*SiRiNe*
Dekan
- Katılım
- 22 Kasım 2007
- Mesajlar
- 5,336
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 0
Bazen elin gitmiyor o harflere... Gidemiyor...
Aşk yazayım, meşk yazayım diyorsun.
Hem de inadına...
Ölümün, öldürenlerin inadına...
Hani yenilmemek için...
Kafayı dik tutmak adına...
***
Bazen dilin varmıyor...
Bir fıkra anlatmaya...
Fıkra neymiş, bazen...
Gelecekten konuşmaya utanıyorsun,
Yaşıyor olmaktan...
***
Bazen için daralıyor...
Neşeli bir şarkı dinleyemiyorsun o gün.
Hatta ne yapsan neşelenemiyorsun.
Aslına bakarsan neşelenmeyi istemiyorsun...
***
Bazen için sızlıyor...
Birinin yanında sanıyorsun kendini...
Oğluna, babasına, kardeşine, kocasına, aşkına ağlayan birinin yanında.
Ona ne diyeceğini bilmiyorsun.
Bakıyorsun öyle...
Ben de çok üzgünüm diyor bakışların...
Ben de.
Diyor da...
***
Bazen aklın almıyor.
“Neden?” diye soruyorsun.
Önce kendine, sonra onlara.
Onlara..
Hem de ölümün ve bütün ölenlerin hıncıyla...
İlle de ölmeleri mi gerekiyordu?
***
İşte o zaman, yaşam-ölüm serüveni başlıyor içinde...
Bir tarafın ölüyor, bir tarafın yaşıyor.
Hatta ikisi savaşıyor.
Bir an geliyor, hayata tutunuyorsun.
Her zamankinden fazla...
İnatlaşıyorsun.
İki dakika sonraysa kopuyorsun.
Yeniliyorsun.
Her zamankinden daha umutsuzca...
Bazen de ikisini aynı anda hissediyorsun.
***
Tam o sırada galiba:
Bir anda uzlaşıyorsun.
Veya barışıyorsun.
Ne dersen de...
Çaren yok çünkü, yaşıyorsun.
***
İşte o zaman da...
Biraz ölüme. Biraz hayata.
Hani dedim ya. Biraz da inadına:
İçiyorsun,
Gülüyorsun,
Seviyorsun,
Sövüyorsun,
Hem de bütün ölenlerin hatırına...
Dilek ÖNDER
Aşk yazayım, meşk yazayım diyorsun.
Hem de inadına...
Ölümün, öldürenlerin inadına...
Hani yenilmemek için...
Kafayı dik tutmak adına...
***
Bazen dilin varmıyor...
Bir fıkra anlatmaya...
Fıkra neymiş, bazen...
Gelecekten konuşmaya utanıyorsun,
Yaşıyor olmaktan...
***
Bazen için daralıyor...
Neşeli bir şarkı dinleyemiyorsun o gün.
Hatta ne yapsan neşelenemiyorsun.
Aslına bakarsan neşelenmeyi istemiyorsun...
***
Bazen için sızlıyor...
Birinin yanında sanıyorsun kendini...
Oğluna, babasına, kardeşine, kocasına, aşkına ağlayan birinin yanında.
Ona ne diyeceğini bilmiyorsun.
Bakıyorsun öyle...
Ben de çok üzgünüm diyor bakışların...
Ben de.
Diyor da...
***
Bazen aklın almıyor.
“Neden?” diye soruyorsun.
Önce kendine, sonra onlara.
Onlara..
Hem de ölümün ve bütün ölenlerin hıncıyla...
İlle de ölmeleri mi gerekiyordu?
***
İşte o zaman, yaşam-ölüm serüveni başlıyor içinde...
Bir tarafın ölüyor, bir tarafın yaşıyor.
Hatta ikisi savaşıyor.
Bir an geliyor, hayata tutunuyorsun.
Her zamankinden fazla...
İnatlaşıyorsun.
İki dakika sonraysa kopuyorsun.
Yeniliyorsun.
Her zamankinden daha umutsuzca...
Bazen de ikisini aynı anda hissediyorsun.
***
Tam o sırada galiba:
Bir anda uzlaşıyorsun.
Veya barışıyorsun.
Ne dersen de...
Çaren yok çünkü, yaşıyorsun.
***
İşte o zaman da...
Biraz ölüme. Biraz hayata.
Hani dedim ya. Biraz da inadına:
İçiyorsun,
Gülüyorsun,
Seviyorsun,
Sövüyorsun,
Hem de bütün ölenlerin hatırına...
Dilek ÖNDER