Afrikanın uğursuz çocukları

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
46
Puanları
48



Gana’da çocuklar batıl inançların kurbanı oluyor: Sakat ya da ikiz olarak dünyaya geldiklerinde “uğursuz” sayılıyorlar. Bu çocuklara şifacıların hazırladığı zehirli bir bitki karışımı içiriliyor. Bunun sonunda eğer ölürlerse o zaman kasaba bir kötü ruhtan daha arınmış oluyor

Gana’da yakın zamana kadar sakat doğan çocukların uğursuzluk getirdiğine inanılıyor. Çocukların kasabaya kötü şans getirip getirmeyeceğini anlamak için öldürücü bitkisel bir zehir hazırlanarak çocuğa içiriliyor. Çocuğun bu karışımdan ölmesi, içinde kötü bir ruhun bulunduğu anlamına geliyor.
Çocuklar birçok farklı nedenden dolayı “uğursuz” olarak etiketleniyor. Örneğin, anne doğum sırasında öldüyse, çocuk sakat ya da özürlü olarak veya ailenin yoksulluktan kırıldığı zor bir zamanda dünyaya geldiyse ve hatta ikiz ya da üçüz doğduysa. Belli koşullarda sadece uğursuz olarak damgalanmış olmak, çocuk için bir şans bile sayılabilir, zira birtakım aşırı durumlar söz konusu olduğu takdirde, aileye ve cemaate zarar getirdiğine inanılan bu çocuklar öldürülebiliyor da.

KARAR ERKEKLERİN • Çocuktaki “sorunu” ailede ilk dile getiren kişi genellikle baba oluyor. Gana’nın kuzey bölgesinde kararları erkekler veriyor çünkü... Ve böyle bir toplum için doğal olarak annelerin fazla söz hakkı yok. Eğer kasabada yolunda gitmeyen olaylar silsilesi yaşanıyorsa, anne de zaman zaman çocuğunun kötü şans getirdiğine hükmedebiliyor. Bu durum bazen anne için çok üzücü oluyor. Dokuz ay karnında taşıdıktan sonra bebeğinin kötü şans getirdiğinin söylenmesi ve öldürülmelerine göz yummak... Fakat yapabilecekleri pek bir şey yok. Bu toplumda kararları erkekler veriyor...

ŞİFACIDAN ÖZEL İKSİR • Bazen anne çok hasta olduğunda, çocuğun anneyi öldürmeye çalıştığına inanıyorlar. Çocuğun uğursuzluk getirdiğine karar verildiğinde cemaat bir şifacı çağırıyor. Zehirli bitkilerden oluşan bir iksir hazırlayarak çocuğa veriyor ve beş dakika içinde de çocuk ölüyor. Kötü ruh taşıyan çocukları gömmek için ayrılmış özel bir yer var; hem insanların normalde defnedildiği hem de kasabadan çok uzak bir yer. Aile bunu normal bir ölüm gibi karşılamadığı için yas da tutmuyor. Ölümden üç gün sonra şifacı yeniden geliyor ve kötü ruhları evden çıkarmak için ayin yapıyor. Eğer çocuk erkekse, yanında dört kümes hayvanı ve bir de Afrika tavuğu, kız ise, üç kümes hayvanı ve bir Afrika tavuğu getiriyor. İnsanlar, şifacı tüm bu işlemleri bitirene kadar kötü ruhların evi terk etmeyeceğine inanıyor.
Ailenin çok yoksul olduğu, çocuk bakamayacak duruma geldiği zamanlarda bu sefer de çocuk, ailenin “yükünü hafifletmek için” uğursuz olarak yaftalanıyor.

YAŞLILAR DA UĞURSUZ • Aynı inanış yetişkinleri de etkileyebiliyor. Geçen yıl 70 yaşında bir kadın, aynı nedenle, aileye kötü şans getirdiği için öldürüldü. Ancak şifacı onun üzerinde etkili olamadı ve fiziksel yollara başvurmak zorunda kaldılar; kafasına vurarak öldürdüler.
AFRIKIDS ÇALIŞMALARI • Joe Asakibeem bu kültürel, batıl inançlara maruz kalan çocuklara yardım etmeyi ve farklı görünmenin yol açtığı stigmayı ortadan kaldırmayı amaçlayan Afrikids adlı bir örgütte çalışıyor.
Afrikids’e katıldıktan sonra kasaba şefleri, gençlik liderleri ve kadın gruplarıyla workshoplar düzenleyen Asakibeem, bu toplantılarda konuyu tartışmaya açarak kasabalılarla bir zamanlar uğursuz çocuk olarak bakılan ve daha sonra kurtulan gençleri bir araya getirdi.

Kadın grupları ve cemaat liderlerine bu konuda ilerleme kaydetmeleri için destek veren örgüt, tek geçim kaynakları zehirli iksirler yapmak olan şifacılara da bunun karşılığında bir ücret ödedi. Kendi işlerini kurmaları ve böylece çocuklarına daha iyi bakabilmeleri için kadınlara da ödünç para verildiğini söyleyen Asakibeem, bunun işe yaradığını ve kadınların artık daha mutlu olduğunu, hatta cemaat içinde biraz daha söz sahibi olmaya başladıklarını söylüyor.

KİNDOKİ •KONGO CUMHURİYETİ • Gana’daki uğursuz çocukların bir benzeri de Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşanıyor. Kongo dilinde “kindoki” adı verilen cadılık inanışı, yine en çok çocukları etkiliyor. Savaş ve kötü yönetimlerin yaşamı hali hazırda zorlaştırdığı Kongo’da ölüm, hastalık ya da işsizliğin nedeni de “cadı” çocuklar oluyor.
Zawadi Kadutu, annesi ve erkek kardeşini büyü yoluyla öldürmekle suçlandığında 10 yaşındaydı. Ailesinin terk ettiği Kadutu, bugün Bukavu şehrinde bir sığınakta yaşıyor ve babasının kendisini affetmesini bekliyor. Kadutu küçük yaşta yaşadıklarını, ailesinin onu lanetli ilan edişini şöyle anlatıyor: “Manyok çiçeği satmak için sık sık göle giden annem, bir kaza sonucu botunun devrilmesiyle öldü. Sırtında erkek kardeşim de vardı ve ikisi de boğuldu. Ben evdeydim ancak kasabalılar bunun benim suçum olduğunu, annemle kardeşime büyü yaptığımı söylemeye başlamışlardı bile. Ellerine ne geçirdilerse bana vurmaya başladılar; taş, sopa, ne varsa... Babam cadı olduğumu söyleyerek evden kovdu. Gece gelen polisler beni bir ay boyunca hapiste tuttu. Sonra babam gelip beni aldı ancak eve dönmeme izin vermiyordu. Tüm ailem beni reddetmişti.”
Aradan geçen zamanda, babasının kendisini Bukavu’daki bir merkeze götürdüğünü anlatan Kadutu, buradaki Natalina adlı rahibenin kendisini götürdüğü papazın da ona cadı olmadığını söylediğini anlattı. Kadutu’nun ailesi hâlâ küçük kızın bir cadı olduğuna inanıyor.

KAYNAK


bu adamların memleketinde iddaa olsaydı çocukmocuk kalmazdı her "yatışda kesbitane" yuh be yuh.....
 

ReDo

Rektör
Katılım
8 Kasım 2008
Mesajlar
13,389
Reaksiyon puanı
92
Puanları
48
Uğursuz değil....şanssız diyelim : (
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Son mesajlar

Üst