Diyanet yeni bir hutbe yayınladı

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,125
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
25

Başkanlığın Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan cuma hutbesinde, maddi ve manevi sıkıntılar ‘alın yazısı’ olarak nitelendirilirken “Bu dünya imtihan dünyasıdır. Acınızı isyana dönüştürmeyin” ifadeleri kullanıldı.
“Musibetlere Karşı Müminin Tavrı” başlıklı bu haftaki Cuma Hutbesi’nde kadına ve aileye şiddet, zorluklar karşısında kişinin kendisine ve ailesine zarar vermesi konularına yer verildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki Cuma Hutbesin’de, “Bunalmış bir insanın, çaresizliğini şiddete dönüştürmesi, kadın ve çocuklardan öfkesini çıkarması zulümdür. Hiçbir sıkıntı, anlaşmazlık ya da bunalım, kadına şiddeti reva gören bir zihniyetin mazereti olamaz. Zorluklar karşısında kişinin kendisine ya da ailesine zarar vermesi asla çözüm değildir” denildi.

Bu dünyanın “imtihan dünyası” olduğu belirtilen hutbede, “Hayatın akışı içerisinde her birimizin yaşadığı zorluklar, çile ve kederler, maddi ve manevi sıkıntılar olması mukadderdir. Çünkü bu dünya, adı üstünde, ‘imtihan dünyası’dır. Başa çıkmak için uğraştığımız imtihanlardan çok daha fazlasını Resûlullah (s.a.s) yaşamıştır. O, daha doğmadan babasını, henüz altı yaşındayken annesini kaybetmiş, yetim ve öksüz olarak büyümüştür. Can yoldaşı eşini ve altı çocuğunu kendi elleriyle toprağa vermiştir. Mekke’de bir avuç müminle birlikte müşriklerin amansız baskı ve işkencelerine, kısıtlama ve dışlamalarına maruz kalmıştır. Bütün bu sıkıntı ve musibetlere rağmen, Peygamber Efendimiz asla ümidini ve inancını kaybetmemiş, daima Rabbine sığınmış ve O’ndan yardım istemiştir. Şiddetten değil, merhametten yana tavır almış ve hiçbir zaman Allah’ın razı olmayacağı çözümlere tevessül etmemiştir” denildi.

“SİZİ SINAYACAĞIZ”
Ayette, “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele” denildiği hatırlatılan hutbede, sabra ve metanetli olmaya dikkat çekilerek, “Elbette hiçbirimiz zorluklarla karşılaşmayı arzu etmeyiz. Ancak müminler olarak biliriz ki, hayatın güzel anları kadar, sıkıntılı zamanları da dünya imtihanımızın birer parçasıdır. Cenab-ı Hak, insanı bazen elindekileri alarak bazen de fazlasıyla nimet vererek imtihan eder. Bu yüzden, musibet karşısında isyan etmek, kırıp dökmek ya da kötü söz söylemek yerine öncelikle sabırlı ve metanetli olmaya gayret gösteririz. Sağduyu ve akl-ı selim ile hareket ederiz. Sıkıntıyı aşmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiririz. Bizler, her musibetten dünyamıza ve ahiretimize yönelik dersler çıkartırız. Benzer sıkıntılara maruz kalmamak için hata ve ihmallerimizi gözden geçiririz. İlim sahibi, tecrübeli insanlardan yardım alır, ondan sonra da Rabbimize tevekkül ederiz” denildi.

“KİŞİNİN KENDİNE VE AİLESİNE ZARAR VERMESİ ASLA ÇÖZÜM DEĞİLDİR”
Hutbede, iyi günde olduğu kadar, kötü günde de hayata tutunmak ve Rab ile aradaki bağdan güç almanın imanın güzelliğinden olduğu belirtilerek, “Bunalmış bir insanın, çaresizliğini şiddete dönüştürmesi, kadın ve çocuklardan öfkesini çıkarması ise zulümdür. Hiçbir sıkıntı, anlaşmazlık ya da bunalım, kadına şiddeti reva gören bir zihniyetin mazereti olamaz. Çünkü şiddet, kul hakkı çiğnemektir; acı ve nefret tohumlarıyla aileyi zehirlemektir. Hâlbuki mümin, elinden ve dilinden merhamet yayılan, çevresine güven ve huzur aşılayan kimsedir. Zorluklar karşısında kişinin kendisine ya da ailesine zarar vermesi asla çözüm değildir. Dinimiz, ne kendinin ne de başkasının ıstırabını dindirmek amacıyla bile olsa Allah’ın emaneti olan canına kıymaya kesinlikle izin vermez. Çünkü dert varsa, dertlere derman olan Allah vardır. “O ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcıdır!”[4] Sıkıntı varsa, sıkıntılara elbirliği ile çözüm bulacak dostlar, komşular, akrabalar vardır. “Müminler ancak kardeştir” denildi.

“ACILARI İSYANA VE ZULME DÖNÜŞTÜRMEYİN”
Hutbenin sonunda ise acıların isyana ve zulme dönüştürmemesi istenerek şöyle denildi:

“Yaşadığımız zorluklar karşısındaki metanetli tavrımızın, Allah katında nice kolaylığın müjdecisi olacağını unutmayalım. Bizler bu dünyaya, inanmak ve iyi işler yapmak için geldik. Peygamberimizin umut ve teselli vadeden şu hadisini hatırlayalım: ‘Vücuduna batan bir diken bile olsa, başına gelen her türlü musibet karşısında Müslüman’ın günahları affolunur.” Rabbimizin yardımından ve rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in duasıyla Yüce Rabbimize niyaz edelim: “Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz. Allah’ım! Başıma gelen musibetin mükâfatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir.”
Mesaj otomatik birleştirildi:

diyanet başkanlığına soru

1.yoksulluk alın yazısıysa neden milyarları bulan bir bütçen var ?

2.neden avrupa japonya kanada, amerika birleşik devletleri,güney kore açlıkla terbiye edilmiyorda ortadoğu yani çoğunluğun müslüman olduğu yerler ediliyor?

3.madem sınanıyoruz neden ömerin yamalı gömleğini halka giydirip kendiniz zırhlı mercedeslere biniyorsunuz ?
allah niye herkesi eşit sınamıyor
 

KamtariR

Müdavim
Müdavim
Katılım
2 Nisan 2019
Mesajlar
2,691
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
2,857
Puanları
358
Hutbe, sıkıntılar karşısında ölüme ve Allah'a isyana tevessül etmenin doğru olmadığından bahsediyor, sen ise nelerden bahsediyorsun.

Birisi bu hutbeyi, kendi işine geldiği şekilde yorumlamaya çalışmış. Sanki hutbeye "ülkenin ekonomik sorunlarına ses çıkarmayın" dedirtmeye çalışmış birileri.

Hutbenin tamamını ve yorumlanmış halini şu linkten okuyabilirsiniz:

https://www2.diyanet.gov.tr/DinHizm...esi/Musibetler Karşısında Müminin Tavrı.pdf

İnsanın sorumluluğu kendi istek ve ameline tahsis edilmiştir, vebali kendi nefsine bağlanmıştır. Herkese yaptığının karşılığı vardır.

İntihar eden insanlar parasızlıktan mı intihar ediyorlar? Tabiki HAYIR. Ben buna inanmıyorum. Bir insanın param yok diye intihar edebileceğini düşünmüyorum. İntihar kararı psikolojik bir durumdur, aslında bir hastalık halidir. Bugün gerçekten paraya ihtiyacı olan birinin (kriterleri yüksek olmadığı sürece) iş bulamaması mümkün değildir.

Mesela, şehilerarası otobüste muavinlik yapan bir arkadaşımdan bahsedeyim size. Yaptığı işten canına tak etmiş, ayrılmış. İş arıyor arıyor bulamıyor, cepte para kalmadı. Bana söyledi bir gün, bana iş bulur musun diye. Tabi dedim.

Bakın sadece ana caddeye çıktım. Restorant komi arıyor, market şarküteri elemanı arıyor, manav yardımcı arıyor ve hakeza... Ama bu işleri arkadaşa söyleyince beğenmiyor, üst düzey bir iş arıyor, teknik lise mezunu ve 36 yaşında. Yoksulluk bu adamın kaderi değil, TERCİHİ.

Eğer sen elinden geleni yapar, çalışır didinir, az çok demeden bereketini umarak gayret sarfedersen, Allah'ın yardımı seninle olur. Her şeyi yapmana rağmen olmuyorsa, o zaman dersin ki ben yoksulluk ile imtihan olunuyorum. Buna iman edersin, ama bir yandan gayret etmeye de devam edersin. Kader insanı rehavete değil, gayrete davet eder.

Yukarıdaki hutbeyi yanlış yerlere çekmeye çalışan ucuz siyasetçilere itibar etmemek lazım.

diyanet başkanlığına soru

1.yoksulluk alın yazısıysa neden milyarları bulan bir bütçen var ?

2.neden avrupa japonya kanada, amerika birleşik devletleri,güney kore açlıkla terbiye edilmiyorda ortadoğu yani çoğunluğun müslüman olduğu yerler ediliyor?

3.madem sınanıyoruz neden ömerin yamalı gömleğini halka giydirip kendiniz zırhlı mercedeslere biniyorsunuz ?
allah niye herkesi eşit sınamıyor

Diyanetin sözcüsü değilim ama şu soruların mantıksızlığına cevap vermek iktiza ediyor.

1. Diyanet İşleri Başkanlığı (her ne kadar bazı faaliyetlerini eleştiriyor olsam da) bir tüzel kişiliktir ve bütün bakanlık/başkanlıklar gibi BÜTÇEsi vardır. Bu başkanlığa bağlı memurlar (imam müezzin vs.) vardır. Bu bütçe çoğunluğu ve temeli müslüman bir ülkenin din ve diyanet işlerine hizmet için ayrılan bütçedir. Olmalıdır da...

2. Bu sorunun cevabını sen çok iyi biliyorsun aslında... Mesela elmas yataklarının üstünde yaşayan afrika neden yoksul? Veya petrol yataklarının üstündeki Irak? Biliyorsun sen...

3. Buna katılıyorum. Ama bu sorunun sadece diyanete sorulmasına karşıyım. Bütün bakanlar (haklarında koruma kararı yoksa veya ülkede ciddi terör tehlikesi yoksa) standart orta kalite hizmet araçlarını kullanmalı ya da kendi araçlarını kullanmalı.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,125
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
25
Hutbe, sıkıntılar karşısında ölüme ve Allah'a isyana tevessül etmenin doğru olmadığından bahsediyor, sen ise nelerden bahsediyorsun.

Birisi bu hutbeyi, kendi işine geldiği şekilde yorumlamaya çalışmış. Sanki hutbeye "ülkenin ekonomik sorunlarına ses çıkarmayın" dedirtmeye çalışmış birileri.

Hutbenin tamamını ve yorumlanmış halini şu linkten okuyabilirsiniz:

https://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/HutbelerListesi/Musibetler Karşısında Müminin Tavrı.pdf

İnsanın sorumluluğu kendi istek ve ameline tahsis edilmiştir, vebali kendi nefsine bağlanmıştır. Herkese yaptığının karşılığı vardır.

İntihar eden insanlar parasızlıktan mı intihar ediyorlar? Tabiki HAYIR. Ben buna inanmıyorum. Bir insanın param yok diye intihar edebileceğini düşünmüyorum. İntihar kararı psikolojik bir durumdur, aslında bir hastalık halidir. Bugün gerçekten paraya ihtiyacı olan birinin (kriterleri yüksek olmadığı sürece) iş bulamaması mümkün değildir.

Mesela, şehilerarası otobüste muavinlik yapan bir arkadaşımdan bahsedeyim size. Yaptığı işten canına tak etmiş, ayrılmış. İş arıyor arıyor bulamıyor, cepte para kalmadı. Bana söyledi bir gün, bana iş bulur musun diye. Tabi dedim.

Bakın sadece ana caddeye çıktım. Restorant komi arıyor, market şarküteri elemanı arıyor, manav yardımcı arıyor ve hakeza... Ama bu işleri arkadaşa söyleyince beğenmiyor, üst düzey bir iş arıyor, teknik lise mezunu ve 36 yaşında. Yoksulluk bu adamın kaderi değil, TERCİHİ.

Eğer sen elinden geleni yapar, çalışır didinir, az çok demeden bereketini umarak gayret sarfedersen, Allah'ın yardımı seninle olur. Her şeyi yapmana rağmen olmuyorsa, o zaman dersin ki ben yoksulluk ile imtihan olunuyorum. Buna iman edersin, ama bir yandan gayret etmeye de devam edersin. Kader insanı rehavete değil, gayrete davet eder.

Yukarıdaki hutbeyi yanlış yerlere çekmeye çalışan ucuz siyasetçilere itibar etmemek lazım.



Diyanetin sözcüsü değilim ama şu soruların mantıksızlığına cevap vermek iktiza ediyor.

1. Diyanet İşleri Başkanlığı (her ne kadar bazı faaliyetlerini eleştiriyor olsam da) bir tüzel kişiliktir ve bütün bakanlık/başkanlıklar gibi BÜTÇEsi vardır. Bu başkanlığa bağlı memurlar (imam müezzin vs.) vardır. Bu bütçe çoğunluğu ve temeli müslüman bir ülkenin din ve diyanet işlerine hizmet için ayrılan bütçedir. Olmalıdır da...

2. Bu sorunun cevabını sen çok iyi biliyorsun aslında... Mesela elmas yataklarının üstünde yaşayan afrika neden yoksul? Veya petrol yataklarının üstündeki Irak? Biliyorsun sen...

3. Buna katılıyorum. Ama bu sorunun sadece diyanete sorulmasına karşıyım. Bütün bakanlar (haklarında koruma kararı yoksa veya ülkede ciddi terör tehlikesi yoksa) standart orta kalite hizmet araçlarını kullanmalı ya da kendi araçlarını kullanmalı.
benim için bu mesajın tümü laf salatasıda

''İntihar eden insanlar parasızlıktan mı intihar ediyorlar? Tabiki HAYIR. Ben buna inanmıyorum. Bir insanın param yok diye intihar edebileceğini düşünmüyorum. ''

diye bir mesaj yazabiliyorsan malesef komik duruma düşüyorsun
 

OzkanK.

Müdavim
Müdavim
Katılım
3 Eylül 2019
Mesajlar
10,693
Reaksiyon puanı
13,063
Puanları
4,958
benim için bu mesajın tümü laf salatasıda

''İntihar eden insanlar parasızlıktan mı intihar ediyorlar? Tabiki HAYIR. Ben buna inanmıyorum. Bir insanın param yok diye intihar edebileceğini düşünmüyorum. ''

diye bir mesaj yazabiliyorsan malesef komik duruma düşüyorsun
Senin bu hutbeden anladığın çıkardığın sonuç ne şimdi ? Saçma veya mantıksız gelen ne var cümle olarak.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,125
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
25
Tamam sen benim ne düşündüğümü söylediğimi boşver. Sen ne anladın söylermisin bi ? Ne demek istemişler hangi cümlesi kötü veya mantıksız.
fakirliğin yoksulluğun liyakatin olmadığı yerde bir zümrenin para pul içinde yüzerken, bir kesimin vergilerle ezildiği bir yerde allah sizi sınıyor yoksulluk alın yazısıdır gibi cümleler kurmak ne dine sığar ne ahlaka sığar
 

OzkanK.

Müdavim
Müdavim
Katılım
3 Eylül 2019
Mesajlar
10,693
Reaksiyon puanı
13,063
Puanları
4,958
fakirliğin yoksulluğun liyakatin olmadığı yerde bir zümrenin para pul içinde yüzerken, bir kesimin vergilerle ezildiği bir yerde allah sizi sınıyor yoksulluk alın yazısıdır gibi cümleler kurmak ne dine sığar ne ahlaka sığar
Ne demesini bekliyorsun bi İmamların. Allah'a isyan edin mi desin sokakları çıkıp yakın yıkın mı desin Saray'ın kapısına dayanın mı desin. Fakirseniz geçinemiyorsanız intihar edin kurtulun mu desin. İnsanları kin ve nefret ile mi doldursun. Dini yönden olması gerekeni söylüyor adamlar doğru bir şekilde.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,894
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Hz. Ali'nin güzel bir sözünü hatırlatır; "onların sözü hak, fakat muratları batıldır".
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,125
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
25
Ne demesini bekliyorsun bi İmamların. Allah'a isyan edin mi desin sokakları çıkıp yakın yıkın mı desin Saray'ın kapısına dayanın mı desin. Fakirseniz geçinemiyorsanız intihar edin kurtulun mu desin. İnsanları kin ve nefret ile mi doldursun. Dini yönden olması gerekeni söylüyor adamlar doğru bir şekilde.
isyan etmeyi sadece allaha karşı veya sokağa çıkıp yakıp yıkmak olarak görüyorsan ciddi bir hatan var

gandhi ingilizlere nasıl isyan etti ? , 8 bin kişiyle tuz gölünde yürüyerek barışçıl bir protesto yaptı,yürüyüş sonunda onu takip eden sayısı onbinleri geçti
 

Kadima

Rektör
Katılım
17 Mart 2011
Mesajlar
11,958
Reaksiyon puanı
841
Puanları
293
Teknoloji forumunda siyaset konusuna neden izin verilir ki? Yöneticiler üç beş hit uğruna kendi ayaklarına sıkıyorlar farkında değiller.
 

Görkem Say

Guru
Emektar
Müdavim
Katılım
22 Nisan 2017
Mesajlar
26,191
Çözümler
9
Reaksiyon puanı
25,525
Puanları
8,958
Teknoloji forumunda siyaset konusuna neden izin verilir ki? Yöneticiler üç beş hit uğruna kendi ayaklarına sıkıyorlar farkında değiller.
Hocam 1000 kere açıkladık bu da 1001. olsun :) Sanılanın aksine hit uğruna yaptığımız bir şey değil. Siyaset bölümü ile uğraşmak çok zor çünkü. Sürekli denetleme istiyor ve birçok rapor geliyor. Konuların yarısına yakını bir süre sonra kitleniyor veya başka müdahaleler gerektiriyor. Siyaset bölümünün asıl açılmasının nedeni üyeler. Forumda aktif olarak zamanını geçiren üyelerin yaklaşık %80-90 gibi büyük bir çoğunluğu siyaset bölümünün açılmasını istedi hemde aylarca. Bizde üyelerin bu ısrarına daha fazla karşı gelemedik tabi ki. Yoksa bizler yönetici olarak da siyaset bölümü için can atmıyoruz :)
 

eilhanzy

Müdavim
Müdavim
Katılım
25 Mart 2019
Mesajlar
4,667
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
7,873
Puanları
708
Yaş
20
Okudum hutbeyi, her zamandaki gibi güzel hazırlanmış. Yani herkesin görüşü farklı. Hz. Muhammed'in (s. a. v.) arkasındayız ve gücümüz yettiği kadar ondan örnekler alıyoruz. Dikkat ederseniz hutbeler Türkiye'deki durumlarla biraz alıntı yaparak ve değerlendirilerek yapılıyor. Bunu siyaset saymıyorum. Çünkü dini ve inançsal bir konu bu.

Hutbe, sıkıntılar karşısında ölüme ve Allah'a isyana tevessül etmenin doğru olmadığından bahsediyor, sen ise nelerden bahsediyorsun.

Birisi bu hutbeyi, kendi işine geldiği şekilde yorumlamaya çalışmış. Sanki hutbeye "ülkenin ekonomik sorunlarına ses çıkarmayın" dedirtmeye çalışmış birileri...

Yukarıdaki hutbeyi yanlış yerlere çekmeye çalışan ucuz siyasetçilere itibar etmemek lazım.

Diyanetin sözcüsü değilim ama şu soruların mantıksızlığına cevap vermek iktiza ediyor.

1. Diyanet İşleri Başkanlığı (her ne kadar bazı faaliyetlerini eleştiriyor olsam da) bir tüzel kişiliktir ve bütün bakanlık/başkanlıklar gibi BÜTÇEsi vardır. Bu başkanlığa bağlı memurlar (imam müezzin vs.) vardır. Bu bütçe çoğunluğu ve temeli müslüman bir ülkenin din ve diyanet işlerine hizmet için ayrılan bütçedir. Olmalıdır da...

2. Bu sorunun cevabını sen çok iyi biliyorsun aslında... Mesela elmas yataklarının üstünde yaşayan afrika neden yoksul? Veya petrol yataklarının üstündeki Irak? Biliyorsun sen...

3. Buna katılıyorum. Ama bu sorunun sadece diyanete sorulmasına karşıyım. Bütün bakanlar (haklarında koruma kararı yoksa veya ülkede ciddi terör tehlikesi yoksa) standart orta kalite hizmet araçlarını kullanmalı ya da kendi araçlarını kullanmalı.

Adamın dibi işte cevabı güzel verdi. Alıntıya bakmanızı öneririm. Özellikle T24 gibi haber siteleri palavra, diyanete ısrarla sövüyor ve eşcinselliğe sürüklüyor.
 
Son düzenleme:

Kadima

Rektör
Katılım
17 Mart 2011
Mesajlar
11,958
Reaksiyon puanı
841
Puanları
293
Hocam 1000 kere açıkladık bu da 1001. olsun :) Sanılanın aksine hit uğruna yaptığımız bir şey değil. Siyaset bölümü ile uğraşmak çok zor çünkü. Sürekli denetleme istiyor ve birçok rapor geliyor. Konuların yarısına yakını bir süre sonra kitleniyor veya başka müdahaleler gerektiriyor. Siyaset bölümünün asıl açılmasının nedeni üyeler. Forumda aktif olarak zamanını geçiren üyelerin yaklaşık %80-90 gibi büyük bir çoğunluğu siyaset bölümünün açılmasını istedi hemde aylarca. Bizde üyelerin bu ısrarına daha fazla karşı gelemedik tabi ki. Yoksa bizler yönetici olarak da siyaset bölümü için can atmıyoruz :)
Tartışmayı bilmeyen insanlarız hocam. Karşımızdakini asla dinlemeyiz ve her zaman bizim düşündüğümüz doğrudur. Böyle olunca da siyaset konuları fitili çekilmiş bir bombadır.
 

kosovi

Öğrenci
Katılım
29 Kasım 2019
Mesajlar
4
Reaksiyon puanı
4
Puanları
3
Yaş
24
Hutbede yanlış bir şey yok, İslam dininde sabır çok mühim bir yer tutar zaten, İslam'a göre Dünya'nın manası zorluklara sabretmek, salih ameller işlemek, günahlardan kaçınmaktır, Kur'an'da sabır ile ilgili ayetler saymakla bitmez, sizi canlardan mallardan ekinlerden eksilterek imtihan edeceğiz diyen Allah, sabredenleri müjdele diyen yine Allah, ki herkes bilir ki insan hayatı inişler ve çıkışlar ile dolu bir macera, her günümüz eşit olmuyor, bir gün zengin olan, yarın tüm malı gidebiliyor. Bu zorluklar bazen bir ülkeyi bir beldeyi toptan da bulabilir, inana düşen bunlara sabretmek, günahlardan kaçınmaktır. ''Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet'e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, 'Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?' demişlerdi. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır.' (Bakara, 2/214)''
Kısaca burası dünya bu sıkıntıları sadece biz yaşamadık, eskiden yaşayanlar oldu gelecekte yaşayanlarda olacak, sabredenler kazanacak.
 
Son düzenleyen moderatör:
Üst