Evrim teorisyenleri Kur'an'la yüzleşirse...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

desperado64

Rektör
Katılım
14 Ağustos 2008
Mesajlar
12,240
Reaksiyon puanı
104
Puanları
243
Ben madem her şeyi dogmalarla kabul ediyoruz lakin bu islâm filozofları nereden çıktı :p
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,206
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Olaya bakış açın bence yanlış.

Adamlar herhangi bir yaratıcı güce inanmıyor ve kendilerince varoluşunu araştırıyorlar. Bilgileri ve araştırmaları doğrultusunda kendilerince bir teori ortaya atıyor, açıklayamadıkları noktalar için varsayımlarda bulunup, kanıtlarını aramaya devam ediyorlar. Bulur bulamazlar orası ayrı ama nihayetinde bu onların inancı.

Sen inancından ötürü kendince bir yaradılış düşüncen var ve bunu inanıyorsun. Senin inancının doğruluğunu ispatlaman ne kadar mümkün diye düşündün mü? Eğer ispatlayamadıklarından ötürü onların bu düşüncelerine saldırırsan, onlarda kendilerinde aynı hakkı görüp senin inancına saldırır. Niyetinin sorgulamak olduğunu söylemişsin, eğer ortada sorgulayan birisi varsa bu sen mi olursun yoksa onlar mı diye bir düşünmeye davet ediyorum seni :) Sonuçta adamların tüm teorisi başından sonuna varoluşu "sorgulamak" ve "araştırmak" iken sorgulamadan inanan kim:) Onların düşüncelerini ve inancını sorguladığın kadar kendi düşence ve inancını sorgulayabiliyormusun?

Kanıtlanamasa bile bu yolda yapılan çalışmalar sayesinde insanlık hergeçen gün yeni birşeyler öğreniyor bence.


sevgili [MENTION=142972]tambjk[/MENTION], bence sorun şunun bunun araştırılmasından ziyade darwinizm'in/darwinistlerin teori/nazariyelerini kur'an'i retorik karşısında bir antitez olarak konumlandırması, yahut da ateist kesimin bunu bu amaçla kullanıyor olmasıdır diye düşünüyorum.

art niyeti olmayan, kendiliğinden bağımsız hiçbir ilmi araştırmanın ve elde edilen sonuçlarının islam'ın/kur'an'ın ruhuyla mutenakız olması düşünülemez. tam aksine her ilmi gelişme bugüne kadar hep kur'an'ın gücünü, hak kelam oluşuna adeta bir delil hükmünde olmuştur. olması da beklenir; çünkü bütün ilimleri yaratan da Allah Tealadır, yarattığı kâinattaki bütün oluşumları araştırma emrini veren de O'dur. bunu, sizin Allah inancı olan biri olarak bildiğimden yazdım. (vakit bulabilirsem bu konuda biraz ayetlerle anlatmak isterim)
 

thepolice2

Doçent
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
875
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Canlıların yaşadıkları ortama uyum sağlayabilme özelliği ya da uyum sağlayanların hayatta kalabilme durumu (Doğal Seleksiyon) inkar edilen bir durum değildir..Zaten inkar edilmiyor da... Ama darwincilerin, ateizme destek amacı ile ortaya attıkları sallama 'Tek Hücreden Insan'a geçiş hikayesini gerçek mi buluyorsunuz? Ya öyle demeyelim de...Bu sallamasyona ait kanıtlarınız var mı? Okuduğum kadarı ile bir çok kanıt var demişsiniz.. Ve her ne hikmetse şu GEÇİŞ SÜRECİNİ Gösteren ARA TÜR hiç karşımıza çıkmadı..Çıkanlarsa hep yalan dolan çıktı...

Kanıttan bahsediyorsunuz "DÜŞÜNÜLÜYOR" diyorsunuz..Madem kanıt, o zaman düşünmesinler..Çünkü kanıtlanmışsa düşünülmesine gerek yok.. ÖYLEDİR denir...ya da ÖYLEYMİŞ.. Ama hem kanıtlayıp hem düşünülmesi nedir anlamadım açıkçası..

Niyetim tartışmak değil..Şimdiden belirteyim..Sadece sorgulamak istiyorum, savunduğunuz teoriyi..

Bilimde bir şeyi tam olarak kanıtlamak uzun zaman alır ve zordur. Evrim teorisi geniş bir teoridir ve henüz tam olarak kanıtlanmamıştır. Yazıyı tekrar okursanız "kanıtlanmıştır" değil "kanıtlar vardır" diyor. Apandisit ve kulak memesi gibi organların bugün işlevlerinin olmaması evrimin bir kanıtıdır. Fakat heyecan anlarında avuç içlerinin terlemesinin evrimle ilişkisi olabileceği tam olarak kanıtlanmamıştır. Bunu Edison' un ampulü bulana kadar 1000 farklı deney yapmasına benzetebiliriz. O, 1000 maddenin ampulü yakalacağını düşünmüş fakat daha sonra o 1000 maddeyle ampulün yanmayacağını kanıtlamıştır. ​
 

dadaş27

Profesör
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
2,276
Reaksiyon puanı
7
Puanları
218
Arkadaşım sen meseleyi anlamadın.Konu ile gayet ilgili benim söylediğim.Hani birsi diyor ya bu adamlar dini kullanarak para kazanıyor diye.Bende diyorumki bu ŞEF Ateistliği kullnarak ne yapma derdinde.Biri para kazanma derdinde diğeri vicdansız bir toplum oluşturma peşinde.Biri Dini kullanarak bireysel anlamda değişime uğricak.Diğeri Ateistliği kullanarak Toplumsal bir değişmeye sebep olcak.Benim kastettiğim konu bu.
Bence yanlış düşünüyorsun ama konunun sapmaması için kalsın bu sefer. :)

- - - Mesaj Güncellendi - - -

pesimist burda, mesajlarınızı düzenleyin hemen. :D :D
 

Kurşun Kalem

Profesör
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,601
Reaksiyon puanı
58
Puanları
228
Burada böyle seviyeli bir tartışma gördüm ya, banlansam da gam yemem. Gözlerim duygulandı. :D

Her ne kadar konu amacından sapmış olsa da arkadaşlar sayesinde aydınlanıyoruz. Kilitlenme sinyali çok gereksiz olmuş [MENTION=58793]REDFOKS[/MENTION] . İnsiyatif kullanacaksanız burda kullanın, güzelim tartışmayı heder etmeyin sayın sevgili yönetim.
 

promidal

Profesör
Katılım
18 Ekim 2011
Mesajlar
1,105
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
Sadece teori olupta azınlığın (bilimdünyasının) kitlelere bu kadar ısrar ettiği bir olgu daha yoktur sanırım. Buna sebeb olarak avrupa kiliselerinin yıllarca bilimsellikten uzak saçma sapan fikirleri ilahi emirler ve doğrularmış gibi öğretilemeleri ve her ne kadar kayıtsız şartsız boyun eğen dindar kesimlerin olduğu kadar artık bu saçmalığa dur diyenlerin sonunda inançsızlığa yani bilimselliğe yöneldikleri görülmüştür. Aksi halde kirli çamaşırı ve kokmuş eti açık havada bırakarak kurtlanmayı işte bakın tesadüf sonucu yaşam formu oluştu ile deneye tabi tutulup başlayan evrim teorisi bir takım zorlamalarla çene kemiği eklemeleriyle insan kafatasına benzetmeye çalışması çabasıyla bilim dergilerinde maskara olmuşlardır. Bu teorinin doğruluğunun bu kadar zorlanmasında kilisenin saçmalıkta rekor kıran düşüncelerinin akıl sahiplerinin bu saçma sapan düşüncelerin (onlara göre dinin dolayısıyla yaratılışçılığın) bir parçası olmak istemeyişlerindendir. Düşünün avrupalı biliminsanlarının çalışmaları kral tarafından değil kilise tarafından şiddetle yasaklanmıştır ve bunun trajik örnekleri oldukça fazladır. Bu filmin 4 haftada çekilmesi planlanmış böyle bir konunun bu şekilde işlenmsi mesajdan öteye geçemez diye düşünüyorum. Çabaları küçük görmek haksızlık olur ancak sorumluluğu ağır. Umarım başarılı olurlar.
Daha evrim teorisinin bilimdeki yerinden bihabersiniz. ne kadar aksi iddia edilsede genetik bilimi bugün evrimi ispat etmiş durumdadır ve kuranda yaradılışın evrim aracılığıyla yapılmadığına dair bir bilgi yoktur. kaldı ki evrim o kadar komplextir ki türlerin genetik evrimini incelediğinizde o kadar muntazam genetik mutasyonlar ile gerçekleşmiş ki bir yaratıcı müdahalesi olmadan başarılı olamazdı. ben bir bilim insanıyım ve evrimin yaradılışın bir parçası olduğuna inanıyorum.
İyi güzel de 0 maliyet ile dini kullanarak 100binlerin izlediğini düşünerek kaç milyon TL kazanacaklarını hesap etmesi zor değil.
bu konuda sana hak veriyorum. bu film tamamen insanların dini duygularını sömürerek rant elde etmek, insanları "allah ile aldatarak" ceplerini doldurmak ve müslümanları bilimden bir adım daha uzaklaştırmak için yapılmış bir proje. eğer allah rızası için yapıyorsan ücretsiz yayınla..

Yalnız ben kötülemek için söylemiyorum da, bir kitabı kendine doğru olarak kabul eden (etsin problem değil) çokça insanın, evrim söz konusu olunca sadece bir teori olmasından dem vurup, böyle herşeye bilimsel yaklaşan ispat isteyen insanlarmışlar gibi konuşmalarına da tilt oluyorum ne yalan söyleyeyim. :)

Kardeşim sen hiç bir bilimsel dayanağın olamayacakken bir kitabı doğru kabul ediyorsun, onlar da şu ana kadar çürütülememiş ve güçlü doneleri olan bir teoriyi tutuyorlar. Milletçe bilime ilime biraz daha uyandığımız dönemlerdeyiz, bu paradoksta kalmak kötü oluyor. Kur'an 'ı sürekli bilimsel bir motifle benzeştırime/üste çıkarma/ispatlama gibi bir istek var çaba var, nafile bir çaba. Din ispat istemez, ispat gerektirmez. İnanırsın ve inanırsın, bu kadar nettir, net olmalıdır.
kesinlikle haklısın bence bu tip çabalar sadece bilimi "şwytan işi" gibi gösterme müslümanları karanlığa hapsetme çabasıdır.
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
Soru? Bilim Dinine inanan arkadaşlar, Bilim Dini size ne vaat ediyor?

Soru? Bilim adamlarının alayı DİN KARŞITI mıdır?

Soru? Bilim dinine mesup olanlar, bilim adına ömrünü harcamış bilim adamları mıdır? Yoksa oturduğu yerden bilime hiç bir katkısı olmadığı halde televizyon karşısında maç izlerken takımına destek olduğunu zanneden taraftar gibi sadece bilimsel gelişmeler karşısında heyecana kapılan kitle midir?

Soru? İnançlı bir insanın, Allah ol dediğinde olmasını istediği şey olur kuralındaki oluşum sürecinin incelemesine engel bir dini yasak var mıdır? Hangi dini ayet ya da hadis bu sürecin araştırılmasını yasaklamıştır?

Soru? Bilim'de mutlak gerçek var mıdır? Gelecekte artacak imkanlar dahilinde değişebilecek bir takım teorilerin bir dini inanç gibi değişmezmişçesine savunulmasının mantığı nedir? Bilim dini, bilimsel teorilere tapılmasını mı emreder yoksa onların yanlış olabileceği şüphesiyle araştırılmasını mı emreder?

Soru? Yukarıdaki soruyla bağlantılı olarak, ne kadar zor süreçlerden geçerse geçsin, bugünkü İnsan'ın maymunlardan geldiğini savunan teorinin gelecekte çürütülerek bu teorinin yanlış olduğu aslında insanın Eşekten geldiği teorisi ortaya atılamaz mı? Eğer böyle bir ihtimal var ise neden mevcut teori mutlak gerçekmiş gibi savunulmaktadır?

Soru? Bilim dinine inanan insanların, herhangi bir bilimsel aktivitede yer almadıkları, bilime en ufak bir katkıları olmadıkları halde, kendilerini herhangi başka bir dine inanan insanlardan daha yukarıda konumlayıp, tepeden bakmalarının ve bu insanlara cahil insanlar muamelesi yapmalarının psikolojisinin mantığı nedir?

Soru? Yukarıdaki durumun, yine futboldan örnek vermek gerekirse, hayatta hiç bir başarısı olmayan insanların, taraftarı oldukları takımın başarılarıyla kendilerini başarılı bir insan gibi hissetmeleri arasında bir benzerlik var mıdır?

Soru? Ortaçağ Avrupası'ndaki Kilise'nin uygulamalarını referans noktası alarak, dinin bilimsel gelişmelere engel olduğunu iddia etmek bilim dinine uygun mudur?

Soru? Bilim dini dindar bilim adamlarını "kafir" olarak mı görmektedir?

Soru? Bir takım kişilerin din adına yaptıkları yanlış hareket ve tutumların nedeni din midir? Düzgün bir yolda sarhoş insanın yalpalayarak yürümesinden yol mu sorumludur?

Soru? Ateist veya Deist kişilerin insanlığa bu inançları kabul ettirme çabalarının arka planındaki gaye nedir? herhangi bir dine mensup insan başka bir insanı dine davet ettiğinde bunun kendisine dini bir mükafat olarak geri döneceğine inanırken Ateist bir insan başka bir insanı Ateist yaptığında bunun karşısında ne ummaktadır?

Soru? Yukarıdaki sorudan çıkacak anlam, Ateist ve Deistlerin mükemmel insanlar oldukları ve insanları karşılıksız olarak "kurtuluşa" davet ettikleri midir?

Soru? Ateizm ve Deizm'in dünya üzerinde bir pazarı var mıdır?

Soru? Eğer sorgulamak esas ise Ateism ve Deizm'in arka planındaki yapıların, dünya üzerlerindeki emelleri nelerdir? Bu inançlara inanan insanlar üzerinden gerçekleştirmeyi umdukları proje nedir?

Soru? Normal şartlar altında Allah'a inanmayan bir insanın, tesadüfen geldiği(!) dünyada öleceğini bilerek, kendisine verilmiş(!) zamanı Allah'ın yokluğunu kanıtlamak yerine, daha keyifli işlerle geçirmesi daha mantıklı değil midir?

Soru? Yukarıdaki soruyla bağlantılı olarak, 1 ay ömrünüzün kaldığı söylense, bu 1 aylık ömrü Allah'ın yokluğunu kanıtlamak için mi harcarsınız?
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Bir konu anca böyle katledilir :)

oldu-o-zaman-biz-kalkalim_175865.gif
 

Link

Profesör
Emektar
Katılım
26 Şubat 2007
Mesajlar
2,747
Reaksiyon puanı
16
Puanları
218
Prometeus filmini izledinizmi? :)
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Daha evrim teorisinin bilimdeki yerinden bihabersiniz. ne kadar aksi iddia edilsede genetik bilimi bugün evrimi ispat etmiş durumdadır ve kuranda yaradılışın evrim aracılığıyla yapılmadığına dair bir bilgi yoktur. kaldı ki evrim o kadar komplextir ki türlerin genetik evrimini incelediğinizde o kadar muntazam genetik mutasyonlar ile gerçekleşmiş ki bir yaratıcı müdahalesi olmadan başarılı olamazdı. ben bir bilim insanıyım ve evrimin yaradılışın bir parçası olduğuna inanıyorum.

Evrim teorisinin bilimdünyasına açılırken sahte çizimlere, sahte eklemelere müracaat etmek zorunda kalması bilim midir? Sahtekarlık mıdır? Evrim teorisi Kambriyen patlamasını yani türlerin aniden ortaya çıkışını açıklayamamaktadır. Milyonlarca yıllık balık hala aynı günümüzde aynı balıktır.Hala aynı kuştur,bu kuşun milyonlarca yıldır kemiklerinin içi nasıl hava kanalları içeriyorsa bugünde hava kanalları içermektedir. Tasarım bnaştan beri aynıdır. Tek bir imza vardır.Eksikliklerin evrim süreciyle elemine edildiğini kabul edersek saçma sapan hilkat garibeleri yani ara geçiş formları hala niye bulunamamıştır.Bugün bilim uzayda yıldız etrafında şeker molükülünü bulabiliyorken çok mu zor bu teorinin en sağlam dayanaklarını bulmak?

Piltdown adamı sahtekarlığı (flor içermeyen kemik sadece bir kaç yıldır toprak altındaydı)
Nebraska adamı sahtekarlığı (diş domuza aitti)
Ernst Haeckel sahte çizimleri
(
Bunlar bilim dünyasında herkesin bildiği gerçeklerdir. Evrimciler de bunu kabul ederler. Neo-Darwinizm'in kurucularından George Gaylord Simpson, "Haeckel evrimsel gelişimi yanlış bir şekilde ortaya koydu. Bugün canlıların embriyolojik gelişimlerinin geçmişlerini yansıtmadığı artık kesin olarak biliniyor" diye yazar.

American Scientist'te yayınlanan bir makalede ise şöyle denmektedir:

"Biyogenetik yasası (Rekapitülasyon Teorisi) artık tamamen ölmüştür. 1950'li yıllarda ders kitaplarından çıkarıldı. Aslında bilimsel bir tartışma olarak 20'li yıllarda sonu gelmişti."

New Scientist dergisindeki 16 Ekim 1999 tarihli bir makalede ise şunlar yazılıdır:

Haeckel, teorisini "biyogenetik yasa" olarak adlandırdı ve bu düşünce kısa zamanda "rekapitülasyon" olarak popülerleşti. Gerçekte ise, Haeckel'in keskin yasasının yanlış olduğu yakın bir zaman sonra gösterildi.
Örneğin, erken insan embriyosunun hiç bir zaman bir balık gibi solungaçları yoktur ve embriyo hiç bir zaman erişkin bir sürüngene ya da maymuna benzer evrelerden geçmez.

Bu konu ile ilgili asıl nokta ise, Ernst Haeckel'in aslında ortaya attığı teorisini desteklemek için çizim sahtekarlıkları yapmış olmasıdır. Haeckel, balık ve insan embriyolarını birbirine benzetebilmek için sahte çizimler yapmıştır. Bunun ortaya çıkmasından sonra yaptığı savunma ise, diğer evrimcilerin de benzeri sahtekarlıklar yaptığını belirtmekten başka bir şey değildir:

"Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor."

Ünlü bilim dergisi Science da, 5 Eylül 1997 tarihli sayısında, Haeckel'in embriyo çizimlerinin bir sahtekarlık ürünü olduğunu açıklayan bir makale yayınlamıştır. "Haeckel'in Embriyoları: Sahtekarlık Yeniden Keşfedildi" başlıklı yazıda şöyle denmektedir:

"Londra'daki St. George's Hospital Medical School'dan embriyolog Michael Richardson, '(Haeckel'in çizimlerinin) verdiği izlenim, yani embriyoların birbirine çok benzedikleri izlenimi yanlış' diyor... O ve arkadaşları Haeckel'in çizdiği türdeki ve yaştaki canlıların embriyolarını yeniden inceleyerek ve fotoğraflayarak kendi karşılaştırmalarını yapmışlar. Richardson, "Anatomy and Embryology" dergisine yazdığı makalede, 'embriyolar çoğu zaman şaşırtıcı derecede farklı görünüyorlar' diye not ediyor."

Haeckel'in, embriyolorı benzer gösterebilmek için, bazı organları kasıtlı olarak çizimlerinden çıkardığını ya da hayali organlar eklediğini bildiren Science dergisi, yazının devamında şu bilgileri vermektedir:

"Richardson ve ekibinin bildirdiğine göre, Haeckel sadece organlar eklemek ya da çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda farklı türleri birbirlerine benzer gösterebilmek için büyüklükleri ile oynamış, bazen embriyoları gerçek boyutlarından on kat farklı göstermiş. Dahası Haeckel farklılıkları gizleyebilmek için, türleri isimlendirmekten kaçınmış ve tek bir türü sanki bütün bir hayvan grubunun temsilcisi gibi göstermiş. Richardson ve ekibinin belirttiğine göre, gerçekte birbirlerine çok yakın olan balık türlerinin embriyolarında bile, görünümleri ve gelişim süreçleri açısından çok büyük farklılıklar bulunuyor. Richardson '(Haeckel'in çizimleri) biyolojideki en büyük sahtekarlıklardan biri haline geliyor' diyor.

Science'taki makalede, Haeckel'in bu konudaki itiraflarının bu yüzyılın başından itibaren her nasılsa, örtbas edildiği ve sahte çizimlerinin ders kitaplarında bilimsel gerçek gibi okutulmaya başlamasından da şöyle söz edilmektedir: "Haeckel'in itirafları, çizimlerinin 1901'de "Darwin and After Darwin" isimli bir kitapta kullanılmasından sonra ortadan kayboldu. Ve çizimler, ingilizce biyoloji ders kitaplarında geniş çaplı olarak çoğaltıldı."

Kısacası, Haeckel'in çizimlerinin bir sahtekarlık olduğu henüz 1901 yılında ortaya çıkmış, ama tüm bilim dünyası bu çizimlerle bir asır boyunca aldatılmaya devam etmiştir.
)
 

promidal

Profesör
Katılım
18 Ekim 2011
Mesajlar
1,105
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
Evrim teorisinin bilimdünyasına açılırken sahte çizimlere, sahte eklemelere müracaat etmek zorunda kalması bilim midir? Sahtekarlık mıdır? Evrim teorisi Kambriyen patlamasını yani türlerin aniden ortaya çıkışını açıklayamamaktadır. Milyonlarca yıllık balık hala aynı günümüzde aynı balıktır.Hala aynı kuştur,bu kuşun milyonlarca yıldır kemiklerinin içi nasıl hava kanalları içeriyorsa bugünde hava kanalları içermektedir. Tasarım bnaştan beri aynıdır. Tek bir imza vardır.Eksikliklerin evrim süreciyle elemine edildiğini kabul edersek saçma sapan hilkat garibeleri yani ara geçiş formları hala niye bulunamamıştır.Bugün bilim uzayda yıldız etrafında şeker molükülünü bulabiliyorken çok mu zor bu teorinin en sağlam dayanaklarını bulmak?

Piltdown adamı sahtekarlığı (flor içermeyen kemik sadece bir kaç yıldır toprak altındaydı)
Nebraska adamı sahtekarlığı (diş domuza aitti)
Ernst Haeckel sahte çizimleri
()
bugün ki bilimin kabul ettiği evrim ile darwin in evrimi aynışey değil. yani bir şeye karşı muhalefet ederken bari neye karşı ettiğinizi öğrenin. artık bilim genlerdeki mutasyonların ne zaman gerçekleştiğini yaklaşık olarak hesaplayabiliyor.
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
bugün ki bilimin kabul ettiği evrim ile darwin in evrimi aynışey değil. yani bir şeye karşı muhalefet ederken bari neye karşı ettiğinizi öğrenin. artık bilim genlerdeki mutasyonların ne zaman gerçekleştiğini yaklaşık olarak hesaplayabiliyor.
Bahsettiğiniz mutasyonlar mikropların antikorlara karşı değişeme uğradığı mutasyonlara benzer mutasyonlar mıdır?
 

promidal

Profesör
Katılım
18 Ekim 2011
Mesajlar
1,105
Reaksiyon puanı
11
Puanları
218
Bahsettiğiniz mutasyonlar mikropların antikorlara karşı değişeme uğradığı mutasyonlara benzer mutasyonlar mıdır?
evet aynen. bildiğimiz üzere genlerimizde meydana gelen mutasyonların hiçbirisi düzgün sonuçlanmaz. işte bu yüzden evrimde mutlaka tanrı eli var diyorum. çünkü canlıların evrimindeki mutasyonlar tamamen daha başarılı organizmalar meydana getirmektedir. tabi bugün pençesine düştüğümüz birçok genetik hastalık da bu mutasyonlar ile ortaya çıkmıştır.
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
evet aynen. bildiğimiz üzere genlerimizde meydana gelen mutasyonların hiçbirisi düzgün sonuçlanmaz. işte bu yüzden evrimde mutlaka tanrı eli var diyorum. çünkü canlıların evrimindeki mutasyonlar tamamen daha başarılı organizmalar meydana getirmektedir. tabi bugün pençesine düştüğümüz birçok genetik hastalık da bu mutasyonlar ile ortaya çıkmıştır.

Bu mutasyonlar belli bir genetik dalgalanmanın dışına çıkamaz, yani mutasyon sonucu organeller oluşmaz yeni bir canlı oluşmaz. Yeni ortaya çıkan virüsler delil gibi gözüksede hücrenin içine alınmadığı proteinlerle alınmadığı sürece yeni bir canlı gibi oluşamaz. Domuz gribi, kuş gribi...Mutasyon için bu canlıların hücresine girmesi gerekli ve ne kadar çok mutasyona uğrarsa uğrasın hücresine girdiği canlı ve kendi genleri dairesinde mutasyona uğrayacak. Mutasyona uğradığında ise genleri çerçevesinde belli aralıkta değişimler oluyor ve düzenli değil. Belirli bir aralıkta değişim var.Birde genetik bilimi bahsettiğiniz mutasyonların başlangıcını bulabilmekte ancak türler arasındaki geçişlerin yani başlangıcına (Kambriyen patlaması), ara geçiş formlarına açıklama getirememektedir. Yani genel bir ifade kullanmak için çok erken. Genetik biliminin ilerlediği her geçen günde gerçeği isaptlayacağını düşünüyorum ancak çoklarının beklediği gibi olmayacağını düşünüyorum.
 

xyz1234

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
2,587
Reaksiyon puanı
13
Puanları
218
@xyz1234 Önceki yazılarımda evrime dair kanıtlar vermiştim. Bugün insan vücudundaki apandisit ve kulak memesi gibi organların işlevi kalmamıştır. Bu organların evrim öncesi işlevlerinin olduğu fakat evrim sonrasında işlevlerini kaybettikleri düşünülüyor. İnsanın heyecanlandığı zaman bacaklarının titremesi ve avuç içlerinin terlemesi kişinin tehlike anında korkup kaçmasıyla ilgilidir. Avuç içlerinin terlemesinin de tehlike anında ağaca tırmanmayı kolaylaştırmak için olduğu düşünülüyor. Evrim teorisinin bunun gibi daha pek çok kanıtı vardır. Bunlar"puf diye oluvermek" ten daha mantıklı değiller mi? Birileri evrim teorisini savununca bazı cahil insanlar kendilerince "Sen maymun musun?", "Maymunluk yapma" diye dalga geçiyor. Bu insanlar eğer Darwin "İnsan aslandan gelmektedir" deseydi bu teoriyi destekleyeceklerdi. Yukarıdaki yazıları okuduğunuzda evrimi reddeden insanların daha Kuran' ı okumadıkları anlaşılıyor. Öyleki Kuran' da şüphe ve vesvesenin şeytan işi olarak tanımlandığını bilmiyorlar.

düşünülmesi demek kanıtı demek değildir. ellerin terlemesiyle evrim arasında bir bağ kuramadım. hani iddia edilen mağara dönemlerinden bu tarafa artık apandisit, kulak memesi ve ellerin terlemesine ihtiyaç kalmadıysa niye yok olup gitmiyorlar o zaman. yine evrimcilerin gözünde insan ateşi keşfedeli, demiri işlemeyi ve silah yapmayı öğreneli binlerce yıl oldu. bu binlerce yılda niye bunlar kaybolmadı. ellerin terlemesi ile alakalı bir örnek vereyim; sen hiç kazma kürekle yazın sıcağın altında toprak kazdın mı. ben kazdım, bir süre sonra vücuttan ter yoluyla suyun hemen hepsi atılmış olur ve avuç içlerin kurur, böyle olunca kazmayı iyi kavrayamazsın ve neticesinde kazma elinde bir ileri bir geri gitmeye başlar her salladıkça. neticede avuç içlerinin üst derisi kabarır ve ellerin patlar. ayrıca ellerin terlemesi ile ellerdeki bir takım zararlı bakterilerin ölmeside sağlanır ki. insanlar o nedenle çok fazla pis olmayan şeylere dokunmadıkları sürece, toprağa ve günlük eşyalara dokunmalarına ve bunların pekçoğunun milyonlarca bakteri taşıyor olmasına rağmen insanlar hasta olmazlar.
daha önceki mesajlarında evrimi ispat eden hiç bir yazınızı görmedim. düşünülüyor, olması muhtemeldir gibi ifadeler maalesef evrimi ispat etmiş olmuyor.
en başta evrim ilk oluşumun nasıl başladığını ifade edememiştir. türler tek hücreli bir canlıdan nasıl meydana geldi. tek hücreli bir canlı nasıl meydana geldi.
Karl Marx ın Darwinin üstadı olduğunu söylemiştim. Darwin üstadına da bir anlamda ihanet etmiştir. Çünkü Marx ın tezi Tanrı yarattı sonra bir köşeye çekildi şeklindeydi, ancak darwin bu tezide kabul etmeyip hayır herşey kendi kendine oluştu demiştir ama ilk oluşumu ifade edememiştir.
ilk başlangıçta şöyle mi olmuş, tek hücreyi meydana getiren minarellerin atomları, carbon, oksijen hidrojen her neyse, kafa kafaya vermişler, biz şöyle birleşip böyle bir canlı yapalım demişler, nekadar oranda katkı sağlayacaklarına karar vermişler ve ilk canlıyı oluşturmuşlar. sonra tek hücreli canı sıkılmış sıkıntıdan ikiye bölünmüş derken bakmışlar ki bölünme işi keyifli bölünürken bölünürken çok hücreli canlı olmaya karar vermişler, iş bölümü yapıp bir kısmı bir organı, diğer bir kısmı diğer bir oraganı oluşturmuşlar. derken sudan çıkıp karada yaşamaya karar vermişler ama bir problem var, suda yaşayanlar solungaç, karada yaşayanlar akciğer solunumu yaparlar. karadaki ortamı düşünüp hemen çalışmalara başlamış ve ve karada yaşayacak forma dönüşmüşler. bir abimiz böyle bir iddiaya eşşekler bile güler demişti.
neymiş, yılan ayaklarına ihtiyaç olmadığı için zamanla ayakları eriyip gitmiş. ayakları olsa şimdiki gibi sürüm sürüm sürünmek yerine niye yürümek istemesin.

şimdi eyfel kulesini bilirsin, tonlarca demirden inşa edilen, diyelim ki bir demir madeninin üzerinde eyfel kulesi kendi kendine oluştu. olabilirmi böyle birşey, cevabının hayır olacağını düşünüyorum. bir hücre yapısı bir eyfel kulesinden daha mı basit ki, diğerinin olamayacağına inanıp, hücrenin olabileceğine inanıyorsunuz.

ayrıca kainattaki uyuma bakmak lazım. ben meyvelerden en çok şeftaliyi severim, pekçok kişide benim gibidir. şeftali ağaçlarının aklı mı var ki, kafa kafaya vermişler. bu insanlara öyle bir meyve yapalım ki, kokusu burunlarının, rengi gözlerinin, tadı dillerin hoşuna gitsin içindeki besinlerde vücutlarının hoşuna gitsin. odun yığını bize bilirmi. elbette bilemez, o zaman bu meyveyi onlara yapmasını bizi bilen biri tarafından onlara yapması söyleniyor. ayrıca şeftali ve kiraz ağacını yanyana dikiyorsun, aynı sudan aynı topraktan beslenen bu odun yığınları nasıl oluyorda, farklı farklı meyveler veriyor.
güneş nasıl oluyorda, patlıcanı morartıyor, dometesi kızartıyor salatalığıda yemyeşil yapıyor. biz güneşe çıktığımızda din dil, ırk ayrımı yapmadan hepizi kızartıyor. bunların bir planlayıcısı olmadığını iddia etmek akıl dışı değilmi sence.

neyse bu konu uzar gider. evrim teorisinin kendi içindeki çarpıklıkları, kendi kendiyle çeliştiği noktalarada girmek isterdim ama bu kadar çok yazıpta insanların vaktini almak istemiyorum.
 

thepolice2

Doçent
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
875
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
[MENTION=51949]xyz1234[/MENTION] Yazdıklarımı doğru düzgün okumuyorsunuz ki ne demek istediğimi anlayasınız. Yazıya hızlı hızlı bakıp arada dikkatinizi çeken bir şey olursa ona cevap veriyorsunuz. Yazdıklarınıza bakıldığında bu gayet iyi anlaşılıyor. Burada bilimsel bir araştırmadan söz ediyoruz. Gidip biraz ampulün icat edilmesini, yerçekiminin keşfedilmesini hatta en basitinden düdüklü tencerenin yapılışını biraz araştırırsanız bu araştırmaların tamamlanmasının zor ve uzun olduğunu görürsünüz. Edison ampulü bulana kadar 1000 farklı deney yapmıştır. Düdüklü tencere ilk kez yapıldığında patlamış ve içindeki yemekler duvarlara yapılmıştır. İnsanlar bu fikirle dalga geçmiş ve başka bir kişinin çıkıp tekrar düdüklü tencere üretimi için çalışması yaklaşık 100 yıl almıştır. (Kaynak: Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi-Tamer Korugan) Bilimde ciddi bir proje ortaya koymak zordur. Aşama aşama kanıtlayarak gidersiniz. Edison 1000 farklı deney yaparken her bir deneyden sonra ampulün o sistemle yanmayacağını kanıtlamıştır. "Madem evrim sonucu işlevini yitirdi neden tümüyle yok olup gitmiyor?" sözünüz anatomi ve kalıtıma dair en ufak bir bilginiz olmadığını gösteriyor. Benim avuç içinin terlemesi için verdiğim örnekle sizin kazmakla ilgili verdiğiniz örnek arasında hiçbir alaka yok. Aşırı heyecan, özellikle korku anlarında kişinin bacakları titremeye ve avuçiçleri terlemeye başlar. Bacakların titremesi vücudun kendini kaçmaya hazırlamasıdır. Avuç içlerinin terleme nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak bir bilimsel teze göre ağaca tırmanmayı kolaylaştırmak için terliyor. Bu da evrimden önceki yaşama dair fikirler veriyor. Bilimde kesin bir sonuca ulaşmak dinlerdeki kadar kolay değildir. Dinlerde "Tanrı öyle yaratmış" deyip geçersin. Bilimde ise bunu kesin olarak kanıtlamanız gerekir. Kanıtlayana kadar çelişkilere düşersiniz, çeşitli tezler ortaya atarsınız. Bazen bu tezleriniz tamamen yanlış olur. Sonuca bu şekilde ulaşırsınız. Ayrıca ortaya atıp kanıtladığınız bir teori ilerleyen yıllarda teknolojinin gelişmesi ve yeni tekniklerin kullanılmaya başlanmasıyla bir başkası tarafından çürütülebilir.
Yazdıklarınıza bakılırsa siz Eyfel Kulesini Tanrının yarattığını düşünüyorsunuz. O kulenin nasıl yapıldığını gidin inşaat mühendislerine, mimarlara sorun. Size aşama aşama anlatsınlar. "Şeftali kendi kendine mi oluştu?" "Doğadaki tüm bu düzen birden bire mi ortaya çıktı?" gibi sorularınız var. Öncelikle şunu söyleyelim. Dünya hayatının, galaksilerin, gezegenlerin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili çeşitli teoriler vardır(Big Bang Teorisi). Fakat sizin bu herşeyin bir başlangıcı olmalıdır teorinize göre Tanrınında bir başlangıcı olmalıdır. Tanrı nasıl ortaya çıkmıştır? Kendi kendini mi yaratmıştır? Tanrının yaratıcısı var mıdır? Bilim adamları sadece "puf diye oluverdi" açıklamasını doğru bulmadıkları için mantıklı bir açıklama bulmaya çalışmışlar fakat dinlerin dogmatik yapısından dolayı "Tanrının kurallarını sorguladıkları" için "din düşmanı" ilan edilmişlerdir. Geçmişte insanların açıklayamadıkları herşeyi Tanrıyla açıkladıklarını görüyoruz. Hatta mağara insanları durgun suya baktıklarında gördükleri yansımalarının ruh olduğuna inanmış, o suya taş atan ve zarar veren insanları Tanrıya saygısızlıkla suçlayarak cezalandırmışlardır. (Kaynak: Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi-Tamer Korugan)
 

webrettin

Profesör
Katılım
16 Mart 2009
Mesajlar
1,676
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
....
Bilim adamları sadece "puf diye oluverdi" açıklamasını doğru bulmadıkları için mantıklı bir açıklama bulmaya çalışmışlar fakat dinlerin dogmatik yapısından dolayı "Tanrının kurallarını sorguladıkları" için "din düşmanı" ilan edilmişlerdir. Geçmişte insanların açıklayamadıkları herşeyi Tanrıyla açıkladıklarını görüyoruz. Hatta mağara insanları durgun suya baktıklarında gördükleri yansımalarının ruh olduğuna inanmış, o suya taş atan ve zarar veren insanları Tanrıya saygısızlıkla suçlayarak cezalandırmışlardır. (Kaynak: Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi-Tamer Korugan)

Dinlerin dogmatik yapısında islam bu konuda oldukça müsahamalı hatta araştırmayı gezip görmeyi, gökyüzünü incelememizi akıl erdirmeyi düşünmeyi emreder.Bal arısı veya sinekten örnek vermekten çekinmez. Okuyun diyen bir dinin mensubuyuz. Bilimsel çalışmalar yapıp kitapları yasaklanıp aforoz edilen çeşitli zulmlerin çıkarttığı biliminsanların şimdi veya bir dönem tabi olduğu hristiyanlığın değil. Bu süreçten geçen biliminsanlarının din düşmanı olmaları tahrif olunan hristiyanlığın daha doğrusu kilisenin yaklaşımıdır. İslam dinine mensup kişilerin Tanrınında bir başlangıcı olmalıdır. Tanrı nasıl ortaya çıkmıştır? şeklindeki sorulara vereceği cevap pek bilinmediğinden bu tür sorular sormaması tercih edilmesi istenir. Bu tür sorular için verilecek cevap bilimçevrelerini doğaldır ki tatmin etmeyecek ancak yine de araştırmalarına engel veya gereksiz gibi görmek manasında da değildir.

Nasıl ki şu satırları yazdığınız klavye veya PC veya herhangi bir eşya benzerlerinden farklı olarak afedersiniz hayvanattan (İrade ve sorgulama yönünden onlardan ayrılırız) ile insanın ayrıldığı gibi mevcut eşyanız için klavye seçmişseniz ve irade ve sorgulama verilse sorulsa sizi yapanı tarif et deseniz, nasıl cevap verirdi? Sizi tarif edebilir miydi? Ne kadar bulmaya bilmeye çalışırsa çalışsın vereceği cevaplar kendi kusurlarının tıkanıp kaldığı yerde son bulacaktı. Yani kablolu kablosuz olabileceği, multimedya tuşları olabileceği vs vs gibi cevaplar verecek ancak sizi tasarlıyanın kendine has akıl erdirilemeyecek özellikleri var dediğinizde kendi kısıtlı tasarımı ile itirazlar veya kabuller edecektir. Eşya Sanaatkarını tarif edemez. Ancak bu çaresizlik insanoğlunun araştırmasına engel değildir.Aksine dinimiz araştırmayı öğrenmeyi emreder, sınırlarını da insanın bilmesi gerekli.Tümünün değil bazı biliminsanlarının bilemediği akıl erdiremediği somutlaştıramadıklarını (dolayısıyla kendiyle sınırlandırılmış olana takılıp kalan) hiç değilse doğrudan inkar yerine arayıp dursalar belki diğerine göre daha objektif bir yaklaşım olabilir. Aksi halde ne sahtekarlığa müracaat etmek zorunda kalırlar ne de din ile bilimin çatıştığı izlenimini biz müslümanlara verirler.Bu konuda hristiyan dünyasından ayrıyız.
 

Bthnkdgn

Öğrenci
Katılım
27 Şubat 2012
Mesajlar
66
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Madem Islam Bukadar Güzel Bilimsel Insan Haklari hukuk Kurallari Iceren bir din ? Neden o zaman Islam ülkeleri geri bilim sifir kadin ve insan haklari yerlerde adalet desen yok sms le kadin bosaniyor diye film cekseler kesin gise rekoru kirar. Evrim Teorisyenleri Kuranla Cok Yüzlesiyor Cogu okuyordur bilim adamlarinin dini kitaplari birde müslümanlar kendileriyle yüzlesicek Cesareti kendilerinde bulsalar ah ah.. :)
 

thepolice2

Doçent
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
875
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
[MENTION=62904]webrettin[/MENTION] Kuranda "şüphe" ve "vesvese" nin şeytan işi olarak tanımlandığını daha öncede söylemiştim. Avrupa rönesans dönemiyle birlikte yeni bir sayfa açmış ve bilimde ilerlemeye başlamıştı. Daha sonra reform hareketleri başladı ve kilisenin 1000 yıllık saltanatı son buldu. Bu dönemden sonra bilimde ciddi gelişmeler kat edilmiştir. İslam dünyasına baktığımızdaysa hızla geri gidildiğini görüyoruz. 17. yy dan sonra yaşamış hiçbir müslüman bilim adamı yoktur. Bugün İslam kurallarına göre yönetilen ülkelere baktığımızda geri kalmış ülkeler olduklarını görüyoruz (Irak, İran, Afganistan…) Tüm dinler "iyilik" yapmayı emreder fakat "iyilik" kişiden kişiye değişen bir kavramdır. Kimine göre hırsızlık yapan birinin elinin kesilmesi doğru bir kararken kimine göre yanlıştır. Siz hiç herhangi bir dinde insanın nasıl yaratıldığının anlatıldığını gördünüz mü? "Tanrı yarattı" denir ve konu kapanır. Araştırmaya çalışırsanız "din düşmanı" ilan edilirsiniz. Tanrı neden yeryüzüne çeşitli dinler gönderip (Hristiyanlık, Yahudilik) bu dinlerin insanlar tarafından değiştirilmesine izin veriyor? Neden o bozulmuş dinlerin yeryüzünde kalmasına izin veriyor? İşte bu soruları soramazsınız. Sorarsanız "din düşmanı" olursunuz.
 

epzq

Doçent
Katılım
21 Kasım 2011
Mesajlar
571
Reaksiyon puanı
47
Puanları
28
-Bir müslümanın evrim teorisini kabul ettiğine rastlamamış olman, evrim teorisini kabul edenlerin yada anlamak üzere araştıranların afaroz edilip, islam dışı ilen edilmesi yüzünden olabilir mi acaba?

-Türkiyenin yarısı aslında ateist denilmesi ise; %90'ının müslüman olduğunu söylediği bir toplumda, kendi gibi düşünmeyen, yaşamayan herkesin islam dışı ilan edilmesi yüzünden olabilir mi acaba?

Bunun forumda bile 100lerce örneği var :)

Şimdi sayın abim sen kaliteli ve seviyeli bir insana benziyorsun söylediklerinin bir kısmına katılıyorum üzülerekte olsa.Söylediklerinin şuanki Türkiye gerçekleri.Gelin görünki nerde o eski Osmanlı hoşgörüsü dedirtiyor.Eskiden bir dine mensup kişilerle iç içe yaşanırdı.Kültürler, farklı dine mensup kişileri birleştirirdi.Ama bunlar tabi saygı çerçevesinde olurdu.Şimdi bakıyoruz adamın teki Tv ye çıkmış "ben müslümandım ama sonra anladımki Allah yok.Artık Ateistim"Buraya kadar normal.Anlat hele neden Ateist oldun.Adamı dinledikçe aslında hiç müslüman değilmiş kanaatine varıyoruz.Çünkü anlattıkları ile bizim bildiğimiz İslam çok farklı.Bu adamlar yavaş yavaş çoğalmaya başladı.Dinler hakkında abuk sabuk konuşur oldular haliylede Halk tarafından gerekli damgayı yediler.Çünkü TV ye çıkan bu adamların birer provakatör olduğu besbelliydi.Yine bir kadının teki çıkıyor Müslümanım ayağına saçma saçma şeyler konuşuyor.Bunların Aforoz edilmesi gayet doğal bunlar şov peşinde asıl amaçları araştırma değil zaten.Halkı galyana getirmek azcıkta olsun bir katkısı olmuşsa ne mutlu ona doğru değilmi.Böyleleri çıktı.Ama tam terside olmadı mı? oldu.Ama adınız çıktı bikere :)
 

xyz1234

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
2,587
Reaksiyon puanı
13
Puanları
218
@xyz1234 Yazdıklarımı doğru düzgün okumuyorsunuz ki ne demek istediğimi anlayasınız. Yazıya hızlı hızlı bakıp arada dikkatinizi çeken bir şey olursa ona cevap veriyorsunuz. Yazdıklarınıza bakıldığında bu gayet iyi anlaşılıyor. Burada bilimsel bir araştırmadan söz ediyoruz. Gidip biraz ampulün icat edilmesini, yerçekiminin keşfedilmesini hatta en basitinden düdüklü tencerenin yapılışını biraz araştırırsanız bu araştırmaların tamamlanmasının zor ve uzun olduğunu görürsünüz. Edison ampulü bulana kadar 1000 farklı deney yapmıştır. Düdüklü tencere ilk kez yapıldığında patlamış ve içindeki yemekler duvarlara yapılmıştır. İnsanlar bu fikirle dalga geçmiş ve başka bir kişinin çıkıp tekrar düdüklü tencere üretimi için çalışması yaklaşık 100 yıl almıştır. (Kaynak: Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi-Tamer Korugan) Bilimde ciddi bir proje ortaya koymak zordur. Aşama aşama kanıtlayarak gidersiniz. Edison 1000 farklı deney yaparken her bir deneyden sonra ampulün o sistemle yanmayacağını kanıtlamıştır. "Madem evrim sonucu işlevini yitirdi neden tümüyle yok olup gitmiyor?" sözünüz anatomi ve kalıtıma dair en ufak bir bilginiz olmadığını gösteriyor. Benim avuç içinin terlemesi için verdiğim örnekle sizin kazmakla ilgili verdiğiniz örnek arasında hiçbir alaka yok. Aşırı heyecan, özellikle korku anlarında kişinin bacakları titremeye ve avuçiçleri terlemeye başlar. Bacakların titremesi vücudun kendini kaçmaya hazırlamasıdır. Avuç içlerinin terleme nedeni tam olarak bilinmiyor. Ancak bir bilimsel teze göre ağaca tırmanmayı kolaylaştırmak için terliyor. Bu da evrimden önceki yaşama dair fikirler veriyor. Bilimde kesin bir sonuca ulaşmak dinlerdeki kadar kolay değildir. Dinlerde "Tanrı öyle yaratmış" deyip geçersin. Bilimde ise bunu kesin olarak kanıtlamanız gerekir. Kanıtlayana kadar çelişkilere düşersiniz, çeşitli tezler ortaya atarsınız. Bazen bu tezleriniz tamamen yanlış olur. Sonuca bu şekilde ulaşırsınız. Ayrıca ortaya atıp kanıtladığınız bir teori ilerleyen yıllarda teknolojinin gelişmesi ve yeni tekniklerin kullanılmaya başlanmasıyla bir başkası tarafından çürütülebilir.
Yazdıklarınıza bakılırsa siz Eyfel Kulesini Tanrının yarattığını düşünüyorsunuz. O kulenin nasıl yapıldığını gidin inşaat mühendislerine, mimarlara sorun. Size aşama aşama anlatsınlar. "Şeftali kendi kendine mi oluştu?" "Doğadaki tüm bu düzen birden bire mi ortaya çıktı?" gibi sorularınız var. Öncelikle şunu söyleyelim. Dünya hayatının, galaksilerin, gezegenlerin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili çeşitli teoriler vardır(Big Bang Teorisi). Fakat sizin bu herşeyin bir başlangıcı olmalıdır teorinize göre Tanrınında bir başlangıcı olmalıdır. Tanrı nasıl ortaya çıkmıştır? Kendi kendini mi yaratmıştır? Tanrının yaratıcısı var mıdır? Bilim adamları sadece "puf diye oluverdi" açıklamasını doğru bulmadıkları için mantıklı bir açıklama bulmaya çalışmışlar fakat dinlerin dogmatik yapısından dolayı "Tanrının kurallarını sorguladıkları" için "din düşmanı" ilan edilmişlerdir. Geçmişte insanların açıklayamadıkları herşeyi Tanrıyla açıkladıklarını görüyoruz. Hatta mağara insanları durgun suya baktıklarında gördükleri yansımalarının ruh olduğuna inanmış, o suya taş atan ve zarar veren insanları Tanrıya saygısızlıkla suçlayarak cezalandırmışlardır. (Kaynak: Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi-Tamer Korugan)
bazen susmak en iyi cevap olur..
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,206
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
Evet çünkü konuştukça batıyorsun.

sevgili [MENTION=115765]thepolice2[/MENTION], lütfen!
tartışmanın adabına limon sıkarsak bir daha böyle nezih bir tartışma ortamı sunmazlar bize...
yöneticileri pişman edersek, asıl üzülen ve pişman olan biz oluruz sonra...
 

thepolice2

Doçent
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
875
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
sevgili @thepolice2, lütfen!
tartışmanın adabına limon sıkarsak bir daha böyle nezih bir tartışma ortamı sunmazlar bize...
yöneticileri pişman edersek, asıl üzülen ve pişman olan biz oluruz sonra...

Giderek saçmalamaya başlayan ve verecek cevabı kalmayınca aklınca "artistik" bir cümleyle son noktayı koymak isteyen kişiler karşısında verilecek başka cevap kalmıyor. Hakaret içeren herhangi bir sözcük kullanmadım ama rahatsız ettiysek affola.
 

thepolice2

Doçent
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
875
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
seviyesizleşme istersen. her söze verilecek cevabım elbette var ama bazen lafa bakarım lafmı diye sonra söyleyene bakarım adam mı diye..

Yazdıklarına bakarsan ne kadar saçmaladığını fark edebilirsin. Benim kim olduğumu, ne iş yaptığımı nereden biliyorsunuz bilmiyorum ama benim size dair hiçbir bilgim yok. Böyle çok insanla tartıştım. Konuşmada giderek saçmalamaya başlarlar ve sonunda verecek cevapları kalmadığında akıllarınca "artistik" bir cümle kurarak son noktayı koymaya çalışırlar. Ben size kaynak gösteriyorum, kanıtlar gösteriyorum. Görmezden gelinemeyecek örnekler veriyorum. Siz "Tanrı yoksa şeftali nasıl ortaya çıktı?" "Eyfel kulesi bir anda mı oluştu?" gibi akla mantığa sığmayacak şeyler diyorsunuz. Kuran'dan ayet koyuyorum ve Kuran' da açıkça "Sorgulamayınız" dendiğini (Maide/101) gösteriyorum alakasız şeyler yazıyorsunuz. Uzatmanın anlamı yok. Verecek cevabınız kalmadıysa "artistik" cümleler kurmaya çalışarak seviyenizi iyice düşürmeyin.
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
düşünülmesi demek kanıtı demek değildir. ellerin terlemesiyle evrim arasında bir bağ kuramadım. hani iddia edilen mağara dönemlerinden bu tarafa artık apandisit, kulak memesi ve ellerin terlemesine ihtiyaç kalmadıysa niye yok olup gitmiyorlar o zaman. yine evrimcilerin gözünde insan ateşi keşfedeli, demiri işlemeyi ve silah yapmayı öğreneli binlerce yıl oldu. bu binlerce yılda niye bunlar kaybolmadı. ellerin terlemesi ile alakalı bir örnek vereyim; sen hiç kazma kürekle yazın sıcağın altında toprak kazdın mı. ben kazdım, bir süre sonra vücuttan ter yoluyla suyun hemen hepsi atılmış olur ve avuç içlerin kurur, böyle olunca kazmayı iyi kavrayamazsın ve neticesinde kazma elinde bir ileri bir geri gitmeye başlar her salladıkça. neticede avuç içlerinin üst derisi kabarır ve ellerin patlar. ayrıca ellerin terlemesi ile ellerdeki bir takım zararlı bakterilerin ölmeside sağlanır ki. insanlar o nedenle çok fazla pis olmayan şeylere dokunmadıkları sürece, toprağa ve günlük eşyalara dokunmalarına ve bunların pekçoğunun milyonlarca bakteri taşıyor olmasına rağmen insanlar hasta olmazlar.
daha önceki mesajlarında evrimi ispat eden hiç bir yazınızı görmedim. düşünülüyor, olması muhtemeldir gibi ifadeler maalesef evrimi ispat etmiş olmuyor.
en başta evrim ilk oluşumun nasıl başladığını ifade edememiştir. türler tek hücreli bir canlıdan nasıl meydana geldi. tek hücreli bir canlı nasıl meydana geldi.
Karl Marx ın Darwinin üstadı olduğunu söylemiştim. Darwin üstadına da bir anlamda ihanet etmiştir. Çünkü Marx ın tezi Tanrı yarattı sonra bir köşeye çekildi şeklindeydi, ancak darwin bu tezide kabul etmeyip hayır herşey kendi kendine oluştu demiştir ama ilk oluşumu ifade edememiştir.
ilk başlangıçta şöyle mi olmuş, tek hücreyi meydana getiren minarellerin atomları, carbon, oksijen hidrojen her neyse, kafa kafaya vermişler, biz şöyle birleşip böyle bir canlı yapalım demişler, nekadar oranda katkı sağlayacaklarına karar vermişler ve ilk canlıyı oluşturmuşlar. sonra tek hücreli canı sıkılmış sıkıntıdan ikiye bölünmüş derken bakmışlar ki bölünme işi keyifli bölünürken bölünürken çok hücreli canlı olmaya karar vermişler, iş bölümü yapıp bir kısmı bir organı, diğer bir kısmı diğer bir oraganı oluşturmuşlar. derken sudan çıkıp karada yaşamaya karar vermişler ama bir problem var, suda yaşayanlar solungaç, karada yaşayanlar akciğer solunumu yaparlar. karadaki ortamı düşünüp hemen çalışmalara başlamış ve ve karada yaşayacak forma dönüşmüşler. bir abimiz böyle bir iddiaya eşşekler bile güler demişti.
neymiş, yılan ayaklarına ihtiyaç olmadığı için zamanla ayakları eriyip gitmiş. ayakları olsa şimdiki gibi sürüm sürüm sürünmek yerine niye yürümek istemesin.

şimdi eyfel kulesini bilirsin, tonlarca demirden inşa edilen, diyelim ki bir demir madeninin üzerinde eyfel kulesi kendi kendine oluştu. olabilirmi böyle birşey, cevabının hayır olacağını düşünüyorum. bir hücre yapısı bir eyfel kulesinden daha mı basit ki, diğerinin olamayacağına inanıp, hücrenin olabileceğine inanıyorsunuz.

ayrıca kainattaki uyuma bakmak lazım. ben meyvelerden en çok şeftaliyi severim, pekçok kişide benim gibidir. şeftali ağaçlarının aklı mı var ki, kafa kafaya vermişler. bu insanlara öyle bir meyve yapalım ki, kokusu burunlarının, rengi gözlerinin, tadı dillerin hoşuna gitsin içindeki besinlerde vücutlarının hoşuna gitsin. odun yığını bize bilirmi. elbette bilemez, o zaman bu meyveyi onlara yapmasını bizi bilen biri tarafından onlara yapması söyleniyor. ayrıca şeftali ve kiraz ağacını yanyana dikiyorsun, aynı sudan aynı topraktan beslenen bu odun yığınları nasıl oluyorda, farklı farklı meyveler veriyor.
güneş nasıl oluyorda, patlıcanı morartıyor, dometesi kızartıyor salatalığıda yemyeşil yapıyor. biz güneşe çıktığımızda din dil, ırk ayrımı yapmadan hepizi kızartıyor. bunların bir planlayıcısı olmadığını iddia etmek akıl dışı değilmi sence.

neyse bu konu uzar gider. evrim teorisinin kendi içindeki çarpıklıkları, kendi kendiyle çeliştiği noktalarada girmek isterdim ama bu kadar çok yazıpta insanların vaktini almak istemiyorum.

Bkz.Maddelere tanrı hükmü vermek;madde tanrı ama insan gibi aciz bir varlıği hem yaratır hemde hizmet eder .
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst