Çok sustum...

Bu konuyu okuyanlar

PREFERABLE

Asistan
Katılım
8 Ekim 2010
Mesajlar
164
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Çok sustum...
Çok...
Öyle böyle değil...
Ne kadar yaşanmışlık/yaşanamamışlık varsa o kadar.
En çok da aşk kadar sustum!

Biliyorum
Hiç yakışmayanı giydim üzerime
Biliyorum
Çok incittim kendimi hüzünlerime
Biliyorum
Ben sustukça çığlıklar yürüdü düşünceme...

Ama nasıl anlatılırdı ki
Yaşamın kıyısından bir misafir edasıyla bakmak
Bir yandan uçurumlara yanaşmak
Öyle yordu ki...

Uzun hayatın özeti:

[Bitmek zorunda kaldık
Aşkı itmek zorunda kaldık!]

Şimdi her yanım tuz kokuyor
İçimde azgın fırtınalar
Yüreğim çarpmaya korkuyor...

Hani
"Gel"
deseydi
Ölmek bile olsa karşılığı
Giderdim...
Demedi...

Azlığından değil aşkın
Çokçalığından
Kıyamadı...

Çoktu onun da susmaları
Akıtamadığı yaşlar kadar çok.
Ağlamadı
Ağlamıyor
Ağlayacağını da sanmıyorum
Serde erkeklik var ya hani
Belki de konduramıyor..
Göze...
Yaşı...

Neyse işte
Bazı şeyler
Bazı anlar
Bazı hüzünler
Bazı güçler
Sevmekle aşılamıyor.

Yaşayacak zamanımız çoktu
Düşlerimizse yıkık.
Yar'a yara olmaktan korktuk.

Boynu bükük şimdi aşk dediğimiz masumun
Haksız da değil hani.

Çünkü biz;
Dedim ya hani...

[Bitmek zorunda kaldık
Aşkı itmek zorunda kaldık!]


pref
 
Üst