A101 nasıl böyle büyüdü?

İsyankar97

Asistan
Katılım
12 Şubat 2018
Mesajlar
261
Reaksiyon puanı
61
Puanları
28
Yaş
26
7000 bin tane marketleri var

nasıl böyle bir imparatorluk kurdular ?

35000 bin kişi çalıştırmak nasıl bir güç böyle ?
 

FideLity

Doçent
Katılım
21 Temmuz 2014
Mesajlar
827
Reaksiyon puanı
418
Puanları
63
Devlet gibi düşün.Age of empires 3 oynuyorsan anlarsın.1 Şube açtın tuttu.Para kazana kazana 2.Şubeyi açıyosun noldu? Daha çok para.Sonra bir tane daha açıyorsun paranı ikiye katlıyorsun.Son durak 7.000 Yalnız sermayesiz bu işler yürümüyor.O kadar sermayeyi kazanmak da 1 ömre sığmıyor...
 

Ömer Canbaz

Dekan
Emektar
Katılım
29 Ağustos 2017
Mesajlar
6,157
Reaksiyon puanı
3,629
Puanları
113
7000 bin tane marketleri var

nasıl böyle bir imparatorluk kurdular ?

35000 bin kişi çalıştırmak nasıl bir güç böyle ?
Merhaba;
Bunu okuyunca aklıma ilk şu hikaye geldi.

Bir adam, bir sabah rast gele MİCROSOFT Şirketine girerek iş ister. O gün de şirketin bir tuvalet temizleyicisine ihtiyacı vardır. HR-Menajeri ile görüşür. Menajer test için kendisine tıkanmış bir lavobayı tamir ettirir. Adam testi başarır. İşe alınmıştır, ancak ne zaman başlayacağının kendisine e-maille bildirileceği söylenir. Adam, " benim e-mail adresim yok, çünkü bilgisayarım yok, adsl bağlantım ve ev telefonumda yok" der. (internet cafeler henüz yoktur) Menajerde; “ Üzgünüz ama o zaman siz sanalda yoksunuz ve bu işte de yoksunuz ! ” der.

Adam, üzgün olarak sokağa çıkar, cebindeki son 10 $ ile, bir e-mail edinmeye mi çalışacağına veya ne yapacağına karar vermeye çalışırken, bir süpermarketin önünden geçmektedir. İçeri girer. 10 $ karşılığı KİRAZ almaya karar verir. Alır ve bu kirazları küçük ambalajlarla kapı kapı dolaşarak satar. Sonuçta akşam üzeri sermayesi, ikiye katlanmıştır. Sevmiştir bu işi ve bunu hergün arttırarak devam ettirir. Birkaç ay sonra yürümeyi bırakıp bir kamyonet, birkaç ay sonra da kamyon, devamında da kamyonlar alır. Aradan 5 sene geçtiğinde bu adam, yaşadığı şehrin ve ülkenin en büyük nakliyat firmalarından birinin, sahibidir artık.

Bir gün, ailesini sigorta ettirmek için bir sigorta şirketine gider. Sigortacı da, e-mail adresini sorar. "YOK" der. Sigortacı hayretler içerisinde kalır ve "e-mail adresiniz yok ama, holdinginiz var ? Bir de e-mailiniz olsaydı, kimbilir şimdi neleriniz olurdu ? " der.

Adamın cevabı ; “ Benim e-mailim olsaydı, şu anda MİCROSOFT’ ta tuvalet temizliyor olurdum.” olur.

Bu, çok ilgimi çeken bir basit başarı hikayesinin şifresi olduğu için, siz okuyucularla paylaşmak istedim. İnternette çok vakit kaybeden ve e-mail adresi olunmasını çağdaşlık sayan bir gençliğimiz var. İnternetin her şeyde çözüm olmadığının anlaşılması, e-maliniz olmasa da çalışarak zengin olunabilineceğinin görülmesi ve kıssadan hisse alınması dileğiyle tabii. Haaa, bu yazıyı sizlerde e-mail deponuzda görmüşseniz, göndermişseniz, sizde muhtemelen TUVALET TEMİZLEYİCİLİĞİNE adaysınız anlamına gelmesi de, iş bu yazının PÜF NOKTASI…

Sanada okumanı tavsiye ederim. Soruna bir nebze de olsa cevap alırsın. ;)
 

Rint

Profesör
Katılım
8 Nisan 2013
Mesajlar
1,654
Reaksiyon puanı
360
Puanları
83
Merhaba;
Bunu okuyunca aklıma ilk şu hikaye geldi.

Bir adam, bir sabah rast gele MİCROSOFT Şirketine girerek iş ister. O gün de şirketin bir tuvalet temizleyicisine ihtiyacı vardır. HR-Menajeri ile görüşür. Menajer test için kendisine tıkanmış bir lavobayı tamir ettirir. Adam testi başarır. İşe alınmıştır, ancak ne zaman başlayacağının kendisine e-maille bildirileceği söylenir. Adam, " benim e-mail adresim yok, çünkü bilgisayarım yok, adsl bağlantım ve ev telefonumda yok" der. (internet cafeler henüz yoktur) Menajerde; “ Üzgünüz ama o zaman siz sanalda yoksunuz ve bu işte de yoksunuz ! ” der.

Adam, üzgün olarak sokağa çıkar, cebindeki son 10 $ ile, bir e-mail edinmeye mi çalışacağına veya ne yapacağına karar vermeye çalışırken, bir süpermarketin önünden geçmektedir. İçeri girer. 10 $ karşılığı KİRAZ almaya karar verir. Alır ve bu kirazları küçük ambalajlarla kapı kapı dolaşarak satar. Sonuçta akşam üzeri sermayesi, ikiye katlanmıştır. Sevmiştir bu işi ve bunu hergün arttırarak devam ettirir. Birkaç ay sonra yürümeyi bırakıp bir kamyonet, birkaç ay sonra da kamyon, devamında da kamyonlar alır. Aradan 5 sene geçtiğinde bu adam, yaşadığı şehrin ve ülkenin en büyük nakliyat firmalarından birinin, sahibidir artık.

Bir gün, ailesini sigorta ettirmek için bir sigorta şirketine gider. Sigortacı da, e-mail adresini sorar. "YOK" der. Sigortacı hayretler içerisinde kalır ve "e-mail adresiniz yok ama, holdinginiz var ? Bir de e-mailiniz olsaydı, kimbilir şimdi neleriniz olurdu ? " der.

Adamın cevabı ; “ Benim e-mailim olsaydı, şu anda MİCROSOFT’ ta tuvalet temizliyor olurdum.” olur.

Bu, çok ilgimi çeken bir basit başarı hikayesinin şifresi olduğu için, siz okuyucularla paylaşmak istedim. İnternette çok vakit kaybeden ve e-mail adresi olunmasını çağdaşlık sayan bir gençliğimiz var. İnternetin her şeyde çözüm olmadığının anlaşılması, e-maliniz olmasa da çalışarak zengin olunabilineceğinin görülmesi ve kıssadan hisse alınması dileğiyle tabii. Haaa, bu yazıyı sizlerde e-mail deponuzda görmüşseniz, göndermişseniz, sizde muhtemelen TUVALET TEMİZLEYİCİLİĞİNE adaysınız anlamına gelmesi de, iş bu yazının PÜF NOKTASI…

Sanada okumanı tavsiye ederim. Soruna bir nebze de olsa cevap alırsın. ;)

Gözle görülmeden inanamayacağım bir hikaye... Bize hep başarıyı satıyorlar, ancak kimse mutlu değil ve daha çok hırslanıp üzerimizden kazanıyorlar! Yalan dolan olmadan zengin olmayan insanların hikayeleri geçmişte kaldı! Artık her şey mübah modası var. Örneğin; yediğimiz yiyecekler, sağlığımız ile oynamaktan hiç çekinmiyorlar ürettikleri gıdalar ile... Yani o başarı hikayeleri bizim memlekette hava civa... Aşağıyı oku anlarsın :)

Migros ve türevi mağazalar sadece parası olan insanların memleketinde açıldı ve bu adamlar direk alt tabakayı hedef aldı... A 101 sahibi eski bim sahibi diye biliyorum "Cüneyt Zapsu" RTE çok yardımı dokunmuş belediye başkanı iken ;)BİM'in kuruluşu 1995 dayanıyor. RTE desteklemiştir, Yasin El Kadı finanse etmiştir. Biraz araştırma ile anlasın... Merakını araştırmaya kullan hazır bilgiye konma :D Kısacası işin içinde siyaset ve güç var.

Not: Bu adam (Yasin el kadı) şimdi BM tarafından terörü finanse edenler listesindedir...
 
Son düzenleme:

Ömer Canbaz

Dekan
Emektar
Katılım
29 Ağustos 2017
Mesajlar
6,157
Reaksiyon puanı
3,629
Puanları
113
Gözle görülmeden inanamayacağım bir hikaye... Bize hep başarıyı satıyorlar, ancak kimse mutlu değil ve daha çok hırslanıp üzerimizden kazanıyorlar! Yalan dolan olmadan zengin olmayan insanların hikayeleri geçmişte kaldı! Artık her şey mübah modası var. Örneğin; yediğimiz yiyecekler, sağlığımız ile oynamaktan hiç çekinmiyorlar ürettikleri gıdalar ile... Yani o başarı hikayeleri bizim memlekette hava civa... Aşağıyı oku anlarsın :)
Bu eski bir hikayedir zaten.
Migros ve türevi mağazalar sadece parası olan insanların memleketinde açıldı ve bu adamlar direk alt tabakayı hedef aldı... A 101 sahibi eski bim sahibi diye biliyorum "Cüneyt Zapsu" RTE çok yardımı dokunmuş belediye başkanı iken ;)BİM'in kuruluşu 1995 dayanıyor. RTE desteklemiştir, Yasin El Kadı finanse etmiştir. Biraz araştırma ile anlasın... Merakını araştırmaya kullan hazır bilgiye konma :D
Sen söylemek istediğimi çok yanlış anlamışsın ve işi çok farklı yerlere götürmüşsün. Benim aklıma ilk bu başarı hikayesi geldi ve bunu paylaştım. Altına da not düştüm. Bir nebze de olsa cevabını alırsın diye. ;)
 

Rint

Profesör
Katılım
8 Nisan 2013
Mesajlar
1,654
Reaksiyon puanı
360
Puanları
83
Bu eski bir hikayedir zaten.

Sen söylemek istediğimi çok yanlış anlamışsın ve işi çok farklı yerlere götürmüşsün. Benim aklıma ilk bu başarı hikayesi geldi ve bunu paylaştım. Altına da not düştüm. Bir nebze de olsa cevabını alırsın diye. ;)

İşte bende tam o nota cevap verdim. Bim ve A101 gibi firmaların başarısı yada ortaya çıkması böyle bir başarı hikayesine bağlı değil :D Tamamen siyaset ve çıkarlar...
 

alpacino_34

Profesör
Katılım
31 Ağustos 2015
Mesajlar
1,615
Reaksiyon puanı
495
Puanları
83
Merhaba;
Bunu okuyunca aklıma ilk şu hikaye geldi.

Bir adam, bir sabah rast gele MİCROSOFT Şirketine girerek iş ister. O gün de şirketin bir tuvalet temizleyicisine ihtiyacı vardır. HR-Menajeri ile görüşür. Menajer test için kendisine tıkanmış bir lavobayı tamir ettirir. Adam testi başarır. İşe alınmıştır, ancak ne zaman başlayacağının kendisine e-maille bildirileceği söylenir. Adam, " benim e-mail adresim yok, çünkü bilgisayarım yok, adsl bağlantım ve ev telefonumda yok" der. (internet cafeler henüz yoktur) Menajerde; “ Üzgünüz ama o zaman siz sanalda yoksunuz ve bu işte de yoksunuz ! ” der.

Adam, üzgün olarak sokağa çıkar, cebindeki son 10 $ ile, bir e-mail edinmeye mi çalışacağına veya ne yapacağına karar vermeye çalışırken, bir süpermarketin önünden geçmektedir. İçeri girer. 10 $ karşılığı KİRAZ almaya karar verir. Alır ve bu kirazları küçük ambalajlarla kapı kapı dolaşarak satar. Sonuçta akşam üzeri sermayesi, ikiye katlanmıştır. Sevmiştir bu işi ve bunu hergün arttırarak devam ettirir. Birkaç ay sonra yürümeyi bırakıp bir kamyonet, birkaç ay sonra da kamyon, devamında da kamyonlar alır. Aradan 5 sene geçtiğinde bu adam, yaşadığı şehrin ve ülkenin en büyük nakliyat firmalarından birinin, sahibidir artık.

Bir gün, ailesini sigorta ettirmek için bir sigorta şirketine gider. Sigortacı da, e-mail adresini sorar. "YOK" der. Sigortacı hayretler içerisinde kalır ve "e-mail adresiniz yok ama, holdinginiz var ? Bir de e-mailiniz olsaydı, kimbilir şimdi neleriniz olurdu ? " der.

Adamın cevabı ; “ Benim e-mailim olsaydı, şu anda MİCROSOFT’ ta tuvalet temizliyor olurdum.” olur.

Bu, çok ilgimi çeken bir basit başarı hikayesinin şifresi olduğu için, siz okuyucularla paylaşmak istedim. İnternette çok vakit kaybeden ve e-mail adresi olunmasını çağdaşlık sayan bir gençliğimiz var. İnternetin her şeyde çözüm olmadığının anlaşılması, e-maliniz olmasa da çalışarak zengin olunabilineceğinin görülmesi ve kıssadan hisse alınması dileğiyle tabii. Haaa, bu yazıyı sizlerde e-mail deponuzda görmüşseniz, göndermişseniz, sizde muhtemelen TUVALET TEMİZLEYİCİLİĞİNE adaysınız anlamına gelmesi de, iş bu yazının PÜF NOKTASI…

Sanada okumanı tavsiye ederim. Soruna bir nebze de olsa cevap alırsın. ;)
çok güzel bir hikaye :)
 

Death Mark

Guru
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,358
Reaksiyon puanı
15,383
Puanları
113
Kısacası ucuz ürün satmaktan beğenildi daha sonra bir çok uygun fiyata teknolojik alet giyisi oyuncak vs mal getirip satmaya başladılar tabi bu iş tutuncada çok satıştan kar yapıp her yere dükkan açmaya başladılar ve oldukça büyüdüler
 
Katılım
8 Ekim 2011
Mesajlar
53,871
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
16,118
Puanları
113
a101 adında saklı 101 ortaklı holding olmuş adında ki potansiyeli yürüdü 7000 şube oldu.
 

erolbelen

Öğrenci
Katılım
10 Eylül 2018
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
Yaş
38
Geçen 9 yılı değerlendiren Erhan Bostan, "A101'i en yaygın marka haline getirme hedefimiz aslında Türkiye'nin markası haline gelme stratejimizin bir parçasıydı. En yaygın olmak önemli ama yeterli değildi. Ailenin tercihi olmak için de tabii ki öncelikle kadınlarımızın güvenini kazanmak gerekliydi. Kadınlar istedi, biz mağazalarımızda sunduk, onları dinledik. Bizim müşterilerimiz adına karar veren kategori yöneticilerimiz yok. Bize her an geri bildirimde bulunan, kadın müşterilerimiz var. Müşterilerimiz ayda 80 milyon kere bir kategori yöneticisi gibi tüm ürünlerimizi denetliyor. Onların kararı doğrultusunda raflarımızı doldurup boşaltıyoruz. Biz kadınlarımızın güvenmediği hiçbir şeyi satmıyoruz. Her yeni ürün mutlaka müşterilerimiz tarafından test edilir. Müşterilerimizin yüzde 62'sini kadınlarımız oluşturmaktadır. Düzenli A101 müşterileri ise, ayda ortalama 19 kere mağazalarımızı ziyaret etmektedir, bu da bize olan güvenlerinin en önemli göstergesi'' dedi.
 

tanselya

Asistan
Katılım
1 Aralık 2016
Mesajlar
101
Reaksiyon puanı
27
Puanları
28
Yaş
34
Merhaba;
Bunu okuyunca aklıma ilk şu hikaye geldi.

Bir adam, bir sabah rast gele MİCROSOFT Şirketine girerek iş ister. O gün de şirketin bir tuvalet temizleyicisine ihtiyacı vardır. HR-Menajeri ile görüşür. Menajer test için kendisine tıkanmış bir lavobayı tamir ettirir. Adam testi başarır. İşe alınmıştır, ancak ne zaman başlayacağının kendisine e-maille bildirileceği söylenir. Adam, " benim e-mail adresim yok, çünkü bilgisayarım yok, adsl bağlantım ve ev telefonumda yok" der. (internet cafeler henüz yoktur) Menajerde; “ Üzgünüz ama o zaman siz sanalda yoksunuz ve bu işte de yoksunuz ! ” der.

Adam, üzgün olarak sokağa çıkar, cebindeki son 10 $ ile, bir e-mail edinmeye mi çalışacağına veya ne yapacağına karar vermeye çalışırken, bir süpermarketin önünden geçmektedir. İçeri girer. 10 $ karşılığı KİRAZ almaya karar verir. Alır ve bu kirazları küçük ambalajlarla kapı kapı dolaşarak satar. Sonuçta akşam üzeri sermayesi, ikiye katlanmıştır. Sevmiştir bu işi ve bunu hergün arttırarak devam ettirir. Birkaç ay sonra yürümeyi bırakıp bir kamyonet, birkaç ay sonra da kamyon, devamında da kamyonlar alır. Aradan 5 sene geçtiğinde bu adam, yaşadığı şehrin ve ülkenin en büyük nakliyat firmalarından birinin, sahibidir artık.

Bir gün, ailesini sigorta ettirmek için bir sigorta şirketine gider. Sigortacı da, e-mail adresini sorar. "YOK" der. Sigortacı hayretler içerisinde kalır ve "e-mail adresiniz yok ama, holdinginiz var ? Bir de e-mailiniz olsaydı, kimbilir şimdi neleriniz olurdu ? " der.

Adamın cevabı ; “ Benim e-mailim olsaydı, şu anda MİCROSOFT’ ta tuvalet temizliyor olurdum.” olur.

Bu, çok ilgimi çeken bir basit başarı hikayesinin şifresi olduğu için, siz okuyucularla paylaşmak istedim. İnternette çok vakit kaybeden ve e-mail adresi olunmasını çağdaşlık sayan bir gençliğimiz var. İnternetin her şeyde çözüm olmadığının anlaşılması, e-maliniz olmasa da çalışarak zengin olunabilineceğinin görülmesi ve kıssadan hisse alınması dileğiyle tabii. Haaa, bu yazıyı sizlerde e-mail deponuzda görmüşseniz, göndermişseniz, sizde muhtemelen TUVALET TEMİZLEYİCİLİĞİNE adaysınız anlamına gelmesi de, iş bu yazının PÜF NOKTASI…

Sanada okumanı tavsiye ederim. Soruna bir nebze de olsa cevap alırsın. ;)


Çok iyi hikayeymiş ^^ Teşekkürler paylaştığın için.
 
Üst