HaklısınızA partisi B partisi bilmem de, olan garibana oluyor. Allah yardımcısı olsun herkesin.
Ülkedeki hükümet hükmet değil kabulüm ama muhalefette muhalefet değil. Saplantı içinde olmamak gerek.
Çok merak ediyorum... 15 temmuz'a bağladılar yine Ne mühim 15 temmuz ben anlayamadım.
30 Mayıs 1876 Darbesi
Bâb-ı Âli Baskını
Kardeş kardeşe darbe !
Türkiye
60 ve 80
Darbe girişimleri ve ayaklanmalar
22 Şubat 1962'de, Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının, ordu içindeki 27 Mayısçıların tasfiyesi için, 20 Şubat günü başlatılan atama ve gözaltına almalara karşı direnişi olayıdır.
20 Mayıs 1963
20 Şubat günü başlatılan atama ve gözaltına almalara karşı direniş olayının devamıdır.
20 Mayıs 1969
20 Mayıs 1969 darbe teşebbüsü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başarılı olamamış ve emir-komuta zinciri içerisinde gelişmiş bir askeri darbe teşebbüsüdür.
9 Mart 1971
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başarılı olamamış ve emir-komuta zinciri dışında gelişmiş bir askeri darbe teşebbüsüdür.
15 Temmuz ve öncesi Karışık
K.H.O sınavları geçiren kim ? Kpss ve üniversite onca kişi girdi haklarına gasp ettiler. Mit polis asker savcı içlerine kuyan kim ? diyecek çok... Bu bakanların burnu bile kanamadığına şükretsinler.
Ama diğer yıllarda darbe yapanlar suçluyu suçsuzu çocukların yaşı büyüterek ipe dizildi. O derbeleri önemsemezsiniz.
Bi hikaye var hem argo hem küfür sonunu söyleyeyim.
Ev sahibi ve hırsız hikayesi geçiyor. Kapıyı açarsan o hırsız .....
Bak twitter'dan arşivim çok... Hangisini istiyorsunuz ?
Twitter'da arşivim: Kaynak: Haber Global
Fotoğraflar var üşendim eklemeyi Osmanlı döneminde darbesini
OSMANLI DÖNEMİNDEKİ DARBELER
Osmanlı dönemindeki darbelerden bahsederken bir anakronizme düşüldüğüne dair hatalı algılamayı ortadan kaldırma adına, Osmanlı dönemindeki darbelerle anlatılmak istenenin, merkezi iktidarı temsil eden padişah ya da sadrazamların şiddet yoluyla değiştirilmesi olduğunu belirtmek gerekir. Tarihsel sıra ile şiddete dayalı biçimde iktidar değişikliğini darbe ile karşılayabilecek şu örneklerden bahsetmek mümkündür, elbette ki örnekler çoğaltılabilir.
Genç Osman Vakası (20 Mayıs 1622):
İmparatorluğun yenileşme çabalarına ihtiyaç duymasına sebep olan hususların başına askeri başarısızlık ve yenilgilerle tanışma sürecinin başlaması gelmektedir. Bu başarısızlığın arkasında ise, yeniçerilerin düzensizliği, başıbozukluğu, kural tanımazlığı vb. vardır. Yeniçerilere düzen vermek isteyen Genç Osman, 1622 yılında ayaklanan yeniçeriler tarafından Yedikule Zindanı’nda öldürülür. Bu olay Osmanlı tarihinde ordunun (yeniçerinin) gerçekleştirdiği ilk şiddet yoluyla iktidar değişikliği (darbe) olarak yorumlanır.
Patrona Halil ayaklanması (28 Eylül 1730)
Bu isyanın arkasında da artan vergiler, kaybedilen savaşlar vardır. III. Ahmet döneminin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın lüks ve israfı ile bilinen Lale Devri’nin sonunu getiren isyan, bir anlamda halkın kendi yoksulluğu karşısında sarayın lüks ve israfına bir tepkiydi. Yeniçeri Ocağında ıslahat yapılacağı düşüncesine yeniçerilerin karşı çıkmasıyla birlikte tepki isyana döner. İsyanın başını çeken eski yeniçeri Patrona lakaplı Halil halkı ve esnafı tahrik ederek ayaklandırıp yeniçerileri de kendilerine kattıktan sonra isyan son halini alır.
İsyancılar padişahtan Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, donanma komutanı kaptan-ı derya Kaymak Mustafa ve Şeyhülislam Abdullah Efendinin de bulunduğu otuz yedi kişinin kendilerine teslim edilmesini isterler. Bu gelişmeler üzerine Padişah III. Ahmet katli istenen devlet adamlarını görevden alır. Sonunda III. Ahmet isyanı sona erdirmek için kardeşi Mustafa’nın oğlu Şehzade Mahmud’a saltanatı bırakır.
Kabakçı Mustafa İsyanı (25 Mayıs 1807)
İsyan ordudaki yenileşme (Nizam-ı Cedid) çabalarına bir tepki olarak görülebilir. Yeniçeri yamaklarının Kabakçı Mustafa öncülüğünde önde yer aldığı isyanda arka planda ise Şeyhülislam Ataullah Efendi yer alır. 20 bine yakın Nizam-ı Cedid askeri karşısında birkaç yüz yamakla (buna Harp Okulu öğrencisi diyebilirsiniz) başlayan isyan III. Selim’in kifayetsizliği ve acizliği yüzünden başarılı olur ve 29 Mayıs 1807’de IV. Mustafa tahta geçirilir.
Kuleli Vakası (14 Eylül 1859)
Süleymaniyeli Şeyh Ahmed kendisine bağlılık yemini eden asker ve bürokratlarla Fedâiler Cemiyeti adlı gizli bir örgüt kurar. Bu cemiyet (örgüt), Abdülmecid'i devirip Abdülaziz'i tahta geçirmek için plan yapar ancak 14 Eylül 1859 tarihinde Kılıç Ali Paşa Camii’nde toplantı halinde iken bir hükümet baskınıyla (aslında ihbarla) yakalanırlar. İsyancılar Kuleli Kışlası’na (Kuleli Askerî Lisesi) konulur. Soruşturma ve yargılama burada yapıldığından olay Kuleli Vak‘ası adıyla tarihe geçer. İktidarı kurdukları gizli bir dernekle (cunta?) değiştirmek isteyenlerin başarısızlığını anlattığından ilk başarısız darbe girişimi olarak da anılabilir.
Abdülaziz'in tahttan indirilmesi (30 Mayıs 1876)
Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinin arkasında dönemin sadrazamı (başbakanı), şeyhülislamı, seraskeri (genelkurmay başkanı) ve adalet bakanının ittifakı vardır. Dolmabahçe Sarayı’nın karadan ve denizden kuşatılması sonrasında Abdülaziz tahttan indirilerek yerine V. Murat Osmanlı Devleti tahtına çıkarılır.
II. Meşrutiyet (24 Temmuz 1908)
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin (İTC), Rumeli vilâyetlerinde başlattığı ayaklanma ordunun baskısıyla bir rejim değişikliğiyle sonuçlanmış Abdülhamit Meşrutiyet’i tekrar ilan etmek zorunda kalmıştır. Bu açıdan II Meşrutiyet hem bir ihtilal hem de bir darbe olarak görülür. Bir ihtilaldir çünkü monarşiyi meşruti monarşiye dönüştürerek rejim değişikliğine sebep olmuştur.
31 Mart Vakası (13 Nisan 1909)
Meşrutiyetin ilanının üzerinden henüz bir yıl geçmeden 13 Nisan 1909’da İstanbul’da alaylı askerler bir isyan başlatır. Başında Derviş Vahdeti’nin olduğu ve halktan da destek alan bu ayaklanma 13 gün sürer. 31 Mart olarak geçme sebebi olayın Hicri takvimle 31 Mart 1325 tarihinde geçmesidir. Rumeli’den gelen Hareket ordusu isyanı bastırır. Vaka-i Hayriye’den beri İstanbul’da ilk kez bu kadar kan akmıştır, isyana destek veren medrese öğrencilerinin çoğu öldürülür ve artık İttihatçıların iktidarı (1909-1918) başlamış olur.
Halaskâr Zabitan Bildirisi (16 Temmuz 1912)
1912 Sopalı seçimleri İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne (İTC’ye) muhalefetsiz bir meclis sununca meclis dışı muhalefet olarak askerler devreye girmiştir. Haziran 1912’de İTC’ye karşı olan askerler İstanbul‘da ‘Halaskâr Zabitan‘ (Kurtarıcı Subaylar) adı altında örgütlenmeye başladılar. İTC’nin rakibi Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nı destekleyen bu subaylar bir muhtıra yayımlayarak ülkenin çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirttiler. 16 Temmuz’daki muhtıra ile İttihat ve Terakki yanlısı hükümeti (Mehmet Said paşa hükümeti) istifaya zorladılar. Asıl amaçları askerin siyasete karışmasını engellemekti ancak tersi oldu.
Meşrutiyet beklenen kardeşlik idealini hayata geçirmediği gibi azınlıkların zaten bilenmiş etnik milliyetçi kimliklerinin giderek daha da keskinleşmesine neden olmuştur. Bu da İTC’yi muhalefete ve etnik milliyetçi taleplere karşı da daha sert bir milliyetçi politikaya itmiştir.
İhtilal nedir : Devrimi Halk yapar
Darbe: Askeriye yapar
Zihinsiz Cuntacılar: Darbeyi darbe yaptık demezler, İhtilal yaptık der.
Mesaj otomatik birleştirildi:
İhtilal
Darbe
Mesaj otomatik birleştirildi:
Ben Twitter'da Ali veli paylaşımını Rt eklemiyorum. Akp!li arşivci kişileride followlu Tarafsız öğretim görevliside follow. Hangisi doğru ayırt edebiliyorum.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Kafam karışık olduğunda yabancı sitelere girip, twitter da paylaşım ekliyorum kaynak şu bilgi XXXX
Bizim eğitim sıkıntılı, gerçek tarih yok ! Eğitim sistemi ezbere dayalı.
Mesaj otomatik birleştirildi:
ben daha öncede dedim chp'li değilim.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Tarafsız deyince insan chp 'den sanıyor
Tarafsız beni şöyle düşün. Ahmet necdet sezer, Abdullah Gül Bunlar partiyle alakası yok yemin ederken.
Tarafsız beni şöyle düşün. Ahmet necdet sezer, Abdullah Gül Bunlar partiyle alakası yok yemin ederken.
Tarafsız olmasaydı Anayasa kitabını nede fırlattı ?
Burada ne anlatmak istedin anlamadım.Ben şimdi anladım kolluk kuvvetler ayrılığında Parlamenterde kafanız karışık Başbakan ve Tarafsız Cumhurbaşkanı
Benim ağızımdan bir şey almaya çalışıyorsun. Yapamazsın !