deryacaglar
Öğrenci
- Katılım
- 12 Ocak 2010
- Mesajlar
- 99
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
KOLTUĞUN yüksekliğini ölçmüşler kimi gazetelerde; 25 cm...
Yani Ayalon’un kafa hizası,ö büyükelçimizin otururkenki kafa hizasından 25 cm daha yüksekte...
Alçaklığın yüksekliği...
Diplomasiyi daha zarif ve gizemli bilirdim.
Nitekim ben meslek hayatım boyunca, diplomatların yaptığı açıklamalardan hiçbir zaman bir şey anlamadım.
Genelde bir dost diplomat bulup “Ne diyor, iyi mi, kötü mü?” diye sormuş, onun verdiği yanıtı da bir başka diplomata yorumlatıp “Ne dedi?” diye danışmış...
Sonunda yazım yanlış çıkınca da telefon başına oturup “Yani demişler ki...” diye herkese açıklamışımdır...
Bir tarife göre diplomasi; söylemeden söyleme sanatıdır...
Ama böyle bacakları kısaltılmış koltuk diplomasisi hiç duymamıştım.
Elbette “Alçaklık”, “Küstahlık”, “Haddini Bil İsrail” gibi başlıklar atmak, yüreklere su serpmek bakımından iyidir...
Belki de Kurtlar Vadisi’ne bir bölüm ekleyerek, bizim büyükelçiyi Ayalon’un sırtına binmiş giderken göstermek de olası...
Ama Türkiye’nin “saygınlığı” bu noktaya inmişse, bunu anlamaya yeter mi?..
Laf ola özür dilenmiş olsa bile sormaz mısınız; bu mudur güçlü Türkiye?..
Pekiiii...
Kendinden emin, morali yüksek, özgüven içinde hangi TSK ile horozlanacaksınız size meydan okuyanlara?...
Ya da: Batı’dan uzaklaşıp 7 milyonluk İsrail karşısında aciz Arap kervanına katılmak yerine...
Tüm Ortadoğu’nun “çağdaş-laik-güçlü Türkiye’si” olmaktan vazgeçmenin bir bedeli yok mudur?..
Neyse...
Bu durumda diplomatlarımızın cebine birer mezura, ki oturmadan koltuk ayaklarını ölçsünler...
Ve kısa gelirse de birer şişme minder...
Böyle bir devlet yönetimi için şart...
Bekir ÇOŞKUN/Habertürk
Yani Ayalon’un kafa hizası,ö büyükelçimizin otururkenki kafa hizasından 25 cm daha yüksekte...
Alçaklığın yüksekliği...
Diplomasiyi daha zarif ve gizemli bilirdim.
Nitekim ben meslek hayatım boyunca, diplomatların yaptığı açıklamalardan hiçbir zaman bir şey anlamadım.
Genelde bir dost diplomat bulup “Ne diyor, iyi mi, kötü mü?” diye sormuş, onun verdiği yanıtı da bir başka diplomata yorumlatıp “Ne dedi?” diye danışmış...
Sonunda yazım yanlış çıkınca da telefon başına oturup “Yani demişler ki...” diye herkese açıklamışımdır...
Bir tarife göre diplomasi; söylemeden söyleme sanatıdır...
Ama böyle bacakları kısaltılmış koltuk diplomasisi hiç duymamıştım.
Elbette “Alçaklık”, “Küstahlık”, “Haddini Bil İsrail” gibi başlıklar atmak, yüreklere su serpmek bakımından iyidir...
Belki de Kurtlar Vadisi’ne bir bölüm ekleyerek, bizim büyükelçiyi Ayalon’un sırtına binmiş giderken göstermek de olası...
Ama Türkiye’nin “saygınlığı” bu noktaya inmişse, bunu anlamaya yeter mi?..
Laf ola özür dilenmiş olsa bile sormaz mısınız; bu mudur güçlü Türkiye?..
Pekiiii...
Kendinden emin, morali yüksek, özgüven içinde hangi TSK ile horozlanacaksınız size meydan okuyanlara?...
Ya da: Batı’dan uzaklaşıp 7 milyonluk İsrail karşısında aciz Arap kervanına katılmak yerine...
Tüm Ortadoğu’nun “çağdaş-laik-güçlü Türkiye’si” olmaktan vazgeçmenin bir bedeli yok mudur?..
Neyse...
Bu durumda diplomatlarımızın cebine birer mezura, ki oturmadan koltuk ayaklarını ölçsünler...
Ve kısa gelirse de birer şişme minder...
Böyle bir devlet yönetimi için şart...
Bekir ÇOŞKUN/Habertürk