Bu yazıyı bütün erkekler okumalı.

Bu konuyu okuyanlar

seciL

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,117
Reaksiyon puanı
102
Puanları
48
Bir Kadın Nasıl Mutlu Olurmuş benim denemem değil kimin denemesi bilmiyorum o_O


Bülent, avucunu açmis kendisine dogru elini uzatan adama ters ters bakti.
Elli yaslarinda gösteren adam, görmeye alistigi hirpani kiyafetli
dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü
temiz ve saglikli görünüyordu.

"Sapa saglam adam gidip çalisacagina dileniyor, belki benden daha
zengindir" diye düsündü. Zaten cani çok sikkindi, birde sinirlenmisti.

Alayci bir ses tonuyla :
- Ekmek parasi mi istiyorsun ? diye sordu.
- Hayir çikolata parasi lazim!
Bülent'in kizginligi saskinliga döndü. Espri yetenegi olan dilencinin hali
de baska oluyor diye düsündü.
- Niye siz ekmek bulamayinca çikolata mi yiyorsunuz?
- Hayir. Ekmek bulamadigimiz günler genellikle bulgur pilavi yeriz, onu da
bulamadiysak aç yatariz.
Bülent adamin ciddi mi konustugunu yoksa dalga mi geçtigini anlayamamisti.
- Bu gün karniniz doydu üstüne tatli mi istedi caniniz?
- Fakirin cani mi olur ki, tatli istesin beyim.
- Bu bir kamera sakasi mi yoksa sen is bulamamis stendapçi misin?
- Hiçbiri degil. Sadece fakirim. Bugün karimin dogum günü, ona çikolata
götürmek istiyorum.
- Dogum gününde yas pasta alinir bildigim kadariyla.
- O bizim için degil zenginler için. Otuz yillik evliligimiz boyunca ona
bir kez bile yas pasta alamadim. Ama her dogum gününde mutlaka çikolata
götürdüm. Çikolatayi çok sever.

Adamin söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmisti. O aksam karisiyla kavga
etmis, kapiyi çarpip kendini sokaga atmisti. Arabasina da binmemis sahile
kadar yürümüstü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamisti. Oysa eskiden
denizi seyrederken çok rahatlardi. Dalgalar sikintisini alip götürürdü.

Fakat karisinin evde agliyor oldugunu bildigi için olsa gerek, hiçbir sey
onu rahatlatmiyordu.
Dilenciyle konusurken biraz kafasi dagilmisti. "Acaba söyledikleri gerçek
mi, yoksa uyduruyor mu" diye düsündü.
- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu simdi?
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini bosaltti, bir nüfus cüzdanindan
baska bir sey çikmadi.
- Ben dilenci degilim. Isim yok. Günlük çalisirim, ne is bulursam yaparim.
Fakat bu gün bütün gün is aradim, aksilik bu ya, hiçbir is bulamadim.

Bülent oturdugu banki isaret ederek yer gösterdi.
- Oturun biraz dertleselim bari, dedi.
Adam çekingen çekingen oturdu yanina.
- Yok mu esin dostun, borç alacak akraban?
- Fakirin akrabalari da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karinlarini
doyururlar.
- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karini ?
- Hem de çok seviyorum. Otuz yilimi aydinlatti o benim.
- Himmmm. Ask hem de otuz yil süren ask. Hayret dogrusu! Askin ömrü en
fazla üç yil diyorlar oysa. Sen otuz yildan bahsediyorsun.

- Evet. Geçen yillar sevgimi azaltmadigi gibi artirdi.
- Söyle o zaman nedir evlilikte mutlulugun sirri? Söylediklerine bakilirsa
sen mutlulugun formülünü bulmus gibisin.
- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.
- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canim. Bende alti yillik
evliyim. Sevdigim kadinla evlendim, fakat mutlu degilim. Sürekli kavga
ediyoruz. Daha iki saat önce kapiyi çarptim çiktim. Evimiz,
arabamiz,isimiz, gücümüz, her seyimiz var, ama mutlu degiliz. Senin hiçbir
seyin yok, ama mutlusun. Para mi acaba bizi mutsuz eden?

- Hiçbir seyim yok mu? Hayir benim her seyim var. Benim karim her seyim.
Sevgilim, esim, arkadasim, hayat yoldasim. Hayatimi paylastigim insandan
daha degerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, is
diye her sey dediginiz seylerdir aslinda hiçbir sey olan.

- Öyle deme, su kadar varligin içinde bile karim her seyden sikayet
ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
- Altin tasin, kan kusana faydasi yoktur beyim. Sen kadin ruhunu hiç
anlamamissin. Hiçbir kadin iyi bir evde oturdugu, hergün çesit çesit
yiyecekler yedigi için mutlu olmaz. Bir kadin, kocasinin her seyi oldugunu
bildiginde ancak mutlu olur.

- Sizin mutlulugunuzun sirri bumu ?
- Olabilir. Ben karima degerli seyler alamiyorum ama ona benim için ne
kadar degerli oldugunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.

- Bir kadina degerli oldugunu nasil hissettirilir?
- Küçük kizi severek.
- Küçük kiz mi ? Hangi küçük kiz ?
- Yasi kaç olursa olsun her kadinin içinde hiç büyümeyen bir küçük kiz
vardir. O kizi ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadini da
o kadar mutlu edersin.

- Nasil yani ?
- Küçük kiz neleri sever, nelerden hoslanir bir düsünün. Küçük kizlar hep
begenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarini duymaya bayilirlar.
Kendilerine prensesmis gibi davranilmasini beklerler. Küçük kizlar hep
prenses olmayi hayal ederler. Sürprizlerden hoslanirlar. Biraz simartilmak
isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz
küçük kizlar. Öyle degil mi?

- Haklisin. Benim dört yasimda bir kizim var. Adi Aylin. Her aksam boynuma
sarilir "babacigim beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini
degistirdigi zaman etrafimda "Baba güzel olmus muyum?" diye sorar durur.
Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasin prenses gibiolmussun" demeliyim.
Dünyanin en güzel kizi demeliyim.

- Iste kadinlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yasindaki
karima böyle davraniyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yil da yasarsak
ben ona böyle davranmaya devam edecegim. Ona "bebegim" diye hitap ediyorum
çok hosuna gidiyor. "Bebegim bana bir çay yapar misin?" dedigimde çay
yapmak için nasil kosturdugunu görmelisiniz.

- Hiç kavga etmez misiniz siz?
- Kavga evliligin tadi tuzu. Arada biz de tartisiriz. Küsüp barismanin
tadi ayridir. Benim karim bir keçi kadar inatçidir. Onunla barismak için
ugrasmak ayri bir keyif verir bana.

- Benim esim çok ciddi kadindir. Hiç küçük kiz havasi yok onda.
- Küçük kizlar büyüdükleri zaman artik sevgi, ilgi istemeye utanirlar. En
ciddi yada en yasli kadinin bile o küçük kiz mutlaka vardir. Yeter ki sen
o tatli kizi sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kizi asla aldatma.
Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuskuyla bakar. Küçük
kizlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kirilirlar. Çok narindir
onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumusak dokunuslari severler.

- Bu tavsiyeni deneyecegim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.
Bazen islerim çok yogun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

- Bu sadece bir bahane. O küçük kizi mutlu etmek dünyanin en kolay isi.
Çogu zaman birkaç tatli söz yeterli olur. Sen o küçük kizi mutlu ettiginde
karsiligini fazlasiyla alirsin. Artik o seni rahat ettirmek için elinden
gelen gayreti gösterir.

Karisi mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce
hayat arkadasini mutlu etmelidir.
Düsünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuga çiksan ne
kadar mutlu olabilirsin.
- Haklisin da ben de bütün gün ailem için çalisip yoruluyorum.
- Yine para, yine dis sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadinlar
para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadinlar
hediye almayi severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu
olmasini bekleme. Hediyenin yanina sevgini katmazsan hediyenin bir anlami
yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadi. Günlük kazandim günlük yedik.
Bazen aç kaldigimiz günler oldu. Hiçbir zaman karimin kulaklarina altin
küpe takamadim ama her zaman ask sözleri fisildadim. Hiçbir zaman boynuna
pirlanta gerdanlik alamadim ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir
zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi
yumusacik sardim bedenini ve mutlu ettim onu.

Adam ayaga kalkti.
- Bana müsaade, artik gitmeliyim, karim merak eder. Sende git evine küçük
kizin gönlünü al, belki o küçük kiz simdi evde aglayip duruyordur.

- Bülent de ayaga kalkti. Kuvvetlice elini sikti.
- Sizi tanidigima çok memnun oldum.
Elini birakti koluna girdi. Yolun karsisindaki pastaneyi gösterdi. - Hadi
gel esin için suradan çikolatali pasta alalim, dedi.
Pastayi aldilar. Adam hayatinda ilk defa karisina yas pasta götürmenin
mutluluguyla, bin bir tesekkür ederek evginin yolunu tuttu. Bülent de
pastanenin yanindaki

manavdan karisinin en sevdigi meyvelerden aldi.
Evine geldiginde karisi sismis gözlerle mutfak masasinda oturmus su
içiyordu. Bülent hiç konusmadan meyveleri büyükçe bir tabaga döküp
yikadi.,sonra esinin önüne koydu.

- Bunlar dünyanin en sansli meyveleri, dedi.
Inci hiç konusmadi.
- Sorsana "niye" diye.
Inci kizgin kizgin:
- Niye? Diye sordu.
- Çünkü dünyanin en güzel ve en tatli kadinin midesine gidecek, dedi gayet
ciddi bir ses tonuyla. Inci sasirmisti. Bir anda yüzünün ifadesi
yumusamisti.

- Bunlar senin sevdigin meyveler, senin için aldim.
- Hayret bir sey! Her zaman kendi sevdigin meyveleri alirdin. Benim hangi
meyveleri sevdigimi iyi hatirlamissin. Aslinda bu bekledigim istedigim bir
seydi. "bak senin sevdigin meyveleri aldim"

Ama simdi kiymeti yok. Çünkü sana çok kirginim, meyve alarak gönlümü
alamazsin.
- Özür dilerim seni kirdigim için.
Sonra Bülent yere diz çöktü.
- Cezam neyse raziyim. Ama bir tek sey istiyorum senden. Seni delice seven
bu adami senden mahrum etme.
- Bülent yere çömelmis, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.
Inci kikir kikir gülmeye basladi.
- Affetmek o kadar kolay degil. Bakalim hangi cezalara katlanabileceksin,
dedi
Bülent iste o zaman ona muzip muzip bakan esinin içinde sakladigi küçük
kizi gördü.
Bundan sonra her sey daha farkli olacak diye düsündü.


 

iol99

Müdavim
Katılım
4 Şubat 2007
Mesajlar
2,850
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
Çok güzel bir hikaye Seçil teşekkürler ;)
 

RuNaL

Müdavim
Emektar
Katılım
11 Mart 2006
Mesajlar
6,898
Reaksiyon puanı
71
Puanları
48
Yaş
35
bu kadar kolay demekki bu olay ne diyelim allah bi ömür birlikte yaşamayı nasip edecek biriyle evlenmeyi nasip etsin herkese
 

iol99

Müdavim
Katılım
4 Şubat 2007
Mesajlar
2,850
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
RuNaL dedi ki:
bu kadar kolay demekki bu olay ne diyelim allah bi ömür birlikte yaşamayı nasip edecek biriyle evlenmeyi nasip etsin herkese

amiinn :)
 

seciL

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,117
Reaksiyon puanı
102
Puanları
48
aminn inşallah:)
bu kadar kolay diyorRuNaL :D içimdeki çocuğu sevmeyi öğrenemedi benim kocam hala yanarım yanar ona yanarım ben :D şaka şaka :D şaka yaptım tabiki kurban olurum ben ona :
 

iol99

Müdavim
Katılım
4 Şubat 2007
Mesajlar
2,850
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
Allah mutluluğunuzu arttırsın :D
 

seciL

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,117
Reaksiyon puanı
102
Puanları
48
amin yarabbim :)
 

chimera

Müdavim
Emektar
Katılım
24 Kasım 2006
Mesajlar
8,773
Reaksiyon puanı
574
Puanları
0
Allah herkesin karşısına hayırlı olanın çıkmasını kısmet etsin ve onunla bir ömür boyu mutlu, sağlıklı yaşamayı nasip eylesin :)
 

seciL

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Eylül 2005
Mesajlar
5,117
Reaksiyon puanı
102
Puanları
48
sevgi,ilgi,sıcaklık,saygı,güven,dürüstlük,sadakat,para, itibar,tip.......... :* (A)
cokda fazla bişey aramıyoruz istemiyoruz heralde biz
kendi adıma konusayım,değer verdiğim şeylere saygı duysun,en sessiz anımda bile benimle sessizliğimi yalnızlığı paylaşsın,şiirlerde bulduğum seyin tadını biliyor olsun .böyle birini tanıyorum :)
 

Tartarus

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
1,243
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ben itiraf ediyorm okumadım, yapamadım...yani yanlış anlaşılmasın; yazı çok uzun olduğu için değil, duygulanıyorm böyle şeyleri okuyunca... :p
 

Batto

Öğrenci
Katılım
7 Temmuz 2007
Mesajlar
24
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Tüylerim diken diken oldu şu bölümde :

"Hiçbir zaman karimin kulaklarina altin
küpe takamadim ama her zaman ask sözleri fisildadim. Hiçbir zaman boynuna
pirlanta gerdanlik alamadim ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir
zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi
yumusacik sardim bedenini ve mutlu ettim onu."

Çok güzel bi hikaye gerçekten...
 

Berkin Bozdoğan

Müdavim
Katılım
18 Mayıs 2005
Mesajlar
4,926
Reaksiyon puanı
38
Puanları
0
Herşeyin tenasülün idamesi için oynanan biyolojik dayatmalı bir oyun olduğunu biliyorken nasıl işi "ah vah çok duygusal"a çekebiliyoruz, esas bunu tartışalım derim.

Her iki cins de birbirini farklı noktalardan yakalayıp çekiyor. Birçok defa orada burada yürürken "taş gibi" sıfatını hak edecek hatunun yanında inşaattan az önce üstünü değiştirip fırlamış hissi yaratan erkekler gördüğümde kafamda oluşan soru işareti, bu şahısların konuşmalarına tanık olduğum gibi uçup gitmiştir. Çok ilginç noktalar cidden. İnanmazsınız birkaç sene önce bir genç kızımız beni (beni bile, o derece) gözüne kestirmiş, bir şekilde iletişime geçmişti. Ben anlam veremedim kendime bende ne var ki diye sordum soruşturdum; kendimden bişey çıkmadı ama işte gören görüyor demek birşeyler. Aslında hiç yüzyüze konuşmamanın getirdiği sanrılar yumağıydı belki de; kim bilir. Ya da "ulan bu herif gitse Japonya'ya sumonun kralı olur, iki başo kazanıp olayı bitirir" gibi bir düşünce vardı belki.

Böyle arkadaşlar; bizleri hayatın her alanında maymun eden ve neticemizi yırtmamıza sebep olan çekim gücü kütleyle değil barındırdığımız garip, anlaşılmaz veya bazen de fazlasıyla açıkta olan değerlerle doğru orantılı ilerleyen birşey. Dediğimiz gibi, hepsi tek bir amaca hizmet ediyor aslında; gerisi yalan. Direnip insanlığımızı inkâr edelim demiyorum; sadece konuyu fazla dağıtmayın diyorum. Ha tabii ben hatun olayını raylı sisteme oturtsaydım, biri gelse diğeri gitseydi vakitsizlikten bunları hiç düşünmezdim. O da ayrı dava. Ben de sevgi kelebeği gibi konuşur, böyle şeylere çok romantiiik çook duygusaaall gibi tepkiler verirdim. Maalesef diğer taraftayım ve manzara burada daha güzel.

Görüşmek üzere, muhteşem günler dilerim.
 

Downsat

Müdavim
Katılım
2 Mart 2006
Mesajlar
1,116
Reaksiyon puanı
64
Puanları
0
Off yine arada kaldım. Acaba hangi tarafta olsam. Gene yıkadınız meynimi ehuehu :D
 

hakan.daburda

Profesör
Katılım
26 Haziran 2007
Mesajlar
1,112
Reaksiyon puanı
7
Puanları
38
Hiç okumadım çok uzun bundan öncekilerden dolayı diyom
SEN ADAMI ÖLDÜRÜRSÜN :D
SENİ ALANA ACIRIM :}
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Ben tam şöyle başlayan bir yazı yazacaktım:
"Kusura bakmayın ama hiç güzel şeyler söylemeyeceğim bu yazı hakkında"
Ama sonra gördüm ki Berkin yazmış güzel şeyler.

Herşey filim değil mi? Herşey "bırak ulen gızı!" tadında.
Herşey süsten ibaret.. Gerçeklik her zaman kaybetti.
Ben bu oyunda birinci rolü oynuyorum. Kapıyı çarpıp çıkan hayvan benim.
7 aydır evliyim ve şimdi hayvan oğlu hayvan rolünü ben oynuyorum.
Beni tebrik edin, çünkü öküzlük dalında oscar almaya en muhtemel adayım.
Çünkü yazılmış bir senaryoyu değil, gerçek hayatımı oynuyorum.
 

emelden

Müdavim
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
5,260
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
Erkekler bu kadar duygusal olamaz. Hele de birilerinin lafıyla hayatta hareket etmezler. Bazı şeyler insanın içinden gelmeli.

Bu arada Elmacik ne yaptın sen böyle..
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Bu kadar "duygusal" olmamaları gerekiyor zaten.
Terimsel bir kelime haline geldi duygusallık.
Bu saçmalıklar yüzünden gerçek duygular geçek duygusallıklar köreltildi.
 

sez_in84

Asistan
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
225
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Yazıyı ben okuyamadım hem çok uzundu hem de bunlar abartı şeyler.. bir ütopya diyelim. ben de fazla duygusal olamadığımdan.. ;D Ama "Berkin Bozdoğan"ın yazmış yorumunu. Ne yazmışsa güzel yazmış...Gerçekler!!
 

Son mesajlar

Üst