Cahiller Bildiklerini Doğru Zanneder

Bu konuyu okuyanlar

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,323
Puanları
113
Cahiller Bildiklerini Doğru Zanneder
Dünya’nın ıssız bir köşesindeki bir ada da birbirlerinden habersiz dört ayrı kabile bulunuyordu. Bu kabileler adaya çok uzun zaman önce gelen bir adam aracılığıyla ateş ile geç de olsa tanışmışlardı.

Bir bilge ve öğrencileri bu adayı incelemek amacıyla gezi düzenlemişlerdi. Bir gemiyle zor da olsa adaya ulaşmışlar, ilk olarak birinci kabile ile karşılaşmışlardı.

Bu kabilede ateşin kontrolü sadece rahiplerdeydi. Ateşin kullanma hakkının kendilerine verilmiş bir kutsal armağan olduğuna kabiledekileri inandırmışlardı. Sadece rahipler ısınıp, sıcak yemek yerken, kabiledekiler üşüyor ve yemeklerini pişirmeden yiyordu.

Öğrencilerinden biri öne atıldı:

– Ben bu kabiledeki herkesin ateşten yararlanmasını sağlayacağım. Onun için burada kalacağım.

Bilge ve diğer öğrenciler onu orada bırakıp yollarına devam ettiler, ikinci kabile ile karşılaştılar.

Bu kabilede ateş yakan kimse yoktu. Ateşi çok eskiden görmüşler. Ateş yakmaya yarayan tüm araçlara tapıyorlardı. Ateşin ilahi bir güç olduğuna inanıyorlardı.

Bir öğrenci daha öne atıldı:

– Ben de burada kalıp, herkese ateşi nasıl yakacaklarını öğreteceğim.

Onu orda bırakıp diğerleri yola devam edip üçüncü kabilenin yaşadığı yere ulaştı.

Bu kabilede ise bir zamanlar ateşi adaya getiren adamın totemlerini yapmışlar, her yere yerleştirmişler ve ona tapıyorlardı. Ateşi getiren adamın tanrı olduğuna karar vermişler, çok uzun zaman önce ateşi görmüşler. Ama sonra kimse ateş yakmayı denememişti.

Öğrencilerden biri daha atıldı:

– Ben de burada kalıp, bu kabileye ateşi nasıl kullanacaklarını öğreteceğim.

Diğerleri adayı gezmeye devam edip, dördüncü kabilenin köyüne vardılar.

Dördüncü kabile de ateşin kendisi tanrı yerine konulmuştu. Ateş yakmayı yine bilmiyorlardı. Ama hep ateşin gücü, kutsallığı hakkında konuşuyorlardı.

Başka bir öğrenci de bu köyde kalmak istedi. Bilge ve öğrencileri adayı biraz daha gezip dört köyde kalan öğrencileri almak için tekrar aynı yolu izleyerek geri döndüler.

Birinci köye vardıklarında öğrendiler ki; öğrenci ateşi herkesin kullanabileceği söyler söylemez, rahiplerce suçlanmış, rahiplerin kışkırtmasıyla bir yabancının sözlerine inanmak yerine kendi rahiplerine inanan kabiledekiler de öğrenciyi yakalayıp rahiplerinin ateşiyle yakmıştı…

İkinci köydeki öğrenciyi almaya gittiklerinde, buradaki öğrenci halkın tapındığı aletleri kullanarak ateş yakar yakmaz halk korkmuş, tapındıkları nesnelerin böyle kullanılmasına tepki göstermiş ve öğrenciyi öldürmüşlerdi.

Üçüncü köydeki öğrenci, önemli olan ateşi yakmanız, bir insanın totemine tapmak doğru değil diye söze başlayınca hemen onu da öldürmüşlerdi.

Dördüncü köydeki öğrenci de ateşe tapmanın doğru olmadığını, önemli olanın ateşi kullanmak olduğunu, ateşin aslında ne olduğunu anlatmaya başladığı anda öldürülmüştü.

Bilge ve kalan diğer öğrenciler çaresiz gemiye döndüler, adadan uzaklaştılar. Bilge başlarına gelen acı durumdan çıkarılacak ders için öğrencilerine dedi ki:

– Cahiller bildiklerini doğru zanneder, onlara yeni bilgiler öğretmek istediğinizde size direnirler. Yeni bilgiler cahiller için huzursuzluk kaynağıdır. Bu cahillere herhangi bir şey öğretmek de çok zordur. Gerçekten bilgili insanlardan nefret ederler. Onları yakarlar ve kendilerine göre cezalandırırlar.

Hayat akarken her zaman yeni şeyler öğreniriz, bu yeni öğrendiklerimiz eski bildiklerimizle çeliştiğinde huzursuz oluruz. Şimdiye kadar bildiklerimizin yanlış olduğunu kabul etmek istemeyiz. Bilge bir insan şu an bildiklerine şüphe ile yaklaşır, bilgilerini sorgular, yeni bilgilere açık olur. Cahil insan ise ilk olarak ne öğrendiyse onlarla yetinir. Bilgilerinin doğruluğunu sorgulamayıp körü körüne inanır. İnsanı diğer canlılardan ayıranın akıl olduğunu unutur yalnız duygularıyla hareket eder.
 

Usain

Müdavim
Cezalı
Emektar
Katılım
17 Mayıs 2018
Mesajlar
9,209
Reaksiyon puanı
15,012
Puanları
113
Yaş
21
Cahiller bildiklerini doğru zanneder, onlara yeni bilgiler öğretmek istediğinizde size direnirler. Yeni bilgiler cahiller için huzursuzluk kaynağıdır. Bu cahillere herhangi bir şey öğretmek de çok zordur. Gerçekten bilgili insanlardan nefret ederler. Onları yakarlar ve kendilerine göre cezalandırırlar.
Peki abi bir bilginin mutlak doğru olduğuma nasıl kanaat getirebiliriz?
 

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,323
Puanları
113
Peki abi bir bilginin mutlak doğru olduğuma nasıl kanaat getirebiliriz?
Usain, bu fakiri nasıl bir tuzağın içine çekmiş olduğunun farkındasındır biliyorum! :)
Çünkü asırlarca tartışılan felsefe konularından biri bu.
Epistemolojinin ana konularından biri aynı zamanda. Keza, Kant, Spinoza vb. nice filozofların eserler yazdığı, kafa çatlattığı başat konuların başında gelir.

Bu yüzden ukalalık edip uzun uzun yorum yapmak istemem. Sadece inanmış bir müslüman olarak çok sade, çok yalın bir cümleyle işin içinden sıyrılmak istiyorum. :)

"Benim için kesin bilgi Allah'tan gelendir öncelikle... Mutlak doğru olarak tavsif edebileceğim tek mecradır çünkü o. İkincil olarak peygamberlerden gelen haber ve bilgidir. Ki, onlardan gelen bilgi de zaten Allah Teala'nın onlara öğrettikleridir. Bundan kelli her türlü bilgi mutlak doğru olarak kesin bir yargıyla tanımlanması pek olası değil. Her hal-ü kâr da sorgulanabilir. Vesselam.
 

Tryfare

Öğrenci
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
60
Reaksiyon puanı
50
Puanları
18
Yaş
23

Usain

Müdavim
Cezalı
Emektar
Katılım
17 Mayıs 2018
Mesajlar
9,209
Reaksiyon puanı
15,012
Puanları
113
Yaş
21
Forumda on binlerce alıntı konu vardır. Buna mı taktınız?
 
Son düzenleme:

Overclocked

Profesör
Katılım
2 Kasım 2020
Mesajlar
3,749
Reaksiyon puanı
4,580
Puanları
113
"Doğru" kavramı üzerine çok düşündüm, düşünüyorum. Şu anlık tamamen "doğru" bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Yani tamamen belirsizlik hakim bence.



Şu copy-paste diyen arkadaşı bir türlü anlamadım. Her konunun altına gidip aynı şeyi yazıyor. Bu ütopik zeki arkadaşımız, bizim anlayamadığımız şeyi anlamış hemen.
 
Üst