karasoy
Asistan
- Katılım
- 29 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 470
- Reaksiyon puanı
- 3
- Puanları
- 0
"İnanma insanların samimiyetine, menfaatleri uğruna gelirler vecde, eğer vaad etmeseydi cenneti, Allah'a bile etmezlerdi secde"
Mehmet Akif Ersoy
"İnanma insanların samimiyetine, menfaatleri uğruna gelirler vecde, eğer vaad etmeseydi cenneti, Allah'a bile etmezlerdi secde"
Mehmet Akif Ersoy
Ben bir müslüman olarak hayatım boyunca hep şunu merak etmişimdir; Ölüm sonrası hayat olmadığına ve öldükten sonra toprak olacağına kesin olarak inana birisi, ne kadar dünyevi ve insani kanun varsa ve ne kadar bu kanunları çiğnerse çiğnesin öldükten sonra bunlardan kesin olarak hesaba çekilmeyeceğine ve cezalandırılmayacağına inana birisi, neden o kanunlara uyup, dünya kanunların kendisine biçtiği çerçevede yaşamını sürdürür? Masanın üzerinde duran bir parayı, onun aldığına kimsenin en ufak şüphe duymayacağına ve kesinlikle yakalanmayacağına ve o nedenle de kesinlikle ceza almayacağına emin olduğu halde neden almaz? Yaptığı bu davranış sadece dünya kanunlarında bir yanlış, bir suç iken yakalanmayacağına kesin olarak eminse alması en doğal hakkı değil mi?
ve lütfen bu söylediklerimi şöyle düşünün, bu kişi 60-70 sene sonra yok olacak, hiç olacak, olmayacak. öyle düşünün ki ona göre vicdan diyin.
edison değil o iyi bir araştırma yapın başka bir kişiyi alkışlayacağınızdan eminim.Tartışmak çok güzel bir şey. Dünyadaki herkes aynı düşünseydi ve farklı bir düşünce olmasaydı insanlık olduğu yere çakılırdı.
Bence bilimadamları olmasaydı şu an hala kaba taş devrini yaşıyorduk. Bugün bu kadar rahat ve konfor içinde yaşıyorsak hepsini bilime borçluyuz.
Edison Ampülü nasıl icat etti
Durmadan çalışmak yüzünden Edisonun gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.
Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı Artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
Niçin?
Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık! Edison hemen itiraz etti:
Bu doğru değil...Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir.Çünkü aradığımız şeyin yaptığımız şeyin yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık!Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın.
Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edisonun bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.
Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.
4 eylül 1882de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı.
Geçen gün elektrik gitti ev cenaze evi gibi oldu. Bende Edison'u düşünüp ayağa kalktım ve onu ayakta alkışladım.........
Ben bir müslüman olarak hayatım boyunca hep şunu merak etmişimdir; Ölüm sonrası hayat olmadığına ve öldükten sonra toprak olacağına kesin olarak inana birisi, ne kadar dünyevi ve insani kanun varsa ve ne kadar bu kanunları çiğnerse çiğnesin öldükten sonra bunlardan kesin olarak hesaba çekilmeyeceğine ve cezalandırılmayacağına inana birisi, neden o kanunlara uyup, dünya kanunların kendisine biçtiği çerçevede yaşamını sürdürür? Masanın üzerinde duran bir parayı, onun aldığına kimsenin en ufak şüphe duymayacağına ve kesinlikle yakalanmayacağına ve o nedenle de kesinlikle ceza almayacağına emin olduğu halde neden almaz? Yaptığı bu davranış sadece dünya kanunlarında bir yanlış, bir suç iken yakalanmayacağına kesin olarak eminse alması en doğal hakkı değil mi?
ve lütfen bu söylediklerimi şöyle düşünün, bu kişi 60-70 sene sonra yok olacak, hiç olacak, olmayacak. öyle düşünün ki ona göre vicdan diyin.
Sen sadece korkudan mı dünyevi ve insani kanunlara uyuyorsun? Mesela bir insanın cebindeki parasını çalmaktan seni alıkoyan sadece korku mu? Peki yargılanmayacağını bilsen gerçekten bir başkasına zarar verir miydin maddi veya manevi olarak?
Alıntı bana değil ancak söylenecekler var;
Yargılanmayacağımı ve tekrar yaratılarak hesab sorulmayacağını bilsem maddi ve manevi öyle acılar yaşatacağım insanlar var ki, +60 az gelebilir. Şaka mı yapıyorsun? Hakkınızda sizi zarara uğratmak için mahkemede iftira yapılsa, yalancı şahitlikte bulunsalar evladınızdan ayırsalar engelleseler hala size zarar vermeyi düşünseler veya vb sizin aklınıza gelebilecek haksızlıkları yaşatsalar bu faktörler olmasa insanı kim, hangi değerler tutabilir? Ödül ve cezanın olmadığı yerde yeniden oluşmuş bir toplum düşünün o toplumun ömrü ne kadar olur? Birbirinin canına kıymadığı haksızlık yapmadığı,kaç nesil devam edebilir? Bu, nesillerin daha çocukluktan ödül ve cezayla birbirine aktardığı bir duygudur.Hata yaparsan ve tekrarlarsan bedelini ödersin.Değilse çocuğu bile tutamazsın.Siz bu öğretiler olmadan mı şimdi ki iyilik doğruluk gibi ahlaki duyguları elde ettiğinizi bu şekilde yaşıyor zannediyorsunuz? (SDN okuruna böyle yazmakta oldukça ilginç kime söylüyorum heyy )
Herhangi bir yaratılışcı inanca sahip olmayan dünyaya, yaptıklarıyla yaşamıyla güzellikler kolaylıklar sağlayan kişilerin ahlaki değerlerde bu şekilde olmaları da daha çocukken öğretilen ödül ve ceza ve devamında aldığı eğitim sosyolojik ortamlar kişiye olumlu ahlaki değerler katmaktadırlar. Sanki onlar doğuştan bu duygulara sahip olarak mı doğdular hayır? Öğretildi. Çoğu avrupa ülkesinde geçmiştede bugünde belki de çoğu kişiler hristiyan veya yahudi olarak yetişir ateist olarak yaşarlar. Adını sıkça duyduğumuz biliminsanları bu ahlaki ve sürekli aktarılan ödül ve ceza değerleri içerisinde yetişmişlerdir. Anarşist, sorunlu bir aile veya ilerisi anarşist bir toplum içinde yaşayan büyüyen kültürünü alan bireylerin toplumla uyum içinde yaşadığı daha görülmemiştir.Mutlaka ya evine hırsızlığa girer ya yol ortasında sigara parası için sizi bıçaklamaktan bir an geri durmayabilir vs vs. Einstein tabi almış eğitimi vurmuş bilginin dibine inanç olarak bildiğim kadarıyla inanmıyorda ne desin? Ya işte doğuştan gelen bir ahlaki değere sahibim diğer inananlar gibi sadece korktuğum veya sevince boğulacağım için böyle iyi kalpli değilim iyi olduğum için iyiyim mi diyecekti? Sanki hiç bu ödül ve ceza öğretileriyle yetişmedi. Albert Einstein Patent Ofisinde müfettişken patent ihlali ile karşılaşanlara uyarı devamında ceza kesmedi mi?Kendi dediğini kendisi bizzat uygulamadı mı? Orjinal çalışmaların patentini onaylayarak onları ödüllendirmedi mi? Niye ihlaller oldu öyleyse, hep bilimsel çalışmalardı halbuki,bunu engellemek için kendisi kontrol mekanizmasının başında bizzat neden görev aldı o halde? Olmadı einstein olmadı
Çocukların zeka, idrak ve fikirleri henüz tam gelişmediği için daha kolay anlayıp öğrenebilsinler diye ahlaki değerler ve kurallar, ilk aşamada ödül ceza sistemi üzerinden öğretilir. Bu çocuk büyüyüp, fikir dünyası ve birçok melekesinin gelişmesiyle birlikte ödül ceza sistemi üzerinden öğretilen bu ahlaki değerlerin felesefi veya dini boyutu öğretilierek eğitilir, sağlam temellere oturtulur. Eğer bu birey bu eğitimin 2. aşamasını tam alamayıp gelişimini tamamalayamadıysa, sadece ödül ve ceza üzerinden öğrendikleriyle hayatını devam ettirir. İlerideki yaşlarda da çocukları olduğunda onlarada kendi aldığı bu temelsiz ahlaki eğitimi verir, ortaya çarpık bir yapı çıkar ve acınacak hale geliriz. İnsanların doğru olduğu için doğru olanı yapması çok zor birşey değildir, sadece iyi bir eğitim gerektirir.
Tartışmak çok güzel bir şey. Dünyadaki herkes aynı düşünseydi ve farklı bir düşünce olmasaydı insanlık olduğu yere çakılırdı.
Bence bilimadamları olmasaydı şu an hala kaba taş devrini yaşıyorduk. Bugün bu kadar rahat ve konfor içinde yaşıyorsak hepsini bilime borçluyuz.
Edison Ampülü nasıl icat etti
Durmadan çalışmak yüzünden Edisonun gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.
Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı Artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
Niçin?
Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık! Edison hemen itiraz etti:
Bu doğru değil...Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir.Çünkü aradığımız şeyin yaptığımız şeyin yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık!Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın.
Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edisonun bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.
Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.
4 eylül 1882de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı.
Geçen gün elektrik gitti ev cenaze evi gibi oldu. Bende Edison'u düşünüp ayağa kalktım ve onu ayakta alkışladım.........
Dini değerleri burada saymazsak bazı felsefi değerler bana tekrar yaratılmayacağımı öğrettiği halde iken kişiye bizzat yapılan bir haksızlığın bu dünyayla birlikte harcanıp gideceğini ve benim ödül ve ceza öğretileri ile yetişmeme rağmen cezada almıyacak olduğumu bilmem bana yapılan bu haksızlığı gidermem için beni bu 2. aşama tutabilir mi?
Einstein'ın dediğiyle paralel anlamda bu. İkisi de ödül ve ceza olmadığı takdirde ibadet edilmeyeceğini söylüyor.Einstein'e kapak olmuş bu söz.
Einstein'ın dediğiyle paralel anlamda bu. İkisi de ödül ve ceza olmadığı takdirde ibadet edilmeyeceğini söylüyor.
Yalnız tartışma süper ilerliyor, bozmayalım.
Hasta mısın?Ben seninle tartışmıycam boşuna yemleme
Hasta mısın?
Ne olur benimle tartış ya lütfen ne olur. :crying:
Haklısın.Ergen forumdaşım. Hastaysam ne olacak şifa mı vereceksin ? Ben şaka yapmıştım ama bunu bile anlamaya kapasiten yetmedi...
Geçen gün 32.gün programında da buna paralel bir tartışma vardı. Trafik kurallarına uyum ile alakalı olarak herkes fikirlerini ortaya koyuyordu. Herkes mobese kameralarının ve cezaların büyük bir caydırıcılık olduğu konusunda hemfikirdi fakat kamera yada polis kontrolünün olmadığı noktalarda insanların trafik kurallarını umursamaması üzerine, yine de trafik kurallarına nasıl uyabilecekleri konusuna gelince fikir ayrılıkları doğdu. İnsanların cezalar ile korkutularak yola gelmeleri yerine, o trafik kurallarının insanların iyiliği ve trafiğin düzeni için koyulduğunu, uyulmaması durumunda çok büyük tehliklere ve kazalara yol açabilecekleri bilinci aşılarak eğitilmeleri durumunda gerçekten problemin kökten çözülebileceği fikri ağır bastı. İnsan hayatına ve kul hakkına saygısı olan insan bir şekilde yakalanma tehlikesi olsun olmasın trafik kurallarına daha fazla uyacaktır.
Senin bahsettiğin konu için ise; Ben bir suç işleme noktasına geldiğimde, beni bundan alı koyan dürtünün, cehennem korkusundan çok o insanın hakkına saygı ve doğru olanı yapma isteği olduğunu farkettim. Sadece cezalandırılmaktan korktukları için doğru olanı yapan insanlar bence o fikirleri ve felsefeyi gerçekten özümseyememiş, sağlam temellere oturtamamış, büyük bir ikilem içerisinde olup inancı sarsıldığı,iradesine hakim olamadığı yada işlediği suçun kimseler tarafından bilinmeyeceğini bildiği anda 180 derece değişip kötülük yapabilecek insanlardır.
Ateist insanların ahlaki yargılarını anlayamamanızın sebebi onları düşünce yapılarını gerçekte tanımayıp fikir dünyalarını hangi temelin üzerine attıklarını bilmediğinizden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Şirkette çok yakın bir ateist arkadaşlarım var. Emin olsun sizler bizler gibi ahlak anlayışları var, fark bu anlayışının temelinde sadece. Dindar biri Allah korkusu yada onun emirlerine uyma isteği üzerinden şekillendirir, ateist biri ise huzurlu bir toplum düzeni ve felsefesi, daha gelişmiş modern, adaletli bir insanlık fikri üzerinden şekillendirir. Ölüm konusuna geldiği için ise onlar için büyük bir korku ve umutlarını bilim sayesinde insan yaşamının daha da uzatılması belkide ölümsüzlüğün(kısmen) bulunmasına bağlamış durumdalar. 60-70 sene sonra belki toprak olacaklar ama arkalarında daha iyi bir insanlık bırakma ve haklarında güzel bahsedilmesi isteği onlarda da var.
Sen sadece korkudan mı dünyevi ve insani kanunlara uyuyorsun? Mesela bir insanın cebindeki parasını çalmaktan seni alıkoyan sadece korku mu? Peki yargılanmayacağını bilsen gerçekten bir başkasına zarar verir miydin maddi veya manevi olarak?
Hepinize teşekkür ederim düşüncelerinizi hakaret etmeden kırmadan iftira atmadan söylediğiniz için.
Önemli olan elektriği veya ampulu kimin bulup bulmadığı değil ; Önemli olan bilimin insan yaşamındaki etkisi ve gücü.
Dikkat ettim de bilimadamlarına hakaret edenler ve bilimi en fazla eleştirenler ; bilimin nimetlerinden en fazla yararlanan kişiler.
Adam Abd'li ateist bilimadamlarını eleştirirken interneti kullanır. ( Araştırın bakalım internetin nasıl bulunduğunu . Bilgisayarların birbirleriyle nasıl iletişim kurmaya başladığını )
Bir abimiz vardı batı ve bilim düşmanı : sigarası Marlboro arabası Bmw Televizyonu Samsung annesi hastalanır hastaneye gider ateist bilimadamlarının bulduğu röntgen cihazına girer.
Bilimi eleştiriyorsan nimetlerinden de yararlanmaman gerekir. İyi ki bilim var iyi ki bilimadamları var.
Son olarak da şunu söyleyeyim.
Elinize bir Dünya Siyasi haritası alıp şöyle bir bakın:
Olayların ve olguların akılla mantıkla açıklandığı ülkelere bakın bir de olayların geleneklerle örflerle dinlerle açıklandığı ülkelere bakın.
Bu ülkeler arasındaki farkı ortalama zeka seviyesine sahip herkes çok rahat görecektir.