zafercem
Asistan
- Katılım
- 17 Ekim 2008
- Mesajlar
- 404
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
Geçen yıl bugün.. 2008’e umutla giriyorduk.. Umudumuz kursağımızda kaldı..
Geçen yıl bugün.. Başbakan Erdoğan televizyonlara çıktı, ulusa seslendi..
Bakın ne demişti:
“Bundan önceki yıllarda olduğu gibi 2008 yılında da Türkiye’nin ekonomik kalkınması hız kaybetmeden devam edecektir, bundan asla şüpheniz olmasın. 2008 yılı, inanıyorum ki, Türkiye için gelecekte mutlulukla hatırlanacak bir dönüm noktası olacaktır.”
*
Lütfen Başbakan’ın sözlerini bir kez daha okuyun..
Bir tek cümlesi doğru çıktı mı?
“Türkiye’nin ekonomik kalkınması hız kaybetmeden devam edecektir” dedi..
Büyüme yüzde 5,5..
Enflasyon yüzde 4..
İşsizlik oranı yüzde 9,6 olacaktı..
Başbakan’ın ‘asla şüpheniz olmasın’ dediği hedef buydu..
Peki ne oldu?
Kesin rakamlar yayınlanmadı ama tahmini rakamlar şöyle..
Büyüme yüzde 1,5..
Enflasyon yüzde 10..
İşsizlik yüzde 11..
*
Başbakan 2009’a girerken yine ulusa seslendi.. “Asla milletimiz için kayıp yıl olmadı” dedi.
Rakamlar yukarıda..
Bırakın rakamları, kendinize bakın..
Kayıp yıl mı değil mi?
*
Birçok şirket hesabını kitabını Başbakan’ın ‘asla şüpheniz olmasın’ diye koyduğu hedeflere göre yaptı, battı!
Sadece şirketler değil kişiler de battı.. Büyüme yüzde 1,5’a inince işsizlik tavan yaptı.. Ceplerde metelik kalmadı!
*
Hal böyleyken Başbakan’ın 2009 için söylediklerine inanır mısınız?
Ben inanmam..
*
Bir başka sözünü daha ele alalım..
Demişti ki; “2008 yılı inanıyorum ki gelecekte mutlulukla anılan bir dönüm noktası olarak anılacaktır.”
2008’i nasıl anacaksınız?
Mutlulukla mı, hüzünle mi?
Türkiye’nin aydınlık yılı olarak mı, karanlık, sıkıntılı dönemi olarak mı?
Nasıl?
*
Ama dünya ekonomik krizi bizi vurdu Başbakan ne yapsın?
Ne yapsın olur mu?
Bir: 2008’in başında kriz geliyorum diyordu..
İki: Başbakan hâlâ krizin Türkiye’yi etkilemediğini savunuyor.. Teğet geçeceğini iddia ediyor.. İşten çıkarmaları, üretime ara vermeleri, tüketimin durma noktasına gelmesini ‘psikoljik’ olarak yorumluyor..
Üç: Krizi fırsata çevirecektik.. Ne oldu?
*
Başbakan 2009 konuşmasında da benzer şeyleri söyledi.. İddiasını sürdürdü:
“İnşallah Türkiye için fırsat yılına dönüştüreceğiz” dedi..
Haydi hayırlısı!
*
Toplumsal hayata bakalım..
Nasıl geçti?
İtiş kakışla, hırgürle, gerilimle..
Başlatan kimdi?
Başbakan..
2008’in daha ilk ayında inatlaşmaya girdi.. Altı ay önce öncelikli meselemiz değil dediği türbanı bir numaralı gündem maddesi yaptı..
Dayattı..
İspanya’da ağzından kaçan bir söz nedeniyle Türkiye’yi kelepçeledi..
Kendisini destekleyen liberal aydınlar bile ‘bu kadarı’ fazla diye isyan etti.. Bu uğurda ‘sivil anayasa’ hazırlığı rafa kalktı..
Çünkü amacının yeni anayasa değil türban olduğu ortaya çıktı..
Peşinden kapatma davası geldi.. Ülke gerildikçe gerildi..
*
Olayın özü şu: 2008’i yüzde 47’ye kurban verdik..
*****
Kılıç: Çıkaracağım dersler var!
Önceki gün “Haşim Kılıç taraf mı, değil mi” Başlıklı bir yazı yazdım.. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na ‘hukukçu’ değil, ‘iktisatçı’ damgasını vurmaya çalışmanın insafsızlık olduğunu söyledim..
Çünkü..
Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin en kıdemli üyesi.. 1990 yılında seçildi.. 8 yıl başkanvekilliği yaptı.. İki yıldır da Başkan.. Bu görevlere atanarak değil, Anayasa Mahkemesi üyeleri tarafından seçilerek geldi..
Diğer ‘hukukçu’ üyeler yeterli görmüşler ki Başkan seçmişler..
Kılıç’ın hukuk bilgisini tartışamayız.. Anayasa’yı en iyi bilen kişilerden biridir dedim ve yazımı şöyle noktaladım..
Ama Başkan olduktan sonraki tavrı siyasi angajman içinde olduğunu gösterdi.. Verdiği kararlarla değil, demeçleriyle..
AKP davasının sonucunu açıklarken sesini yükselterek “Ak Parti kapatılmamıştır” diye sevinçle, heyecanla bağırması ‘taraf’ olduğunu gösterdi.. Hele son olayda Başbakan’ı destekler bir bildiriye imza atması ‘taraflı’ görünümünü perçinledi..
Kılıç bal gibi taraftır dedim..
Yazının özeti böyleydi.
Haşim Kılıç dün aradı.. Yazının ilk bölümünde kendisi için yazdıklarıma teşekkür etti.. Son bölümündeki taraftır yorumum için aynen şöyle dedi; “Böyle algılanıyorsam çıkaracağım dersler var demektir.”
İnşallah!
vatan