atheist_68
Öğrenci
- Katılım
- 20 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 18
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
Bu ülkenin aydınlık insanlarına bir site de benden tavsiye...
- Konuyu başlatan atheist_68
- Başlangıç tarihi
MSDN
Profesör
- Katılım
- 2 Haziran 2007
- Mesajlar
- 2,764
- Reaksiyon puanı
- 22
- Puanları
- 0
ben bu sitei biliom yinede teşekkürler 
- Katılım
- 24 Kasım 2006
- Mesajlar
- 8,773
- Reaksiyon puanı
- 577
- Puanları
- 0
seakar dedi ki:
Sağlam adam. B)
eyvallah arkadaşım.yalnız benim yorumumda hakaret yok dikkat edersen.bazılarının dediği gibi "kanaltürk beyinliler" lafını kullanmadım.sadece o kanal ve sitenin sahibi olan şahısın toplumun bir çok kesimi tarafından rağbet görmediğini belirtmek istedim.saygılar.rainbow61 dedi ki:
- Katılım
- 30 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 6,894
- Reaksiyon puanı
- 178
- Puanları
- 1,243
CHP Atatürk'ün arkasına saklanarak bağrağı bile ayak altına alsa sanırım Tuncay Özkan "Bunun yapılması gerekiyordu" diyecek. Ya da kısaca şöyle diyecek: "diğmi diğmi... evet efendim" 
- Katılım
- 7 Eylül 2006
- Mesajlar
- 12,440
- Reaksiyon puanı
- 398
- Puanları
- 263
Chp propagandası yapan, kanalımı Chp'nin hizmetine açtım diyen kişiye Deniz Baykal vekillik bile önermeyerek ne denli onun yanında olduğunu göstermiştir. yan profilden Cem Uzan'a da benzemektedir 
bazı eski TRT dizilerini yayınlamaktadır o yönden güzel, bir de reyting kaygımız yok diyor güldürüyor beni bu adam Doğan grubundan ayrıldıktan sonra hangi parayla kurdu kanalını?
bazı eski TRT dizilerini yayınlamaktadır o yönden güzel, bir de reyting kaygımız yok diyor güldürüyor beni bu adam Doğan grubundan ayrıldıktan sonra hangi parayla kurdu kanalını?
cacar
Profesör
- Katılım
- 24 Mart 2006
- Mesajlar
- 1,607
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 218
bir partinin sermayesiyle kurulmuş, bağımsız değil direk satılık kanal ve sitesi
mahmuteser
Doçent
- Katılım
- 24 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 606
- Reaksiyon puanı
- 3
- Puanları
- 0
Bu site demokratik bir site mesela birimiz nefret edebiliriz ama birimizde çok iyi bulabiliriz zevkler ve renkler tartışılmaz
- Katılım
- 30 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 6,894
- Reaksiyon puanı
- 178
- Puanları
- 1,243
mahmuteser dedi ki:
Bu "zevk" mi?
Ülkenin yönetiminden, "yolsuzluklardan" ve benzeri şeylerden bahsediyoruz. Bu pek zevk ve renk meselesi değil.Ama yine de konunun buraya gelmemesi gerekir. Ben CHP'ci arkadaşların din düşmanlığı yüzünden inatla yanlışları bile bile savunduklarını görüyorum. Ve her zaman karşıt görüşlü insanları aşağılama güdüsüyle hareket ediyorlar. Bundan "aydınlık" diye değil, bilakis çok feci bir körlük olarak söz edilebilir ancak.
Yine de bu konuşmayı devam ettirmeyelim. Herkese esenlikler.
cacar
Profesör
- Katılım
- 24 Mart 2006
- Mesajlar
- 1,607
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 218
exit(life) dedi ki:mahmuteser dedi ki:
Bu "zevk" mi?
Ama yine de konunun buraya gelmemesi gerekir. Ben CHP'ci arkadaşların din düşmanlığı yüzünden inatla yanlışları bile bile savunduklarını görüyorum. Ve her zaman karşıt görüşlü insanları aşağılama güdüsüyle hareket ediyorlar. Bundan "aydınlık" diye değil, bilakis çok feci bir körlük olarak söz edilebilir ancak.
Yine de bu konuşmayı devam ettirmeyelim. Herkese esenlikler.
+1
Berkin Bozdoğan
Profesör
- Katılım
- 18 Mayıs 2005
- Mesajlar
- 4,926
- Reaksiyon puanı
- 39
- Puanları
- 0
Selamlar,
Burada bir inanca/inançsızlığa saldırı söz konusu. Yöneticiler gereğini yapacaktır.
- - -
Neyse konumuza dönelim; maalesef iki taraf da yeterince fanatik. Fanatizmin, Robertson Davies tarafından yapılmış çok güzel bir tanımı vardır: "Fanatiklik şüphenin aşırı telafisidir." Bir konuda fazla baskın çıkmak için esip gürleyen kişiler genellikle bu şekilde kendi bir yerlerden bulup takip etmeyi seçtikleri savlarında bütün şüphe çatlaklarını sıvayıp yollarına devam edenlerdir.
Dolayısıyla, anlamsız tartışmalardan kaçınmak gibi erdemlere sahip olmamız, yoksa kazanmasını bilmemiz gerekiyor. Birisini at gözlüğü sahibi diye itham ederken kendimize çok içten şekilde "ya benim at gözlüğüm o kişinin gördüğü şeyi görmemi engelliyorsa" diye sormalı; fakat gelin görün ki fanatizm ve içtenlik beraber ilerlemiyor.
Güzel günler dilerim.
kuytu5 dedi ki:anca ateistler destekler bu dolandırıcı tuncay özkan ı
Burada bir inanca/inançsızlığa saldırı söz konusu. Yöneticiler gereğini yapacaktır.
- - -
Neyse konumuza dönelim; maalesef iki taraf da yeterince fanatik. Fanatizmin, Robertson Davies tarafından yapılmış çok güzel bir tanımı vardır: "Fanatiklik şüphenin aşırı telafisidir." Bir konuda fazla baskın çıkmak için esip gürleyen kişiler genellikle bu şekilde kendi bir yerlerden bulup takip etmeyi seçtikleri savlarında bütün şüphe çatlaklarını sıvayıp yollarına devam edenlerdir.
Dolayısıyla, anlamsız tartışmalardan kaçınmak gibi erdemlere sahip olmamız, yoksa kazanmasını bilmemiz gerekiyor. Birisini at gözlüğü sahibi diye itham ederken kendimize çok içten şekilde "ya benim at gözlüğüm o kişinin gördüğü şeyi görmemi engelliyorsa" diye sormalı; fakat gelin görün ki fanatizm ve içtenlik beraber ilerlemiyor.
Güzel günler dilerim.
Taş bana geldi galiba, Benim At Gözlüğümden Kastım Herşeye tek taraflı Bakmaktan kasıttı, Konun başlığında İse "Bu ülkenin aydınlık insanlarına bir site " yazıyor. "Aydın" İnsan Kimdir ? Önce Onun tarifini yapalım;
Aydın kelimesinin sözlüklerdeki anlamı bilgili, kültürlü, entelektüel ve münevverdir. Batı toplumlarında, daha çok Rönesans hareketleri ile başlayan ve toplumu yönlendirmekle, bilgilendirmekle sorumlu olan kişilere aydın deniliyordu. Batının ileri ve çağdaş medeniyet seviyesine olan hayranlığımızla biz Türkler, her kavramı olduğu gibi “aydın” kavramını da çok sevdik. Bu kavramla karşılaşmadan önce ise, daha çok münevver kelimesi kullanılırdı.
Aydın, ilericiliğin, sosyal ve kültürel bakımlardan gelişimin lokomotifidir. Geniş halk kesimlerini bilginin ışığı altında geleceğe taşır. Adı üstünde, aydınlar cehaletin karanlığına karşı savaş açmış düşünce erleridir. Halkın önünde ve halkla beraber bütün bilgi birikimiyle, yoğun yaşam tecrübesiyle ülkenin ufkunu ve hedefini her zaman diri ve canlı tutar.
Aydın olmanın gerektirdiği en önemli şart, içinde bulunduğu toplumu, toplumun değer yargılarını, hassasiyetlerini, geçmişini ayakta tutan manevî önderleri, geleceğe ve bilginin gücüne inanmış gençleri iyi tanımaktır. Bütün bu ana özelliklerini saydığımız hususlara yabancı kalan, sağır kalan bir aydın gerçek anlamda bir aydın olamaz. Toplum ve o toplumu bir tohum gibi içinde taşıyan öz olan “vatan,” birbirini tamamlayan iki önemli öğedir. Bir aydının en büyük sorumluluğu içinde yaşadığı toplumu tanımaktır. Çünkü toplumunu tanımayanın ülkesini tanımasına imkân yoktur.
Bu nedenle bir aydın her zaman ama her zaman toplumun hassasiyetlerini önemsemeli, onun ruhuna, savunduğu ve inandığı değerlere, yaşam biçimine tepeden inmeci ve terbiye edici bir üslupla bakmamalıdır. Unutulmamalı ki, bir aydını aydın yapan yine içinde yaşadığı toplumdur. Ülkemizin son yarım asırlık serüvenine baktığımız zaman, toplumunu tanımayan aydınların ülkeyi ne hâle getirebileceklerinin açık örneklerini görürüz. Yurt dışında öğrenim görüp ülkemize gelen “bizim insanımızın çocukları” ne yazık ki yurda döndüklerinde toplumu değiştirilmesi, dönüştürülmesi, terbiye edilmesi, modernleştirilmesi (çağdaşlaştırılması) gerekli birer “yığın” olarak gördüler. Bunun neticesi olarak da toplumu oluşturan bireyler bir “kimlik kriziyle” başbaşa kaldılar.
Aydın her şeyden önce ülkesini ve halkını çok iyi tanımalıdır. Aydın olmanın sorumluluğu bununla başlar. Yol göstericilik tanımakla başlar. Biz bile bir konu hakkında arkadaşımız bizden yardım istediğinde, eğer o konuyu çok iyi bilip tanıyorsak yardımcı olabiliriz. Basit bir bilgisayarı bile ne kadar çok iyi tanıyorsak o kadar iyi kullanırız. İşte bir aydında ülkesini ve toplumunu tanıyorsa, o ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel vs. her bakımdan çok ileri bir seviyeye gelmesini sağlar. Toplumun bunaldığı, karamsarlığa düştüğü, zor ve çetin dönemlerde ortaya çıkıp toplumuna kılavuzluk yapar. Toplumun bozulan moral değerlerini yükselterek onu geleceğe taşır. Aydın olmanın sorumluluğu, vicdânî borcu budur. Aydın aynı zamanda farklı görüşlere sahip toplumun geniş kesimleri arasında bir uzlaşma kültürünün ve toplumsal barışın oluşmasında öncü rolünü oynamalıdır. Bu, 21. asra doğru koşar adım giderken bir aydının belki de en önemli görevidir.
Ülkemizi ve toplumumuzu bilginin ve insana ait erdemlerin yol göstericiliği etrafında sımsıkı tutacak ve birbirine kenetleyecek olan aydın tipi işte bu, ülkesini ve toplumunu tanıyan aydın tipidir. Hiç şüphesiz toplumlar bir işaret fişeği gibi kendilerine karanlık gecelerde yol gösteren aydınlarıyla her zaman övünmüşlerdir.
Enes Bilal Yılmaz
http://derinedebiyat.blogcu.com/derin+duzyazi/
--Yukarda ki Metni sıkılmadan okuduysanız şimdi konuyu baştan alalım. T.özkanın ve onun sahibi olduğu bir medyanın Sadece Tek taraflı yayınlar yaparak toplumun herkesimini kucaklamak yerine sadece Kendi gibi Düşünenlere yönelik yaptığı yayın ne derece "aydın" sıfatı ile bağdaşır orasını siz düşünün.
Ha Diyelim ki O kişi benim görmediklerimi Görüyor, tabiki görebilirde Ancak Onun Gördüğü Şey'in Doğruluğunu Kim teyit edecek peki? Tabiki Tek taraflı olmamak lazım. Yani Kanalturk, veya Cumhuriyet gazetesini okunuyorsa aynı zamanda vakit, yenişafak v.s yani çizginin öbür tarafında olan gazetelerde okunmalı Neden ? Çünkü Onların Görmediğini Ötekiler, Ötekilerin Görmediğini veya görüpte işine gelmediğini Gösterenler Onlardır.
burdan şu çıkmasın ben Ne yeni şafak okurum nede vakit nede cumhuriyet gazetesi Çünkü hepsi At gözlüğü İle bakıyorlar. Okuduğum gazateye gelirsek, Zaman ve İnternetteki Diğer gazeteler Çünkü bu gazete tarafsız haber yapıyor eğer tarafsızlığında Şüphe eden veya itirazı olan varsa Gazeteyi birgün alıp okusun. İsimlere takılmasın
Neyse fazla uzun oldu k.bakmayın.
Aydın kelimesinin sözlüklerdeki anlamı bilgili, kültürlü, entelektüel ve münevverdir. Batı toplumlarında, daha çok Rönesans hareketleri ile başlayan ve toplumu yönlendirmekle, bilgilendirmekle sorumlu olan kişilere aydın deniliyordu. Batının ileri ve çağdaş medeniyet seviyesine olan hayranlığımızla biz Türkler, her kavramı olduğu gibi “aydın” kavramını da çok sevdik. Bu kavramla karşılaşmadan önce ise, daha çok münevver kelimesi kullanılırdı.
Aydın, ilericiliğin, sosyal ve kültürel bakımlardan gelişimin lokomotifidir. Geniş halk kesimlerini bilginin ışığı altında geleceğe taşır. Adı üstünde, aydınlar cehaletin karanlığına karşı savaş açmış düşünce erleridir. Halkın önünde ve halkla beraber bütün bilgi birikimiyle, yoğun yaşam tecrübesiyle ülkenin ufkunu ve hedefini her zaman diri ve canlı tutar.
Aydın olmanın gerektirdiği en önemli şart, içinde bulunduğu toplumu, toplumun değer yargılarını, hassasiyetlerini, geçmişini ayakta tutan manevî önderleri, geleceğe ve bilginin gücüne inanmış gençleri iyi tanımaktır. Bütün bu ana özelliklerini saydığımız hususlara yabancı kalan, sağır kalan bir aydın gerçek anlamda bir aydın olamaz. Toplum ve o toplumu bir tohum gibi içinde taşıyan öz olan “vatan,” birbirini tamamlayan iki önemli öğedir. Bir aydının en büyük sorumluluğu içinde yaşadığı toplumu tanımaktır. Çünkü toplumunu tanımayanın ülkesini tanımasına imkân yoktur.
Bu nedenle bir aydın her zaman ama her zaman toplumun hassasiyetlerini önemsemeli, onun ruhuna, savunduğu ve inandığı değerlere, yaşam biçimine tepeden inmeci ve terbiye edici bir üslupla bakmamalıdır. Unutulmamalı ki, bir aydını aydın yapan yine içinde yaşadığı toplumdur. Ülkemizin son yarım asırlık serüvenine baktığımız zaman, toplumunu tanımayan aydınların ülkeyi ne hâle getirebileceklerinin açık örneklerini görürüz. Yurt dışında öğrenim görüp ülkemize gelen “bizim insanımızın çocukları” ne yazık ki yurda döndüklerinde toplumu değiştirilmesi, dönüştürülmesi, terbiye edilmesi, modernleştirilmesi (çağdaşlaştırılması) gerekli birer “yığın” olarak gördüler. Bunun neticesi olarak da toplumu oluşturan bireyler bir “kimlik kriziyle” başbaşa kaldılar.
Aydın her şeyden önce ülkesini ve halkını çok iyi tanımalıdır. Aydın olmanın sorumluluğu bununla başlar. Yol göstericilik tanımakla başlar. Biz bile bir konu hakkında arkadaşımız bizden yardım istediğinde, eğer o konuyu çok iyi bilip tanıyorsak yardımcı olabiliriz. Basit bir bilgisayarı bile ne kadar çok iyi tanıyorsak o kadar iyi kullanırız. İşte bir aydında ülkesini ve toplumunu tanıyorsa, o ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel vs. her bakımdan çok ileri bir seviyeye gelmesini sağlar. Toplumun bunaldığı, karamsarlığa düştüğü, zor ve çetin dönemlerde ortaya çıkıp toplumuna kılavuzluk yapar. Toplumun bozulan moral değerlerini yükselterek onu geleceğe taşır. Aydın olmanın sorumluluğu, vicdânî borcu budur. Aydın aynı zamanda farklı görüşlere sahip toplumun geniş kesimleri arasında bir uzlaşma kültürünün ve toplumsal barışın oluşmasında öncü rolünü oynamalıdır. Bu, 21. asra doğru koşar adım giderken bir aydının belki de en önemli görevidir.
Ülkemizi ve toplumumuzu bilginin ve insana ait erdemlerin yol göstericiliği etrafında sımsıkı tutacak ve birbirine kenetleyecek olan aydın tipi işte bu, ülkesini ve toplumunu tanıyan aydın tipidir. Hiç şüphesiz toplumlar bir işaret fişeği gibi kendilerine karanlık gecelerde yol gösteren aydınlarıyla her zaman övünmüşlerdir.
Enes Bilal Yılmaz
http://derinedebiyat.blogcu.com/derin+duzyazi/
--Yukarda ki Metni sıkılmadan okuduysanız şimdi konuyu baştan alalım. T.özkanın ve onun sahibi olduğu bir medyanın Sadece Tek taraflı yayınlar yaparak toplumun herkesimini kucaklamak yerine sadece Kendi gibi Düşünenlere yönelik yaptığı yayın ne derece "aydın" sıfatı ile bağdaşır orasını siz düşünün.
Ha Diyelim ki O kişi benim görmediklerimi Görüyor, tabiki görebilirde Ancak Onun Gördüğü Şey'in Doğruluğunu Kim teyit edecek peki? Tabiki Tek taraflı olmamak lazım. Yani Kanalturk, veya Cumhuriyet gazetesini okunuyorsa aynı zamanda vakit, yenişafak v.s yani çizginin öbür tarafında olan gazetelerde okunmalı Neden ? Çünkü Onların Görmediğini Ötekiler, Ötekilerin Görmediğini veya görüpte işine gelmediğini Gösterenler Onlardır.
burdan şu çıkmasın ben Ne yeni şafak okurum nede vakit nede cumhuriyet gazetesi Çünkü hepsi At gözlüğü İle bakıyorlar. Okuduğum gazateye gelirsek, Zaman ve İnternetteki Diğer gazeteler Çünkü bu gazete tarafsız haber yapıyor
eğer tarafsızlığında Şüphe eden veya itirazı olan varsa Gazeteyi birgün alıp okusun. İsimlere takılmasın Neyse fazla uzun oldu k.bakmayın.
lucifer
Profesör
- Katılım
- 2 Temmuz 2007
- Mesajlar
- 1,644
- Reaksiyon puanı
- 5
- Puanları
- 0
Şu konuya biraz baktım son iki sayfada aynı görüşte kişiler sürekli birbirinin dediklerini onaylamış.Böyle bir ortamda tartışmaya ne gerek var
sürekli bir izleyiciniz olarak dışarıdan farkettim ve söylemeden edmiyeceğim
forumun bu başlığını takip ederseniz "ortalığı karıştıran mesajları" atanların hep 1. mesajları forumda sanki gelip bir galeyan yaratılıp kaçılmış havası var.bir şey daha varki o da ilgiçtir .sdn nin güzel gidişaına foruma çomak sokmaya çalışıp giden çok insan var bunlara dikkat etmek gerek bu insanlar ortalığı karıştırmak istiyor.haberiniz olsun kolay gelsin
forumun bu başlığını takip ederseniz "ortalığı karıştıran mesajları" atanların hep 1. mesajları forumda sanki gelip bir galeyan yaratılıp kaçılmış havası var.bir şey daha varki o da ilgiçtir .sdn nin güzel gidişaına foruma çomak sokmaya çalışıp giden çok insan var bunlara dikkat etmek gerek bu insanlar ortalığı karıştırmak istiyor.haberiniz olsun kolay gelsin
kanaltürkün yolsuzlukla açıldığına dair iddialar var.hangi parayla açmış tarzında.
yaaaaa tabi , bir kanal açmak kolaydı bu kadar maliye bunu didik didik incelemiyor mu zannediyorsunuz ? kimilerinin iddia ettiği gibi kaynağının belli olmadığı paralarla açılsa devlet el koyardı ve satardı.
yaaaaa tabi , bir kanal açmak kolaydı bu kadar
maliye bunu didik didik incelemiyor mu zannediyorsunuz ? kimilerinin iddia ettiği gibi kaynağının belli olmadığı paralarla açılsa devlet el koyardı ve satardı.meddle dedi ki:
Çok Güzel tespit etmişsin Her yeni Kaydolan kullanıcı (Özellikle bazıları Diğerlerini tenzih ederim) İlk mesajları Ortamı gerecek tartışmalara yol açan konular oluyor dediğin gibi Acaba bunda Kasıt aramak mı lazım ?
- Bu ülkede Eskiden Yapılan Yolsuzluklar Kılıfına giriyordu Artık Girmeyecek. burda verilen 3.000.000$ chp'nin makbuz bile almadan T.özkan'a para aktarması. Güya Reklam için avans verilmiş o para Peki Fatura neden ortada yok ? Üstteki Tıkla yazan yere bakarsan nedemek istediğimi anlarsın. Ayrıca Hani yargı bağımsızdı ? Neden 20 temmuzda MHP'li Eski Bakan Koray Aydın, hakkında Karar vermesi gerekirken 5 ekim'e ertelendi? Çünkü Derin devlet öyle istedide ondan Mhp oy kaybına uğrayacak Diye Neyse... Son'a yaklaşıldı.
Zaten Yarın Milletin İradesi Ortaya Çıkacak.
flood_77
Profesör
- Katılım
- 21 Aralık 2006
- Mesajlar
- 1,478
- Reaksiyon puanı
- 4
- Puanları
- 218
bende gayet memnunum kanalturkten bu kanal hakkında bilginiz var madem peki diğer kannaları bu kdr detaylı araştırdınız mı.sonucta herkes kendı yayınını yapıyor begenen seyreder bu kdr...
Benzer konular
