Rabbim, benim için cennette yanında bir ev yap
Firavun, Hz Asiye’ nin Müslüman olduğunu öğrenince bir kasap çağırtıp emir verir;
- Koyunu nasıl yüzüyorsun bunun da derisini öyle yüz”
Kasap emiri yerine getirmeye başlayınca, Melekler;
- Ya Rabbi, Asiye iman etti diye, Firavun kendisine büyük bir eziyet yapıyor - Burada şu anlaşılmasın haşa (Cenab-ı Allah (cc) bilmiyor da melekler söylüyor değil, Meleklerin buradaki söylemi, Hz Asiye’ nin çektiği işkencenin büyüklüğüne olan hayretidir.- Cenab-ı Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor;
- O, gerçekten bize kavuşmak istemiştir.”
Hazreti Asiye can vermeye başlarken Cenab-ı Allah (cc) her şeyi bildiği halde Hazreti Cebrail’ i (a.s.), Hz Asiye ne istiyor diye yanına gönderir. Hz Cebrail (a.s.) Hz Asiye’ yi dinledikten sonra;
- Ya Rabbi o bir ev istiyor”
Melekler şaşırır. Bu kadar işkenceye karşı yalnızca bir ev istiyor. Cenab-ı Allah (cc) Hz Cebrail’ e (a.s.);
- Sor bakalım evi nerede ve kimin yanında istiyor?”
Hz Cebrail (a.s.) arza inip tekrar arşa çıktıktan sonra;
- Rabbim, benim için cennette yanında bir ev yap” diye Hz Asiye’ nin duâ ettiğini söyleyince az önce Hz Asiye’ nin az şey istediğini söyleyen melekler bu defa;
- Bu gerçekten büyük bir dilektir. Çünkü, Rabbim civarında, ülkesinin arasında bir ev arzulamıştır.” Derken Cenab-ı Allah Azze ve Celle;
- O istemeden önce ben ona o yurdu hazırladım. Üstelik ölürken de en ufak bir acı çekmemiştir. Çünkü o ölürken cemalime nazır bir halde Allah ! Allah ! diyordu.”
Asiye’ leşmek veya Firavun’ laşmak. İnsan bu iki seçenek arasında serbest bırakılmıştır. Kimi dünyanın geçici süslerine, şöhretine, malına, mülküne, hükmüne (!) aldanıp Firavun’ laşmak için var gücüyle çalışır. Kimi de dünya süsünden, kibir getirecek şöhretten, sadece kullanma hakkının bir süreliğine kendisine verildiği maldan vazgeçip, karıncanın taşıdığı canla, bizim taşıdığımızın arasında bir farkın olmadığını görüp, gerçek hüküm sahibine, Alemlerin Rabbi Cenab-ı Allah’ a (cc) yönelir.
Firavun, Hz Asiye’ nin Müslüman olduğunu öğrenince bir kasap çağırtıp emir verir;
- Koyunu nasıl yüzüyorsun bunun da derisini öyle yüz”
Kasap emiri yerine getirmeye başlayınca, Melekler;
- Ya Rabbi, Asiye iman etti diye, Firavun kendisine büyük bir eziyet yapıyor - Burada şu anlaşılmasın haşa (Cenab-ı Allah (cc) bilmiyor da melekler söylüyor değil, Meleklerin buradaki söylemi, Hz Asiye’ nin çektiği işkencenin büyüklüğüne olan hayretidir.- Cenab-ı Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor;
- O, gerçekten bize kavuşmak istemiştir.”
Hazreti Asiye can vermeye başlarken Cenab-ı Allah (cc) her şeyi bildiği halde Hazreti Cebrail’ i (a.s.), Hz Asiye ne istiyor diye yanına gönderir. Hz Cebrail (a.s.) Hz Asiye’ yi dinledikten sonra;
- Ya Rabbi o bir ev istiyor”
Melekler şaşırır. Bu kadar işkenceye karşı yalnızca bir ev istiyor. Cenab-ı Allah (cc) Hz Cebrail’ e (a.s.);
- Sor bakalım evi nerede ve kimin yanında istiyor?”
Hz Cebrail (a.s.) arza inip tekrar arşa çıktıktan sonra;
- Rabbim, benim için cennette yanında bir ev yap” diye Hz Asiye’ nin duâ ettiğini söyleyince az önce Hz Asiye’ nin az şey istediğini söyleyen melekler bu defa;
- Bu gerçekten büyük bir dilektir. Çünkü, Rabbim civarında, ülkesinin arasında bir ev arzulamıştır.” Derken Cenab-ı Allah Azze ve Celle;
- O istemeden önce ben ona o yurdu hazırladım. Üstelik ölürken de en ufak bir acı çekmemiştir. Çünkü o ölürken cemalime nazır bir halde Allah ! Allah ! diyordu.”
Asiye’ leşmek veya Firavun’ laşmak. İnsan bu iki seçenek arasında serbest bırakılmıştır. Kimi dünyanın geçici süslerine, şöhretine, malına, mülküne, hükmüne (!) aldanıp Firavun’ laşmak için var gücüyle çalışır. Kimi de dünya süsünden, kibir getirecek şöhretten, sadece kullanma hakkının bir süreliğine kendisine verildiği maldan vazgeçip, karıncanın taşıdığı canla, bizim taşıdığımızın arasında bir farkın olmadığını görüp, gerçek hüküm sahibine, Alemlerin Rabbi Cenab-ı Allah’ a (cc) yönelir.
