Ayna'dan Bu Kez de "Mavi Şarkılar" Röportaj

Elbruz46

Müdavim
Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
AYNA’DAN BU KEZ DE "MAVİ ŞARKILAR"



İstiklal’e çıkmayalı sanki asırlar oldu. Karakteristik binaları, pasajları, mağazaları, birbirinden değişik hediyelik eşya satan dükkanları, rock barları, klüpleri ve sokak çalgıcılarıyla dünyanın en güzel caddelerinden birindeyim. Sitemizin Genel Yayın Yönetmeni Ender Uslu’nun “Tramvaya bin istersen Elif” önerisiyle “iyi fikir” deyip atlıyorum. Yurtdışındayken özlemini duyduğum, şu açıp açıp resmine baktığım canım tarihi tramvay, yaya trafiği ile aynı hızda gittiği halde hiç pişman değilim. Şu bir gerçek ki İstiklal’de yürürken kaçırdığınız bir çok ilginç durumu, insanları, dükkanları, afişleri, ilanları tramvayda giderken yakalayabiliyorsunuz. Yolum tarihi bir pasajdaki bir müzik stüdyosuna doğru. Türkiye’de sevilen müziklerin “Ayna”sı olan grubun kurucusu ve solisti Erhan Güleryüz’e Rüzgar Müzik etiketiyle yayınlanan albümü “Mavi Şarkılar”ın yanısıra bazı özel soruların yanıtını da almaya çalışacağım…
Meçhul şarkıcı döneminden bu yana, gözlüklerin ardındaki gizemli duruş hiç değişmedi. O dönem ile şimdiki dönem arasında değişen neler var?
Gizemli duruş falan değil, sadece şöhret olmaktan kaçmaya çalışıyorum. Gizemlilik falan öyle birşeyimiz yok. Zaten, şarkı yazan bir insanın gizemle alakalı bir sorunu olmaz herhalde. Ben çünkü içimi açıyorum, gözümü açmaktan çok daha önemli bir şey yapıyorum. Aklımdan geçenleri yazıyorum ve insanlarla paylaşıyorum. Yıllardır yüzlerce şarkı oldu. Ben içimi açmaktan çekinmiyorum ama ünlü olmak, şöhretli bir karton karakter olarak da sokakta yaşamak, benim pek de işime gelen bir şey değil. Sokakta rahat olmak istiyorum. Sahnede tabii ki popüler bir elektrik gerekiyor. Bir renk, bir şey gerekiyor ama onun dışındaki hayatta, o sahnedeki şarkı söyleyen adam olarak yaşamak istemiyorum. Erhan olarak çok farklı bir gündüz yaşamım var.
Arkadaşlarıma Ayna grubu ile ilgili ne merak ediyorsunuz diye sorduğumda, ortak bir soru geldi, aslında ben de merak ediyorum; yanınızdaki adama ne oldu?
10 yıl evvel gruptan ayrılmış bir arkadaşı soruyorsunuz, bu kadar etkili kafanızda kalmış demek ki… Evet, Cemil 10 yıldır yok grupta. Hemen hemen 2001, 2002’de başka bir müzik grubuyla yol almaya devam etti. Birkaç ay evvel karşılaştık. Burada stüdyo’da, hatta onun albüm çalışması için şarkı da aranje ettim. Stüdyoyu da açtık ona çalışsın diye ama Cemil Ayna koşullarının dışında müzik yapmaya karar verdiğinden, şimdi böyle solo bişeyler yapıyor sanırım.

Bütün albümlerindeki şarkılarını gözönüne alarak, aralarından en çok sevdiğin ve zevk alarak söylediğin şarkı hangisi?
Yani pek ayırt etmiyorum. Çok büyük haksızlık olur; Kendime haksızlık olur. Çünkü, şarkı yazmak üzere eline gitarı, kağıdı, kalemi aldığında, böyle bir transa geçiyorsun. Ya içinden, kendi yaşadığın hayatından kesiti sunuyorsun; Ya da gerçekten çok etkilendiğin birşeyi paylaşıyorsun. Çok etkilendiğin bir şey olmalı ki onu kağıda, kaleme, notaya dökebilecek bir samimiyetin olsun. Samimiyetsiz bir şey olduğunda, zaten hiçbir şekilde başarılı olmuyor şarkı. Dolayısıyla her yaptığım şarkıda, ben o samimiyeti gözönüne alıyorum. Tabii her albümde yüz tane şarkı yapıyoruz, onun sadece on tanesini ya da oniki tanesini paylaşıyoruz müzikseverlerle. İyi bir şarkının olmazsa olmazı samimiyet. Şimdi öyle olunca da, tabii ki şarkıları ayırtedemezsiniz. Çünkü, o her yazdığınız şarkıda sizin hayatınızdan samimi bir kesit yer alıyor, ya da değer verdiğiniz birşey anlatılıyor demektir.
Ayna’dan kalbimize parıldayan “Mavi Şarkılar” diyebilir miyiz, bu son albüm için?
Bu albüme evet “Mavi Şarkılar” dedik .
Neden Mavi?
Mavi çünkü, mavi benim ruhumda… Deniz, gökyüzü, çok büyük, geniş, sonsuz bir özgürlük hissi ve yaşama sevinci veriyor. Benim mavi rengiyle alakalı ruhum bu, duygum bu ve o yüzden Mavi Şarkılardedik bu albüme. Hep pozitif şarkılar koyduk. Albümün hemen hemen yüzde doksanı neşeli, ritmik, yaşam sevinci, umut dolu ve aşk dolu şarkılar. Bir iki tane tabii olmazsa olmaz baladlarımız var. Ayna dinleyicilerine,müzikseverlere hüzünlü bir iki tane de şarkımız var ama genel olarak albüm, yaşam sevinci, bahar, yaz, sıcak deniz, kum, yeşil, mavi dolu.
Her ne kadar aynı şekilde düşünmesem de, senin romantik şarkıların adamı olduğun kanısı var. Bu konuda bize ne söylemek istersin?
İnsanın içinden binbir tane duygu, ruh hali geçebiliyor. Hüzün, acı, mutluluk, sevinç, neşe, utanç, gurur bunların hepsi insana dair duygular ve bu şarkıların hepsinde o tür şeyler var… Ama akılda kalanlar nedense daha fazlasıyla o şarkılar oluyor. Zor gün dostlarını unutmaz insanlar. Çok ilginçtir, kötü günlerinizde yanınızda olduğundan dolayı, zor gün dostlarını hiçbir zaman unutmazsın. Acılı şarkılarda o vardır. Ağır acı altındayken, hüzünlü şarkıların, sizin acınızı paylaşan bir ruhu vardır. Arkadaş olursunuz o şarkılarla, o yüzden de o şarkılar kalır hayatınızda. Oysa neşeli zamanlarımızda, gördüğünüz dostlarımızı da, şarkıları da çok çabuk unutuveririz. İnsanoğlu’ nun yaşam sevincine karşı böyle bir vefasızlığı vardır. Bence, o vefasızlık hayatta biraz karamsarlık yaratıyor.Tabii ki, hüzünlü şarkılar da yazdık şimdiye kadar, o acılı günler daha fazla akılda kaldığından, belki daha fazla göze çarpmıştır. Sadece aşk, hüzün, acı, ya da mutluluk falan değil, başka şeylerle de ilgili bir çok şarkımız var. Biz konserlerde onları da söylerken, kitlelerin o şarkıların da çok farkında olduklarını hissediyoruz.
Mavi Şarkılar albümünün ilk çıkış şarkısı olarak klibinde, sevgiliyi “Aşıklar Tepesi’ne gel” diye çağırıyorsun. Bize klipten biraz bahseder misin?
Şarkılar, artık günümüzde “klip” olduğunda az çok lanse edilebiliyor. Bu albüm saundu ve neden yapıldığına dair en uygun şarkı “Aşıklar Tepesi”ydi. Diğer şarkılar da tabii o ruh hali içerisinde pozitifler ama Aşıklar Tepesi’nde Ayna’nın kendine ait aranje mantığını çok yoğun kullandık. Albümü bitirdikten sonra tamamını dinlediğimizde, 15-16 yıldır uyguladığımız bir “Akustik Akdeniz” soundunu o şarkıda daha iyi çıkartabildik gibi geldi. Dolayısıyla da, ona klip çekelim dedik ilk başta. Geminin ana direği, yelken direği o olsun, devamında diğer renkli yelkenleri de sunalım. Klip konusunda, son bir iki yıldır birazcık daha özen gösteriyoruz. Ayna, en başından itibaren kliplere hiçbir zaman özen göstermedi; Bunu itiraf ediyorum. Çünkü, şarkıların daima daha önemli olduğunu; sözün, müziğin, aranjelerin, söyleminin, şiirin çok daha önemli olduğunu ben biliyorum. Ama “klip” günümüzde artık başka bir sanat dalı gibi, şarkıların tanıtılmasında ve sevdirilmesinde çok önemli bir rolü var. Aşıklar Tepesi klibine, birazcık daha özen gösterdik.
Klip nerede çekildi?
Antalya Kekova, Üçağız köyü ve Kilyos sahillerinde çektik. Akdeniz ve Karadeniz iki farklı deniz… Yaz mevsimini yaşarken de sıcak bir klip olsun istedik. Tabii ki, beş tane müzisyen yanına bir tane de güzel bir şey olsun dedik. Olessia diye, bir Sibiryalı model arkadaşımız eşlik etti klipte. Öyle cıvıl cıvıl fotograflar olsun, güzel kareler olsun istedik. Öyle öykülü birşey değil ama gözünüzü kapattığınızda, klipten aklınızda kalan güzel şeyler olsun istedik.

Yemek yapmayı çok sevdiğini duydum. En iyi yaptığın yemek hangisi?
Yemek yapmayı çok seviyorum. En iyi yaptığım yemek hamsi plaki, tabii ki bir kış yemeği. Elbette, kışları zaman zaman stüdyo’da yapıyoruz.
Son olarak; Aynaseverlere, müzikseverlere göndermek istediğin bir mesaj var mı?
Biz bu şarkıları duyduğumuzda mutlu oluyoruz. Umarız radyolarda, konserlerde ve her yerde bu şarkılar söylendiğinde, dinlendiğinde insanların yüzü güler.
Röportaj: Elif Boduroğlu
elifboduroglu[MENTION=27175]radyo[/MENTION]ajans.com
 
Üst