Ateş düştüğü yeri yakıyor- hakikaten

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan ernesto
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ernesto

Öğrenci
Katılım
11 Ağustos 2008
Mesajlar
91
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ateş düştüğü yeri yakıyor- hakikaten

fft26_mf45446.Jpeg

YAŞAM / 07/10/2008



Bugün (pzt.) Kızım, anneannesinin cenazesinden sonra, ilk defa bir cenazeye katıldı.
Yelken’den üç arkadaşı; çok sevdiği, çok tatlı melekbebek üç çocuk babalarıyla birlikte sele kapılıp öldü.
Özellikle ömrümde gördüğüm en güzel oğlan çocuk olan Cem’i çok seviyor; ona ve iki güzelim kız kardeşine müthiş bir şefkat, sevgi besliyordu. Daha iki-üç hafta önce “Biz Defne’yle Cemleri sinemaya götüreceğiz” dediği arkadaşı, korumacı-kollamacı bir abla olarak sevdiği Cem’i, sular götürdü! Bugün bana kendi çektiği Cem fotoğraflarını gösterdi, dün ağladı.
Yani bizim eve, kızımın evine; ölümün ateşi düştü. Ölümün soğuk ateşi.
Aktütün’de hiçbirimizin tanımadığı ve tanıyamayacağı 15 fakir-fukara evladı(ben bu satırları yazarken ağır yaralılarla artabilir sayı, zaten 2 uzmanımız da şehit ‘muhtemelen’) şehit düştü.
Ne için? Kim için?
Biz duyarsızlar, duyargasızlar, aldırışsızlar için!
Daha önce yazmıştım; tekrar edeyim: Bu Savaş; 25 küsur yıldır bitirilmeyen/bitirilemeyen bu kanlı, bu kirli savaş Teşvikiye Camii’nden altı, Ataköy’den beş, Levent’ten de üç cenaze kalksaydı bitirilirdi- ne diyorsunuz?
Olan Uzaktakiler’in çocuklarına oluyor. Sonra Medyalamamız (bu son olayda hayret verici bir konsensus’la) ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ diye manşetliyor.
Dağlıca Baskını’ndan sonra yine GELİYORUM! diye bağıran bir gaflete/hesapsızlığa/denetimsizliğe güzelim kuzularımızı ‘Zayiat’ verdik!
Ordumuzun Sesi Hürriyet gastesinden alıntılıyorum: “Orgeneral Hasan Iğsız; Aktütün, Samanlı, Yeşilova, Umurlu ve Alan karakollarının taşınacağını açıkladı. 1990’lı yılların başından itibaren baskına uğrayan ve şehit veren karakolların taşınması MALİ KOŞULLAR NEDENİYLE gecikti. Aktütün’ün taşınma kararı 2007’de alındı.”
(Büyük harfleme benim eserim.)
Aktütün’ün fotoğraflarına bakıyoruz: Kaçakçılarla baş edebilmek (ya da edememek) için kurulmuş zımbır zımbır bir gariban bina! Adeta bir ağıl.
Adalet bütçemize bakalım herrr yıl, bi de Milli Eğitim’e ayırdığımız bütçemize. Sonra da Savunma Bütçemiz’e bakalım. Daha doğrusu bakamayalım.
Zira Askeriyemiz, bütçesini muasır medeniyet (yani hakiki demokrasi) seviyesindeki ülkelerde olduğu üzre ‘accountability’ (hesap verebilirlik)
esasına göre hazırlamıyor. Göstermiyor. Denetletmiyor. Keyfine göre harcıyor.
Ve ciddi mühim bir payı bütçemizden;
her yıl, Bu Savaş’ın da sayesinde langırt diye kesip alıyor.
Sormamın mahsuru var mı: Son on yılda kaç tane aşırı lüks, aşırı donanımlı orduevi inşa edildi? Subay lojmanlarına akıtılan paraları, bir öğrenebilir miyiz? Kazaen (üstelik ulusalcı Vatan gastesinin manşetinden) feci pahalı, muhtemelen fuzuli, ayrıca teknik sorunları ayyuka çıkmış 6 adet denizaltının Donanmamız’a katıldığını öğrendik mesela.
Ayrıca konunun uzmanı (sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen) yazarımızın makalelerini okuduğumuzda Askeriyemiz’in masraflarını Soğuk Savaş Yılları ‘algılamasına’ göre yaptığını, yani bir sürü pahalı teçhizatın ferah fücur alınmasına karşın, dağlarda sürekli mobil gerillalara karşı MANTIKLI (yavrularımızı korumaya yönelik) alımların maalesef ve ısrarla yapılmadığını, okuyoruz. Öğreniyoruz.
Bu savaştan KİM nasipleniyor?
Bu bitmeyen/bitirilemeyen savaş KİMİN gücüne güç, dokunulmazlığına dokunulmazlık, sorgu sual vermezliğine sorgu sual’den her nevi muafiyet katıyor?
Pek tabii ki Celal Şengör’lere bağlayıp “Bu memleketin en bilimsel+en güvenilir+en üstün kurumu Ordumuz!” papağanlayabiliriz.
Kemalist İdeoloji, tamamen ‘Ortuya Kayıtsız Şartsız Biat’ üstüne inşa edilmiş. Vaziyette.
Aynen pazar günkü yazımda bitirdiğim üzre, bitiriyorum: Bu memleketin Köktendevletçileri, katı Kemalistleri, kendini ‘anti-emperyalist’ filan tarzı gerçekdışı etiketlerle taltif eden Orducuları: Cümleniz yatıp kalkıp Bu Toprakların Müslümanlığına, inançlılığına, ordan kaynaklanan sabrına, tevekkülüne şükredin!
Kimbilir: belki de zannettiğimizden çok daha sivri zekâlı biri olan Kenan Evren, 80 ‘ihtilâlinden’ sonra imamhatiplerin açılmasını SIRF BU NEDENLERLE gazlamıştır.
Ordu’nun sorgusuz sualsizliğini sonsuza dek temin edebilme gayreti ve niyeti ile.
“Ordu+imam el ele
Kürt Memet nöbete!”
(ve hatta şehit mertebesine.)


Perihan MAĞDEN
 

Be5tE

Dekan
Katılım
22 Nisan 2008
Mesajlar
7,346
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Öyle olmasaydı zaten bu kadar ne şehit verirdik , ne de başka bişey !!

İlla ders almamız için başımıza mı gelmesi lazım ??

Evet '!!!

Yazık çok yazık
 

Alemci_Dayı

Profesör
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
1,532
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Böyle cesur kalemlerin sayısı yok denecek kadar az.
 

oksijudan

Asistan
Katılım
28 Şubat 2006
Mesajlar
170
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
*İNTERNETTEN ALINTI
*
*Genel Kurmay 2. Başkanı, Aktütün baskını ile ilgili olarak bir basın
toplantısı yaptı.*

*Toplantıdan bir kaç cümleyi irdeleyelim:*

* *

* LAF 1: Aslında karakolun daha güvenli bir yere taşınması çalışmalarımız
önceden başlamıştı. Ancak mali yetersizlikler nedeni ile tamamlayamadık.
(basından)*

*YANIT: Bu lafaloji acaba neden bana önceki Gen. Kur. Bşkanına hediye edilen
zırhlı arabayı anımsattı birden bire? Bir de cephede can veren oğullarımızın
değil de Ankara'dakilerin girebildiği süper lüks askeri dinlenme
kamplarını????? *

* *

*LAF 2: Bir istihbarat sorunu yoktur. (basından)*

*YANIT: Bunca terörist grup grup geliyor, ağır silahlar taşıyor, karakola
150 m. Mesafeye mevzileniyor, öğle saat 13:00'ten gece 02:00'ye dek resmen
savaş sürüyor ve istihbarat sorunu olmadığını söylüyorsunuz. Düşünüyorum da,
ya bir de istihbarat sorunu olsa idi neler olurdu kimbilir.*

* *

*LAF 3: Şehit verilmesi normaldir. Aksi halde Çanakkale'de şehit olanları
nasıl açıklarız? (basından)*

*YANIT: Yüksek strateji bilginize haddim olmayarak bir katkıda bulunayım:
Çanakkale'de tüm Dünya'ya karşı savaştık VE KAZANDIK. Güney Doğu'muzda ise
(sizin deyiminiz ile) çökmekte olan bir örgüte karşı didiniyoruz.*

* *

*LAF 4: hava ve Kara Unsurlarımız yörede yoğun bir takip içindedir.
(basından)*

*YANIT: Kaçan kaçtı. Geldiklerinde haberin olmamış, gittikleri yeri nasıl
bulacaksınız?*

* *

*LAF 5: Tüm yöreyi kontrol altında tutabilmemiz arazi koşulları nedeni ile
mümkün değildir. (basından)*

*YANIT: O zaman çok sayın Büyükanıt'ın "TERÖRİSTLERİ BBG EVİ GİBİ
GÖZETLİYORUZ" lafının güvenilirliği ne durumdadır? *

* *

*Aktütün Karakolu 1992'den bu yana 38 kez tecavüze uğradı. 40 kadar oğlum
orada can verdi. Şimdi yıl 2008 ve o karakolu taşımayı yeni akıl etmişsiniz.
Mali yetersizlik konusunu nasıl aşacaksınız? Eğer aşılabiliyor ise şimdiye
dek nerede idiniz?*

* *

*Üzerinizdeki üniformayı size halk olarak biz verdik. Maaşınızı da biz
veriyoruz. Ve verdiğimiz bedelin karşılığında aldığımız hizmetin kalitesini
sorgulama hakkına KESİNLİKLE sahibiz. Çünkü biz yok isek siz de olamazsınız.
*

* *

*KEŞKE BU BASIN TOPLANTISINI HİÇ YAPMASA İDİNİZ.*


Bu da bana geldi mail olarak...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst