Ayasofya Camii Olsun

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Belki bazı arkadaşlar çok kızacak bu düşünceme ama; Allah'ın böyle bir camiye ihtiyacı yok abiler. Müslüman için ibadethane bir manastır gibi değildir. İslam gerçekçi bir dindir.

Üstelik burası daha önce kilise idi. İslam tarihinin hiç bir yerinde bir kilisenin camiye dönüştürüldüğünü ne duydum ne okudum. Geçmişinin kilise olması değil problem, böyle bir ihtiyaç olmadığı halde kilisenin bozularak camiye dönüştürülmesi..

Örneğin Adana'ya gelmiş olanlar bilir; Adana'nın merkezinde, her biri 300-400 yıllık 6-7 adet cami var hepsi de yan yana. Yani neredeyse 100 metre gidiyorsun tarihi bir camiye rastlıyorsun.. Oysa cami, insanların toplandığı bir yerdir, ayrıldığı bir yer değil. Malesef her yere cami dikme kültürü sadece biz Türklerde var. Bunu da bir hadise dayanarak yapıyoruz, "bir cami diktiren cennete gider" diye. O yüzden bu konuda bence çok feci bir aldanış var. Örneğin insanımız 40'ına 50'sine kadar hayatını yaşar, sonra yaş kemale erip artık emekli olunca namaza başlar. "Artık vakti geldi" denilir, namaz nasıl bu şekilde insanı kurtarmazsa, bir cami dikmek de insanı kurtarmaz.

Bu kadar kısa mesafelerde bir sürü cami olması, cemaati birleştirmez, ayırır. Hatta o yüzden, bazı mezheplerin fıkhında, yaklaşık 6 kilometre mesafe çapında başka bir camide Cuma namazı kılmak caiz değildir. Yani bu çaptaki bir alanda bir kaç cami varsa, bu camilerden sadece birinde Cuma namazı kılınabilir ve diğer yerlerdeki insanlar buraya gelmelidir.

Çünkü dediğim gibi, caminin kültürü belli, "insanları bir araya toplamak". Ne kadar çok cami o kadar çok ayrılıktır..

Yine bir başka örnek vereyim, geçen yıl bir sebeple Osmaniye'nin Hasanbeyli İlçesine çok sık gidiyordum. Aslında Hasanbeyli bir dağ kasabası, bir yaylalık, ama Osmaniye'yi il yapınca, Hasanbeyli gibi köyleri de ilçe yapmak zorunda kaldılar.

Arkadaşlar, Hasanbeyli sadece 300 metre kadar bir ana caddeden oluşan bir köy; buna rağmen içinde 4 tane cami var. Oraya gidiş saatimde rast gelince namaza bir giriyorum, kocaman camide bütün cemaat sadece 6 kişi! Akşam geliyorum yine aynı durum..

Buranın resmi nüfusu 4.500 ama yaylalık bir yer olduğu için genellikle 1.000 kişiyi geçmiyor. Bu kadar kişiye bir cami yeter de artar bile; böylece insanlar her gün bir araya gelebilir, dünyalık ve ahiretlik işlerinde yardımlaşabilirler.

O yüzden bence, Ayasofya bırakalım müze kalsın..
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
The_Climb dedi ki:
ama Ayasofya nın içinde duvarlarda İsa ve Meryem in temsili resimleri var ve camilerde bu tür görüntüler olmaması gerekiyor bence müze olarak kalsın

Aaa dert ettiğin şeye bak, kazıtırız gider. :) Diymiiiğ diymiğ.

Vallahi hocam senin bu arkadaşa bu yorumu yapabilmen için "o resimleri ne yapacaz ya caiz değil, bir çare bulmak lazım" demiş olması lazım, oysa arkadaş "bırakalım müze kalsın" demiş.
 

Palisana

Öğrenci
Katılım
25 Haziran 2008
Mesajlar
68
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Belki bazı arkadaşlar çok kızacak bu düşünceme ama; Allah'ın böyle bir camiye ihtiyacı yok abiler. Müslüman için ibadethane bir manastır gibi değildir. İslam gerçekçi bir dindir.

Üstelik burası daha önce kilise idi. İslam tarihinin hiç bir yerinde bir kilisenin camiye dönüştürüldüğünü ne duydum ne okudum. Geçmişinin kilise olması değil problem, böyle bir ihtiyaç olmadığı halde kilisenin bozularak camiye dönüştürülmesi..

Örneğin Adana'ya gelmiş olanlar bilir; Adana'nın merkezinde, her biri 300-400 yıllık 6-7 adet cami var hepsi de yan yana. Yani neredeyse 100 metre gidiyorsun tarihi bir camiye rastlıyorsun.. Oysa cami, insanların toplandığı bir yerdir, ayrıldığı bir yer değil. Malesef her yere cami dikme kültürü sadece biz Türklerde var. Bunu da bir hadise dayanarak yapıyoruz, "bir cami diktiren cennete gider" diye. O yüzden bu konuda bence çok feci bir aldanış var. Örneğin insanımız 40'ına 50'sine kadar hayatını yaşar, sonra yaş kemale erip artık emekli olunca namaza başlar. "Artık vakti geldi" denilir, namaz nasıl bu şekilde insanı kurtarmazsa, bir cami dikmek de insanı kurtarmaz.

Bu kadar kısa mesafelerde bir sürü cami olması, cemaati birleştirmez, ayırır. Hatta o yüzden, bazı mezheplerin fıkhında, yaklaşık 6 kilometre mesafe çapında başka bir camide Cuma namazı kılmak caiz değildir. Yani bu çaptaki bir alanda bir kaç cami varsa, bu camilerden sadece birinde Cuma namazı kılınabilir ve diğer yerlerdeki insanlar buraya gelmelidir.

Çünkü dediğim gibi, caminin kültürü belli, "insanları bir araya toplamak". Ne kadar çok cami o kadar çok ayrılıktır..

Yine bir başka örnek vereyim, geçen yıl bir sebeple Osmaniye'nin Hasanbeyli İlçesine çok sık gidiyordum. Aslında Hasanbeyli bir dağ kasabası, bir yaylalık, ama Osmaniye'yi il yapınca, Hasanbeyli gibi köyleri de ilçe yapmak zorunda kaldılar.

Arkadaşlar, Hasanbeyli sadece 300 metre kadar bir ana caddeden oluşan bir köy; buna rağmen içinde 4 tane cami var. Oraya gidiş saatimde rast gelince namaza bir giriyorum, kocaman camide bütün cemaat sadece 6 kişi! Akşam geliyorum yine aynı durum..

Buranın resmi nüfusu 4.500 ama yaylalık bir yer olduğu için genellikle 1.000 kişiyi geçmiyor. Bu kadar kişiye bir cami yeter de artar bile; böylece insanlar her gün bir araya gelebilir, dünyalık ve ahiretlik işlerinde yardımlaşabilirler.

O yüzden bence, Ayasofya bırakalım müze kalsın..

Aklıma bizim Malatya'da yeşilyurt geldi.10 metrede 1 cami.100 metrede toplam 7 cami :D Adamlar artık cennete gideriz diye evden bozma cami yapıyolar
 

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Cami sıkıntımız olmadığına göre ve iki buyuk imparatorlugun izlerinin silinmesinin söz konusu bile olmayıcagını düşündüğüm için konunun tartışılması bile anlamlı gelmiyor. Özellikle ramazan aylarında bu konuda vatandaşa gaz verip kimbilir neyin hesabı yapılıyordur...
 

Tsunmys

Profesör
Katılım
29 Mayıs 2008
Mesajlar
1,546
Reaksiyon puanı
2
Puanları
218
Konum
İstanbul
Fatih Sultan Mehmed hayatı boyunca Ayasofya üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir:

“Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Vakıf şarlarını kim değiştirirse, Allah’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.”
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
elki bazı arkadaşlar çok kızacak bu düşünceme ama; Allah'ın böyle bir camiye ihtiyacı yok abiler. Müslüman için ibadethane bir manastır gibi değildir. İslam gerçekçi bir dindir.

Üstelik burası daha önce kilise idi. İslam tarihinin hiç bir yerinde bir kilisenin camiye dönüştürüldüğünü ne duydum ne okudum. Geçmişinin kilise olması değil problem, böyle bir ihtiyaç olmadığı halde kilisenin bozularak camiye dönüştürülmesi..

hem evet hem hayir.

arkadaslarimiz, bunu gormezlikten gelmiyor bence.
fakat dini sebeplerden cok eskiye ozlemden ileri gelen sebepler agir basiyor.(ayasofya cami olmadikca istabul kafirlerin kalacak gorusu) Bir de presitij meselesi var isin icinde.

ote yandan ayasofya'yi da cami yaparsak turistlerin gezecek yeri kalmaz demek turizmin mantigi ile terstir. zira sultanahmet de bir camidir ama geziliyor.

herneyse, ayasofya cami/kilise'den cok kulturel bir mirastir, dogu ile batinin bir arada yasayabileceginin simgesidir, mimar sinan daha iyisini yapana kadar bin sene kadar en genis kubbesi olan allah evidir. kulturel bir deger ne camidir ne kilise. o bir muze.
 

WaterBoy

Profesör
Katılım
24 Eylül 2007
Mesajlar
2,751
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Ayasofya İstanbulun en önemli alanlarından ve parçalarından biridir ortak miras alanıdır.

Bu müze yüzyıllar öncesinden günümüze dek çeşitli tarihi olaylara tanıklık etmiş bir şaheserdir.

Bu müze sadece Hristiyan alemini veya Müslüman aleminin temsili olamaz olmamalıdır da.

Ayrıca bu yapıt birden fazla kültürü temsil eden önemli bir örnek olması nedeniyle tüm dünyaya tanıtılma işlevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi amacıyla müze olarak kullanılmasında yarar bulunmaktadır.

Bu yüzden Ulu Önder Atatürk'ün talimatıyla 1935 yılında müzeye çevirilmiştir.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
idealterror dedi ki:
fakat dini sebeplerden cok eskiye ozlemden ileri gelen sebepler agir basiyor

İşte biz de bu ağırlığı hafifletmek için, daha akla yönelik olan bazı şeyler söyledik. Ama muhalefet muhalefettir, ölümüne yapılır değil mi? :)
 

_taha

Profesör
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
2,217
Reaksiyon puanı
17
Puanları
218
Yaş
37
Konum
İstanbul
Yani aslında İstanbul'u feth eden Fatih'in vasiyetinde de var... önce kiliseydi şimdi cami oldu ne varki bizim Anadoluda bir çok eski kilise camiye çevirilmiştir(Sadece osmanlı döneminde tek değil Akkoyunlu, Karakoyunlu.Diğer Beylikler,Adını sayamadıklarım Anadoluda Hüküm süren İslam Devletleri gibi).İstanbul gibi dünyada merkez sayılacak bir yerde Ayasofya gibi büyük bir mabedin cami olmasını çok görmemek lazım.
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İşte biz de bu ağırlığı hafifletmek için, daha akla yönelik olan bazı şeyler söyledik. Ama muhalefet muhalefettir, ölümüne yapılır değil mi? :)
muhalefet etmek icin yapmamaistim ama, zira oyle algilamak istediniz, tut ki sizi yerden yere vurdum, sarkastik edebiyatin dibine yolladim, retorik sorularin dibinden getirdim, dort failatun bir feilun ettim sizin yazdiklarinizi.... hayir guzel kardesim muhalefet etmedim. sizin fikirleriniz uzerine yeni seyler insaa ettim.
 

ledzeppelinfan

Profesör
Katılım
16 Haziran 2008
Mesajlar
1,110
Reaksiyon puanı
0
Puanları
216
yahu İstanbulda cami mi kalmadı.adım başı bir cami var.bırakın burası müze kalsın.nerde kaldı başka toplumların inancına karışmamak.bir kilisiye alıp cami yapmak yakışır mı?yakışmaz.e feth ettiğim toprakta bir kale sayılabilecek bir kiliseyi kilise olarak devam ettirmek olur mu?oda olmaz.bırakın müze kalsın.ne zararı var.hem cami olsa ne yararı olacak.orda kılınan namazdan daha fazla mı sevap geliyor?
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
yahu İstanbulda cami mi kalmadı.adım başı bir cami var.bırakın burası müze kalsın.nerde kaldı başka toplumların inancına karışmamak.bir kilisiye alıp cami yapmak yakışır mı?yakışmaz.e feth ettiğim toprakta bir kale sayılabilecek bir kiliseyi kilise olarak devam ettirmek olur mu?oda olmaz.bırakın müze kalsın.ne zararı var.hem cami olsa ne yararı olacak.orda kılınan namazdan daha fazla mı sevap geliyor?

inanca saygi duymak ile alakasi yok.

ayasofya bir kilise degildir, fakat cami yapilmak istenen bir muzedir.
bu durum inanc ozgurlugunun neresindedir tartismali...

eskide yasamayalim.
 

zelenga

Profesör
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
yahu İstanbulda cami mi kalmadı.adım başı bir cami var.bırakın burası müze kalsın.nerde kaldı başka toplumların inancına karışmamak.bir kilisiye alıp cami yapmak yakışır mı?yakışmaz.e feth ettiğim toprakta bir kale sayılabilecek bir kiliseyi kilise olarak devam ettirmek olur mu?oda olmaz.bırakın müze kalsın.ne zararı var.hem cami olsa ne yararı olacak.orda kılınan namazdan daha fazla mı sevap geliyor?

söylediklerinde bir yönden haklısın tabii ki..
Ancak asıl önemli olan şu ki eğer istersek ve lüzum görürsek Ayasofya'yı cami'ye çevirebilir miyiz? Bu güç ve irade bizde var mı?
Belki de eskiden sahip olduğumuz güce ve özgürlüğe özlemin simgesidir bu istek...
 

GurenGursel

Profesör
Katılım
15 Kasım 2007
Mesajlar
1,163
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Niye değiştirmeye çalışıyoruz ki ... Neyse o olsun... Yanında SUltanahmet Camii var zaten dipdibe... Ayrıca oturmuş bir turistik yapısı da var. Onu Camii yaparak hepsini bitirmek saçma olur gibime geliyor...
 

FY2005

Profesör
Katılım
14 Eylül 2007
Mesajlar
1,239
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
Fatih Sultan Mehmet bu konuda diyeceğini demiş. Üstüne bişey söylemek bana düşmez.

980922ademypti2.gif


Not: Sanırım resmin altındaki linkin bir sakıncası olmaz. Resim oradan alıntı edlimiştir.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Fatih Sultan Mehmet bu konuda diyeceğini demiş. Üstüne bişey söylemek bana düşmez.

980922ademypti2.gif

Hayırlı Ramazanlar arkadaşlar,

FY2005 arkadaşıma teşekkürlerimi sunuyorum.
Bende Fatih Sultan Mehmed Han'ın vasiyetini hatırlıyordum,ama ha bugün ha yarın paylaşırım derken FY2005 arkadaşım benden önce davrandı.

Saygılar
 

GKHNCKR

Profesör
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
3,980
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Bir kere Ayasofya Camii, Sultanımız Fatih Sultan Mehmet Han hz.lerinin bir emanetidir. Onu cami yapmak kendini Osmanlı torunu sayan herkesi görevidir + Müslüman...

Şimdi yok turistik mekan, yok para kazandırıyor gibi beyhude savunmalar ile kırıtmayın.Dürüt olun. İsteyen istiyorum desin isteyen istemiyorum. Turistik mekan dyeinlere,Sultanahmet camiide öyle demek istiyorum. İbadete açık ve turistten geçilmiyor. Yok para kazanacağız diyorlarsa, her cuma turizm bakanlığından biri gelsin, yardım edelim. verdiğimiz paralar turistlerinki ni geçer merak etmesinler :)

Zamanıda chp zihniyeti Sultanahmet camiine bile eşşekleri bağlayıp ahıra çevirmşiti. Milletin dini değerleri ile mücadeleye girecek cesareti daha doğrusu saflığı gösteren herkes bunu unutmasın. Bir gün hesabını verecek...<---ahirette
 

maydanoz

Asistan
Katılım
30 Kasım 2008
Mesajlar
116
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Böyle gereksiz konularla teknoloji ve bilişim misyonu olan bir siteye yakıştıramadım. Hani siyaset yoktu. Yine bir yerden delmeye çalışıyorlar.
 

SiyahBuzul

Doçent
Katılım
7 Mayıs 2009
Mesajlar
608
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
üf çakalım civarına 20 adet yeni minare, gerekirse füze de olsunlar ama hem ibadet hem güvenlik nasıl fikir :D

şaka biyana ben destekliyorum
 

Hammers

Doçent
Katılım
13 Haziran 2009
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yı cami olmaktan çıkaracak kişiler için gerekeni söylemiş bize "Amin" demek kalır..
 

shakal

Profesör
Katılım
9 Mart 2009
Mesajlar
1,770
Reaksiyon puanı
29
Puanları
228
amin diyorum ,onu hangi deyuz soyu muzeye cevirdiki ??
 

Bloggeryum

Öğrenci
Katılım
9 Ocak 2010
Mesajlar
92
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
site atta gitmiş
inşallah cami olduğunu görürüz
 

RocKhan

Doçent
Katılım
4 Mayıs 2009
Mesajlar
977
Reaksiyon puanı
15
Puanları
18
Fatih Sultan Mehmet Ayasofya'yı cami olmaktan çıkaracak kişiler için gerekeni söylemiş bize "Amin" demek kalır..

Fatih sultan mehmet kim ki böyle fetva, böyle lanet okuyabiliyor, o laf uydurmadır, Fatih Sultan Mehmet din tarihini gayet iyi biliyordu. Kimse kalkıpda büyük osmanlı padişahımıza iftira atmasın, islam çok ince düşünen ve kimseyi kırmayacak rencide etmeyecek bir dindir.

Ders almak isteyen aşağıdakini dikkatlice okur.

İkinci halife Hz. Ömer (ra) zamanında, Suriye&#8217;deki Şam valisi, kente büyük ve güzel bir cami yapmak ister. Amacı, Şam&#8217;daki Müslümanlar&#8217;ın topluca biraraya gelebilecekleri merkezî bir ibadethanelerinin olmasıdır. Zira kentte Müsümanlar&#8217;ı biraraya getirebilecek böyle bir adrese ihtiyaç da vardır. Bu yüzden, yapılacak olan caminin kentin merkezî bir yerinde inşâ edilmesi gerekmektedir.

Şam valisi, inşâ edilecek olan cami için en uygun yeri belirlemek üzere ekip görevlendirir ve bunlar şehrin her köşesini &#8220;alıcı gözüyle&#8221; incelerler. Günler süren keşif ve taramadan sonra, cami inşâsı için en uygun yeri belirlerler. Ondan sonra hiç vakit kaybetmeden toprağa ilk kazmaları vurup inşaata başlarlar, tabiî ki.

Şam&#8217;daki Müslümanlar cami projesine öyle büyük bir aşk ve şevkle girişmişlerdir ki, başından beri bir şeyi hiç akıllarına getirmezler; o şevkten dolayı bir hususu unuturlar: Üzerinde cami inşâ ettikleri arsanın bir sahibinin olabileceği ve arsa sahibinden ne arsasının satın alındığı, ne de böyle bir inşaat için izin istendiği.

İşin garabeti şu ki, üzerinde caminin inşâ edildiği arsanın mülkiyeti bir Yahudî&#8217;ye aittir. Lakin, arsa sahibi Yahudî bir süredir Şam dışında olduğundan, bütün bu olanlardan habersizdir ve cami inşaatı nerdeyse bitmek üzereyken çıkagelir. Uzun bir süre sonra Şam&#8217;a geri dönen Yahudî, arsasının üzerinde inşâ edilmekte olan camiyi görünce hayretler içinde kalır, doğal olarak. Ve buna itiraz etmek için, valinin kapısına dayanır! Toprağının gaspedildiğini söyleyen Yahudî, cami yapımının durdurulmasını ister.

Ancak Şam valisi, Yahudî&#8217;nin şikâyetlerine hak vermekle birlikte, bu kadar emek ve masraf harcanmış olan bir inşaatın durdurulamayacağını söyleyerek bu talebi reddeder ve Yahudî&#8217;ye, arsayı değerinin çok üzerinde ücret ödeyerek satın almaya hazır olduklarını bildirir. Fakat Yahudî bu teklife olumlu yanıt vermez, her ne pahasına olursa olsun, arsasını satmaya razı olmadığını ve kesinlikle satmayacağını, üstelik, kendisine ait bir arsa üzerinde cami istemediğini belirtir.

Şam valisi, müteakip günlerde de defaatle aynı teklifi götürür ama Yahudî her seferinde bu teklifi geri çevirir. Şam valisi bu duruma çok bozulur; zira çoktandır inşaatına başlanan ve yapımı neredeyse bitmek üzere olan bir camiden feragat etmek olacak iş değildir. Yahudî&#8217;den her seferinde olumsuz yanıt alan ve sürekli fiyat yükseltmelerin de işe yaramadığını gören Şam valisi, işi gittikçe zora bindirmeye başlar. Yahudî&#8217;yi satışa razı etme çabası her denemede başarısız olunca, vali artık tekliflerini tehditvarî bir üslûpla yapmaya başlar. İş artık zûlüm boyutuna varmıştır; Yahudî&#8217;yi ikna çabaları, ona eziyet etme ve sıkıntı verme noktasına varmıştır.

Topraklarının zorla gaspedildiğini, buna karşılık hakkını geri alamayacağını düşünen Yahudî, Şam valisine haber göndererek, &#8220;Sizi halife Ömer bin Hattab&#8217;a şikâyet edeceğim; hakkımı almak için tâ Medine&#8217;ye gideceğim. İslam halifesi Ömer adaletli bir yöneticidir, inanıyorum ki beni gözetecektir&#8221; der.

&#8230; ve, yollara düşer! Tâ Medine&#8217;ye kadar gelerek Müslümanlar&#8217;ın halifesinin, Hattab&#8217;ın oğlu Ömer&#8217;in huzuruna çıkar.

Yahudî, Şam&#8217;da olan biteni başından sonuna kadar, olduğu gibi Hz. Ömer&#8217;e anlatır.

Yahudî&#8217;yi sükûnetle ve büyük bir dikkatle dinleyen Hz. Ömer, hiçbir şey söylemez ve etrafındaki yardımcılarına, &#8220;Çabuk bana ölmüş bir hayvanın kemiğini bulup getirin&#8221; diye emreder. Dışarı çıkan Müslümanlar, bir süre sonra ellerinde bir kemikle geri gelirler ve Ömer&#8217;in bunu ne yapacağını bilmedikleri için büyük bir merakla kendisine verirler.

Halife Ömer, kemiğe bir şeyler yazar ve Yahudî&#8217;ye verir. Sonra da der ki: &#8220;Bu benim Şam valisine mektubumdur. Bunu götür ve kendisine ver!&#8221;

Hz. Ömer, Şam valisine bir mesaj yazmıştır ve bu mesajı da kâğıda değil, bir kemiğe yazmıştır, hayvan kemiğine.

Yahudî bunu alır ve günler süren bir yolculuktan sonra Şam&#8217;a geri döner. Döner dönmez de Şam valisinin huzuruna çıkar. Vali, onun kendisini şikâyet etmek için Halife Ömer&#8217;in yanından geldiğini bildiğinden, merak içinde beklemektedir. Yahudî, Hz. Ömer&#8217;in yanından geldiğini, hakkını aramak için Medine&#8217;ye kadar gittiğini söyleyince, Şam valisi, &#8220;Söyle o zaman, Ömer sana ne dedi?&#8221; diye sorar. Bunun üzerine Yahudî, &#8220;Ömer bana tek kelime bile etmedi, hiçbir şey söylemedi. Sadece size şunu gönderdi&#8221; diyerek elindeki kemiği Şam valisine uzatır.

Kısa bir şaşkınlık geçiren vali, merak ve hayretle kemiği eline alır ve üzerindeki yazıyı okumaya başlar. Yazıyı okuyan Şam valisinin yüzü kıpkırmızı olmuş, şaşkınlıktan gözleri açık kalmıştır. Kemiğin üzerinde aynen şunlar yazılıdır:

&#8220;VALİİİ, VALİİİ! CAMİYİ YIK AMA ADALETİ YIKMA!&#8221;
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst