- Katılım
- 13 Haziran 2008
- Mesajlar
- 17,955
- Reaksiyon puanı
- 351
- Puanları
- 3,263
2000’lerin en iyi 10 biyografik filmi
Kerem Akça, son 10 yılın en iyi 10 biyografik filmini seçti
2000’lerde özellikle zamanına uygun formüller üreten bir tür. “Beni Orada Arama” ve “Büyük Balık” ile çığır açması da önemli. Öyle ki bu eserler dönemin en iyileri arasında bile sayılabilir. Bunların izinde de sinemanın önümüzdeki 50 yılı şekillenecektir. Bu sebeple 2000-2009 arasındaki süreç bir hayli önemli biyografiler için..
Özellikle 'Büyük Balık' ile başlayan devrimci ‘kurmaca biyografi’ geleneğinin yanında geleneksel, lineer akan biyografi kalıplarını bozan birçok eser üredi bu dönemde. Onun etkileri yedi sene içinde görüldü görülmesine, ancak Todd Haynes imzalı 2007 tarihli 'Beni Orada Arama'nın bir karakteri altı oyuncuya bölüp her yan hikayeyi farklı çekme geleneği halen etkilediği bir film çıkarmadı karşımıza. Yine de bu iki başyapıt en az önümüzdeki 50 senelik periyotta iz bırakacaktır orası kesin. Bu dönem postmodern denemelerin ve yeniliklerin devresi oldu anlayacağınız...
10-Yenmek (Vincere) (2009) İtalyan faşist lider Musolini’nin metresi Ida Dalser’in hikayesi. Yani politik liderin hayat hikayesinin belli bir kısmına bakış atarak etkileyici olmayı beceren bir eser. Hafif operamsı, hafif hikaye anlatma sineması ustalığı taşıyan bir seyirlik. Marco Bellochio, 40 senedir hiç bu kadar for
9-Çılgın (C.R.A.Z.Y) (2005) Dönem filmi ya da biyografi kıvamında bir işlevsiz aile filmi. Kanadalı bir ailenin yıllar boyu yaşayışına ve karakterlerine odaklanan özel ve derinlikli bir eser. Jean-Marc Vallée’nin ABD’ye geçmesini sağlayan özel bir yapıt.
8-Karşınızda Peter Sellers (The Life and Death of Peter Sellers) (2003) Hayatı palavra olan bir adamın biyografisi. Elbette karşımıza çıkanların da gerçekliğinden ve her birinin onun oyunu olup olmadığından şüpheleniyoruz bu eserin tamamında. Filmin de esaslı amacı bu duyguyu yaratmak zaten. Stephen Hopkins imzalı eser sözünü ettiğimiz duruma ‘mizahi’ bir ton katarken Blake Edwards-Peter Sellers çekişmesi ile oyuncunun aşklarını önplana çıkarıyor.
7-Akıl Oyunları (A Beautiful Mind) (2002) Şizofren hastalığına yakalanmış bir adamın biyografisi nasıl anlatılır? Elbette Ron Howard’ın bu Oscar’lı eserinde olduğu gibi. Üniversite döneminde ve keşif çağında ‘yaratılmış arkadaşlar’ üreten bu zihinsel evren, elbette her türe açılan bir doku sunuyor. Jennifer Connelly, Russell Crowe, Ed Harris ve Paul Bettany’nin oyunculuklarından da güç alıyor.
6-Plüton’da Kahvaltı (Breakfast on Pluto) (2004) 1970’ler İngiltere’sinde bir travestinin, Patrick Kitten Braden’ın hikayesi. Masalsı ve kurmaca bir biyografi. Bu konuda da geleneksel tür örneklerinden ayrılıyor. Cillian Murphy’nin kariyerinin zirvesine ulaştığı filmin yönetmeni tecrübeli İrlandalı Neil Jordan.
5-Göklerin Hakimi (The Aviator) (2004) Çerçevesine Howard Hughes’ün pilotluktan yönetmenliğe uzanan kariyerinin 25 yıllık kısmını alan bir biyografi. Her dönem için farklı bir doku kullanan Martin Scorsese, bu biyografinin esas yıldızı. Dört Oscar, dört BAFTA, üç Altın Küre’ye ulaşan eser, aynı zamanda ‘sinema insanı biyografileri’ arasından da sıyrılan bir yapıya sahip.
4-Edie (Factory Girl) (2006) Andy Warhol’un işlerinde ‘rol model’ aldığı bir dönemlik sevgilisi Edie Sedgwick’in hikayesi. Elbette hikaye kurgusuyla oynayan, sıçramalı kurgu tekniğiyle ilerleyen, Godardiyen bir biyografi bu. Zaten Warhol’un modern sanat konusunda düşüncesi de Godard’ın geleneğini kullanmaktı. Yani üstadın ruhuna uygun bir tür filmi olduğu söylenebilir.
3-Gece Nöbeti (Nightwatching) (2007) Rembrandt biyografisi. Parçalı olmanın ötesine geçen, teknik anlamda zirve yapan Bir Peter Greenaway eseri. Öyle ki bunu izlerken resim tablosunun içine girdiğinizi dahi düşünebilirsiniz. Yönetmenin görsel numaraları bunu gerektiriyor çünkü!
2-Büyük Balık (Big Fish) (2003) ‘Kurmaca biyografi’ alanında milat anlamına gelen bir Tim Burton eseri. Ewan McGregor, Albert Finney ve Helena Bonham Carter başrollerde. Her şey ‘babanın anlattığı masalsı hikaye’ odaklı yürür iken, biyografinin gerçekliğine dair bir şeyler görmekten ziyade ‘babamı balık aldı götürdü’, ‘şurada devler yaşıyordu’ gibi kısa masallar ve bunlara yapılan hayali dokunuşlar önplanda. Masalsı yönetmen Burton’ın kariyerinin en iyilerinden.
1-Beni Orada Arama (I’m Not There.) (2007) Bob Dylan’ın hayat hikayesini, altı farklı karaktere bölerek anlatan bir başyapıt. Biyografide devrim anlamına gelen eserin Cate Blanchett, Heath Ledger, Richard Gere, Cristian Bale, Marcus Carl Franklin ve Ben Whishaw’dan oluşturduğu karakter portresi, birçok kitleyi zorlayacak bir deneyim sunmasına yol açıyor. Postmodern yönetmen Todd Haynes’in kariyerinin zirvesi.
Kerem Akça, son 10 yılın en iyi 10 biyografik filmini seçti
2000’lerde özellikle zamanına uygun formüller üreten bir tür. “Beni Orada Arama” ve “Büyük Balık” ile çığır açması da önemli. Öyle ki bu eserler dönemin en iyileri arasında bile sayılabilir. Bunların izinde de sinemanın önümüzdeki 50 yılı şekillenecektir. Bu sebeple 2000-2009 arasındaki süreç bir hayli önemli biyografiler için..
Özellikle 'Büyük Balık' ile başlayan devrimci ‘kurmaca biyografi’ geleneğinin yanında geleneksel, lineer akan biyografi kalıplarını bozan birçok eser üredi bu dönemde. Onun etkileri yedi sene içinde görüldü görülmesine, ancak Todd Haynes imzalı 2007 tarihli 'Beni Orada Arama'nın bir karakteri altı oyuncuya bölüp her yan hikayeyi farklı çekme geleneği halen etkilediği bir film çıkarmadı karşımıza. Yine de bu iki başyapıt en az önümüzdeki 50 senelik periyotta iz bırakacaktır orası kesin. Bu dönem postmodern denemelerin ve yeniliklerin devresi oldu anlayacağınız...
10-Yenmek (Vincere) (2009) İtalyan faşist lider Musolini’nin metresi Ida Dalser’in hikayesi. Yani politik liderin hayat hikayesinin belli bir kısmına bakış atarak etkileyici olmayı beceren bir eser. Hafif operamsı, hafif hikaye anlatma sineması ustalığı taşıyan bir seyirlik. Marco Bellochio, 40 senedir hiç bu kadar for
9-Çılgın (C.R.A.Z.Y) (2005) Dönem filmi ya da biyografi kıvamında bir işlevsiz aile filmi. Kanadalı bir ailenin yıllar boyu yaşayışına ve karakterlerine odaklanan özel ve derinlikli bir eser. Jean-Marc Vallée’nin ABD’ye geçmesini sağlayan özel bir yapıt.
8-Karşınızda Peter Sellers (The Life and Death of Peter Sellers) (2003) Hayatı palavra olan bir adamın biyografisi. Elbette karşımıza çıkanların da gerçekliğinden ve her birinin onun oyunu olup olmadığından şüpheleniyoruz bu eserin tamamında. Filmin de esaslı amacı bu duyguyu yaratmak zaten. Stephen Hopkins imzalı eser sözünü ettiğimiz duruma ‘mizahi’ bir ton katarken Blake Edwards-Peter Sellers çekişmesi ile oyuncunun aşklarını önplana çıkarıyor.
7-Akıl Oyunları (A Beautiful Mind) (2002) Şizofren hastalığına yakalanmış bir adamın biyografisi nasıl anlatılır? Elbette Ron Howard’ın bu Oscar’lı eserinde olduğu gibi. Üniversite döneminde ve keşif çağında ‘yaratılmış arkadaşlar’ üreten bu zihinsel evren, elbette her türe açılan bir doku sunuyor. Jennifer Connelly, Russell Crowe, Ed Harris ve Paul Bettany’nin oyunculuklarından da güç alıyor.
6-Plüton’da Kahvaltı (Breakfast on Pluto) (2004) 1970’ler İngiltere’sinde bir travestinin, Patrick Kitten Braden’ın hikayesi. Masalsı ve kurmaca bir biyografi. Bu konuda da geleneksel tür örneklerinden ayrılıyor. Cillian Murphy’nin kariyerinin zirvesine ulaştığı filmin yönetmeni tecrübeli İrlandalı Neil Jordan.
5-Göklerin Hakimi (The Aviator) (2004) Çerçevesine Howard Hughes’ün pilotluktan yönetmenliğe uzanan kariyerinin 25 yıllık kısmını alan bir biyografi. Her dönem için farklı bir doku kullanan Martin Scorsese, bu biyografinin esas yıldızı. Dört Oscar, dört BAFTA, üç Altın Küre’ye ulaşan eser, aynı zamanda ‘sinema insanı biyografileri’ arasından da sıyrılan bir yapıya sahip.
4-Edie (Factory Girl) (2006) Andy Warhol’un işlerinde ‘rol model’ aldığı bir dönemlik sevgilisi Edie Sedgwick’in hikayesi. Elbette hikaye kurgusuyla oynayan, sıçramalı kurgu tekniğiyle ilerleyen, Godardiyen bir biyografi bu. Zaten Warhol’un modern sanat konusunda düşüncesi de Godard’ın geleneğini kullanmaktı. Yani üstadın ruhuna uygun bir tür filmi olduğu söylenebilir.
3-Gece Nöbeti (Nightwatching) (2007) Rembrandt biyografisi. Parçalı olmanın ötesine geçen, teknik anlamda zirve yapan Bir Peter Greenaway eseri. Öyle ki bunu izlerken resim tablosunun içine girdiğinizi dahi düşünebilirsiniz. Yönetmenin görsel numaraları bunu gerektiriyor çünkü!
2-Büyük Balık (Big Fish) (2003) ‘Kurmaca biyografi’ alanında milat anlamına gelen bir Tim Burton eseri. Ewan McGregor, Albert Finney ve Helena Bonham Carter başrollerde. Her şey ‘babanın anlattığı masalsı hikaye’ odaklı yürür iken, biyografinin gerçekliğine dair bir şeyler görmekten ziyade ‘babamı balık aldı götürdü’, ‘şurada devler yaşıyordu’ gibi kısa masallar ve bunlara yapılan hayali dokunuşlar önplanda. Masalsı yönetmen Burton’ın kariyerinin en iyilerinden.
1-Beni Orada Arama (I’m Not There.) (2007) Bob Dylan’ın hayat hikayesini, altı farklı karaktere bölerek anlatan bir başyapıt. Biyografide devrim anlamına gelen eserin Cate Blanchett, Heath Ledger, Richard Gere, Cristian Bale, Marcus Carl Franklin ve Ben Whishaw’dan oluşturduğu karakter portresi, birçok kitleyi zorlayacak bir deneyim sunmasına yol açıyor. Postmodern yönetmen Todd Haynes’in kariyerinin zirvesi.
