Amatör ruhun dönüşü

tugbagaleri

Müdavim
Müdavim
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Sporun, hayatın geri kalanına dair önemli işaretleri oluyor zaman zaman. Galatasaray'ın 2007-2008 sezonunu şampiyon olarak bitirmesinden de böyle işaretler kaldı geriye. Birçok yorumcu bu işaretleri doğrudan ya da dolaylı olarak okudu. Galatasaray, modern futbol endüstrisi mantığının doğrularıyla lig tarihimizin belki de en zengin kulübü haline gelen rakibi karşısında, parasız, seyircisiz, hocasız bir takım olarak şampiyonluğa yürüdü. Sezon boyunca daha önce hiç yaşamadığı kadar sorun yaşayan bir takım nasıl olur da hedefinden uzaklaşmaz? Bence cevap, epeydir hatırlanmayan, hatta futbolun artık bir endüstriye dönüştüğü tekerlemesiyle farkında olunmadan mahkum edilen iki sözcüklü bir kavramda gizli: Amatör ruh.

Elbette Galatasaraylı futbolcuların kulüplerine para almadan hizmet ettiklerini iddia ediyor değilim. Bizim gibi insanlar için bir ömrü kurtaracak kadar parayı bir yılda alıyorlar. Aksasa, gecikse, uzasa da sonunda alıyorlar. Ama yine de Galatasaray'a şampiyonluğu getiren ruh, asla paranın motivasyonuna dayanmıyor. Galatasaray paranın gücüyle kurulmuş bir takım değil çünkü... Galatasaray formasını kendisine uzatılan bol sıfırlı çekler için giyenler, şampiyonluğa uzanan serüvenin asal aktörleri olamadılar. Bu amatör ruhun bir ucundan tutamadılar. Tıpkı, amatör ruh karşısında kolayca teslim bayrağı çeken ve aslında çok zaman önce profesyonelleşmiş rakip futbolcular gibi... Amatör ruh, belki de zorluklardan beslenerek bir kere daha galip geldi.

Hayatın her alanını maddi doğruların cetveliyle ölçüp biçme mantığının tartışmasızca benimsenir hale geldiği bir zamanda, kendi sınırlarının ötesine taşan anlamlar barındırıyor bu şampiyonluk. O şampiyonluğu anlatan yorumların pek çoğunun "Her şey para değil!" başlığını seçmesi elbette manidar. Keşke bu başlığı futbol yazılarının tepesinden alıp hayatın her alanına şamil bir itirazın temeli yapabilsek!.. Keşke bu itirazdan çıkarak, ruhları sığlaştırmak pahasına elde edilen maddi başarıların insan için gerçek bir kazanç olmadığını anlama yolunda adımlar atabilsek!..

Bu küçük muhasebeler, içimizde gün geçtikçe büyümekte olan tarifsiz eksilme hissinin ipuçlarını verebilir bize. Kazanmanın daha az olmayı değil, daha fazla olmayı getirmesinin gereğini düşünebiliriz o ipuçlarının izini sürerek. Cepler, cüzdanlar, banka hesapları, yatlar, katlar, hanlar, hamamlar... Dilimizdeki yaygın bir tekerlemede ifadesini bulmasına rağmen bütün bu mala mülke sahip olmayanların bilemediği bir gerçek var: Parayla saadet olmaz!

Bunları yirmi sene önce yazsaydım daha inandırıcı olurdu, biliyorum. On sene önce yazsam yine bugünden daha inandırıcı olurdu. Bugün kimseye o kadar inandırıcı gelmiyor. Aklımızın ve kalbimizin bir parçası hep itiraz ediyor. İçimizde hâkim olamadığımız bir yer, parayla saadeti hep yan yana düşünmeye devam ediyor. Gerçek bu, değiştik, değişiyoruz. Madde, ruhlarımızı ele geçiriyor.

Bu girdaptan kurtulmak için modern mantığı ters yüz edecek mantıksızlık şoklarına, amatör ruhların sergilediği eski usûl kahramanlık destanlarına ihtiyacımız var. Galatasaray'ın rakibinden çok mantığı mağlup eden bu şampiyonluğuna böyle bakmak gerek biraz da. Yıllardır takımının içinde bulunduğu darboğazlardan fena halde bunalmış bir Galatasaraylı olarak ben dersimi aldım. Amatör ruhu sahneye geri çağıran herkesi kutluyorum.

Gökhan Özcan
 
Üst