Başbakan'la işadamının otele ilave görüşmesi

WaterBoy

Profesör
Katılım
24 Eylül 2007
Mesajlar
2,751
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Başbakan, İşadamı’nı makam odasında ayakta karşıladı. Hatırını sordu.
Oturur oturmaz İşadamı anlatmaya başladı:
Siyasete karışmadan işiyle gücüyle meşgul olduğunu söyledi, kendisini politikaya çekmeye çalışanlardan yakındı.
İktidar partisine yakın durursa muhalefet partisinden, muhalefete yanaşırsa iktidardan tepki geliyordu.
Başbakan güldü.
“Samimi anlatıyorsun” diye lafa girdi:
“Ben seni iktidara gelmeden evvel de tanırdım. İktidara geçtikten sonra daha yakından tanıdım. Hakkında birçok şey söylendi. Senin doğru ve temiz bir insan olduğuna inanıyorum. Aksi halde bu kadar karışık ve gürültü arasında yaşayamazdın. Bazı arkadaşlarım bana diyorlar ki, ‘Sen o adamı seviyorsun, ama o Halk Partilidir. Onlarla içli dışlıdır. Seni seviyorsa bizim partiye girsin.’ Geçersen memnun olurum, geçmezsen de sevgimden bir şey eksilmez.”
İşadamı teşekkür etti.
“Beni affet, mazur gör” dedi; “…ama bil ki, kötü zamanlarda yanında kalacak üç dosttan birisi olacağım.”
Sonra tesislerinden bahsetti.
Kuracağı fabrika için iki yıldır karar çıkmamasından yakındı. Bir başka fabrika için de “Siz ilgilenmeyecekseniz Almanlarla temasa geçeceğim” dedi.
Sonra otel ilave işinden bahsetti.
“Reddetmişler, haberim var” dedi Başbakan; “…söyleyeyim de bir çare bulsunlar.”
İşadamı teşekkür edip çıktı.

* * *

Başbakan “Bizim partiye yanaş” diye baskı yapmamıştı.
İşadamı çıkışta “Ya karakterimin kuvvetli olduğu kanaatine vardı. Ya da sinirlendi belli etmedi” diye düşündü.
6 gün sonra İmar İskan Bakanı ile görüştü:
Bakan, “Bizim partiye yanaşmazsan bankalardaki kredilerin kesilebilir, birçok işinde zorluk çıkarılır, haberin olsun” dedi.
İşadamı, bir genel müdürünü partiye verdiğini söylediyse de durum değişmedi.
Bakan, “Sizin otel ilave işi ne oldu” diye sordu:
“Uğraşıyoruz, henüz bir neticeye varamadık” dedi işadamı…
“Yaparlar” dedi Bakan…
İşadamı, görüşmeden çıktığında canından bezmiş gibiydi.
Muhalefet Partisi Lideri “Söyleyin dayansın” diye haber yolluyordu.
İktidar partisine yakın tanıdıkları “Başbakan’ın bugünlerde ölçüsü yok. Sana büyük zarar verebilir. İyi düşün” diyordu.
Günlerden bir gün, bunlardan biri “Mesele ciddi. Bugün akşama kadar karar vermen lazım. Müesseselerini, yanında çalışanları düşün” diye haber getirdi.
İşadamı, “Akşam ailemle konuşup size haber vereyim” dedi.
Aile toplantısından Başbakan’la son bir kez görüşme kararı çıktı.
Gitti İşadamı…
“Bana zaman tanıyın” diye rica etti.
Başbakan, “Bu işi çok uzatma. Muhalefeti bırak” dedi.
İşadamı bu kez Muhalefet Lideri’ne gitti:
“Sana yapılanlar zulümdür. Biz seni koruyacağız” cevabını aldı.
Ertesi gün Başbakan, kendisine yakın sermayedarları iftara davet etti. “İşadamı”, gitmedi. Muhalefet partisine de bir mektup yazıp kendileriyle de ilişkisi kalmadığını açıkladı.
İki partiye de eşit mesafede durmaya karar vermişti.

* * *
Bahsi geçen “Başbakan”, Adnan Menderes’ti.
“İşadamı” ise Vehbi Koç…
“Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarla Vehbi Koç-1” kitabında (Doğan Kitap, 2006) yerverdiğim bu anı, Türkiye’de son 50 senede ne kadar az şeyin değiştiğini ve fakat sorunun özünün hiç değişmediğini kanıtlamıyor mu?
Sonra ne oldu, kim nasıl gitti, kim neden kaldı; o da herkesin malumu…

CAN DÜNDAR
 

eray045

Rektör
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
" tarih tekerrürden ibarettir "
ne güzel bir söz :)
 

ledzeppelinfan

Profesör
Katılım
16 Haziran 2008
Mesajlar
1,110
Reaksiyon puanı
0
Puanları
36
adnan menderes-tayyib erdoğan
bir ara Türkiye nin muhteşem üçlüsü diye birşeyler diyorlardı.iki tanesi bunlardı.hakketten tekerrürden ibaretmiş tarih be.
güzel yazı
 
Üst