Büyük 'su krizi' kapıda!

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan AliA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
yagis.jpg


Yağışlar bazı bölgelerde yaklaşık yüzde 70 azaldı. Yapılan tahminlere göre ocak-mart döneminde de yeterli miktarda yağmur ve kar yağmazsa su krizi yaşanacak. Uzmanlara göre, krizin derinleşmemesi için sudan elektrik üretimi durdurulmalı, ayrıca içme suyu ve sulama amaçlı su depolanmalı.

Türkiye için büyük ‘su krizi’ kapıda. Resmi verilere göre su akışlarındaki azalma, bazı bölgelerde yüzde 70’e yaklaştı. Türkiye genelinde yağışlar yüzde 50 oranında azaldı. Türkiye genelinde tüm bölgelerde yağış oranlarında ciddi bir azalma devam ediyor. Buna göre, su gelirindeki düşüşte yüzde 64 ile, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk sırada yer alıyor. Düşüş; Yeşilırmak, Kızılırmak, Çoruh, Van Gölü, Ceyhan, Seyhan, Asi nehirleriyle, Konya ve Fırat-Dicle ve Aras havzalarında kuvvetli yaşanıyor.

Devlet Su İşleri (DSİ) ve Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre ocakta yeterli miktarda yağış beklenmiyor. Benzer durumun şubat-martta da yaşanması durumunda kuraklık tehlikesi söz konusu olacak. Yağış miktarlarında gerçekleşen endişe verici verileri değerlendiren uzmanlara göre, krizi önlemek için barajlarda enerji üretimi amaçlı su kullanımını durdurup, sulama ve içme suyu depolamasına acilen geçilmesi gerekiyor. Su ölçümleri, Su Yılı Takvimi’ne göre yapılıyor. Bu yılki Su Takvimi 1 Ekim 2013’te başlamış olup, 30 Eylül 2014’te sona erecek. Takvimin ilk döneminde (Ekim 2013-Ocak 2014), Türkiye geneli yağışlarda önceki yıla göre yüzde 47’nin üzerinde düşüş yaşanıyor. 2013 su yılında ise (1 Ekim 2012-30 Eylül 2013) Türkiye genelinde su akışları, bazı havzalarda azalırken bazı havzalarda artış göstermişti.

infob.jpg


Uzmanlara göre meteorolojik istatistiklere bakıldığında, ocak ayı içerisinde ciddi oranda bir yağış beklenmiyor. Yağışlar şubat-mart döneminde de yağmaması durumunda kuraklık tehlikesi söz konusu. Özellikle yer altı su kaynaklarının beslenmesi açısından yağışların kar şeklinde olması gerekiyor. Bu nedenle de, suya dayalı ve baraj işletme çalışmalarında havzaların durumları dikkate alınarak program yapılmalı. Türkiye genelinde 2013 yılı boyunca düşen yağışa bakıldığında hem ortalamaya hem de 2012 senesine göre ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye geneli su akışlarına, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 30’un, geçen yıla göre ise yüzde 40’ın üzerinde azalmış olması çok ciddi ve dikkate alınması gereken bir durumdur.

Sulardaki azalma, elektrik üreten barajlara da yansıdı. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, Kasım 2013 sonrası barajlardaki su geliri azalmaya başladı. Eylül-Ekim 2012 ve 2013 aylarında barajlı santrallerde su durumu eylülde 1,6 milyar metreküpten 2 milyar metreküpe; ekimde 1,7 milyar metreküpten 1,9 milyar metreküpe çıktı. Ancak, kasımdan itibaren su miktarı düşüşe geçti. Kasım-Aralık 2012 ve 2013 aylarında barajlarda su miktarı; kasımda 2,2’den 1,8 milyar metreküpe; aralıkta ise 5,3’ten 2,9 milyar metreküpe geriledi.

Zaman
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,210
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Belki suya da zammı geçireceksiniz bahaneler hazırlıyorsunuz
 

engerex

Dekan
Katılım
16 Ağustos 2008
Mesajlar
7,675
Reaksiyon puanı
26
Puanları
228
Her 5 yılda bir yağış sıkıntısından bahsediliyor. Kalan 4 yılda geçici olarak unutuluyor. Ama her yıl daha fazla kuraklık geliyor. Ben bildim bileli Türkiye 50 yıl sonra çöl olacak deniyor. 30 senesi kaldı.
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
çok iyi hatırlarım Nurettin Sözen'in dönemine ait olarak; kuraklık, pislik istanbulda diz boyuydu çöp toplanmaz, sular sürekli kesilir denirdi. Sonrasında bereketli insanlarla birlikte bu dönemin son bulduğunu da anlattı yukarıdakileri anlatanlar. Bakalım bu kuraklı konusunda nasıl bir açıklama yapılacak.
 

SwateR

Rektör
Katılım
19 Nisan 2009
Mesajlar
10,200
Reaksiyon puanı
662
Puanları
3,293
Konum
Bursa
Derdini veren Allah(c.c) dermanınıda verir. Bugün hava iyice kapandı, şimdi bardaktan boşalırcasına yağarsa bu sefer ortalık sel oldu, felaket geldi derler. Rahmet olduğundan habersiz.
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,210
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
yav [MENTION=35568]-Hewal-[/MENTION], şu su havzası fotoğrafları sence afrikadaki sahra çölünde çekilmiş olabilir mi? :D

Olsun veya olmasın sinekten yağ çıkarmak için her yol mubahtir yarışı var problemlerin var olması daha Katmerli kazıkli oluyor ama problem olmasa da yine zam yine zam bilmem anlatabildim mi .
 

enable

Profesör
Katılım
4 Ağustos 2009
Mesajlar
1,090
Reaksiyon puanı
9
Puanları
218
Kardeşim siz DSİ 'ye bakın o sıkıntı var diyorsa eğer sıkıntı vardır, İstanbul ve Ankara için yapılan çalışmalar malum ki diğer bölgelerde de sıkıntı mevcut değil. Onun için her sene yapılan standart haber çalışması bunlar.

Endişeye mahal yol anlayacağınız. ;)
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
Derdini veren Allah(c.c) dermanınıda verir. Bugün hava iyice kapandı, şimdi bardaktan boşalırcasına yağarsa bu sefer ortalık sel oldu, felaket geldi derler. Rahmet olduğundan habersiz.

inşallah yağar. ama allah alt katlarda ve dere yataklarında yapılmış evlerde yaşayanlara yardımcı olsun. zira işleri çok zor o durumlarda.
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
Bugün sabahtan beri yağıyor zaten.

Belki gece başlamıştır bilmiyorum.

Sabah montumun önü de açıktı evden çıkarken. Yağmuyru görünce ne oluyoruz dedim. :D
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
Kardeşim siz DSİ 'ye bakın o sıkıntı var diyorsa eğer sıkıntı vardır, İstanbul ve Ankara için yapılan çalışmalar malum ki diğer bölgelerde de sıkıntı mevcut değil. Onun için her sene yapılan standart haber çalışması bunlar.

Endişeye mahal yol anlayacağınız. ;)

Üşenmedim gittim Istanbul için istatistiklere baktım.

Siz de isterseniz şu sayfadan inceleyebilirsiniz. Son 15 günde doluluk oranı yaklaşık %3 azalmış.
http://www.iski.gov.tr/web/statik.aspx?KID=1000717

Aşağıda ise son bir yıldaki gidişatı göreceksiniz.


Screen Shot 2014-01-16 at 10.45.59 by olgun_kaya

Görebileceğiniz gibi; geçen yılın aynı ayına göre doluluk oranımız yarısından daha az!

Not : Bunu yapma nedenim muhalefet olsun diye değil, insanlara yanlış bilgi verdiğiniz için. Zira problem var. İnşallah insanlar zarar görmeden güzel bir yağmurla susuz kalmaktan kurtuluruz.
 

enable

Profesör
Katılım
4 Ağustos 2009
Mesajlar
1,090
Reaksiyon puanı
9
Puanları
218
[MENTION=14790]annttiigs[/MENTION] kardeşim eyvallah güzel iş çıkarmışsın ancak benim takıldığım mesele haberlerin hep aynı dönemde haber olsun diye yapılması evet su oranları az ancak geçmiş tarihe baktığında bu dönemde %20 leri görmüş baraj. Şuan zaten en kötü ihtimal Melen suyunu kullanıcaz.

Kaldı ki dur bakalım önümüzde yağış alacağımız daha 3 ay var. Onun için evham yapmaya gerek yok şu zamanda. ;)
 

annttiigs

Profesör
Katılım
7 Şubat 2007
Mesajlar
2,589
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
Mevsimin çok anormal gittiğinin farkındasınız değil mi ? Önümüzdeki 3 ayda yağış alacağımız geçmiş tecrübelerden geliyor ama doğadaki dengesizliği göz ardı ediyor gibisiniz.
 

St. Benoit

Profesör
Katılım
7 Nisan 2009
Mesajlar
1,357
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Kar lazım kar, kar yağmadan su olmaz (yaşlı söylemi)
 

sebastiantr

Profesör
Katılım
28 Ağustos 2012
Mesajlar
2,617
Reaksiyon puanı
13
Puanları
0
Kar yaşlı söylemi değildir doğrudur.

Türkiye genelini bilmem ancak İstanbul da çok ciddi yağış problemi olduğu kesin.

15-20Ekim 2013 gibi Kurban bayramı vardı.
O tatil haftasında biraz yağmur yağdı biraz atıştırdı bişeyler oldu...
Ondan sonra kasım sonu-aralık başı 3-5 gün kar gördük.
Şuan Ocak ortasındayız hafiften şapşal ıslatan türü yağmur yağıyor.

Bu sizce normal mi?

Yok suya zam yapacaklar, yok bu adamlar ..... ondan yağmur yağmıyor...
Siz neyin kafasındasınız acaba?

Farklı bir Istanbul mu var biz bilmiyoruz? 50yıl yetecek su stoklarınız mı var bu kadar rahatsınız?

İnsan oğlu dünyanın dengesini bozdu, gerçi bozulmayacak bişey değildi sadece hızlandırdı.
İklimler değişiyor, mevsimler değişiyor.
Kışlık mont aldım sadece 1 hafta giydim, botlarımı 2 hafta giydim, ceketle sneaker ile işe gidip geliyorum aralık ayında size hiç garip gelmiyormu bu?
100km^2 yağacak yıllık yağış miktarı 1km^2 ye 1 haftada yağıyor hiç mi fark etmiyorsunuz?


Etmesiniz tabiki.
Elektrikleriniz kesilmezse; elektriğin doğalgazdan geldiğini, suyunuz kesilmezse; baraj doluluk oranları iski den de öğrenilebiliyormuş diye nerden bileceksiniz.
Okuma, araştırma diye bişey yok ki.

Saygı duyulacak adam Cem Yılmaz.
http://www.youtube.com/watch?v=5WP7-mEDUQQ
02:20 den sonrasını izleyin.
 

PatavatsiZ

Doçent
Katılım
15 Mart 2013
Mesajlar
719
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
50 Kuruşa sattığı suyu 1 TL ye işeten devlet , su azalması olursa şayet 3 TL ye satıp 5 TL ye işetir. Problem Göremiyorum ben ;)
 

kadirirdem

Dekan
Katılım
23 Mayıs 2013
Mesajlar
6,217
Reaksiyon puanı
708
Puanları
1,293
Konum
Ankara
valla inş böyle bişey olmaz bi kaç sene önce(5-7 arası) yazın sular tam 7 gün kesilmişti içmeye artık hiç su bulamıyoduk ki vücütudumuzu düşünün kokuyorduk resmen şuan aklıma o günler geldi :( inş yaşanmaz yoksa halimiz vahim....
 

MasterFather

Profesör
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
4,290
Reaksiyon puanı
59
Puanları
228
Farklı bir Istanbul mu var biz bilmiyoruz? 50yıl yetecek su stoklarınız mı var bu kadar rahatsınız?

diğer söylediklerine lafım yok ama.bu safsataya inanmayın ama.50 yıl yetecek suyumuz filan yok.kim diyorsa yalan söylüyor.ve söylediğinin hiç bir bilimsel,matematiksel dayanağı yok.

Onu bırak.bu yağış oranı şu an ki gibi devam ederse.2-3 yıl içerisinde.içeçek su bulamıcağız.bırak 50 yılı.

NASA uzmanlarının yaptığı araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de toprakların bilinç dışı kullanımıyla 2040 yılında çölleşme tehlikesi yaşanacağı uyarısında bulunduğunu açıkladı. Konuşmasına, amaçlarının kamuoyunu doğa ve doğanın korunması konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olduğunu söyleyen Yücel, gelişen teknolojiyle birlikte insanların doğaya verdiği zararın arttığı uyarısında bulundu.


Küresel ısınmayla birlikte çölleşmenin de arttığına dikkat çeken Yücel, şöyle konuştu: “NASA bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre, Türkiye toprakları bu şekilde kullanılmaya devam ederse 2040’da çöl olacak. Çölleşme Ege ve Akdeniz’den başlayacak. Doğanın korunması amacıyla yenilenebilir enerjiye geçilmesi gerekiyor.

- - - Mesaj Güncellendi - - -


Türkiye'de son 40 yılda Van Gölü'nün 3 katı, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nün 25 katı oranında sulak alan yok oldu. Kara yüzeyinin yüzde 90'ında çeşitli şiddetlerde erozyon görülüyor ve verimli topraklar da hızla kaybediliyor.
 

emrekaragol6

Asistan
Katılım
18 Ocak 2014
Mesajlar
122
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Yaş
31
Haber doğru trakyalıyım geçen sene bu zamanlar kar vardı ama şimdi yağmur dahi yağmıyor.Ama bunu sorumlusu yine insanlar...
 

FullScreen

Profesör
Katılım
12 Temmuz 2013
Mesajlar
1,229
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Geçen kurban bayramında , 1 aylık yağmur 1 günde yağdı denilmişti onlar sayılıyor mu ?
 

neskalii

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
3,931
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Yaş
39
Su sıkıntısı yok deniyor ama İstanbul için olucak bence yakın gelecekte..
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,200
Reaksiyon puanı
10,315
Puanları
293
Bakan Veysel Eroğlu'ndan kuraklıkla ilgili açıklama

veysel-eroglu_429516.jpg



Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Türkiye'de kuraklık tehlikesi olmadığını söyledi.

Bakan Eroğlu, "Çiftçilerimizin de vatandaşlarımızın da içi rahat olsun, barajlarımızda göletlerimizde yeterli suyumuz var. Endişeye mahal yok" dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, partisinin İlçe Belediye Başkan adaylarının tanıtım töreni için geldiği Balıkesir'de Valiliği ziyaret etti. Susurluk'ta Vali Ahmet Turhan tarafından karşılanan Bakan Eroğlu'nu Balıkesir Valiliği girişinde Vali Yardımcısı Nusret Şahin çiçekle karşıladı. Valilik Şeref defterini imzaladıktan sonra makama geçen Bakan Veysel Eroğlu'nun ziyaretinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Edip Uğur, AK Parti İl Başkanı Av. Mahmut Poyrazlı, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Pakize Mutlu Aydemir ile bürokratlar hazır bulundu.

Burada Balıkesir ziyaretiyle ilgili bilgiler veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye'de yeterli yağış olmayışı nedeniyle kuraklık riski bulunmasının ciddi bir sorun teşkil etmeyeceğini, önümüzdeki hafta hatta pazartesinden itibaren beklenen yağışların geleceğini, Ocak, Şubat Mart aylarında Türkiye'nin beklenen yağmurları alacağını söyledi. Bakan Veysel Eroğlu, kuraklık iddialarıyla ilgili şunları söyledi:

"Allah nasip ederse bu hafta çarşamba, perşembe günleri yağış gelecek. Pazartesinden itibaren bu bölgede (Balıkesir) yağış başlıyor ama bu hafta bütün Türkiye'de baştan sona yağışlı. Ama şunu merak etmeyin özellikle barajları niçin yapıyoruz; Su ihtiyacı. Şehirlerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı var. Ziraat çok önemli, zirai sulamaya ihtiyaç var. Sulanmadık yerlerin sulanması konusunda eski projelerin rehabilitasyonu çalışmamız var. Zaten barajlarımızda şu anda yüzde 45-50 oranında doluluk var. Çiftilerimiz için bir problem yok, içme ve kullanma için bir problem yok. Dolayısıyla vatandaşımız rahat olsun. Türkiye genelinde de inşallah normal yağışların geleceğini tahmin ediyoruz. Ocak, şubat, Mart aylarında normal uzun yıllar ortalamasında yağışların gelmesini bekliyoruz. Yağışlar sadece biraz gecikti ama gelecek. Endişeye mahal yok".


KaynaK
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
yağmur Rabbimizin bazen bir niğmeti bazende azabına vesile olarak ölçü dahilinde iner.Bunu arttırmanın yolu toplum olarak yaşantımızı yeniden düzenlememizdir.Ben-i israil azdığında 40 sene kuraklık oldu
 

Serkan Bey

Asistan
Katılım
9 Aralık 2011
Mesajlar
106
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Arkadaşlar Orta aAnadoluda susuzluk yüzünden buğday ekimi yapılamadı. Bilginize sunulur.
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,455
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
İstanbul'un 110 günlük suyu kaldı

a_6201.jpg


Yağışların mevsim normallerinin altında seyretmesi nedeniyle yaşanan kuraklık, tarımsal kuraklık endişelerini artırırken, içme, sulama ve enerji maksatlı barajlardaki doluluk oranlarını da düşürdü. 1 Ekim 2013 ile 16 Ocak 2014 tarihleri arasında Türkiye genelinde kümülatif yağışlar ortalamasında uzun yıllar ortalamalarına göre yüzde 36.8 ve 2013 yılına göre de yüzde 47.7 oranlarında azalma meydana gelirken, DSİ yetkilileri bu oransal azalmaların 10-15 yılda bir periyodik olarak yaşanabilen zaman dilimleri olduğuna dikkat çekerek, bu tür dönemlerin sıkıntısız atlatılabilmesi için depolama tesislerinin arttırılması ve havzalar arası su aktarımı gibi projelerin sürdürüldüğünü, su ile ilgili bir sıkıntı yaşanmayacağı mesajı verdi.

DSİ Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, 20 Ocak tarihi itibariyle 204 adet sulama maksatlı barajdaki doluluk oranı yüzde 46 iken, doluluk oranı yüzde 21’in altında olan kritik baraj sayısı 54’e çıktı.

İSTANBUL'DA SUSUZ YAZ KAPIDA

Yaşanan kuraklık nedeniyle toplam 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme kapasitesine sahip İstanbul’un içme suyu barajlarındaki toplam su miktarı 273 milyon metreküpe, doluluk oranı ise yüzde 31.7 seviyesine indi. Bu oran geçen yıl yüzde 66 idi. İstanbul’da şehre günlük 2 milyon 468 bin metreküp su verildiği dikkate alındığında, şu anda kente 110 gün yetecek kadar su bulunuyor. Bu da yağışların yağmaması halinde 14 milyonluk kenti susuz bir yazın beklediğini ortaya koyuyor. DSİ yetkilileri, kentin günlük su ihtiyacınının yüzde 56.9’unun barajlardan, yüzde 43.1’inin ise Yeşilçay-Melen sisteminden sağlandığını, dolayısıyla İstanbul’da herhangi bir su sıkıntısı bulunmadığını dile getirirken, veriler, Istranca su sistemi içinde yer alan Düzdere, Kuzuludere, Büyükdere, Elmalı, Sultanbahçe, Kazandere ve Pabuçdere’de hemen hemen hiç su kalmadığını ortaya koyuyor. Verilere göre 235 milyon 370 bin metreküp su biriktirme kapasitesine sahip Ömerli Barajı’nda su miktarı 116 milyon metreküpe, doluluk oranı yüzde 47’ye, 162 milyon 240 bin metreküp su biriktirme kapasitesine sahip Terkos Barajı’nda su hacmi 48 milyona, doluluk oranı yüzde 33.8’e, 34 milyon 140 bin metreküp su tutma kapasitesine sahip Alibeyköy’de mevcut su hacmi 5 milyon 480 bin metreküpe, doluluk oranı yüzde 16.8’e indi. Büyükçekmece’ Barajı’nda ise doluluk oranı yüzde 27’ye, hacim 38 milyon 390 bin metreküpe, Sazlıdere’de doluluk yüzde 18’e, hacim 16 milyon metreküpe, Darlık’ta doluluk 33.8’e hacim 36 milyon metreküpe, Y. Elmalı’da ise doluluk yüzde 3’e, hacim ise 320 bin metreküpe geriledi. İstanbul’a su sağlayan barajların toplam doluluk oranları, 2007 yılında yaşanan büyük kuraklığın ardından 2008’de yüzde 26.16 ile en az seviyeyi gördü. Barajların doluluk oranı 2009’da 45.06, 2010’da 94.12, 2011’de 85.17, 2012’de 61.87 ve 2013’te 64.64 oldu. Barajlarda doluluk oranı geçen yıl nisan ayında yüzde 91.17’ye yükseldi.

ANKARA BARAJLARINDA 400 GÜNLÜK SU VAR

DSİ verilerine göre Ankara’nın içme suyu barajlarındaki su miktarı 380 milyon metreküp, doluluk oranı ise yüzde 24.3 düzeyinde. Kente günlük 920 bin metreküp su verildiği dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde hiç yağmur yağmasa da kente yaklaşık 400 gün yetecek kadar su barajlarda mevcut. Ayrıca Ankara’da, 5 adet YAS kuyusundan günlük 0,055 milyon metreküp ve Kesikköprü barajından da 0,750 milyon metreküp su kullanılabilir durumda. Ankara’nın 2045 yılına kadar içme suyu ihtiyacını çözecek ve Gerede suyunu Çamlıdere Barajı’na aktaracak Gerede Tüneli projesi ise 31 Aralık tarihinde tamamlanacak.

İZMİR BARAJLARINDA 337 GÜNLÜK SU VAR

İzmir’de içme suyu barajlarındaki doluluk oranı geçen yılın üzerine çıkarak yüzde 56 oldu. Bu oran geçen yıl yüzde 46 idi. İzmir barajlarındaki su miktarı Balçova ve Tahtalı barajlarında 160.4 milyon metreküp seviyesinde. Kente günlük 474 bin metreküp su verildiği dikkate alındığında barajlarda 337 gün yetecek kadar su bulunuyor.

BURSA BARAJLARINDA 133 GÜNLÜK SU KALDI

Bursa içme suyu barajlarındaki doluluk oranı yüzde 43 olup, toplam su miktarı 28 milyon metreküp. Geçen yıl ise bu oran yüzde 49 seviyesindeydi. Kente günlük 210 bin metreküp su verilmekte ve tamamı barajlardan karşılanmakta. Barajlarda kente 133 gün yetecek kadar su bulunuyor.

ENERJİ MAKSATLI DOLULUK YÜZDE 45

Bugün itibariyle Türkiye’nin 88 adet enerji maksatlı barajında yüzde 45’lik doluluk söz konusu. Bu oran geçen yıl yüzde 51 seviyesindeydi. Türkiye’de tüketilen hidroelektrik enerjinin yarısına yakını (yüzde 48) Fırat ve Dicle Havzası’ndan karşılanıyor. Enerji maksatlı barajlarımızdaki su durumunu ve hidroelektrik enerji konusunda sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağı bu havzadaki su durumuna bağlı. Fırat-Dicle Havzamızda geçen yıla kıyasla yüzde 1’lik bir atış söz konusu. Yetkililer, bu nedenle hidroelektrik enerji tüketiminde sıkıntı yaşanmlayacağı görüşünü dile getiriyor. DSİ yetkilileri, barajlara gelecek yıllık su miktarının yüzde 60‘ının genelde kar erimesi sonucu akışa geçen sulardan ve ilkbahar yağışlarıyla oluştuğunu, bu nedenle şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı bulunmadığını vurgularken, artan su talebini karşılamak için de mevcut tisisleri geliştirmeye çalıtıklarını bildirdiler. Yetkililer, Türkiye’deki yağış sistemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundular: “Yağış rejimi düzensiz olan Türkiye, su zengini bir ülke değildir. Ülkemizde kişi başına yıllık tüketilebilir su potansiyeli 1600 metreküp. Dünyanın yarı kurak bir bölgesinde bulunan Türkiye’de yağış, zamana ve bölgelere göre farklılık gösterir ve yazın yağış yağmaması nedeniyle kışın yağan kar ve yağmur sularının barajlarda ve göletlerde depolanmasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle son 11 yılda ülke genelinde 268 adet barajı hizmet sunduk. Bu tesislerle 18 milyar metreküp suyun barajlarımızda ve göletlerimizde depolanması sağlanacaktır.”

İSTANBUL'DA 833 MİLYONA 3 BARAJ YAPILACAK

İstanbul’da son 10 yılda su tüketimindeki yüzde 31’in üzerinde artışı karşılamak için yürütülen çalışmalar kapsamında Melen’in 2. kademesini oluşturan 135 kilometrelik isale hattı, terfi merkezi, depo ve su alma yapısının bu yıl tamamlanması hedefleniyor. Proje ile İstanbul Melen’den yıllık 575 milyon metreküp su alma kapasitesine ulaşılacak. Dünya Gazetesi'nin haberine göre; DSİ, İstanbul’un 2071 yılına kadar su ihtiyacını karşılamak için 3 yeni baraj daha yapacak. Bu kapsamda 2016’da tamamlanacak olan ve kentin içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyacını karşılayacak Melen Barajı ile şehre yıllık 1 milyar 77 milyon metreküp su iletilecek.Ayrıca Melen’de ihale muhtevasında olmayıp, ileride 45 MW kurulu gücünde HES yapılması planlanıyor. İhale bedeli 213 milyon 850 bin TL olan Melen Barajı’nda 693 milyon metreküp su depolanacak. Melen’in kamulaştırma faaliyetleri için 72.5 milyon TL harcandı. DSİ’nin 2014 yatırım programında yer alan Sungurlu ve Osmangazi Barajları ile Yeşilçay Sistemine entegrasyonu sağlanacak. Barajların proje ihalelerin bu yıl yapılması ve hemen arkasından inşaat yapım sürecinin başlaması hedefleniyor. Yatarım maliyeti 210 milyon TL olan Sungurlu Barajı’nda 135 milyon metreküp, Göksu Nehri üzerine kurulacak 410 milyon TL yatırım maliyetli Osmangazi Barajı’nda ise 212 milyon metreküp suyun depolanması planlanıyor.

Ensonhaber
 

AneztesiPardusu

Asistan
Katılım
16 Mart 2013
Mesajlar
417
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Deniz suyunu arıtma özelliği getirilsin ve eklensin ülkemizede çözünlensin olay ama dogru dünyanın en pis denizlerine sahip oldugumuz için arıtalamıyorda
 

MasterFather

Profesör
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
4,290
Reaksiyon puanı
59
Puanları
228
Deniz suyunu arıtma özelliği getirilsin ve eklensin ülkemizede çözünlensin olay ama dogru dünyanın en pis denizlerine sahip oldugumuz için arıtalamıyorda

:D o kadar kolaydı zaten.koy makineyi arıtsın.

tesis kurman lazım.tesis içinde ciddi paralar gerekiyor.bir de kurduğun tesisin cevreye verdiği zarar.enerji ihtiyacı.

[h=1]Su krizine çare denizler mi?[/h]
ARITMA İŞLEMİ ÇEVREYE ZARAR VERİYOR MU?
Hemen tüm modern tuzlu su arıtma tesisleri, ters ozmoz prensibine dayanıyor. Ters ozmoz işleminde, suyun içindeki istenmeyen tüm mineraller sudan ayrıştırılarak bir filtrasyon işleminden geçiriliyor. Tuzlu su arıtılırken, oldukça yüksek bir basınç uygulanıyor ve bir metreküp tatlı su için 3 ila 4 kilovatsaat elektrik kullanılıyor. Nehir ve göl sularının arıtılmasına kıyasla tuzlu su arıtımında üç kat daha fazla karbondioksit üretiliyor.

Tuzlu su arıtımının çevreye olumsuz etkilerinin başında, karbondioksit salınımı geliyor. “Deniz suyunun içinde tuzun yanı sıra birçok kendini ayrıştırabilen deniz yosunu bulunuyor. Mevcut olan membranlar, suyun geçirgenliği konusunda oldukça iyi işliyor. Ancak organik madde ve bakterilerin bu membran filtrelere yapışması durumunda işlevleri azalıyor. Çünkü organik maddeler filtrelerin üst kısımlarında toplanıyor” diyen ABD'nin Indiana Eyaleti'ndeki Notre Dame Üniversitesi'nden William Phillip, tesislerde rüzgar ya da güneş enerjisinin kullanılması durumunda karbondioksit salınımının azaltılabileceğine dikkat çekti.
KİMYASAL MADDELER KULLANILIYOR
Membranlara bu tip organik maddelerin yapışmasını azaltabilmek için de deniz suyunu arıtma işleminden önce kimyasallar dökülüyor. Kimyasal kullanımını engellemek amacıyla birçok mühendis, yeni bir mikrop ayrıştırıcı geliştirmeye çalışıyor olsa da, bu da çevreye olumsuz etkisi olabilecek etkenler arasında gösteriliyor.

AYRIŞTIRILAN TUZLAR NEREYE GİDİYOR?
Tuzlu suyun arıtılarak tatlı su elde edilmesi sürecinde, ayrıştırılan tuzların nasıl imha edileceği konusu da oldukça önemli. Genelde tuz yığınları toplu olarak, çabucak çözülmeleri için yeniden denize boşaltılıyor. Henüz uzun vadeli bir araştırma yapılmadığı için tuzların denize dökülmesinin, deniz canlıları için ne tür yan etkileri olduğu ise bilinmiyor.

Çevre teknolojileri uzmanı Profesör Menachem Elimelech, denizden uzak yerlerdeki tesislerde yarı tuzlu suyun arıtımından elde edilen tuzların imha edilmesinde gelecekte oluşabilecek farklı bir soruna da dikkat çekiyor; “Çözüm yollarından biri, tuz öbeklerini yaklaşık 1 kilometre yeraltına pompalamak olabilir. Bu bir çeşit imha yöntemi olsa da kalıcı bir çözüm değil. Arıtma tesislerinin tuzları imha etmek için yeraltına pompalamaları durumunda 50, 100 ya da 500 yıl içinde yeraltı suları zarar görebilir”
Tuzlu su arıtımı ilk bakışta akla yatkın gelse de, arıtma süreci enerji kullanımını artırıyor ve çevreye farklı açılardan zarar verebiliyor. Profesör Elimelech, birçok kurak bölgede tuzlu su arıtımından başka seçenek olmayacağı görüşünde. Ancak yine de bu yönteme başvurmadan önce daha çevre dostu teknolojilerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor.
 
Üst