ayhan.akyuz
Asistan
- Katılım
- 18 Haziran 2007
- Mesajlar
- 396
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
‘Din anlayışınızı çocuklara dayatmayın’
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, anne-babaların kendi dindarlık anlayışlarını çocuklarına empoze etmelerinin yanlış olduğunu belirterek “Bırakın çocuklar kendi özgür iradeleriyle dinlerini öğrensinler” dedi
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, ezberci, empoze edilen ve kalıplara dayalı bir din anlayışı yerine, seçimlere dayanan, özgürlükçü bir din eğitiminin verilmesi gerektiğini söyledi.
‘ANLAYIŞINIZI BENİMSETMEYİN’ • Aydın, Diyanet Dergisi’nin son sayısında yer alan makalesinde, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklardan, kendi dindarlık anlayışlarını benimsemesini beklemenin yanlış olduğunu belirterek, böylesi bir yaklaşımın, çocukların-öğrencilerin özgürleşmesi değil, tutsaklaşmasını doğuracağını öne sürdü.
‘ÖZGÜRLÜK SEÇİM YAPABİLMEKTİR’ • Aydın, yazısında ezberci, empoze edici, kalıplayıcı bir din eğitiminden geçen bireyin inanıp bağlanmasının, edilgen olacağını söyleyerek “Onun bu bağlanışı, sorgusuz sualsiz, körü körüne bir boyun eğiş, bir itaat durumudur” dedi. Aydın, yazısında şunları söyledi: “Bu bağlanma hali, onun adına başkaları tarafından seçilip dayatılmıştır; onun kendi özgür iradesiyle seçip kararlaştırdığı bir bağlanma durumu söz konusu değildir. O, otorite olarak gördüklerinin, kendinden beklentilerini yapmaktan başka bir şey düşünememektedir.”
KALIPLAR ÖZGÜRLEŞTİRMEZ • Aydın, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklarının kendi inandıkları dine inanmasını, ona bağlanmalarını arzu etmesinin doğal olduğunu belirttiği yazısında, şu görüşlere yer veredi: “Gönlümüz bunu ister. Ancak, bu arzumuzu gerçekleştirmek amacıyla kendi inanç dünyamızı onlara dayatmaya, empoze etmeye, buyurgan bir tavır takınmaya, bizim sunduklarımızı onların hiç sorgulamadan kabullenmesini, bizi taklit etmesini istemeye kalkışmamız, asla hoş görülecek bir tutum değildir ve bundan asla olumlu sonuç alınamaz. Hele, kendi dindarlık anlayışımızı olduğu gibi benimsemelerini, aynen bizim dindarlık kalıbımıza girmelerini beklememiz, hiç olacak iş değildir. Din eğitimi adına böylesi bir yaklaşım, çocuklarımızın, öğrencilerimizin özgürleşmelerini değil tutsaklaşmalarını doğurur. Dolayısıyla onlar, kendi varlıklarının mimarı olma ve bu varoluş çabası bağlamında kendi dindarlıklarını bizzat oluşturan birey olma imkânını kaybederler. Böyle bir durumda, onlar, o dindarlığın sahibi değildir; aksine bizim empoze ettiğimiz dindarlık onlara sahiptir. Anne-babalar ve din eğitimcileri olarak din eğitimi anlayış ile uygulamalarımızın, bireyi özgürleştirici nitelikte olup olmadığını sorgulamakla yükümlüyüz.”
işte diyanetin anlayışı
özellikle zafercem kardeşime ithaf
dışarıdan gelen her türlü saldırıya açık olacaksın misyonerlerin kadın para dahil her türlü tuzağı açık olacak yani kiliselerine[ülkemizde bulunan ortadok katolik değil yeni piyasaya çıkan ingiliz anglikan ve evengelist abd seyyar kiliseleri]gidenlere para kadın temin edecekler sen islam oğlu islam çocuğuna dinini öğretemiyeceksin eğitemeyeceksin ve biryerden yönetilen sahtekarlar çocuğunuzu müslüman!!!!!!veya iyi bir hristiyan yetiştirecek ha gelir düzeyiniz fazlaysa çocuğunuz ileri yaşlarda masonluğa adımda atabilir
DİYANETE HAYIR
islam dini üzerinde tahakküm kurmak kendi çıkarları doğrultusunda tanzim etmek amacıyla kurulmuş diyanete hayır
onların saçma sapan konularla uğraşmasına bu konulardaki sözümona fetfalarınada hayır
camiler cemaatlar bu kurum tarafından limon muamelesi görmektedir suyu değil kabuğu bile sıkılmaktadır
kim diyanet işleri başkanlığını istiyorsa alsın tepe tepe kullansın hayrını görsün
onların reformist anlayışlı görüşlerine hayır diyoruz.
http://www.taraf.com.tr/haber/18582.htm
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, anne-babaların kendi dindarlık anlayışlarını çocuklarına empoze etmelerinin yanlış olduğunu belirterek “Bırakın çocuklar kendi özgür iradeleriyle dinlerini öğrensinler” dedi
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, ezberci, empoze edilen ve kalıplara dayalı bir din anlayışı yerine, seçimlere dayanan, özgürlükçü bir din eğitiminin verilmesi gerektiğini söyledi.
‘ANLAYIŞINIZI BENİMSETMEYİN’ • Aydın, Diyanet Dergisi’nin son sayısında yer alan makalesinde, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklardan, kendi dindarlık anlayışlarını benimsemesini beklemenin yanlış olduğunu belirterek, böylesi bir yaklaşımın, çocukların-öğrencilerin özgürleşmesi değil, tutsaklaşmasını doğuracağını öne sürdü.
‘ÖZGÜRLÜK SEÇİM YAPABİLMEKTİR’ • Aydın, yazısında ezberci, empoze edici, kalıplayıcı bir din eğitiminden geçen bireyin inanıp bağlanmasının, edilgen olacağını söyleyerek “Onun bu bağlanışı, sorgusuz sualsiz, körü körüne bir boyun eğiş, bir itaat durumudur” dedi. Aydın, yazısında şunları söyledi: “Bu bağlanma hali, onun adına başkaları tarafından seçilip dayatılmıştır; onun kendi özgür iradesiyle seçip kararlaştırdığı bir bağlanma durumu söz konusu değildir. O, otorite olarak gördüklerinin, kendinden beklentilerini yapmaktan başka bir şey düşünememektedir.”
KALIPLAR ÖZGÜRLEŞTİRMEZ • Aydın, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklarının kendi inandıkları dine inanmasını, ona bağlanmalarını arzu etmesinin doğal olduğunu belirttiği yazısında, şu görüşlere yer veredi: “Gönlümüz bunu ister. Ancak, bu arzumuzu gerçekleştirmek amacıyla kendi inanç dünyamızı onlara dayatmaya, empoze etmeye, buyurgan bir tavır takınmaya, bizim sunduklarımızı onların hiç sorgulamadan kabullenmesini, bizi taklit etmesini istemeye kalkışmamız, asla hoş görülecek bir tutum değildir ve bundan asla olumlu sonuç alınamaz. Hele, kendi dindarlık anlayışımızı olduğu gibi benimsemelerini, aynen bizim dindarlık kalıbımıza girmelerini beklememiz, hiç olacak iş değildir. Din eğitimi adına böylesi bir yaklaşım, çocuklarımızın, öğrencilerimizin özgürleşmelerini değil tutsaklaşmalarını doğurur. Dolayısıyla onlar, kendi varlıklarının mimarı olma ve bu varoluş çabası bağlamında kendi dindarlıklarını bizzat oluşturan birey olma imkânını kaybederler. Böyle bir durumda, onlar, o dindarlığın sahibi değildir; aksine bizim empoze ettiğimiz dindarlık onlara sahiptir. Anne-babalar ve din eğitimcileri olarak din eğitimi anlayış ile uygulamalarımızın, bireyi özgürleştirici nitelikte olup olmadığını sorgulamakla yükümlüyüz.”
işte diyanetin anlayışı
özellikle zafercem kardeşime ithaf
dışarıdan gelen her türlü saldırıya açık olacaksın misyonerlerin kadın para dahil her türlü tuzağı açık olacak yani kiliselerine[ülkemizde bulunan ortadok katolik değil yeni piyasaya çıkan ingiliz anglikan ve evengelist abd seyyar kiliseleri]gidenlere para kadın temin edecekler sen islam oğlu islam çocuğuna dinini öğretemiyeceksin eğitemeyeceksin ve biryerden yönetilen sahtekarlar çocuğunuzu müslüman!!!!!!veya iyi bir hristiyan yetiştirecek ha gelir düzeyiniz fazlaysa çocuğunuz ileri yaşlarda masonluğa adımda atabilir
DİYANETE HAYIR
islam dini üzerinde tahakküm kurmak kendi çıkarları doğrultusunda tanzim etmek amacıyla kurulmuş diyanete hayır
onların saçma sapan konularla uğraşmasına bu konulardaki sözümona fetfalarınada hayır
camiler cemaatlar bu kurum tarafından limon muamelesi görmektedir suyu değil kabuğu bile sıkılmaktadır
kim diyanet işleri başkanlığını istiyorsa alsın tepe tepe kullansın hayrını görsün
onların reformist anlayışlı görüşlerine hayır diyoruz.
http://www.taraf.com.tr/haber/18582.htm