|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,206
- Reaksiyon puanı
- 10,327
- Puanları
- 293
Devr-i saadette Alkame isminde gayretli çalışkan ve sehâvetli bir
genç vardı. Hastalandı ve rahatsızlığı şiddetlendi. Karısı vaziyeti
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimize bildirdi:
Ya Rasûlallah, kocam çok hasta, ölüm halinde, dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, vaziyeti öğrenmek için
Bilal Habeşî, Ali, Selman ve Ammar radıyallahu anhum hazeratını,
Alkama'nin evine gönderdi. Gittiler, Alkame ağır hasta idi. Lâ ilâhe
İllallah, Muhammedün Rasûlullah demesini söylediler. Bir türlü
söyleyemedi. Üzüldüler. Vaziyeti bildirmesi için Bilal radıyallahu
anh'ı Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimize
gönderdiler. Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ana
ve babasının hayatta olup olmadıklarını sordu. Babasının öldüğünü,
ihtiyar anasının hayatta olduğunu öğrendiler.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, ihtiyar kadına
oğlu ile vaziyetinin nasıl olduğunu sordurduğunda, ihtiyar kadın:
O hep karısını dinliyor, hep beni tersliyor, hiç bir dileğimi yerine
getirmiyor, cevabını verdi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem , Bilal Habeşî radıyallahu
anh'a:
"Git bir yığın odun topla, onu ateşle yakalım" buyurdu.
Bu sözleri duyan Alkame'nin annesi:
"Ya Rasûlallah! O benim oğlum ve gönlümün meyvesidir. Onu benim
gözlerimin önünde yakacak mısın? Buna yüreğim nasıl dayanır." dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurdu:
"Ey Alkame'nin annesi, Allah'ın azabı daha şiddetli ve daha
devamlıdır. Sen içinden Allah'ın onu mağfiret etmesini diliyorsun. O
halde ona kırgın olmadığını açıkla. Hakkını helal et. Varlığım Kudret
elinde olan Allah'a yeminle söylerim ki, sen ona kırgın oldukça, onun
ne namazı, ne orucu ne de diğer iyilikleri kendisine fayda vermez."
Alkame'nin annesi ellerini göğe kaldırdı ve:
Ya Rasûlallah! Allah'ı, seni ve burada bulunanları şahid tutuyorum
ki, ben Alkame'den razıyım, haklarımı ona helal ettim, dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
Ya bilal! Git bak, Alkame Lâ ilahe İlallah diyebiliyor mu? buyurdu.
Bilal hemen gitti. Alkame'nin evine vardı. Daha kapıdan girerken
onun, Lâ ilahe İlallah, Muhammedun Rasûlullah demekte olduğunu
işitti. Aynı gün Alkame radıyallahu anh vefat etti. Yıkandı,
kefenlendi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz namazını kıldırdı
ve defnetti. Definden sonra Fahr-i Kainat efendimiz, kabri başında
durarak halka şunları söyledi:
Ey Muhâcirler! Ey Ensarlar! Kim karısını annesinden daha üstün
tutarsa Allah'ın laneti onun üzerindedir. Onun diğer ibadet ve
iyiliklerinin de kendisine hiçbir faydası yoktur, kabul olunmaz,
buyurdu.
genç vardı. Hastalandı ve rahatsızlığı şiddetlendi. Karısı vaziyeti
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimize bildirdi:
Ya Rasûlallah, kocam çok hasta, ölüm halinde, dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, vaziyeti öğrenmek için
Bilal Habeşî, Ali, Selman ve Ammar radıyallahu anhum hazeratını,
Alkama'nin evine gönderdi. Gittiler, Alkame ağır hasta idi. Lâ ilâhe
İllallah, Muhammedün Rasûlullah demesini söylediler. Bir türlü
söyleyemedi. Üzüldüler. Vaziyeti bildirmesi için Bilal radıyallahu
anh'ı Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimize
gönderdiler. Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ana
ve babasının hayatta olup olmadıklarını sordu. Babasının öldüğünü,
ihtiyar anasının hayatta olduğunu öğrendiler.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz, ihtiyar kadına
oğlu ile vaziyetinin nasıl olduğunu sordurduğunda, ihtiyar kadın:
O hep karısını dinliyor, hep beni tersliyor, hiç bir dileğimi yerine
getirmiyor, cevabını verdi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem , Bilal Habeşî radıyallahu
anh'a:
"Git bir yığın odun topla, onu ateşle yakalım" buyurdu.
Bu sözleri duyan Alkame'nin annesi:
"Ya Rasûlallah! O benim oğlum ve gönlümün meyvesidir. Onu benim
gözlerimin önünde yakacak mısın? Buna yüreğim nasıl dayanır." dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurdu:
"Ey Alkame'nin annesi, Allah'ın azabı daha şiddetli ve daha
devamlıdır. Sen içinden Allah'ın onu mağfiret etmesini diliyorsun. O
halde ona kırgın olmadığını açıkla. Hakkını helal et. Varlığım Kudret
elinde olan Allah'a yeminle söylerim ki, sen ona kırgın oldukça, onun
ne namazı, ne orucu ne de diğer iyilikleri kendisine fayda vermez."
Alkame'nin annesi ellerini göğe kaldırdı ve:
Ya Rasûlallah! Allah'ı, seni ve burada bulunanları şahid tutuyorum
ki, ben Alkame'den razıyım, haklarımı ona helal ettim, dedi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
Ya bilal! Git bak, Alkame Lâ ilahe İlallah diyebiliyor mu? buyurdu.
Bilal hemen gitti. Alkame'nin evine vardı. Daha kapıdan girerken
onun, Lâ ilahe İlallah, Muhammedun Rasûlullah demekte olduğunu
işitti. Aynı gün Alkame radıyallahu anh vefat etti. Yıkandı,
kefenlendi.
Rasülü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz namazını kıldırdı
ve defnetti. Definden sonra Fahr-i Kainat efendimiz, kabri başında
durarak halka şunları söyledi:
Ey Muhâcirler! Ey Ensarlar! Kim karısını annesinden daha üstün
tutarsa Allah'ın laneti onun üzerindedir. Onun diğer ibadet ve
iyiliklerinin de kendisine hiçbir faydası yoktur, kabul olunmaz,
buyurdu.