Cumhuriyete masumları katlederek mi sahip çıkalım

Ottomanzo

Doçent
Katılım
25 Temmuz 2008
Mesajlar
746
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
CHP’li Kılıçdaroğlu, Dersim olaylarını günümüze taşıyıp bunları kaşımak doğru değildir diyerek, Öymen’in gereğini yapmasını söyledi.

Öymen ise, Atatürk’ün cumhuriyete karşı ayaklananları durdurmasına bir yöntem olarak sahip çıktığını söyledi. Atatürk’ün yaptıklarına sahip çıkmak suç mu oldu, diye sordu. Alevilerin hatıralarını canlandırıp onları incitmek istemediğini de ekledi.

Gerçekleri bir yana bırakalım. Dersimlilerin isyan gibi bir niyeti ve girişimi olup olmadığını tarihçilere, sözlü tarihe ve canlı tanıkların aktardıklarına bırakalım. Bu konuda bugünlere dek aktarılan her şeyi unutalım.

Asayişi sağlamak ve itaatsizlik gibi gerekçelerle çok kanlı bir biçimde masumların katledilmesini Onur Öymen’in yaptığı gibi, biz de meşrulaştıralım.

Üstelik yine Öymen’in yaptığı gibi bunu Atatürk’ün her eylemini haklı ve meşru bulmak adına yapalım. Her seferinde olduğu gibi, tutumlarımızı temize çıkarmak için de Atatürk’ün arkasına sığınalım.

Atatürk’ün gelecek kuşaklara taşınması bu şekilde nasıl mümkün olacak, hâlâ mümkün olabileceğine sahiden inanan kaldı mı?

Farklı kültürlerini ve inançlarını yaşamak istemekten başka bir ‘asi’lik yapmamış insanları, kadınları, çocukları katletmeyi savunmak, Atatürk’ün ‘yüce hatırası’na sahip çıkmak olduysa, hepimiz insanlıktan istifa edelim.

Öymen, Alevilerin hatıralarını canlandırmak istememiş. Ama görmezden geldiği şu: O hatıralar hatıra olarak geçmiş zamana ait olmadılar hiçbir zaman. Bugüne taşınarak, bugünkü zihnimizi esir aldılar. Alevilere bakışımızı resmî ‘tunç eli’yle biçimlendirdiler.

Dersimliler’n hatırası hiç hatıra olmadı ki, şimdi canlanmış olsun! Asıl sorun, Öymen’in bu nefret ve kin üreten yaklaşımının hep resmî dilde canlı kalmış olması.

DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Onur Öymen’in sözlerini eleştirirken bu noktaya dikkat çekti: “Bu, ıslanan süngüler kurumasın, demektir. Ailemden 24 kişiyi o dönemde kaybettim. Mazlum olan biziz ama Sayın Öymen hâlâ kinden arınmış değil.”

Öymen’in özrünün vicdanlarda bir karşılığı yok maalesef. Ama devlet eliyle resmiyete dökülmüş, ezberlenmiş bir kin ve nefretin bu topraklarda bir karşılığı vardı. Ve yetkililerce –gerektiğinde kullanmak üzere- Cumhuriyet boyunca belli bir kıvamda tutulmaya çalışıldı.

Aleviler hep Sünnilerden ve çember sakallılardan korksun diye irtica durmaksızın hortlatıldı. Bugün de korkuyorlar ve şeriat gelirse bizi yine keserler diyerek CHP’ye oy veriyorlar.

Hâlâ bu korkuyla niyet okuyan Aleviler kadar, geçmiş kışkırtmalardan ders almamış Sünniler de var. Öymen, çatışmayı körükleyecek bu nefret söylemlerine yeniden kıvam kazandırdığını bilmiyor olabilir mi?

Korkularla nefretler hâlâ canlı olduğu için, Cumhuriyet boyunca Malatya, Çorum, Maraş, Sivas katliamlarının da devlet eliyle meşru bir zeminde gerçekleştirildiğini bilmiyor olabilir mi?

Bugünlere dek cumhuriyeti korumanın daha hakkaniyetli yöntemlerini arama gereği duymadıysak, Atatürk Dersim’de böyle davrandığı için miydi?

Öymen’in kanlı yöntemlerle sahip çıkmamızı beklediği Aumhuriyet, kırk bin kişinin can verdiği bir savaş yaşıyor, savaştan rant elde edenler sektör halinde kan emiyor.

Bugün faili meçhullerin, işkencecilerin, provokatörlerin, kanlı örgütlerin, darbecilerin, savaş rantçılarının cumhuriyeti olduysak, tarihte kimse hiç hata yapmadığı için mi? Cumhuriyete sahip çıkmanın daha ‘yaratıcı’ bir yolu yok muydu?

Zulmedenler sorgulanmadığı sürece, katledenler yargılanmadığı sürece cumhuriyete sahip çıkmak isteyen herkes, hepimiz zanlıyız.

Geçmişten hakikati çaldığınızda, tarihten gerçekliği esirgediğinizde, vicdandan adaleti ayırdığınızda: Geçmiş, geleceğinizi de rahat bırakmaz.

Kan canlı kalır. Pıhtılaşmaz. Aradan asırlar geçse de yapılan zulüm, varlığını size hissettirmek için bir yerlerden sızıp gelir, Öymen’in dudaklarından çıkarak vicdanları teslim alır bir kez daha.

Haksız yere masumların kanını dökenler kendi suçlarıyla baş başa kalmadığı sürece, suçlarıyla yüzleşmedikleri sürece bu cumhuriyete sahip çıkmış olmayacağız.

kaynak
 
Üst