3 aylar da yok Kandil de

poyrazl

Asistan
Katılım
12 Şubat 2011
Mesajlar
226
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
...anladım. güzel aydınlattın sağol.
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Kanit falan yok diyorsunuz ya adam uydurmamis ki kendine gore yorumlamis olabilir.

Sunu diyor.

"KANDİLLER DE YOK"
-Üç aylar da kandiller de yok. Bunlar bizim kültürümüzde oluşmuş şeyler; geleneksel... Kuran'da da yok Peygamberimizin sünnetinde de yok.''

Arkadaşlar lütfen ilmi olan konuşsun hariçten gazel atılmasın.Kur'an ve sünnette candle yani kandil yoktur bu müslüman türklerin adetidir ama nedir.
Allah[cc]ekremün ekremin olarak kullarına bol sevap kazanacağı günler tahsis edip kampanya yapmıştır bu günlerde her amel açık çekle mükafatlandırılır işte osmanlı hayırda fırsatçılık yapıp bunu kandil adı altında kutlamıştır islam dinindeki yeri ise ''gece''dir
Bizi diğer yorum yapan kardeşlerimizle karıştırmayınız günlük arşivinden en az 200 tam sohbet yayınlayan yayın grubuyuz.
Sizler büyük ihtimalle gençsiniz mumla mübarek geceler arasında bağlantı kuramıyorsunuz bu sizlerin geçmişiyle kopukluğudur geçmişinize uzak yetiştirilmenizdir.Eskiden elektrik yok aydınlatma yok mübarek gecelerde yağlı kandil ve m umlarla heryer aydınlatılır çocuklar gece yarısı mahalleyi dolaşır yüklü miktarda harçlık toplardı.kapısı çalınan şimdilki gibi ana avratla karşılamaz gelecek çocuklar harçlıkları hazırlanmış biçimde beklenirdi
Madem öyle başlayalım
1-Mevlid Kandili veya gecesi Peygamber Efendimizin[sav]veladet-i şerifi dolayısıyla kutlanan gecedir veladet-i şerif dolayısıyla sevinen ikram eden Rabbleri tarafından ikramla sevindirilir
[video=youtube;WbPNqPzI9zA]http://www.youtube.com/watch?v=WbPNqPzI9zA[/video]
[video=youtube;DkLhbVpWVnc]http://www.youtube.com/watch?v=DkLhbVpWVnc[/video]
[video=youtube;mK_DFEhArGE]http://www.youtube.com/watch?v=mK_DFEhArGE[/video]
[video=youtube;mpUB_jkTlNc]http://www.youtube.com/watch?v=mpUB_jkTlNc[/video]
2-Berat kandili veya gecesi Kıyamet gününde defterlerin verildiği günümüzde ise bir senelik rızkın bunları bize vereken meleklere ulaştırıldığı gecedir kiişilerin said veya şaki olduğu defterlere yazılır yalvaranın defterleri değişir ümmet affı için sabaga kadar Rabblerine yalvarır.
[video=youtube;bEYKcy61d4w]http://www.youtube.com/watch?v=bEYKcy61d4w&feature=relmfu[/video]
[video=youtube;WYexjMXASp0]http://www.youtube.com/watch?v=WYexjMXASp0&feature=related[/video]
[video=youtube;0PAWgldHNkA]http://www.youtube.com/watch?v=0PAWgldHNkA[/video]
3-Regaib kandili-Receb-i şerifin ilk cum'ası dolayısıyla üç ayların ilk cum'asıdır
[video=youtube;HjWuiFsG4J0]http://www.youtube.com/watch?v=HjWuiFsG4J0[/video]
[video=youtube;wtbOR0wBzmA]http://www.youtube.com/watch?v=wtbOR0wBzmA[/video]
4-Mi'rac kandili gecesi Efendimiz[sav]nin isra ve mi'rac hadiseleriyle ödüllendirilmesi bedeni olarak milyonlarca senelik yolculuğun biiznillah bir anda bedeni olarak yapılmasıdır.Bu günün hürmetine Alemlerin Rabbi kullarını sevindirmektedir
[video=youtube;TcUUjBSlAdY]http://www.youtube.com/watch?v=TcUUjBSlAdY[/video]
[video=youtube;eOEIYgPaQp0]http://www.youtube.com/watch?v=eOEIYgPaQp0&feature=relmfu[/video]
[video=youtube;d6GRtcbxpm4]http://www.youtube.com/watch?v=d6GRtcbxpm4[/video]
5-Kadir gecesi-Meleklerin ve Cebrail [as]nin yeryüzüne inip ümmetle müsafeha yaptığı sabaha karşıda alemlerin Rabbi olan allah[cc]ın yerden mekandan münezzeh olarak yeryüzünde af isteyen yokmu affedeyim dua eden yokmu icabet edeyim dediği hakkında sure olan gece
[video=youtube;OlYOtTBhO34]http://www.youtube.com/watch?v=OlYOtTBhO34[/video]
[video=youtube;xPFePoPwBJU]http://www.youtube.com/watch?v=xPFePoPwBJU[/video]
Bu videolar tarafımıza ümmete ulaştırılmak üzere teslim edilmiş videolar olup sadece bu beş konuda 100 ün üzerindedir sadece seçip verdik
Değerli arkadaşlarımız
kimsenin ibadetine taatına karışmayız eleştirmeyiz kınamayız adam ineğe veya kadına veya heykele tapabilir ama islamla şereflenmek rızık işidir ki rızık olmazsa Ebu Talip gibi islama destek hizmet vermiş bir kişi bile nasiplenemez.Bu günler milli birlik beraberliğimizi pekiştiren birbirimize bağlayan günlerdir.hristiyan inancı paskalyayı kutlayabilir yahudi inancı pesahı islam üzerine olmak bir niğmettir ki bizlerde islam üzerine doğmuşuz yani dahlimiz yoktur.
Konuyu açan kardeşimiz ateisttir ki kendisi değer verdiğimiz bazende tartıştığımız bir kardeşimizdir onun rızkıda o kadardır eleştirmeyiz ötekileştirmeyiz.
Bayındır eliaçık islamoğlu gibi kişilere gelince kendileri küfür üzerinedir eğer islama bulaştırmazlarsa onlarlada işimiz olmaz
Dünya üzerinde armegedon savaşlarına hazırlık vardır bu yahudi inancı na göredir bu uğurda evangelist mezhebi kurulmuş bizim yerli evangelist isevilerle birlikte yahudi hükmü altında yahudi inancı+hristiyan inancı+islam dini birleştirilmeye çalıştırılmaktadır.Bu konuda ehl-i sünnetin kal'ası olan ülkemiz bu sapık inançlara ortak edilmeye uğraşılmaktadır.
Ortadoğu değişik inanç ve düşüncelerin kaynağı olan bir bölgedir islam dini Efendimiz[sav]nin nurunun yaradılmasıyla başlar daha sonra Adem [as]nin bedeni yaratılır ve dünyaya imtihan üzerine gönderilir.ve Reygamberler zinciri yine efendimiz[sav]ile hitama erer
Konular hassastır istemediğiniz halde tek bir söz itikadınızı zedeler islam dışına çıkarsınızda tevbeniz dahi kabul olmaz bir görüşe göre kıyamet günü beklenir.yani bilmediğimiz konularda ahkam kesmeyelim tartışmayalım sadece izleyelim
Bizler nasıl islam üzerine olup diğer inanışların rituelleri hakkında reddiyeler düzenlemiyorsak bu bize ayetle ve hadisle verilen emir üzerinedir yaparsak haddi aşanlardan oluruz
Siz inanmayan kardeşlerimiz son nefesinize kadar geri dönüş tekrar Rabbinize dönüş şansınız var bu rızıktır onun için olmayacak şeyler ileri sürüp Rabbinizle aranızı açmayınız.
Bu konuya devam etmekte israrcı olursanız onarlı guruplar halinde videolarımızı ve yüzlerce sayfa hadis-i şeriflerimizi vermeye başlayacağız bunlar bizim için ferahlatıcı olsada genç kardeşlerimizi bayar.
Değerli site yöneticileri
Nasıl bizim açtığımız konuları din kültürüne taşıyorsanız bu bölüme dini konuları açmayalım en azından basit kişiler üzerine indirgemeyelim.
Değerli kardeşim spy
size tavsiyemiz reddiyenizi kimin üzerinden yapacaksanız araştıreınız böyle ucuz kişilerin ağzıyla konu açmak size yakışmaz sizle aynı inancı paylaşmasakta bazı konularda aydın görüşlerinizden faydalanıyoruz hayal kırıklığına yol açmayın.
Sakın ha video ve konu açımı için verdiğimiz rakamları abartma kabul etmeyin zaten günlük tam video yayınımız 200 cıvarıdır buna derslerimiz güncellerimiz dahil değildir
 

MBrv

Profesör
Katılım
20 Eylül 2009
Mesajlar
1,761
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Bunun gibileri toplumun kafasını karıştırmayı adet edinmiş.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
1,243
Şimdi sakın Hindistan'da gidip de "ne yapıyorsunuz yahu adam mısın sen kızını köpekle evlendiriyorsun" demeyin; "toplumun kafasını karıştırıyor" diye en hafifinden tekfir ederler sizi. :)
 

St. Benoit

Profesör
Katılım
7 Nisan 2009
Mesajlar
1,357
Reaksiyon puanı
6
Puanları
218
Ben deistim, bir tek yaratıcıya inanırım, geri kalan benim için önemsizdir. Ancak kuranı, incili ve tevratı okudum. Burda hacıların, hocaların, dininizi istedikleri yerlere çekenlerin, anlattıklarına ya da videolarına inanacağınıza, bu 3 kitabı da okuyun. Orda ne yazıyosa ona inanın. Kuranın değişmediğine de inanıyorsanız, zaten daha doğru bilgiyi başka kimse veremez. İsterse sabaha kadar vaaz versin.
 

rb2344

Asistan
Katılım
16 Mayıs 2009
Mesajlar
375
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
diğer konularda değil de imsak vaktinin daha önce başlaması konusunda abdulaziz hocanın tespitleri daha yerinde gibi duruyor. güneşin 1 derecelik bir açıyla geldiği anda imsakın başlatılmasını anlayamıyorum ben. Kur'an indirildiği dönemdeki kişiler astronomi ilmiyle uğraşan kişiler değillerdi ve Kur'an'da da 18 dereceyle geldiği zaman demiyor siyah ip beyaz ipten ayırt edilinceye kadar yiyin için diyor. imsak vaktinde bir ufka bakın bakalım bir beyazlık görülüyor mu? asırlarca bu böyle yapılmış demeyin hemen. atalarımızdan, dedelerimizden böyle gördük demeyin zira Kur'an'ın bu sözleri söyleyenlere cevabı hiç de iç açıcı değil. bunun yanında ezan okunduktan 5 dakika sonra sabah namazını kılanlar, vakit girmediği için kıldıkları namazın durumunu bir düşünsünler...
 

promidal

Profesör
Katılım
18 Ekim 2011
Mesajlar
1,105
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
herkes kendi imanından sorumludur. ahirette hesap verirken "ben filanca hocaya uydum onun yüzünden buradayım" gibi bir bahane uydurduğunuzda allah sizlere "ben size akıl verdim hiç mi akletmediniz yürüyün cehenneme" diyecektir. herkes kendi imanından sorumlu olduğu için de herkes dinini kendi öğrenmelidir. "hangi hocaya inansak, hangi şeyhin müridi olsak" yaklaşımından ziyade hazıra konmayıp okumak anlamak ve akletmek zorundayız.
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Değerli arkadaşlar
Cevaplarınızı tek tek değerlendiriyoruz.Son yorumumuzdan sonra tek tek cevaplamak isteriz en önemli konuyu başa alalım
Hocanın kurucusu ve üyesi olduğu Süleymaniye Vakfı'nın http://www.suleymaniyevakfi.org/ web adresinde 84-85 bin üzerinde sorulara verilen cevapları inceleyebilirsiniz.

Süleymaniye Vakfı Ehl-i sünnet düşmanı bir kuruluştur.Vakıf Başkanı Abdülaziz Bayındırda öyledir.Bu konu daha sonra açıklanacaktır.

Ben deistim, bir tek yaratıcıya inanırım, geri kalan benim için önemsizdir. Ancak kuranı, incili ve tevratı okudum. Burda hacıların, hocaların, dininizi istedikleri yerlere çekenlerin, anlattıklarına ya da videolarına inanacağınıza, bu 3 kitabı da okuyun. Orda ne yazıyosa ona inanın. Kuranın değişmediğine de inanıyorsanız, zaten daha doğru bilgiyi başka kimse veremez. İsterse sabaha kadar vaaz versin.

Değerli kardeşim buna taşlarda inanıyor[hadis-i şerif]Yaratıcı sizin kullandığınız deyimdir O, Allah[cc]tır.Üç kitabı okudum diyorsunuz o zaman ben sizin elinizden öperim yaşça sizden büyük olduğum ilim sahibi olduğum halde elinizi öpmek.....Kur'andan başlayalım her halde arabça metinden okudunuz islam tarihi ve diğer konularda anlam verecek düzeyde ilminiz var o dönemin arabçasına vakıfsınız nüzül sebeblerini nesh edilenleri biliyorsunuz Muhkematı biliyorsunuz müteşabihatı ayırabiliyorsunuz.
Bu güzel bir özllik Allah[cc]ilminizi ziyade etsen islamla taçlandırsın amin
Bütün dünyada bildiğiniz üzere tek kur'an var yani her yöreden milyonlarcasını karşılaştırsanız esresine kadar aynı
gelelim diğer iki kitaba yani Musa[as]efendimize verilen tabletler İsa[as]efendimize verilen incil Bunların orjinalleri israil de bir yerde tutuluyor ve açıklanmıyor sana okuttuklarına göre önemli bir makamdasın yok piyasadakileri okumuşsan hikaye niyetine muharref olarak.herkez bir tane yazmış Göğe yükselişten yüz yıl sonra onların üzerinde dahi oynanmış.
Kur'anın koruması Onu yaratana aittir değiştirilemez.Diğerlerinin aslını bulsanız dahi kur'an onların yürürlüğünü durdurmuştur yani geçerlilikler yoktur ama biz onlara inanırız kabul ederiz ama kur'ana uyarız doğrusuda emredilende budur.

diğer konularda değil de imsak vaktinin daha önce başlaması konusunda abdulaziz hocanın tespitleri daha yerinde gibi duruyor. güneşin 1 derecelik bir açıyla geldiği anda imsakın başlatılmasını anlayamıyorum ben. Kur'an indirildiği dönemdeki kişiler astronomi ilmiyle uğraşan kişiler değillerdi ve Kur'an'da da 18 dereceyle geldiği zaman demiyor siyah ip beyaz ipten ayırt edilinceye kadar yiyin için diyor. imsak vaktinde bir ufka bakın bakalım bir beyazlık görülüyor mu? asırlarca bu böyle yapılmış demeyin hemen. atalarımızdan, dedelerimizden böyle gördük demeyin zira Kur'an'ın bu sözleri söyleyenlere cevabı hiç de iç açıcı değil. bunun yanında ezan okunduktan 5 dakika sonra sabah namazını kılanlar, vakit girmediği için kıldıkları namazın durumunu bir düşünsünler...
Birkere bayındır hoca değil vahhabi alimi yani islam dışı.amaç sizlerin ehl-i sünnet itikadı üzerine orucunuzu engellemek hududlardan çıkararak bozmaktır.

herkes kendi imanından sorumludur. ahirette hesap verirken "ben filanca hocaya uydum onun yüzünden buradayım" gibi bir bahane uydurduğunuzda allah sizlere "ben size akıl verdim hiç mi akletmediniz yürüyün cehenneme" diyecektir. herkes kendi imanından sorumlu olduğu için de herkes dinini kendi öğrenmelidir. "hangi hocaya inansak, hangi şeyhin müridi olsak" yaklaşımından ziyade hazıra konmayıp okumak anlamak ve akletmek zorundayız.

Değerli kardeşim inan her okuduğunu anlayıp onunla ictihad edebilecek düzeye gelmen çok zor okumak neyi nasıl nerede okumak ne ölçüde uygulamak bu bizide aşar.

Sonra dediğimiz cevabımızdan başlayalım.Kelimeler arasında kullandığımız sapık veya ehl-i sünnet düşmanı tanımlamaları ehl-i sünnet yolundan sapıldığını veya o yola girilmesini engellediği içindir.Bu vatandaş Peygamber efendimizi[sav]sahabeyi tanımıyor sevmiyor ki kur'anıda kendi kafasına göre yorumluyor iş biiti
[video=youtube;HxByf_9pja4]http://www.youtube.com/watch?v=HxByf_9pja4[/video]
[video=youtube;JLlvpee20Jg]http://www.youtube.com/watch?v=JLlvpee20Jg[/video]
[video=youtube;JPLfBzUCkU0]http://www.youtube.com/watch?v=JPLfBzUCkU0[/video]
[video=youtube;i0VpHPILQjc]http://www.youtube.com/watch?v=i0VpHPILQjc[/video]sitemizin
[video=youtube;UDK9lUfPBRg]http://www.youtube.com/watch?v=UDK9lUfPBRg&feature=relmfu[/video]
youtube videoları bize ait bu konuda sunabileceğimiz 300 tam sohbet
Yani içtihadına uyacağınız ehl-i sünnet yolunda hocaefendi alim olacaktır ehl-i sünnetten bir milim kayma itikad bozukluğudur ibadeti bırakın dinden çıkartır

Edille-i şer‘iye

Edille-i Şer’iye, şer’î deliller yani dinî hükümlerin ispat edilmesini ya da bir sonucun belirlenmesini sağlayan vasıtalar demektir. Edille, delil kelimesinin çoğuludur. Delil de, kendisiyle arzulanan bir hedefe ulaşılan kaynak-rehber-dayanak demektir.

Edille-i Şer’iye, İslâm fıkhının kaynaklarını oluşturur; bunlar, hüküm çıkarmada başvurulan esaslardır. Bir şeyin farz mı, vacip mi, sünnet mi; haram mı, helâl mi, mekruh mu olduğunun hükmü bu delillere dayanır.

Şer’î deliller sırasıyla şunlardır:

1. Kitap: Kur’an-ı Kerim.

2. Sünnet: Hz. Peygamberin (s.a.v.), peygamber sıfatıyla söylediği sözler, yaptığı işler ve başkaları tarafından yapıldığında sükut ederek tasvip ettiği fiillerdir.

3. İcma’: Hz. Peygamberin (s.a.v.) irtihalinden sonra müctehidlik vasfını kazanmış olan bütün alimlerin, bir asırda, herhangi bir meselede fikir birliği etmeleridir. İttifakla alınan böyle bir hüküm bütün ümmeti bağlar.

4. Kıyas: Kitap ve sünnette hükmü bulunmayan bir meseleye, aralarındaki illet (gerekçe) birliği sebebiyle müctehidin, Kitap ve Sünnetle düzenlenmiş meselenin hükmünü vermesidir. Mesela şarabın haramlığı âyetlerle sabittir, sebebi ise sarhoşluk verme illetidir (özelliğidir). Aynı özelliği taşıyan fakat ismi Kur’an’da geçmeyen diğer içkilere kıyasla onların da haramlılığına hükmedilir. Kıyas bir bakıma her müctehidin şahsî görüşüdür.

Bütün alimlerin üzerinde ittifak ettikleri bu dört delile fıkıhta aslî (ana) deliller denir. Bunlardan başka fer’î (aslî delillerden doğan tâli) deliller de vardır. Bazı alimler bunların adedini 40-50’ye kadar çıkarmışlardır. Bu delillerden en meşhur olanları ise şunlardır:

a) İstihsan: Bir müctehidin genel hükümden vazgeçip, bazı sebeplerle güzel gördüğü başka bir çözümü benimsemesi demektir. Özellikle Hanefi fakihleri bu metoda sıkça başvurmuşlardır.

b) İstislah: Fayda temin etme, zararı savma anlayışıdır.

c) İstishab: Geçmişte sabit olup sonradan değiştiği bilinmeyen bir şeyin, hâli hazırda da aynen kalmasına hükmetmektir. İstishab, bütün mezheplerin kabul ettiği bir delildir.

d) Örf ve âdet: Bazı müctehidler ictihadlarında o bölgenin örf ve âdetini de dikkate almışlardır. Yalnız bu örf ve âdetlerin hiçbir zaman âyet ve hadislere, icmaa ters düşmemesi lazımdır.

e) Sahabe sözü: Bazı müctehidler ictihadlarında, sünneti en güzel şekilde yaşamaya gayret eden sahabenin yaşayışını ve tavsiyesini de dikkate almışlardır.

f) Sedd-i zerâyi: Harama yol açacak olan davranışların yasaklanması, kötülüğe gidecek yolların kapatılması demektir.

g) Geçmiş şerîatler: Yani bizden öncekilerin şerîatlerindeki değişmeyen hükümler. Fıkıh usûlündeki ifadesiyle; “Şerâiun min kablinâ şerîatün lenâ: Bizden öncekilerin şerîatleri, bizim de şerîatimizdir.”

Hâl böyle olunca, “Kur’ân Müslümanlığı” nakaratıyla ortaya çıkıp sünneti dışlayan, mezhepleri kabul etmeyen, tasavvufa burun kıvıran çağdaşlara (!) bir çift sözümüz olacak: Kusura bakmasınlar ama, ya ufukları dardır, ya niyetleri kötüdür; ya da gözleri-kulakları perdelenmiş, kalpleri de mühürlenmiştir. Başka türlü bir îzah bulmakta zorlanıyoruz.

Sanki bunlar, “Allah’la kul arasına girilmez!” hezeyanının arkasına sığınıp, Resûlüllâh’ın (s.a.v.) hidâyetini istemiyorlar. O hidâyet ki, Kur’ân-ı Kerim’de, “Ümmîler arasından kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitâb’ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen o (Allah)’dır. Halbuki onlar, önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler”(1) diye açılanmaktadır.

O Ümmî Peygamber (s.a.v.), ümmetine Kur’ân-ı Kerim’i ve hikmeti nasıl öğretti? Zâhir ve bâtınlarını nasıl temizledi? Allâh’ın âyetlerini onlara o okumasaydı, kim okuyacaktı? Elbette ki sünnetiyle o öğretti ve güzel sîreti (mânevî durumu, hâl ve hareketleri, tabiatı, ahlâk ve karakteri) ile her şeyi apaçık o ortaya koydu. Onun sünneti olmadan Kur’an nasıl anlaşılırdı? Onun ashabı bize kadar bunları intikal ettirmeselerdi nasıl öğrenirdik? Bunun başka bir yolu-yordamı var mıydı? Aradaki vasıtalar-vesileler olmadan bu iş nasıl devam edebilirdi?..


Müctehid kimdir, ictihad neye denir?

Müctehid, şer’î hükümlerle ilgili Kur’an âyetlerini, hadisleri, bunları anlayacak derecede Arapça’yı, tefsir ve hadis usûlünü bilen; üstün bir muhakeme gücüne sahip, âyet ve hadislerin maksat ve illetini vâkıf; işin hakikatini öğrenebilme ve ortaya koyma hususunda samimi ve dürüst; ayrıca tamamen Allah vergisi olan ledünnî ilme de kavuşmuş kişidir. Böyle bir âlim, olanca ilmî gücünü harcayarak âyet ve hadislerden dinî hükümleri çıkarabilir, kıyas yapabilir. Yaptığı bu işe de ictihad denir.
Müctehid olan kişi herhangi bir İslami meseleyi çözmek için, önce o mesele ile ilgili âyetin olup olmadığına bakar. Sonra Hz. Peygamberin (s.a.v.) sünnetine yani hadise müracaat eder. Bunlarda bulamazsa, konuyla ilgili alimlerin görüşünü yani o mesele hakkında icmanın olup olmadığını araştırır. Onda da bulamazsa kıyas yaparak meseleyi çözmeye çalışır. Kısacası müctehid, anlatılan bu yolu takip ederek, kendisine geltirilen problemi mutlaka çözüme kavuşturur, kesinlikle askıda bırakmaz.

İctihad kapısı açık mıdır, kapalı mı?

Üstad Necip Fazıl Kısakürek anlatıyor:

“Bir konferansımda bana sordular:

− Devrimizde ictihad kapısı kapalı mıdır, açık mıdır?

Şu cevabı verdim:

− Devrimizde ve her devirde ictihad kapısı ardına kadar açıktır. Nebî ve Resûl gelmeyeceği mutlak... Fakat müctehid gelmeyeceğine ait hiçbir hüküm mevcut değil. Şu kadar ki, imkân âleminde serbest bırakılan bu nokta, o âlemin istediği şartlar bakımından imkânsıza döndürülmüştür. Nebî ve Resûl gönderilmesine muhâl, yeni müctehidler gelmesine de imkânsız demek doğru olur. Öyle bir ‘imkânsız’ ki, mücerrette mümkün, fakat müşahhasta kabil değil... Cins atların atladığı, meselâ 2 metre yüksekliğinde bir engel düşünün. O atlar geldi, geçti ve gitti. Nesillerse Arap atı yerine atlı karınca derecesinde küçüldü. Atlamak serbest, ama kim atlayacak?.. Hoş, atlasa da öbürlerinden farklı ne görecek ve ne getirebilecek?..

Demek ki, hem gerektirdiği şartlar, hem esasen getirdiği şartlar ve hem de esasen getirilmesi gereken şeylerin tamamlanmış olması bakımından, apaçık ictihad kapısı yeni bir geçişe sımsıkı kapalıdır. Bu devirde ve gelecek çığırlarda yeni zaman ve mekân tecellîlerine karşı ancak şerîat bütününden zerre fedâ etmeyen büyük ‘mütefekkirler’ gelebilir....
Düşününüz ki, bir asrın değil, on asırlık yekpâre bir zaman blokunun yenileyicisi İmâm-ı Rabbânî (k.s.) hazretleri, derecede belki bütün hak mezhep müctehidlerinden üstün olduğu halde Hanefî mezhebindendi, bin yıllık yenileyiciliğini (müceddidliğini) bu mezhep üzerine binâ etmişti ve kabul ettiği temelle üzerine kurduğu binâ arasında en küçük ihtilâf pürüzü yoktu.

Konferansımda söylediğim bu sözlerin, ‘ictihad’ meselesini en açık ifadeyle çerçevelediği zannındayım.”(2)
***

Keyfilik ve dini hafife alma düşüncesi taşımadan, bir kimsenin zaruri hallerde daha kolay ve rahat uygulama düşüncesiyle değişik mezheplerin hükümleriyle de amel edebilir.

Bir amele hangi mezhebin görüşü ile başlanmış ise, o amelin sonuna kadar aynı mezhebe göre tamamlanması şarttır. Mesela abdestte Şâfiîye göre hareket etmişse, namazı da bu mezhebe göre kılması gerekir. Fakat birbirleriyle bağlantısı olmayan farklı amelleri farklı mezheplere göre uygulayabilir.

http://www.ilahi.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=11220 güzel toparlamış bunula iktifa edelim
Sizler cevaplara devam ettikçe bizlerde devam edeceğiz .
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
@ashabulyemin islamiyette birçok mezhep var. bunu neye bağlıyorsun? senden farklı düşünen, inanan herkese karşı bu kadar tahamülsüzken diğer mezheplerden olanlara yaklaşımın nasıl merak ediyorum. onlarda mı şeytana hizmet ediyor?
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
@ashabulyemin islamiyette birçok mezhep var. bunu neye bağlıyorsun? senden farklı düşünen, inanan herkese karşı bu kadar tahamülsüzken diğer mezheplerden olanlara yaklaşımın nasıl merak ediyorum. onlarda mı şeytana hizmet ediyor?
Değerli kardeşim
Bu konuda Bilgi sunabilme fırsatını verdiğin için teşekkür ederim.Çanak soru gibi geldi ama olsun
İslamiyette iki tür mezheb vardır
1-İtikadi Mezhebler
a-Maturidiyye
b-Eş'ariyye
Bunlar itikadi konularda hadislerin ayetlerin uygulanmasında iki büyük imamın içtihat farklarını ortaya koyar.12 imamlardsan sonra islamiyete dışarıdan birşeyler sokma gayreti bu iki imamımızın itikadi konuları yeniden derleme ve içtihad belirtme çabaları sayesinde betaraf edilmiştir.Hanefi maturidiyyeye uyar diğer mezhebler eş'ariye uyar.
Ameli mezhebler
a-Hanefi
b-şafıi
c-maliki
d-hanbeli
Bu dört büyük imam ameli konuları derlemiş toparlamış ameli konularda ayrık otları temizlenmiştir.
itikadi konular inançla ilgilidir ve bu konularda tereddüt dahi insanı islam dairesi dışına çıkarır tevbesi yoktur şirk gibi
ameli konular mesela namaz oruçö gibi konularda değişik uygulamalardır dördünede uyabilirsiniz çizgi dışına çıktığınızda tevbe kabul edilir
bu konuları daha ayrıntılı vereceğiz
Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır diyen Efendimiz[sav]amellerimizde bize geniş bir hareket sahası bırakmıştır mesela abdestin bozulmasında kan ve kadın eli namazların kılınmasındaki farklar gibi teyemmüm şartları vs.
yani sizin tüm ihtiyaçlarınız bu dört mezheb içerisinde mevcuddur zaruret halinde mesela eliniz kanarken hanefi üzerine abdest alamazsınız şafıiye uyarsınız.
Demekki islam üzerine olan kişi önce itikadi mezhebini belirliyecek ki bu yöresel şartlara göre zaten belirlenmiştir Daha sonra ameli mezhebini belirleyecektir ki buda aile içerisinde belirlenmiştir sadece evlilikte değiştirilir [o zaman ihtiyaç duyulur.
Demekki 2+4 altı mezhebimiz var
Biz ehl-i sünnet vel cemaat üzerine olduğumuz için bu dört mezhebede zaman geldikçe uyarız.Bunun dışındaki uygulamalar bizleri kesinlikle ilgilendirmez.
ha senin tuzak soruna geleyim
Bu sitede Alevi inanca gelen hakaretleri engellemek için 4 üyelik harcadım eskiler bilir idarecisi olduğum sitelerdede kesinlikle bir cemaate bir inanç grubuna hakarete ettirmedim küçük düşürtmedim herkezin inancı kendinedir kimseyi alakadar etmez ancak ben islam dini üzerine olmayana tebliğle mükellefim ancak zorlama yapamam dönmeyene baskıda yapamam ''la ikrahe fiddiyn ''ayeti bu konu üzerinedir ancak ben islamım diyenlere biraz farklı davranma hakkımız vardır bu davranış biçimleri edile-i şeriyede bildirilmiştir.
Bir diğer konuya girersek
her kavme bir peygamber gönderilmiştir bu konuda hiç bir kavim yokturki azab göndermeden elçimizi göndermeyelim mealindeki ayetler kavimlerin sırat-ı mustakiyme dönmeleri için Rabbleri tarafından onların boş kendi haline bırakılmadığına delildir
Son Peygamber Efendimiz[sav]dir bundan sonra her asırda bir müceddid gelip dinin düzenini yeniden özüne döndürmüştür her bir senedede müceddidi elfi sani gelecektir ki ilki İmam-ı Rabbani[ksa]hazretleridir Efendi hz[ks]asrın mücaddidi olduğu halde bir konu üzerinde konuşurken mektubata yani İmam-ı Rabbani[ksa]hz ne dayandırır ki edeb te budur.Demekki bir alim ne kadar yüksek derecede bulunursa bulunsun İmam-ı rabbaniye dayanmak sonra asrın müceddiidine dayanmak zorundadır yani
Duvara dayanmakla olmaz.
Bizim sizlere tavsiyemiz kişilerin inançlarını incelememeniz onları inancıyla yargılamamanızdır kişi inançsız olabilir saygı duyacaksınız unutmayınki daha son nefesini vermemiştir ve hala Alemlerin Rabbinin çağrısına cevap verebilir.Rabbimiz in hadid sure-i celilesindeki hala tevbe edipte bana dönme zamanınız gelmedimi mealindeki yol göstermesiyle son nefese kadar insanoğluna fırsat sunuyor unutmayınki dört dörtlük bir müslüman itikadi konularda tökezlenirde kafir olarak can verebilir yani kimse cenneti garantilememiştir
Bu konularda google a sormakla yol alamazsınız netten bilgi indirdiğinizde kelime kelime araştırmanız gerekir yani oradan aldığınız bir bilgiyle bir kardeşinizin gönlüünü kırabilirsiniz unutmayın insanın kalbi kabeden değerlidir onu kırmak kabeyi yıkmaktan çok daha kötüdür.
Şimdi bize soracağınız soru şu olmalıdır hem kimseye karışma diyorsun hemde bazılarını din bazılarını ehl-i sünnet düşmanı yapıyor sapık diyorsun.
Adam yahudi veya hristiyan inancına sahiptir inancını tanıtır saygı duyarım bana hak olan dinimi daha iyi tanıtmak düşer
Adam inançsız olabilir geçmişindeki bir olay onu dinden çıkarmış olabilir eğer elimden gelirse tatlı sözle ikne ederim yoksa kendi haline bırakırım
Adam islam dini üzerine olmadığı halde anglikan kilisesine bağlı olarak islami konularda hoca takılır ahkam keser ve ünvanına binaen ümmeti sapık yola götürmeye uğraşırsa ki bunlara islamoğlu bayındır yani bizim vahhabiler dahildir o zaman iş değişir.Duruma can bahasına el koyarız. ibn-i teymiyyeciler keza öyle ve şia iran bayraktar grubu bunlar özellikle ingiliz anglikan amerikan evangelist kiliseler güdümündedir ki kabe imamları bunlara dahildir eğer vahhabi oldukları hakkında şüphe dahi olsa arkalarında namaz kılınır fitneye vesile olmamak için ama namaz sonra iade edilir yeniden kılınır.
Emperyalist ülkeler bölgemizdeki enerji kaynaklarını ele geçirmek için 1800 lü yıllarda arabistan şerifini Muhammed bin vahhabın Dinini!!!!!kabul etmeleri onu peygamber kabul etmeleri biat etmeleri karşılığında suud kralı yapmıştır Şia iran ise sapık inançlarını islama bulaştırmak için mücadele etmektedir.biz bunlarlada mücadele ederiz şia her türlü sapıklığa cevaz verir kadını kiralatır ve yazamayacağımız şeylere cevaz verir.
ülkemizde dört mezheb dışında alevi kardeşlerimiz bizim canımızdır kardeşimizdir has türk olmaları hasebiyle bizim gbi özellikle ehl-i beyte ve Hz Ali efendiimiz[ra]ze aşırı ilgileri vardır ki bizimde öyledir onların ayak bastığı toprağa kurban oluruz.
Değerli arkadaşlar çoğunuzun bu konuda yeterli bilgi sahibi olmadığınızı görüyoruz bunuda devletin üniversitelerinde islam düşmanı bilimadamlarını ilahiyat fakültesi dekanı profu gibi görevlere getirmesinde rolu vardır
Özellikle bu günlerde malatyadaki olay dahil bizi kardeşlerimizle birbirine kırdırma planları vardır biz buna sonuna kadar karşıyız planları bozmak için gece ve gündüzümüzü harcıyoruz harcamaya devam edeceğiz.
Gerçekten dakikalarımız çok değerli olduğu halde ülkemizin en büyük formuna bu yanlışlıkların not düşülmemesi babından katılıyor cevap veriyoruz.
Ha bu cevaplarda iş olsun diye veya sallama babından yazma olanağımız yok hayli kalabalık tarafından takip ediliyoruz
aşağıdaki linkleri inceleyebilirseniz konular haznevi kardeşlerimizin oluşturduğu kurul tarafından hazırlanmış olup bizlerce kontrol edilmiştir
http://www.haznevi.net/Bolum.aspx?BID=50
http://www.haznevi.net/Bolum.aspx?BID=49
 

Kurşun Kalem

Profesör
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,601
Reaksiyon puanı
58
Puanları
228
Beyler bayanlar. Dinimizin tek doğru kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Emir ve yasakları da gayet açıktır. Açın, okuyun. Kitapta "Allah size alimlere yorumlatıp uyasanız diye öğütler veriyor." diye bir şey geçmiyor. Rabbimiz bize "Düşünüp tutasınız diye size öğütler veriyor." diyor.

NAHL 90. Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

Kur'an bilincinde olanlar, neyin uygun neyin uygun olmadığını zaten çözerler. İşi dolandıranların amacı başkadır. Rabbimiz bize her zaman kolaylık diler. Bunun garantisini ayetlerinde vermiştir.

“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.” (Bakara, 2/286)

"Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara, 2/185)

Siz boş verin onu bunu. Okuyun...
 

rb2344

Asistan
Katılım
16 Mayıs 2009
Mesajlar
375
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
sayın ashabulyemin, abdulaziz hocanın (siz vahhabi alimidir hoca değildir deseniz de) peygamberive sahabeyi sevmediğini söylemişsiniz. buna deliliniz var mı? sevmeyen biri Kur'an'dan sonra Hadisleri kendile delil olarak alır mı? vahhabilikle suçladığınıza göre vahhabilik hakkında bilgi verin ve arabistanda mekke ve medinede bulunanların vahhabilikle olan bağlantıları hakkında bilgi verin de bu vahhabilik nedir tam olarak anlayalım
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Beyler bayanlar. Dinimizin tek doğru kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Emir ve yasakları da gayet açıktır. Açın, okuyun. Kitapta "Allah size alimlere yorumlatıp uyasanız diye öğütler veriyor." diye bir şey geçmiyor. Rabbimiz bize "Düşünüp tutasınız diye size öğütler veriyor." diyor.

NAHL 90. Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

Kur'an bilincinde olanlar, neyin uygun neyin uygun olmadığını zaten çözerler. İşi dolandıranların amacı başkadır. Rabbimiz bize her zaman kolaylık diler. Bunun garantisini ayetlerinde vermiştir.

“Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez.” (Bakara, 2/286)

"Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara, 2/185)

Siz boş verin onu bunu. Okuyun...

konuya değerli kardeşimizden alıntıyla başlayalım.Kur'andan güzel örnekler vermişsiniz Allah[cc]razı olsun.Piyasada aklınızın alamayacağı kadar meal ve tefsir var azı muteber olmakla çoğunun müellifi ehl-i sünnet dışıdır buna diyanetin 300000 dolar vererek bir ibn-i teymiyyeciye yazdırdığı dahildir bunların okunması alınması veya bunlara göre amel edilmesi doğru değildir bazıları direk küfre götürür.
o zaman ben sizin anlayacağınıuz< dilden anlatayım konu hayli uzadı
asgari müsterekte la ilahe ilallah demek lazım ama yetmiyor muhammedün resulullah la hitama erdirmeniz gerekiyor işte mesele burada Kur'an hadis desteği. olmaksızın anlaşılamaz ikisi birbirini tamamlarki Efendimiz bana kur'an ve kur'andan bir fazlası verildi buyurmuştur.günümüzde islamı hristiyanlık emrine sokmak isteyen sapıklar kur'an dini mealcilik gibi sapıklıkları ortaya getirmişlerdir sünneti hadisi ve diğer ahkamı kenara atarlar ve alın size kuran aç sözlüğü translate et işte manası buna göre amel et diyor.hayır efendi hazretleri [ks]umdelerinde hazırlanan ruhulfurkan tefsiri 20 seneye yakındır tamamlanamadı öyle kolaymı
değerli kardeşlerim ehl-i sünnet alimleri kur'anın ayetini geliş sırası nuzul nedeni neshini o günün arabçasını kullanarak değerlendirirler sünnet ve hadislerle açıklama getirirler kur'anda ne beş vakit namaz ne zekat miktarı ne önemli şeylerden bazıları vardır bunları Efendimiz[sav]açıklamalarıyla öğreniyoruz.Adam Efendimize düşman hayır onu doyuranlar öyle o ne yapsın parayı veren düdüğü çalıyor.
Demekki her eser okunmaz her esere göre amel edilmez konusunun uzmanı olmayan ayetlere mana veremez ve ehl-i sünnetin dışına çıkılmaz.noktaladık.

sayın ashabulyemin, abdulaziz hocanın (siz vahhabi alimidir hoca değildir deseniz de) peygamberive sahabeyi sevmediğini söylemişsiniz. buna deliliniz var mı? sevmeyen biri Kur'an'dan sonra Hadisleri kendile delil olarak alır mı? vahhabilikle suçladığınıza göre vahhabilik hakkında bilgi verin ve arabistanda mekke ve medinede bulunanların vahhabilikle olan bağlantıları hakkında bilgi verin de bu vahhabilik nedir tam olarak anlayalım

işte sizin sorunuz sadece bulandırmaya yönelik ve maksatlı halisane sorulara cevap var.
en az sizin kadar vakfın derslerini kur'an sitesini takip ediyoruz bir bak bakalım sevmeyi bırak düşmanlık etmediği neresi var alimler saatler süren reddiyeler yayınlamış ben sizin yazdığınızı harf harf okuyorum siz niye zahmet etmiyorsunuz videoları seyret neyi nerede ne zaman demiş yanlışlığı nerede anlarsın
burası gündem biz din kültürü bölümüne çevirdik vahhabiliği soruyorsun sana elli saatle cevap veririm hayır buna milleti bunaltmatya hakkımız yok o zaman kendi casuslarının ağzından verelim burada ümmete ehl-i sünnet dışılığı veya ehl-i sünnet düşmanlarına uymalarını tavsiye ediyorsunuz buna kesinlikle müsamaha yok gerekirse konu kapatılmazsa iki nöbetçi bırakırız sabaha kadar size cevap verir Oruç ağzımla söylüyorum vallahi elimizde onbinlerce video var yani merkeziz hiç malzeme sıkıntısı çekmeyiz
ben vahhabiliği özetleyeyim
arab petrollerine kavuşmak isteyen ingiltere bir casusunu[humper]islam alimi olarak yetiştirir mısıra yollar bir bakkalın yanına çırak olarak sokar o patronunu evliya olduğuna inandırır sonra sen peygambersin der ingiltere arabistan şerifine buna biat et seni kral yapayım der işte vahhabilik ingiliz anglikan kilisesi tarafından kurulmuş sapık bir alımdır özellikleri Peygamber[sav]ve sahabr düşmanıdırlar onların güzel kur'an okumaları fazla ibadetleri kur'anda belirtilmiştir ahir zamanda çenesinin altında sakalla çıkacağı bildirilen vahhabiler için okudukları kur'an boğazlarından aşağı geçmez diye bahsedilir bir diğer sapık akım hariciler ise Hz Ali keremallahuvecheh hazretlerini kafir diyerek öldürenlerdir ki sabaha kadar ibadet ederde sen,in ibadetini beğenmezler diye haber verilmiştir
gerek vahhabilik gerek şia gerekse haricilik islam dini açısından yahudilikten kat be kat zararlıdır
[video=youtube;um4y8KAl_Kk]http://www.youtube.com/watch?v=um4y8KAl_Kk[/video]
[video=youtube;Fwr1iwKuICc]http://www.youtube.com/watch?v=Fwr1iwKuICc&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;teYnvJ03zK0]http://www.youtube.com/watch?v=teYnvJ03zK0&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;HPNyio5xoiQ]http://www.youtube.com/watch?v=HPNyio5xoiQ&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;8lwmfHOk4kI]http://www.youtube.com/watch?v=8lwmfHOk4kI&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;bvbfhtjZsGE]http://www.youtube.com/watch?v=bvbfhtjZsGE&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;ZMXVzOqTOUw]http://www.youtube.com/watch?v=ZMXVzOqTOUw&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;x0qz5jUtjIg]http://www.youtube.com/watch?v=x0qz5jUtjIg&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;gvm2BI-bRlY]http://www.youtube.com/watch?v=gvm2BI-bRlY&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;ASL3rEG8SKI]http://www.youtube.com/watch?v=ASL3rEG8SKI&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;EWwH95RlKdo]http://www.youtube.com/watch?v=EWwH95RlKdo&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]
[video=youtube;ctZRkL_Fznc]http://www.youtube.com/watch?v=ctZRkL_Fznc&amp;feature=channel&amp;list=UL[/video]

Fatihte bulunan Hakikat kitabevi ehl-i sünnet hüseyin hilmi ışık[ksa]hazretlerine bağlı dergahla birlikte yayın yapar videolar yayın grubumuzca kullanılmaktaysada kullanmamız helal edilmiştir
bıkmadınızsa konuya bizde cevaplara devam edelim
 

rb2344

Asistan
Katılım
16 Mayıs 2009
Mesajlar
375
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
şimdi beni neyse suçladığınızı anlamadım ashabulyemin bey
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
vahhabilikle suçladığınıza göre vahhabilik hakkında bilgi verin ve arabistanda mekke ve medinede bulunanların vahhabilikle olan bağlantıları hakkında bilgi verin de bu vahhabilik nedir tam olarak anlayalım

Sevgili kardeşim, vehhabilikle ilgili en geniş ve mufassal bir yazı dizisini size link olarak versem umarım yeteri kadar bilgi sahibi olursunuz.
gerek doğuşu, gerek tarihsel gelişimi, gerekse itikadi ve sair unsurlarıyla alakalı ve en sahih kaynaklarla izahına çalışılmış önemli bir yazı dizisi... 5 ayrı bölümden oluşan bu yazı dizisinin ayrı ayrı linkleri aşağıdadır.

http://www.xn--inirah-xjb.com/index.php/topic,6360.0.html

http://www.xn--inirah-xjb.com/index.php/topic,6492.0.html

http://www.xn--inirah-xjb.com/index.php/topic,6709.0.html

http://www.xn--inirah-xjb.com/index.php/topic,7233.0.html

http://www.xn--inirah-xjb.com/index.php/topic,7363.0.html


not: bu linkleri reklam olsun falan diye koymadım. sadece konuyla ilintili sayfalarının linkini verdim. buna rağmen yine de forum kurallarına aykırılığı falan var mı bilmiyorum, varsa şayet görevli arkadaşlar gereğini yerine getirebilirler.
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
şimdi beni neyse suçladığınızı anlamadım ashabulyemin bey
sanki bir muhabbetiniz varmış gibi savunmaya geçiyorsunuz hala bu zevatı tanımıyorsanız ya kastidir ya bu konularla alakanız yoktur.neyse
Bozuk saat günde iki defa doğru zamanı gösterir diyanet bir ehl-i sünnet düşmanına tefsir yazdırır ki başlarında paralansın diğerinede reddiyeler düzenler
http://www.sapitanlar.com/index.php/diyanet-abdulaziz-bayindir/
[h=1]Diyanet, A.Bayındır’ın Safsatalarına Cevap verdi.[/h]admin 25 Temmuz 2012 Abdulaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu, Reformistler Yorum Yapılmamış






  • 82

    check-big.png

    Email
    check-small.png
    Share
    check-small.png
  • Sharebar

  • check-big.png
    82Email
    check-small.png
    Share
    check-small.png
Abdülaziz Bayındır’ın her yıl gündeme getirdiği “Türkiye’de 70 dakika fazla oruç tutulduğu” iddiasına Diyanet İşleri Başkanlığından delilli cevap verdi. (VİDEO)
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle:
“Son günlerde basılı ve görsel medya organlarında imsak vakti etrafında başlayan tartışmaların ardından
halkımızın sorularını yoğunlukla Başkanlığımıza iletmesi üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.
1- Başkanlığımız ibadet vakitlerinin doğru bir şekilde belirlenmesi hususunda öteden beri gerekli titizlik ve hassasiyeti göstermektedir. Bu doğrultuda gerek halkımızdan gerekse ilim adamlarından gelen eleştiri, değerlendirme ve teklifleri de daima ciddiyetle ele almakta ve incelemektedir. Son zamanlarda özellikle imsak vakitlerine ilişkin olarak Başkanlığımız, başlıca iki tür eleştiriye muhatap olmaktadır:
a. İmsak vakitlerinden temkini kaldırarak imsaki vaktinden daha sonraya bıraktığı ve böylece imsak vakti girmiş olmasına rağmen insanların yemeye içmeye devam etmelerine yol açarak oruçlarını tehlikeye attığı,
b. İmsaki vaktinden öne alarak insanları daha vakit varken bir saat öncesinden oruca başlattığı ve sabah namazını vaktinden önce kılmalarına yol açtığı ve böylece namazlarının batıl hale gelmesine sebebiyet erdiği,
2- Diyanet İşleri Başkanlığı, imsak ve yatsı vakitleri ile ilgili hesaplarının yerindeliğini ölçmek ve muhatap
olduğu iddiaların doğruluk derecesini tespit etmek üzere geçen yıl Ramazan ayının hemen akabinde yatsı ve sabah vakitlerinin tespitine yönelik yeni bir gözlem çalışması yapmaya karar vermiştir. Bu karar çerçevesinde Ankara Üniversitesi ile bir protokol imzalamıştır.
2011 yılı Eylül ayında başlatılan proje, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Sacit Özdemir’in başkanlığında bir gözlem heyeti tarafından yürütülmüştür. Gözlemler hem gelişmiş astronomik aletler, hem de göz ile (denek gözlemcilerle) olmak üzere iki yöntemle gerçekleştirilmiştir. Bu proje devam etmektedir. Ancak şu ana kadar ulaşılan sonuçları şöyle özetlemek mümkündür;
Kur’ân-ı Kerim’de imsak vakti şu şekilde anlatılmaktadır: “…Şafağın beyaz ipliği-aydınlık- siyah iplikten –karanlık- ayırt edilinceye kadar yiyin için…” [el-Bakara 2/187] Bu ayeti kerimede geçen beyaz iplikle, sabahleyin doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan beyazlığın, siyah iplikle de gecenin karanlığının kastedildiği, hem ayeti kerimede yer alan ‘mine’l-fecr/şafağın’ kaybından ifadesinden hem de hadisi şeriflerdeki açıklamalardan anlaşılmaktadır. [Bak. Ebu Bekr er-Razi Cessas, Ahkamü’l-Kur’an, Daru’l-Mushaf, Beyrut I/283–285]
Fıkıh Uleması, bu ayeti kerime ve sünnet çerçevesinde imsakin fecr-i sadık ile başladığını ifade etmişlerdir. Buna göre imsak vakti, fecr-i sadık ile başlar. Fecr-i sadık, sabahleyin doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan beyazlığın/sabah şafağının başladığı andır. Güneş doğmadan önce doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan ve gittikçe yayılarak yükselen beyazlığın görülmeye başlaması, fecri sadığın başlangıcıdır. Bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda, sahurun sona erip orucun başlaması (imsak) vaktidir.
[h=2]a. Hata payları da göz önünde bulundurularak değerlendirildiğinde aletle yapılan gözlemlerden kabaca elde edilen sonuçlar, Başkanlığımız takvimlerinde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah vakitleriyle örtüşmektedir. [/h]____________________________________________________
PROF.DR CEVAT AKŞİT HOCAEFENDİNİN BU KONU HAKKINDAKİ AÇIKLAMASI :

b. Gözlem yeri, şehir ışıklarının yansıması, havanın berraklık durumu, gözlemci denek sayısı, insan gözü ile aletin algılama gücü farkı vb. etkenlerden kaynaklandığı düşünülen sebeplerle gözle yapılan gözlemler ile Başkanlığımız takviminde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah vakitleri arasında bir miktar farlılıklar izlenmiştir. Ancak bu farklılıklar büyük ölçüde temkin payları kapsamında değerlendirilebilecek niteliktedir.
3- Başkanlığımızın imsak vaktini belirlerken güneşin 18 derece ufka yaklaşmasını esas alan ölçüsü, bütün İslam dünyasında imsak vakitlerinin belirlenmesinde esas alınan en düşük derecedir. Bazı İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar daha ihtiyatlı hareket etmek için güneşin 19 derece ufka yaklaşmasını esas almaktadırlar. İslam dünyasında imsak vakitlerinin belirlenmesinde 18 dereceden daha düşük bir ölçüyü esas alan herhangi bir ülke bulunmamaktadır.
Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’deki uygulama da böyledir. Ancak yaz aylarında yatsı ve imsak vakitlerinin oluşmadığı ileri enlemler bunun dışındadır. Öteden beri İslam astronom ve muvakkitleri de imsak vaktini belirlerken en az 18 dereceyi esas almışlardır. Bu vakit, -ilk anda çıplak gözle fark edilemese dahi- sabah şafağının başlama vaktidir. Diğer taraftan dört mezhebin de dâhil olduğu İslam âlimlerinin büyük bir çoğunluğuna göre yatsı vakti ile sabah namazı/imsak vakti arasında mühmel bir vakit yoktur. Yatsı vakti çıkar çıkmaz sabah namazı vakti girer. Dolayısıyla imsakin sabah tanının bilimsel olarak başlangıç vaktinden daha sonraya bırakılması, yatsı namazı vaktinin sonu konusunda başka tereddütler ortaya koyacaktır. Netice itibariyle bu saatten sonra kılınan sabah namazı ve başlanan oruçlara ilişkin olarak herhangi bir tereddüt uyandırılması doğru değildir.
[h=2]4- Halkımız, Başkanlığımızın büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu namaz vakitleri konusunda hiçbir tereddüt yaşamadan ibadetlerini gönül huzuru içerisinde yapmaya devam edebilirler.[/h]Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
 

execute

Asistan
Katılım
15 Şubat 2011
Mesajlar
469
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Şimdi bu adam "havada durudum şahitlerim var" der gibi olmuş. Allah akıl versin.Fikir versin. Bu söylemlere itimat eden arkadaşlar hemen bu düşünceleri silsin aklından. Sahih hadislere bakın Kuran ı açın okuyun Peygamber Efendimizin(S.A.V) sünnetlerine bakın hepsinin birbiri ile uyumlu olduğunu göreceksiniz. Aklın yolu birdir.

Şöyle bir örnek verelim: Faiz haram bunu her müslüman bilir. Şimdi İmanlı bir insan Faiz ile iş yaparsa kendini anca şöyle kandırır. Ben karnımı doyurmak zorundayım artık dünya , işler böyle ilerliyor. Ama gel gelelim vicdana orası Faizin hep haram olduğunu bildiği için sancıda. Akıl ile kalp bir değil. İslam insanın aklını ve kalbini bir tutar.
 

topalsolucan

Rektör
Katılım
25 Mart 2010
Mesajlar
15,674
Reaksiyon puanı
555
Puanları
293
konu dünyayı turlamış, sonra bir de tersten turlayayım diyip tekrar yola çıkmış. tutabilene aşk olsun.

isterdim ki tek yorum atılmasın. :p
 

shadow2

Profesör
Katılım
23 Eylül 2009
Mesajlar
1,132
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Televiztonda görüpte sözüne itibar ettiğim tek hoca Cevat Akşit'tir. Açıklaması çok teşekkürler. Allah kendisinden ve açıklamasını buraya ekleyenden razı olsun.
 

rb2344

Asistan
Katılım
16 Mayıs 2009
Mesajlar
375
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
sanki bir muhabbetiniz varmış gibi savunmaya geçiyorsunuz hala bu zevatı tanımıyorsanız ya kastidir ya bu konularla alakanız yoktur.neyse
Bozuk saat günde iki defa doğru zamanı gösterir diyanet bir ehl-i sünnet düşmanına tefsir yazdırır ki başlarında paralansın diğerinede reddiyeler düzenler
ben kimseyi savunmuyorum ama şunu da soruyorum kendime 18 derecelik bir açıyla güneş ışınlarının gelmesinin esas alınması fecirle alakalı ayetten çıkarılan sonuç mu? Allah 18 dereceyle güneş ışınları gelinceye kadar yiyin için mi diyor, siyah ip beyaz ipten ayırılıncaya kadar mı yiyin için diyor? kaldı ki abdulaziz hocanın bu fikirlerini paylaşan, geçmişte diyanet bünyesinde çalışan prof. saim yeprem de var.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
1,243
Diyanetin açıklamaları tam olarak delil değil. Örneğin Ramazan'dan bir gün öncesiyle bir gün sonrası arasında ezan yaklaşık yarım saat fark olmasını açıklamıyor. Metinde ilgisiz bir yerde sadece "temkin" sözcüğü geçmiş. Evet temkinli olmak için gerçek vakitten bir süre önce yemeyi içmeyi bırakmak iyidir de yarım saat önce okunan ezan yüzünden insanlar Sabah namazı vakti girmeden namaz kılıyor. Öğle vakti akşam namazı kılmak gibi bir şey.

İkinci olarak, Mekke ve Medine'de de uygulama böyledir denilmiş. Öyleyse neden Mekke ve Medine ile aynı meridyen civarında olduğumuz halde Ramazan Bayramı günü bazen birbirini tutmuyor? Örneğin bazen biz oruç tutuyoruz, Mekke'de bayram oluyor, veya biz bayram ediyoruz, onlar oruç tutuyor. Çünkü Diyanet kendi kendine vakit belirliyor, takvim tayin ediyor. İslami ölçülere göre değil, devlet ölçülerine göre hareket ediyor.

Kısacası, genel açıklamalar yapmışlar, bir delil sunmamışlar.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Televiztonda görüpte sözüne itibar ettiğim tek hoca Cevat Akşit'tir. Açıklaması çok teşekkürler. Allah kendisinden ve açıklamasını buraya ekleyenden razı olsun.

hay Allah senden razı olsun @shadow2 kardeş, tam kalbimde olan söyleyiverdin.
ben cevat hocamın yanlış olan sözünü/fetvasını bu adamların doğru söz/fetvalarına tercih ederim.
dört yıl dizi dibinde ders gördüm.
evine gitmişim, sofrasına oturmuşluğum vardır.
o evinde de, evi dışında da islami hayatı yaşamının merkezine koymuş, her yönüyle Allah için yaşayan hakiki ve gerçek bir "muhsin"dir.
onun yolunu, sözünü kim takip ederse vallahi yolunu asla sapıtmaz, dosdoğru bir mü'min olarak hayatını devam ettirir.

Diyanetin açıklamaları tam olarak delil değil.

ben de diyorum ki, "ben oruçluyum", @Elmacik kardeş!
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Değerli genç kardeşlerim aslında bu konu sizin ehl-i sünnete sizin sahip çıkmanız lazım sapık akımlara sizin karşı çıkmanız lazım biz yolu tamamladık sayılır.
Önemli olan ince saat hesaplamaları değil bunları bahane ederek islama birşey sokuşturmaya çalışmaktır Bi'datların kalesi diyanet bile dayanamayıp patlamışsa bir dakika düşünmek lazım
Bir değerli kardeşim Cevat Akşit hocaefendiden bahsetmiş bir diğeride sevdiğini söylemiş hah işte tam isabet bir ehl-isünnet alimini sevmek nasib işidir alimler Peygamberlerin varisi olduğuna göre sevginiz Efendimiz[sav]ye dir haftalık yayınladığımız sohbetleri 10 cıvarıdır sayılı 250 cıvarı sohbeti vardır isteyene verebiliriz.
QUOTE=rb2344;2393865]ben kimseyi savunmuyorum ama şunu da soruyorum kendime 18 derecelik bir açıyla güneş ışınlarının gelmesinin esas alınması fecirle alakalı ayetten çıkarılan sonuç mu? Allah 18 dereceyle güneş ışınları gelinceye kadar yiyin için mi diyor, siyah ip beyaz ipten ayırılıncaya kadar mı yiyin için diyor? kaldı ki abdulaziz hocanın bu fikirlerini paylaşan, geçmişte diyanet bünyesinde çalışan prof. saim yeprem de var.[/QUOTE]
bayındıra hoca diye hitap etmeniz hocaefendilere en ağır şekilde hakarettir onları bayındır gibi olmaktan tenzih ederim hoca tabiri islam ilmiyle şereflenmişler için kullanılır.Bize yapılan hocam hitabını haketmediğimiz için veya öyle düşündüğümüz için kabul etmiyoruz vahhabilerde hoca olmaz
şimdi ayıp olmasa forumun kurallarına uygun olsa bunları arabça veya ingilizce cevaplarıdm
ya hiç kafan basmoıyormu kardeşim bayındırla orucun ne alakası var onu niye geriyor beş dakika önce sonra yaparım bu niye dertleniyor.Maksat orucunuzu ifsad etmek başta Rabbinizin artık yemeyin dediği zamanda sizi yedirtmek yine size roucu erken açtırmak adam ömrünü islam düşmanlığına adamış vakıf kurmuş yanii sizleri ecr den alıkoymak islamoğlu bayındır karaman la beyaz ve öztürkü birbirine karıştırmayın onlar ehl-i sünnet alimi olupta ilimlerini dünya eşyasına satanlar üç beş kuruş için rezillik yapıyorlar şarlatanlar ama birinci grup islam dışıdır la ilahe ilallah deyip sonunu getirmeyen kur'an ve hadis hükümlerini değiştiren ümmatin itikadını bozup onları kıyamet gününde tevbesi kabul olmayanlar safına sokmaktır.
Bu üçlü bizim konumuzdur ister yazılı ister video halinde konular açsak aylarca sürer
salladın o kadar şeyi nereden bulacaksın
Biz tanıyan tanır zaten her gün birkaç kere dokunuyoruz.hilal kanal 7 meltem aynı amaca hizmet eden tv lerdir


Diyanetin açıklamaları tam olarak delil değil. Örneğin Ramazan'dan bir gün öncesiyle bir gün sonrası arasında ezan yaklaşık yarım saat fark olmasını açıklamıyor. Metinde ilgisiz bir yerde sadece "temkin" sözcüğü geçmiş. Evet temkinli olmak için gerçek vakitten bir süre önce yemeyi içmeyi bırakmak iyidir de yarım saat önce okunan ezan yüzünden insanlar Sabah namazı vakti girmeden namaz kılıyor. Öğle vakti akşam namazı kılmak gibi bir şey.

Benim çok değerli kardeşim Elmacık bir cevap vermiş ha işte onu harf harf incelerim boş yazmaz çünki boş değildir bir bakalım ne demiş
Değerli kardeşim sabah ezanı okunduğunda namaz kılınmaz çünki yalancı aydınlanmanın bitip daha sonra gerçek aydınlığın başlaması lazımdır yani camiye gidersin toplanır zikr yaparsın vakit girdiğinde sabahın iki rekat farzını kılarsın çünki sünneti evde kılmak efdaldir.
Sahurun sınırını haber veren ezan imsak ezanıdır o dahada erken okunur imsak ezanıyla ancak bişr zaruret olurda sabahı kılamayacak olursanız kılarsınız.
Elmacık kardeşimizide cevaplamış olduk.
şimdi mevzuya gelip toparlayalım
sizler islam iseniz önünüzde tek seçenek vardır ehl-i sünnet vel cemaate tabi olmak buna uymak zorunda olan alevi ve sünni kardeşlerimizdir ki islam üzerine olan onlardır ehl-i sünnet dışına çıktığınızda islamında dışına çıkarsınız dışarı çıktığınızda ne olur biliyormusunuz düşününki bir kapıdan bir daha girmemecesine kovuldunuz ha o zaman gayri müslimler bunlardan avantajlıdır bir kelime-i şahadet bir tevbe işleri biter.
ehl-i sünnet düşmanlarının kitaplarını okumayın tefsirlerini elinizle itin o tefsirler sizi küfre götürür,meallerini keza mealcilik yapmayın mealle kur an anlaşılmaz
ilmin şehri Efendimiz [sav]kapısı Hz ali keremallahuvecheh tir besmele şerhi için 40 katır yükü yazı yazarım buyurmuştur yani ilmim ancak bu kadar demiştir elmamlılı hamdi yazır 56 sayfa ayırmıştır şia vahhabilik ibn-i teymiyyecilik itikadınız için zehirdir bu ilmi taşıyanlardan uzak durun
Yahudilikle bunların durumu nedir
yahudilik kıyamete kadar Rabbimizden müsadeli la'netlenmiş bir kavimdir onların kıyamete kadar yapacağı belli olduğu için temkinliyiz ama bu akımlar yahudilikten aşağıdır ya ingilizin ya abd nin yada şia iranın kuklalarıdır
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
1,243
[MENTION=51895]ashabulyemin[/MENTION]; abicim "sabah ezanı okunduğunda namaz kılınmaz" deyişin; bizim milletimize has bir uygulama olsa gerek. Zira ezan, insanları namaza durmaya davet için vardır. Resulullah tarafından namaz vaktinin girdiğini ilan etmek için okutulmuştur. Eğer Resulullahın sünnetini değiştirirsek, insanların hepsinin bunu bilmesini bekleyemeyiz. Velev ki öyle olsa bile, zaruri olmadığı halde farzı veya sünneti herhangi bir maslahat gereği değiştirmenin kendisi doğru olmadığı gibi, bu değiştirme yüzünden haberi olmayan bir sürü insan hatalı bir iş yapmış olacaktır.

İkinci olarak, eğer dediğin gibi olsa kardeşim, öyleyse her gün yarım saat farkla okunur; fakat sadece ramazanda yarım saat farkla okunuyor. Öyleyse eğer sünneti evde kılmak efdal olduğu için ve insanlar camiye toplansın diye okunuyorsa (ki Resulullah'tan böyle bir uygulama olduğunu duymadık), öyleyse her gün öyle okunmalıdır; Ramazan dışında neden doğru vakitte okunuyor bu durumda?

Üçüncü olarak, tekrar söylüyorum, bazı uygulamalar sadece Türkiye'de icat olmuştur; başka hiçbir müslüman topluluğun yapmadığı işleri Allah'ın emri gibi yapıyoruz. Sadece Diyanet öyle dediği için. Allah'ın değil, devletin emrinde olan bir kurumdan bahsediyoruz. Zamanında ezanı Türkçe okuyan, başörtüsü konusunda hiçbir şey diyemeyen bir kurumdan bahsediyoruz.

Dördüncü olarak, ashabulyemin abim, senin söylediğin doğru olansa dahi, bu durum bayram günü uyuşmazlığını açıklamıyor. Nasıl oluyor da aynı kuşakta olduğumuz halde bazen Mekke ile bayram günümüz birbirini tutmuyor?
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Çok değerli Elmacık kardeşim
Sabah geceden çıktığımız vakittir sabah namazından önce yapılacak şeyler vardır.Ezan okundu kalktınız bir ihtimal gusul abdesti aldınız ki 15 dakika diyelim belki virdiniz var salavatınız var bunları hallettiniz ve iki rekat sünneti evde kılıp camiye çıktınız.işte aradaki zaman farkı bu sahurda biraz uzar.Bunu herkez bilir öğlede ikindide anında kılarsında sabah zamanını beklersin.
Evlerin namazsız kalmaması için özellikle sabahın sünnetinin evde kılınması lazımdır imsak ezanı dahada erken okunur
Bizler diyanetin takipçisi değiliz Bizim verdiğimiz örnek bi'dat kalesi diyanetin bile bayındıra dayanamadığından patladığıdır.Türkiyerde icad olmuş u düzeltiyoruz ülkemiz ehl-i sünnetin ender yaşandığı ülkelerden biridirMekke işgal altındadır yönetimi ise ingiliz anglikan kilisesine bağlıdır imamlarının arkasında namaz kılmak caiz değildir fitneye vesile olunmaması için kılınır sonra iade edilir.
suudda önemli olan sünnete uymamaktır
 

rb2344

Asistan
Katılım
16 Mayıs 2009
Mesajlar
375
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
[/QUOTE=rb2344;2393865]ben kimseyi savunmuyorum ama şunu da soruyorum kendime 18 derecelik bir açıyla güneş ışınlarının gelmesinin esas alınması fecirle alakalı ayetten çıkarılan sonuç mu? Allah 18 dereceyle güneş ışınları gelinceye kadar yiyin için mi diyor, siyah ip beyaz ipten ayırılıncaya kadar mı yiyin için diyor? kaldı ki abdulaziz hocanın bu fikirlerini paylaşan, geçmişte diyanet bünyesinde çalışan prof. saim yeprem de var.[/QUOTE]
bayındıra hoca diye hitap etmeniz hocaefendilere en ağır şekilde hakarettir onları bayındır gibi olmaktan tenzih ederim hoca tabiri islam ilmiyle şereflenmişler için kullanılır.Bize yapılan hocam hitabını haketmediğimiz için veya öyle düşündüğümüz için kabul etmiyoruz vahhabilerde hoca olmaz
şimdi ayıp olmasa forumun kurallarına uygun olsa bunları arabça veya ingilizce cevaplarıdm
ya hiç kafan basmoıyormu kardeşim bayındırla orucun ne alakası var onu niye geriyor beş dakika önce sonra yaparım bu niye dertleniyor.Maksat orucunuzu ifsad etmek başta Rabbinizin artık yemeyin dediği zamanda sizi yedirtmek yine size roucu erken açtırmak adam ömrünü islam düşmanlığına adamış vakıf kurmuş yanii sizleri ecr den alıkoymak islamoğlu bayındır karaman la beyaz ve öztürkü birbirine karıştırmayın onlar ehl-i sünnet alimi olupta ilimlerini dünya eşyasına satanlar üç beş kuruş için rezillik yapıyorlar şarlatanlar ama birinci grup islam dışıdır la ilahe ilallah deyip sonunu getirmeyen kur'an ve hadis hükümlerini değiştiren ümmatin itikadını bozup onları kıyamet gününde tevbesi kabul olmayanlar safına sokmaktır.
Bu üçlü bizim konumuzdur ister yazılı ister video halinde konular açsak aylarca sürer
salladın o kadar şeyi nereden bulacaksın
Biz tanıyan tanır zaten her gün birkaç kere dokunuyoruz.hilal kanal 7 meltem aynı amaca hizmet eden tv lerdir
[/QUOTE]

doğrusu ilminize nazaran ağzınızdan çıkanlar size pek yakışmadı. "ya hiç kafan basmıyor mu" da ne demek! bir tek sizinki mi basıyor da bu küçümseyici sözleri kullanma hakkını kendinizde buluyorsunuz. sizin gibi düşünmeyenleri yaftalamak ne haddinize. kimin müslüman olduğuna karar verme mercii siz değilsiniz ki insanları "birinci grup islam dışıdır" diyebiliyorsunuz. Allah'ın sonuna kadar açık bırkatığı tövbe kapısını siz hangi hakla bir kesim insana kapatabiliyorsunuz? siz fikirlerinizi paylaştınız ben de kendi fikirlerimi öne sürdüm ama hala net bir cevap vermediniz bana. imsak vakti ile alakalı olarak Kur'an'ın muhatabı kişiler astronomi ilmiyle meşgul değillerdi ki 18 derecelik güneş ışını dünyaya geldiği zaman oruca başlasınlar. abdulaziz hoca da ( siz kabul etmemeye devam edin ama lütfen ağzınızı bozmayın) bunun böyle olmadığını Kur'an'dan ve hadislerden aldığı delillerle izah ediyor. saim yeprem gibi zamanında diyanetin başkanlığını yapmış kişiler de bu görüşün doğru olduğunu söylüyor.

cevap verirken de sizden ricam ağızdan çıkanlar kulaklara bir uğrasın. malumunuz affedilmeyecek haklardan biri de kul hakkıdır...
 
Üst