziz Bayındır ve onun gibi düşünenlere Diyanet Başkanlığı çok sert çıktı ve bu işin bilime dayanarak yapıldığını söyledi.


xcxcxc_1552.jpg



Diyanet İşleri Başkanlığı, imsak vakitlerinin hicri üçüncü asırdan itibaren hesapla belirlendiğini, Müslüman astronomi alimlerinin, geçmişten günümüze imsak vakitlerinin hesaplanmasında genellikle bugün Diyanet İşleri Başkanlığı'nın esas aldığı kriterleri benimsediğini bildirdi.


Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açaklamada, imsak vaktinin belirlenmesi konusunda öteden beri birbirine tamamen zıt iki tür eleştiri olduğu belirtildi.


"Birincisi imsak vaktinden temkini kaldırarak insanların oruçlarını riske attığı yolundaki eleştiridir. Nitekim ülkemizde yayınlanan bazı takvimler temkin süresini kullanmaya devam ettikleri için imsak vaktini Diyanet takviminden 20 dakika önce vermektedirler. Diğeri ise imsak vaktini çok erken belirleyerek insanlara fazla oruç tutturduğu yolundaki eleştiridir" ifadelerine yer verilen açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in Ramazanın başlangıcında gerçekleştirdiği basın toplantısında gerekli açıklamaları yapmasına rağmen her hangi bir açıklama yapılmamış gibi haber ve değerlendirmelerin sürdürüldüğü kaydedildi.


İMSAK VAKTİNİN HESABI YENİ DEĞİL


Açıklamada şöyle denildi:


"İmsak vaktinin hesapla belirlenmesi yeni bir hadise değildir. Namaz vakitlerinin hesaplarla belirlenmeye başladığı hicri üçüncü asırdan itibaren imsak vakitleri de hesapla belirlenmektedir. Müslüman astronomi alimleri geçmişten günümüze imsak vakitlerinin hesaplanmasında genellikle bugün Diyanet İşleri Başkanlığı'nın imsakin hesaplanmasında esas aldığı kriterleri benimseyerek 'Fecri sadık'ı tespit edegelmişlerdir.


HER ŞEY BİLİM ÇERÇEVESİNDE


Geçmiş İslam alimlerinin büyük çoğunluğu, imsakin hesaplanmasında Diyanet İşleri Başkanlığının esas aldığı 18º yi benimseyerek 'fecri sadık'ı hesaplamışlardır. Bazıları ise daha ihtiyatlı davranmak üzere 19º yi esas almışlardır. 1949 yılında Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin talimatıyla Kandilli Rasathanesi'nin kurucusu Prof. Fatin Gökmen başkanlığında Kamil Miras, İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen, Eyyüp Müftüsü İsmail Habib Erzen ve Muvaakıt Yusuf Ziya Gökçe'den oluşan komisyon da imsakin belirlenmesi için 19º yi esas almıştır. Ancak Başkanlığımız, 1982 yılında imsak vaktinden temkini kaldırdığı sırada İslamın kolaylaştırma ilkesi doğrultusunda 19º yerine bilimsel bir kriter olan 18º'yi benimsemiştir."


EN İHTİYATLI GÖRÜŞ TERCİH EDİLDİ


İslam dünyasının neredeyse tamamına yakınının imsak vaktinin hesaplanmasında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın imsakin belirlenmesinde esas aldığı ölçüyü benimsediği vurgulanan açaklamada, bu itibarla geçmişteki İslam astronomlarının bu meseleyi anlamadığı, İslam dünyasındaki onlarca İslami Astronomi cemiyetinin bu işi bilmediği, şimdilerde birilerinin bu işi doğru anlamaya başladığı gibi bir sonuca götürecek yaklaşımlarla milletimizin zihninde tereddütler uyandırmaya çalışılmasının isabetli olmadığı belirtildi.


Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, orucun başlangıç vakti konusunda fıkıh kitaplarında yer alan farklı görüşleri bildiği dile getirilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:


"Ancak Başkanlık, sorumluluk sahibi bir kurum olarak fetvaya esas olan en ihtiyatlı görüşü tercih ederek imsak vakitlerini hesaplamaktadır. Başkanlığın bu tercihi, vaktin ilk sınırını tespit esasına dayanmaktadır. Bunu da bilimsel bir kriteri esas alarak gerçekleştirmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, imsakin belirlenmesinde bilimsel bir kriter olarak astronomik tanın başlangıcı olan 18º'yi esas almaktadır. Böyle bilimsel bir kriter ölçü alınmadığı takdirde toplum içinde birliğin sağlanması asla mümkün değildir. Bu hususta bugün şikâyet edilen tablo gibi manzaralar ortaya çıkar. Nitekim günümüzdeki uygulamalarda kimi takvimler imsak vaktini Diyanet takviminden yaklaşık 20 dakika önce başlatırken kimileri Diyanet takviminden bir saatten daha fazla bir süre sonra başlatmaktadır.


UZAY BÖLÜMÜ İLE ORTAK ÇALIŞMA


Başkanlığımız ibadet vakitlerine ilişkin olarak dile getirilen her türlü görüş ve düşünceyi ciddiyetle takip etmenin bir gereği olarak imsak ve yatsı vakitlerinin bilimsel gözlem yöntemleriyle belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ile ortak bir gözlem projesi yürütmektedir.


GÖZLEMLER NEREDE GERÇEKLEŞTİ


Şu ana kadarki gözlemler Ankara Bâlâ ilçesindeki bin 500 rakımlı Beynam ormanları, Bolu'nun Gerede ilçesindeki bin 900 rakımlı Arkut Dağı ile Türkiye'nin güneyinde ve deniz seviyesindeki Mersin'in Anamur ilçesinde yürütülmüştür.

Gözlem çalışmalarının insan gözüne endeksli aletlerle yapılan kısmında sonuca ulaşılmıştır. Buna göre; Başkanlık takvimlerinde hesaplanan imsak vakitleri ile fecirde ortalama tan beyazlığının başlama vakti arasında ise -0.8 - 3.5 dakika fark görülmüştür. Bu sonuç, güneşin 17.8 derece ufka yaklaştığı zamana denk gelmektedir. Başkanlık takvimlerinde yatsı vakti için güneşin 17º ufkun altına inişinin, imsak vakti için ise güneşin ufka 18º yaklaşması ölçüsünün esas kabul edildiği dikkate alındığında insan gözüne endeksli aletsel rasatlarla yapılan gözlem sonuçlarının Başkanlık takviminde verilen imsak vakti ile örtüştüğü görülmüş ve bu sonuçlar Ramazandan önce Diyanet işleri Başkanımız tarafından halkımızla ve basınımızla paylaşılmıştır.


İDDİAYI ORTAYA ATANLAR SÖZ SAHİBİ DEĞİL


Gerek aletsel gözlemlerle ve gerek çıplak gözle yapılan rasatlarla ulaşılan sonuçlarda şu ana kadar, günümüzde seslendirilmeye başlayan ve imsakin güneşin 10º ufka yaklaşmasından daha az bir zamana tekabül eden bir vakitte başlatılması yolundaki görüşü destekleyen en ufak bir bulguya rastlanmamıştır. Zaten söz konusu iddia sahiplerinin dile getirdiği görüşleri İslam tarihi boyunca kabul eden hiçbir ciddi ilim insanı olmadığı gibi günümüz İslam dünyasında bu alanda söz sahibi olan hiçbir ilim insanı ve astronom da benimsememektedir."


Şer'î vakitlerin belirlenmesinin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın en önemli vazifelerinden biri olduğu belirtilen açıklamada, en başta ibadetler olmak üzere müminlerin dini hayatı ile ilgili pek çok hususun, şer'î vakitlerle irtibatlı olduğu, yatsı namazı vaktinin sonu, sabah namazı vaktinin ve orucun başlangıcı olan imsak vaktinin belirlenmesinin de bu vazifenin bir parçası olduğu bildirildi.


Açıklamada, halkın ibadet hayatlarıyla ilgili hususlarda bir tereddüt yaşamaması ve bu hususta Diyanet İşleri Başkanlığı'na güvenmeye devam etmeleri istendi.

Kaynak
 

promidal

Profesör
Katılım
18 Ekim 2011
Mesajlar
1,105
Reaksiyon puanı
11
Puanları
38
yatsı için güneşin 17 derece ufkun altına inişi imsak içinse ufka 18 derece yaklaşması esas alınıyormuş. yani bu demektir ki imsak vakti yatsı vaktinden daha karanlık oluyor. sonra da çıkıyor bu zifiri karanlığa imsak demeyenleri bilimsellikten uzak sayıyor. bu diyanettekiler ne içiyorlar çok merak ediyorum...
 

sevdimsadece

Asistan
Katılım
13 Ağustos 2009
Mesajlar
224
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
"Bilim"sel olarak bu ay takvimin gösterdiği Ramazan Ayı'nın biri doğru değil, fakat Diyanet kendi yaptığı hesaba uymuyor bu durumda. Yani bilimsel hesaplamalarla takvimin Ramazan başlangıcı birbirini tutmadı. Öyleyse takvim neye göre hesaplandı? Nitekim o hesaplara göre birçok müslüman ülke oruca başlamadı, fakat Türkiye başladı. Bütün İslami ilimler ve pozitif bilimler Türkiye'de toplanmış demek. Yalnız kendi sözüne amel etmemek neden?

Bununla beraber, Diyanet her yıl aynı açıklamayı kopyala yapıştır yapıyor; fakat ne gerek olduğunu anlayabilmiş değilim. Sabah namazının vakti ne zaman girer? Şafak sökünce (yani ufukta kızıllık olunca), namazın vakti ne zaman biter? Güneş doğunca. Ay ne zaman başlar? Hilal görününce. Bitti, bu mesele bu kadar; İslam peygamberinin bize öğrettiği bu kadar; İneğin rengi sarı mı olsun, semirmiş mi olsun gibi konuyu dallandırıp budaklandıracak, Diyanet'in yaptığı gibi şu açıyla gelirse böyle olur ama bu açıyla gelirse şöyle olur diyerek vakitlerle oynayacak ne hacet var gerçekten?

zekeraya beyaz pek dinlenecek adam değil ama bu sefer dogruyu konuştu geçenlerde bunu hakkında bir şey söyledi takip edersen niye çyle anlarsın
 

Snipertr

Profesör
Katılım
12 Ekim 2011
Mesajlar
1,033
Reaksiyon puanı
6
Puanları
38
yok turab garib. sunni muslumanlar herseyi yanlis yapiyor. herseyin tek dogrusunu da sen biliyorsun. sen ne diyorsan odur pasammmm. bizler veya sunni alimler ne bilebilirler ki senin yaninda.
 

WolfeXtreme

Asistan
Katılım
30 Nisan 2009
Mesajlar
254
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
İmsak vaktinin 5:02 olduğu iddiasına ancak çocuklar inanır. 5:30'da güneş doğuyor. neyin kafası ?
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
yok turab garib. sunni muslumanlar herseyi yanlis yapiyor. herseyin tek dogrusunu da sen biliyorsun. sen ne diyorsan odur pasammmm. bizler veya sunni alimler ne bilebilirler ki senin yaninda.

Güzel kardeşim neden alınganlık yapıyor ve kendi üzerine alınıyorsun? :) Biz hepimiz müslümanız ve bu tür konuları ferdi olarak bilmek zorundayız. Taklitle iman edemeyiz; bazı amelleri kendimiz yapmalıyız. Örneğin bizim adımıza başkası namaz kılabilir mi? Hayır, öyleyse bizim adımıza başkası neden namazın vaktini belirliyor? Bunun belli bir ölçüsü vardır, bu ölçüyü çiğneyip "benim dediğim saatte namaz kılacaksınız" diyen kişiye senin de itiraz etmen gerekiyor; çünkü sen de müslümansın. İşleri kendi kendimize zorlaştırıp duruyoruz.
 

Tubsah

Öğrenci
Katılım
17 Eylül 2011
Mesajlar
4
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
Hmm, bir arkadaşın da dediği gibi seneye 18 saatten de mi uzun olacak iftar saati anlamadım? Ben de duyumlarıma göre, Diyanet riske atmak istememiş, buyüzden böyle bir formül uygulamış diye biliyorum. Hesaplarıma göre ise, 8 yıl boyunca Ramazan'ı yaz aylarında yaşayacağım, eğer o zamanlara erersem.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Hala Diyanet "bilimsel hesap" diyorlar, öyleyse bilimsel hesapla Diyanet takviminin Ramazan Ayının başlangıcı neden uyuşmadı? Biz de diğer "bilimsel hesap" kabul eden bazı müslüman ülkeler neden Ramazan'a farklı günlerde başladık?? Resulullah da güneşin açısını mı hesaplıyordu? Yoksa "güneş doğunca namaz vakti biter" gibi basit bir ölçü mü belirlemişti?

Güneş doğunca namazın vakti biter, çık dışarı güneş ne zaman doğuyor bir bak yahu! Hala Diyanet ne demiş nasıl hesaplamış diye saçma sapan bir tartışma yapıyoruz. :)

Öncelikle bu iş bilimsel hesapla yapılmıyor, çünkü bilimsel hesapla önceden belirlenmiş olan takvim birbirini tutmadı. Ayrıca bilimle örtüşmediğinin bir diğer ispatı da, Ramazan'ın birinci günü ile Şaban'ın son günü arasında ezanın yarım saat farklı okunmasıdır. İkinci olarak da ölçüsü bu kadar basit olan bir şeyi karmaşıklaştırmak insanları zorluğa ve usanmaya götürür; gerek yok. Bilimi insanlığın faydasına kullanmamız gerekiyor, basit şeyleri karmaşıklaştırmak için değil. Böyle giderse seneye rükuda kaç derece eğilmemiz gerektiğini de hesaplayacaklar.
 

semih61

Profesör
Katılım
26 Ekim 2011
Mesajlar
1,456
Reaksiyon puanı
43
Puanları
48
saatin bir önemi yok şafak sökene kadar yiyip içilebilir.
 

Ahbârî

Dekan
Katılım
6 Ekim 2009
Mesajlar
6,274
Reaksiyon puanı
345
Puanları
83
Hala Diyanet "bilimsel hesap" diyorlar, öyleyse bilimsel hesapla Diyanet takviminin Ramazan Ayının başlangıcı neden uyuşmadı? Biz de diğer "bilimsel hesap" kabul eden bazı müslüman ülkeler neden Ramazan'a farklı günlerde başladık?? Resulullah da güneşin açısını mı hesaplıyordu? Yoksa "güneş doğunca namaz vakti biter" gibi basit bir ölçü mü belirlemişti?

Güneş doğunca namazın vakti biter, çık dışarı güneş ne zaman doğuyor bir bak yahu! Hala Diyanet ne demiş nasıl hesaplamış diye saçma sapan bir tartışma yapıyoruz. :)

Öncelikle bu iş bilimsel hesapla yapılmıyor, çünkü bilimsel hesapla önceden belirlenmiş olan takvim birbirini tutmadı. Ayrıca bilimle örtüşmediğinin bir diğer ispatı da, Ramazan'ın birinci günü ile Şaban'ın son günü arasında ezanın yarım saat farklı okunmasıdır. İkinci olarak da ölçüsü bu kadar basit olan bir şeyi karmaşıklaştırmak insanları zorluğa ve usanmaya götürür; gerek yok. Bilimi insanlığın faydasına kullanmamız gerekiyor, basit şeyleri karmaşıklaştırmak için değil. Böyle giderse seneye rükuda kaç derece eğilmemiz gerektiğini de hesaplayacaklar.

Kısaca mesele hilalin görünmesi, bu kadar uzatmana değmezdi.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,324
Puanları
113
Biz hepimiz müslümanız ve bu tür konuları ferdi olarak bilmek zorundayız. Taklitle iman edemeyiz; bazı amelleri kendimiz yapmalıyız. Örneğin bizim adımıza başkası namaz kılabilir mi? Hayır, öyleyse bizim adımıza başkası neden namazın vaktini belirliyor? Bunun belli bir ölçüsü vardır, bu ölçüyü çiğneyip "benim dediğim saatte namaz kılacaksınız" diyen kişiye senin de itiraz etmen gerekiyor; çünkü sen de müslümansın. İşleri kendi kendimize zorlaştırıp duruyoruz.

burada elmalarla armutlar karışmış olmuyor mu?
namazı bizatihi kılmak ile onun vaktinin tayinini birbirine nasıl karıştırıyorsunuz anlamış değilim.
ne yani şimdi her vatandaş kılacağı vaktin tayinini kendisi yapmaya kalkarsa ne olur hiç tasavvur ettiniz mi?
ve ayrıca sizden sünni bir camianın itikadına göre hitap etmeniz beklenir burada üstadım.
çünkü burada mükalemede bulunduğunuz insanlar şia'dan değil, kahir ekseriyet sünnidir.
ve sünniler bu konuda rehber tayin olunmuş kurumlara itaat etmek zorundalar.
keza sizin de bağlı olduğunuz taklit mercii olan ayetullahların fetvasıyla dini hayatınızı tanzim etmeniz gibi...
bunu zaten belli olan şeylerle karıştırmamak lazım, ben ibadetimi nasıl yapmam gerektiğini sormam diyanete, ama vaktini onlardan öğrenmek durumundayızdır.

bir şey daha, sünni kurum ve kişilere karşı burada takındığınız şedid ve agresif tutum bizleri cidden çok yaralamaktadır, unutmayın insanlar sizin şia penceresinden baktığınız gibi, gördüğünüz gibi bakmak ve görmek zorunda olmadıkları gibi, inanç ve itikadlarına da aynı ölçüde saygı beklerler. burda kimse sizi inanç ve itikadınız için sorgulamadı, inandığınız değerlere hakaret etmedi, küçük düşürmedi. sizin onların inanç ve itikadlarına karşı takındığınız tavır ve reva gördüğünüz muameleye tevessül etmedi. ama bunun da bir sınırı olmalı, haddini bilmeli, aşmamalı... azıcık nezaket bekleme hakkımız yok mu yoksa?!

sevgili [MENTION=105356]Mert Ahmet[/MENTION], sualinize arkadaşlar cevap vermişler, anlaşılmayacak bir durum kaldıysa yazarsanız daha anlaşılır bir lisan ile anlatmaya çalırım güzel kardeşim.

- - - Mesaj Güncellendi - - -

saatin bir önemi yok şafak sökene kadar yiyip içilebilir.

dedeniz müftü müydü yoksa?! :D
 

ilahiyatci

Doçent
Katılım
22 Ağustos 2008
Mesajlar
577
Reaksiyon puanı
10
Puanları
18
imsak vakti orucun ve sabah namazının başlama vaktidir. diyanet garanti olsun diye orucu zifiri karanlıkta başlatıyor fakat bazı insanların ramazanda ezan okunur okunmaz namaz kılıp yattığını düşünmüyor. İnsanlar vakit girmeden namaz kılıyorlar. Bunun vebalini ödeyemez ne diyanet ne başkası.
 

ssslytherin

Asistan
Katılım
3 Nisan 2012
Mesajlar
265
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Ben Ankara'da yaşıyorum. Memleketim de yozgat. Yazın köye gittiğimizde kafamı kaldırdığımda milyarlarca yıldızı görebiliyorum. Ama Ankara'da kafamı yukarı kaldırıp baktığımda gördüğüm yıldızları sayabilirim bile. Yani söylemek istediğim bazı arkadaşların bahsettiği gibi kafanı kaldır bak güneş doğmuş mu doğmamış mı yaklaşımı saçma değil mi? Hava kirliliği gibi faktörleri "çok basit metodunuz"la algılayabiliyor musunuz? Çölde yaşayan bedevinin bayramı, New York'da yaşayanından erken gelsin o zaman "hilale baktığında". Buyur burdan yak.

Hesabı kitabı var bu işin. "Namazı benim dediğim saatte kılacaksın" diyen kuruma itiraz etmeliymişiz. Namazın da vakti var. Diyanet zaten olan vakti sana "vakit bu arkadaş. kılacaksan bu saatler arası kıl, boşa eğilip, kalkmış olma" demiş. İyi o zaman; namaz böyle kılınır dediklerine de itiraz edelim, oruç böyle tutulur dediklerine de itiraz edelim, böyle örtünülür dediklerine de itiraz edelim. Ne düzen bırakalım ne din, itiraz edip yıkalım. Sanki adam başına silah dayamış da şimdi kıl namazı demiş, neye itiraz ediyoruz? Zaten olan vakti söylemiş sana sen yine ne zaman istersen kıl. Ama çıkıp da burada kurumları yaftalayıp millete akıl dağıtmayalım. Daha geçenlerde içtihat farklılıkları ile ilgili açıklama vardı. Ona da bakabilirsiniz. Benim gönlüm rahat.
[MENTION=105356]Mert Ahmet[/MENTION] , ramazandan öncesi ile sonrası arasındaki sabah ezanları aynı değildir zaten. Aynı şeyi ifade etmezler. Ramazanda insanların yeme-içme işini sonlandırması için ezan okunur, yani imsak vakti. Ama normal zamanlarda ezan imsak vakti okunmaz. Hatta ben bi kere nafile oruç tutayım dedim. Gece uyandım. Yemek hazırlarken biraz oyalanmışım, ezan okunmadı daha diye bir taraftan yiyorum bir taraftan ezan okununca bırakayım diyordum. İmsak gireli çok olmuş zaten :) kafam ramazanda kalmış o zaman. Yani ramazandaki ezan ve normal zamanlardaki ezan aynı şeyi ifade etmez
 

semih61

Profesör
Katılım
26 Ekim 2011
Mesajlar
1,456
Reaksiyon puanı
43
Puanları
48
:D neye dayanarak bu fetvayı verdin?

burada elmalarla armutlar karışmış olmuyor mu?
namazı bizatihi kılmak ile onun vaktinin tayinini birbirine nasıl karıştırıyorsunuz anlamış değilim.
ne yani şimdi her vatandaş kılacağı vaktin tayinini kendisi yapmaya kalkarsa ne olur hiç tasavvur ettiniz mi?
ve ayrıca sizden sünni bir camianın itikadına göre hitap etmeniz beklenir burada üstadım.
çünkü burada mükalemede bulunduğunuz insanlar şia'dan değil, kahir ekseriyet sünnidir.
ve sünniler bu konuda rehber tayin olunmuş kurumlara itaat etmek zorundalar.
keza sizin de bağlı olduğunuz taklit mercii olan ayetullahların fetvasıyla dini hayatınızı tanzim etmeniz gibi...
bunu zaten belli olan şeylerle karıştırmamak lazım, ben ibadetimi nasıl yapmam gerektiğini sormam diyanete, ama vaktini onlardan öğrenmek durumundayızdır.

bir şey daha, sünni kurum ve kişilere karşı burada takındığınız şedid ve agresif tutum bizleri cidden çok yaralamaktadır, unutmayın insanlar sizin şia penceresinden baktığınız gibi, gördüğünüz gibi bakmak ve görmek zorunda olmadıkları gibi, inanç ve itikadlarına da aynı ölçüde saygı beklerler. burda kimse sizi inanç ve itikadınız için sorgulamadı, inandığınız değerlere hakaret etmedi, küçük düşürmedi. sizin onların inanç ve itikadlarına karşı takındığınız tavır ve reva gördüğünüz muameleye tevessül etmedi. ama bunun da bir sınırı olmalı, haddini bilmeli, aşmamalı... azıcık nezaket bekleme hakkımız yok mu yoksa?!

sevgili @Mert Ahmet, sualinize arkadaşlar cevap vermişler, anlaşılmayacak bir durum kaldıysa yazarsanız daha anlaşılır bir lisan ile anlatmaya çalırım güzel kardeşim.

- - - Mesaj Güncellendi - - -



dedeniz müftü müydü yoksa?! :D
müftü olmaya gerek yok akıl var mantık var
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
@|SeYYaH| abicim, ne yazdığımı ciddi manada okuduğunu düşünüyor musun? Namaz biz müslümanların namazıdır, mezhebe bağlı değildir, peygamber bizim peygamberimiz, Kur'an bizim Kur'anımızdır, böylece hepimiz bu konuda ortak bir paydadayız. Olabilir ki bazı şeyleri farklı düşünüyoruzdur, fakat müslüman olarak hepimizin vazifesi peygamberimizin bize öğrettiği ölçüleri öğrenmektir, mota mot ezberlemek değil. Nitekim bu şekilde ezberden din yaşayanların dinini Allah kabul etmeyeceğini, insanların akıllarını kullanmasını istediğini Kur'anda bize çok yerde buyurmuştur.

İnsanlar yüzlerce yıl örneğin çölde yolculuk ederken güneşin durumuna göre namaz kılmadılar mı? Şüphesiz yanlarında bir diyanet takvimi ve de kol saati yoktu. Şafak sökünce sabah namazını kılıyor ve sahuru bırakıyor, güneş tepelerine çıkınca öğle namazını kılıyorlardı. Güneş batınca da iftar ediyorlardı. Gökte dolunayı gördüklerinde ayın ortasında olduklarını ve hilali gördüklerinde ayın bittiğini biliyorlardı ve bayram ediyorlardı. Peygamberimiz astronomiyi elbette çok iyi bilirdi, fakat kimseye oturup astronomik hesaplarla namaz vakti tayin etmeyi öğretmedi ve emretmedi.

İslam kolaylık dinidir ve ölçü dinidir; peygamber bizlere ölçüyü öğretti, güneşin ne zaman doğduğunu da başkasından öğrenecekse müslüman, ezberden bir din yaşıyor demektir.

Bu arada sabah namazının vaktinin girmesiyle sahurun bittiği zamanın birbirinden farklı olduğunu söyleyenler olmuş, ilk defa duyuyorum. Sahur vakti zaten namaz vaktinin girmesiyle biter (ve bu bütün mezheplerde böyledir); Diyanet'in Ramazan'da ezan saatlerini yarım saat değiştirmesi insanların bilgilerinde de değişikliğe neden olmuş.
 

KaJMeR13

Profesör
Katılım
1 Mayıs 2013
Mesajlar
2,779
Reaksiyon puanı
9
Puanları
38
bu oruç süresi neden bu kadar tartışılıyor anlamıyorum. 1 saat fazla tut ya da 1 saat az. ne fark eder ki :)
17 saat dayanıcaksın da 1 saat mi dayanamayacaksın :) ki bu dayanma meselesi değil.
her gününü "mecburi oruçla" geçirenler var. onlar napsın :)
 

seckyn

Profesör
Katılım
21 Nisan 2010
Mesajlar
2,945
Reaksiyon puanı
18
Puanları
38
Diyanetin yanlış hesapladığını düşünmüyorum :) Google eartten bile güneşin doğuş zamanına baksanız hemen hemen doğru gibi :D İmsak vakti güneşin doğuşu ile başlamıyor 1 saat yanlış diyenler saçmalıyor çünkü 1 saat sonra güneş ufukta baya bir yol almış gösteriyor google :D
 

Son mesajlar

Üst