Bunları çocuklarınıza mutlaka öğretin!

istanbultelekom

Doçent
Katılım
15 Ekim 2008
Mesajlar
609
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Bunları çocuklarınıza mutlaka öğretin!

Hepimiz okul sıralarından geçtik. Gerçek dünyaya ilişkin ne kadar az şey öğretildiğine kızdık, ezberci eğitim dedik.
Bizim okurken boş vaktimiz var ama paramız yoktu, şimdi paramız var ama vaktimiz yok. Okulun bizi buna hazırlaması gerekiyordu.
Yakında baba olacak biri olarak eğer gelecekte başarılı olup gerçek hayata adapte olabilecek bireyler yetiştirilmesi isteniyorsa okulların aşağıdakiler ve benzerlerini öğretmelerinin çok iyi olacağını düşünüyorum (Aşağıda bahsedeceğim konuları öğretmenlerimizin çoğunun bilmediğini de tahmin ediyorum ve üzülüyorum.);
1. Patronla nasıl konuşulur. Okulda bir problem yaşadığınızda bunu öğretmeninizle yüzyüze halledebilirsiniz. Ama iş hayatında problemi ve çözümünü patronunuza bir eposta veya 5 dakikalık kısa bir sürede aktarmak zorundasınız. Ve belki patronunuz problemi duymak bile istemeyecektir. Sizin işiniz sadece cevapları, çözümleri sağlamak olacaktır. İster inanın ister inanmayın gerçek hayatta böyle oluyor.
2. Kendi tarafını biçimlendirmek. Çocuklara kendisine ait yada sorumluluk alanını biçimlendirmek ile ilgili özgüveninin verilmesi. Gerçek dünyada öğretmenimiz, kılavuzumuz olmuyor. Gerçek dünyada uzun ve yalnız bir yolculuğa çıkıyorsunuz, bu yüzden bu yolculukta ihtiyacınız olan herşeyi kendiniz halletmek zorunda kalacaksınız. Onlara örneğin google’da aradığını bulmayı öğretmek, cep telefonunun ajanda kısmını efektif kullanmayı öğretmek gerekiyor.
3. Görüşme nasıl yapılır. TV’lerde gördüğümüz şekilde olmuyor görüşmeler. Bu 5 basit adımda yapılabilir: (1) Görüşme için gerekli doneleri önceden düşünmek; (2) Gerçekten ne istediğinizi belirlemek; (3) Gerçekten ne istemediğinizi ve neye takmadığınızı belirlemek; (4) Karşı tarafın ne istediğini bilmek; ve (5) Herkesin kazançlı çıkacağı bir yol önermek
4. Sohbet etmek. Genelikle “Naaber?” iş hayatında işinize yaramaz. Genellikle “Nasılsınız?” gibi bir başlangıç iyidir. Ben gevezeyimdir çünkü bu tavsiyeyi öğrendiğimde çok geç kalmıştım: Daha az konuşup daha çok dinleyenler daha iyi sohbet eden olmuyorlar ama daha akıllı oldukları kesin.
5. Bir şeyi 30 saniyede açıklamak. Birçok okulda asansör yok diye düşünüyorum. Bu yüzden sadece asansörde iken bir şeyi açıklamak pratiğine sahip değiller. İş dünyasında zaman çok kıymetli. Bizlerin 30 saniyede bir şeyleri karşı tarafa iyice anlatabilmemiz gerekiyor. Şimdi sessiz film vb. oyunlarda karşı tarafa tanıdığınız süreyi 1 dakikadan 30 saniyeye indirerek başlayabilirsiniz.
6. Tek sayfalık rapor yazmak. Okullarda verilen dönem öevlerinde yanlış hatırlamıyorsam en az 10 sayfa vb. sınırlamalar vardı. Dahaçok yazmayı başarı olarak görüyorduk. (Ben çok fazla yazdığım için üniversitede bir dersten 0 almıştım) Gerçek hayatta herkesin vakti çok değerli olduğu için 1 sayfaya sığdırılabilmiş bir rapor hazırlayabilmek gerekiyor.
7. 5 cümleli eposta yazmak. Şimdiki gençler (Dijital Doğanlar) yaşlı kimselerden(Dijital Göçmenler) daha şanslılar çünkü yaşlılar hala mektup yazıp pul yağıştırıp göndermeyi düşünüyorlar. Hatta gençler bugün messenger ve chat programlarını kullanıyorlar. Fakat enteresan olan uzun bir mesaj yazmayı öğretmek kısa bir mesaj yazmayı öğretmekten daha kolay. İnsanlar kısa, az ve öz olarak mesajlarını iletmeyi bilmiyorlar. Önemli olan optimal bir epostanın maksimum 5 cümleden oluşmasıdır.
8. Diğer çalışanlarla koordineli olmak. Okullarda başarı sınav geçmek, ödev hazırlamak, sözlüler vb. ye bağlıdır ve bireyseldir çoğunlukla. Üniversitelerde son dönemlerde grup çalışmaları başlatıldı diye biliyorum. Gerçek dünyada başarı ise bireyselliğin en az ekip çalışmasının en çok ön plana çıktığı durumlarda gerçekleşir. Çoğunlukla diğer iş arkadaşlarımızla beraber gerçekleştirdiğimiz işlerin başarısı bizim başarımızı belirler. Öğretilmesi gereken; gerçek dünyanın bir gemi olduğu ve bu geminin makineciden kaptana kadar herkesin belirli bir ahenk ile çalışması sayesinde yol alabileceğidir.
9. PowerPoint kullanmak. Dersi 60 dakika olan ve her dakika bir slaydı ona bakarak anlatırım diyerek notlarını powerpoint’e aktaran profesörler yetiştirmeyelim. Sunumlar gerçek hayatta her yerde karşımıza çıkacak.Hedefe odaklı sadece ipuçları içeren ve görsel olarak doyurucu sunumlar hazırlanmasının öğretilmesi gerekir.
10. Kötü giden bir toplantıyı kurtarmak. Sizin yöneteceğiniz bir toplantı öncesini iyi düşünmeniz gerekir. 3 şeyden birini seçebilirsiniz; Birincisi konuşulan her şeyi iyi diye kabul edip bunun oyunun bir parçası olduğunu kabullenmek, ikincisi sadece kendi isteklerinize odaklanıp diğerlerini reddetmek ve istediğinizi aldıktan sonra geri çekilip olanları seyretmek, üçüncüsü ileride bir gün kendi kurduğunuz şirkette böyle şeylerin olmayacağını hayal ederek oturmak.
11. Toplantı nasıl yönetilir. Belki daha çok ileride toplantı yönetecekler ama tohumlarını şimdiden atmak lazım. Birinci olarak toplantının amacına karar verilmesi gerekir. Sonra 5 temel ilke var: (1) Herkes orada olmasa bile siz zamanında başlayın; (2) mümkün olduğunca az insan çağırın; (3) toplantı gündemini belirleyin; (4) zamanında bitirin ve herkesin kendisine verilen işe odaklanmasını sağlayın; (5) toplantı kararlarını eposta ile katılımcılara gönderin ve gerekiyorsa onaylatın.
Son bir şey: Okula gitmek iş hayatına hazırlamak değildir ama YAŞAMA HAZIRLAMAKTIR. Çalışmak yaşamın bir parçasıdır ve yukarıda bahsettiğim şeyler spesifik bir kariyer beklentisine yönelik olmayan genel becerileri içermektedir.
Çocukları YAŞAMA HAZIRLAMA adına öğretilmemis yada öğretilmemesi gerekenler konusunda önerileriniz varsa lütfen bu yazının yorum yada mesaj bölümüne yazın.

Kaynak: www.bilnetforum.com
 

buraqq

Profesör
Katılım
13 Mart 2008
Mesajlar
1,549
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
yaa benim çocuğum yok ama çocuk sayılırım:D:D (14 yaş) iyi oldu bunlar...
 

DarkLady

Dekan
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
Daha az konuşup daha çok dinleyenler daha iyi sohbet eden olmuyorlar ama daha akıllı oldukları kesin.
doğru söze ne hacet:)
 

CZC

Profesör
Katılım
26 Ağustos 2008
Mesajlar
1,519
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Çocuğuma bunları öğretmeye çalışacağım İstanbultel...

Çncelikle annesinin ayağıma basmasını sağlamam lazım..

Bir de : En büyük hayalim teknolojinin hemen hemen olmadığı bir hayat..
Örneğin kuş uçmaz kervan geçmez bir köy vs..

Powerpoint veya e-posta bilmesinini gerekmeyeceğini bilese yeterli bi hayat düşlüyorum müstakbel çocuklarıma.. :)

Nekkadar demodeyim Yarabbi!!!

Paylaşım için teşekkürler.. ;)
 

myefsane

Dekan
Katılım
15 Eylül 2006
Mesajlar
6,949
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Ne çocuğu ya bunları her yaştan insan bilmeli :D
 

meçhul_yolcu

Profesör
Katılım
7 Ekim 2008
Mesajlar
1,118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
1813.jpg


Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret,acı çekmeden olgunlaşamayacağını...
Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu
olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değilde o?' demeden...
Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi,ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini.
Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona..
Her şeyin bir sonu olduğunu öğret.
Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini.
Kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu,gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini,
her şeyi tüketebileceğini,tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret.
Kitaplardan keyif almasını,ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını,
ama okumayı sevmesini öğret ona.
Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum,ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı.
Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver,
sıkılmayı öğret ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını.
Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret
Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat.
Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol,
yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla.
Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret,
belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar
ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar,
bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine...
Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona.
Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan
çok dahakeyifli olduğunu öğret.Alın terine saygıyı öğret ona.
Aşk acısı çekmenin hiç aşık olmamaktan daha güzel bir duygu
olduğunu öğret.
Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin
vermemesi gerektiğini öğret,
başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı...
Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil,
söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret.
Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.
Hayatı sorgulamayı öğret ona...
Bilginin en büyük güç olduğunu öğret.Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını,
ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret.
Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmemesini öğret ve haklıyken dik durmasını.
Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık
duyabileceğini öğret.
Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı...
İstemiyorum", "hayır" demeyi öğret ona,istediğinde ise"istiyorum" demeyi,
Sevdiğinde ise "seni seviyorum" diyebilmeyi öğret ona.
Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona.Temiz kokmasını...Sorgusuz sevmeyi...
El yazısı ile notlar yazmayı...Lafı dolandırmamayı...
Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını,dostluğa yatırım yapması gerektiğini,
kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona.
Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını,
İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona,
en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret...
Ama en çok da kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse
kimsenin onu sevmeyeceğini...
Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini...
Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını...
Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret
ona...

istanbultelekom yazı için paylaşım için teşekkürler.
 
Üst