Soru Dubai hakkında bilgisi olanlardan destek

Bu konuyu okuyanlar

selinsivasdogan

Öğrenci
Katılım
5 Eylül 2023
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yaş
21
Merhaba, ben 21 yaşında bir kızım. Dubai ye yaklaşık bir buçuk ay öncesinde geçmişimi unutmak ve yeni bir hayata başlamak için geldim. Geçmişte ne yaşandı dersenizde, aslında çok da ağır olmayan bir hastalık geçirdim ve hala geçiriyorum sanırım. Geçen sene Mart ayında epilepsi ilaçlarımı bırakmak istediğimi doktoruma söyledim çünkü uzun zamandır nöbet geçirmiyordum. Doktorumda önce piskiyatr ile iletişime geçmem gerektiğini söyleyip beni bi piskiyatr a yönlendirdi. Piskiyatr benden kişilik testi yapmamı istedi ve sonuçta bipolar duygu durum bozukluğum olduğu ortaya çıktı. Çok fazla enerjetiktim, az uyuyor hatta bazen hiç uyumuyordum, üç klübün başkanlığını aynı anda yönetiyordum, çok hızlı ve yüksek sesle konuşuyordum, krediden para harcayıp sonra nasıl olsa öderim diye düşünüyordum, öz güvenim tavandı uluslararası geçlik klübü adı altında kurduğumuz farklı ülkerin kültür, tarih, siyaset, ekonomisini, yemeklerini uluslararası öğrenciler ile tartışıp, tanıyıp,tadımladığımız klüp için gerekli bi şey olduğunda hiç çekinmeden büyükelçilikler ile iletişime geçebiliyordum veya birileri ile konuşurken içimden benimle konuşan kişinin benimle konuşmaya fırsat bulduğu için ne kadar da şanslı olduğunu düşünüyor, kendimin seçilmiş biri olduğunu ve bir gün bu dünya için çok büyük bir değişikliğe sebebiyet vereceğimi düşünüyordum ve buna canı gönülden inanıyordum. Ama doktor bana bunları bipoların etkisi ile düşündüğümü ve yaptığımı söyleyince bunu kabullenmek istemedim çünkü hayatım için bir amaç belirlediğimi, kim olduğumu çözdüğümü ve gerçek mutluluğu bulduğumu kafama kazımıştım ve bunun böyle olmadığını söyleyen herkes ve her şeye karşı direkt mesafa koyuyor ve bunu inkar ediyordum. Bu sırada beni uyaran yakın arkadaşlarım olduğunu düşündüğüm çoğu kişiyi kaybettim. Doktora emin olmak için muaneye gittiğim bir gün doktorumun "bu sen değilsin, hastalığın ve hareketlerine daha çok dikkat et" demesi üzerine dönüşte otobüste, bir anda gözümün önünden film şeridi gibi gerçek hayatta gördüğümden daha kaliteli duran bütün kötü anılarım, travmalarım bir bir gözümün önünden saniyeler içinde geçti. Kafam uyuşmuş gibi hissediyordum daha doğrusu hiç bir şey hissedemiyordum, yüzümden bütün duygularım çekilmiş ve bir robot gibi olmuştum. Her şey mükemmel, ve istediğim gibi giderken aslında bunun benim istediğim olmadığını söyleyen doktorumun sözlerinin üzerine, kim olduğumu neyi benim neyi
hastalığımın dürtülediğini tek tek düşünmeye başladım, çocukluğumu hatırlamaya çalışıp aslında benim hangi rengi, hangi yemeği, hangi havayı sevdiğimi bulmaya çalıştım. Beynimde bir düşünce bir başkasına yönlendiriyordu. Azda olsa etrafımda kalan arkadaşalrımla vakit geçirirsem beynimden biraz kurtulurum dedim ama ne yüzüm, ne mimiklerim ne de düşüncelerim hareket ediyordu. Ben kendimi araştırmaya çalışırken oraya hapsolmuştum. Gülemiyordum çünkü gülmeden önce ben kendim olarak mı buna gülüyorum yoksa beni yaklaşık 6 ay boyunca mutlu hissettiren, hiç hüzün deneyimlendirmeyen hastalığım mı dürtülüyor diye düşünüyordum. Sanki altı aylık bir mutluluğun bedelini öder gibi kendi içimde şimdi çok saçma görünen bir savaşa girmiştim. En sonunda tek başıma bunu atlatamayacağımı düşünerek yurttan memlekete eve geldim. Annem beni bana anlatır bende kurtulurum diye düşündüm. Anneme sarıldığımda duygularımda bir değişiklik olmaması beni korkuttu çünkü ben o yaşıma kadar ne zaman okuldan izne gelsem, annemle uyuyor onun kokusunu doya doya içime çeker huzur bulurdum ama öyle olmadı huzursuz hissetmeye devam ettim. Artık bir daha asla gülemeyeceğimi yavaş yavaş yüzümün çizgilerini kaybedeceğimi düşünmeye başlamıştım mesela herkesin dudağının kenarında ki gülünce ortaya çıkan yanak çizgilerine bakar ve ben bir daha asla gülmeyeceğim için benim böyle belirgin bir çizgim olmayacağını düşündüm. Annemlere yine de belli etmedim, korkmasınlar, üzülmesinler dedim kendi kendime, internetten araştırıp çözüm bulmaya çalışıyordum. Doktora artık gitmek istemedim çünkü verdikleri ilaçların yan etkileri arasında olmayan şeyler görme veya olmayan şeyler duymak vardı. Kendimi kapana sıkışmış hissettim belki meditasyon yarar diye meditasyon yaptım yaramadı. Belki bu Allah'tan benimle daha çok yakın olmak istediğine dair bir mesajdır dedim. Kuran okudum, geçer sandım geçmedi. En sonunda dönem başı yaklaşırken, okula gitmek istemediğim düşüncesi beynimi kapladı çünkü okulda beni hep o mutlu, enerjisi bitmeyen kız diye biliyorlardı ve çoğu yakın arkadaşımı bü süreçde kaybetmiştim. Okula gitmek ve sanki her şey yolunda imiş gibi yalandan gülümsemek ölümden beter görünüyordu gözüme. Delircem sanmıştım bir gece gözümün önüne akli dengesi yerinde olmayan bir tanığımızın yüzü göründü rüyamda bağıra bağıra ağlayarak uyandım, delircem diye bağırıyordum ve aklımdan geçen her şeyi bana bi şey olmadan söylemem gerektiğini düşünerek tek tek söyledim. Annemler hemen beni doktora götürdüler. Doktor ilaçlarımı almam gerektiğini söyledi bende tamam dedim alacağım ki aldım da ama ilaçlar benim bozulmuş arkadaşlık ilişkilerimi gram düzeltmedi. Her katında kahkaha attığım koştuğum, eğlendiğim üniversitem artık bir hapisten beterdi. Herkes bendeki değişikliğin farkındaydı bu seferde benim adım piskolojisi bozuğa çıktı. Çok isteyerek seçtiğim bölümüm, üniversitem ve okuduğum şehir aslında nasılda bütün kötülükleri kendime çektiğimi anımsatmaya, hatırlatmaya başladı. Uğrunda neleri gözden çıkardığım arkadaş bildiklerimin benim zor zamanımda yanımda olmamaları çok canımı yaktı. Her şey boş göründü gözüme zaten yaklaşık 4 ay boyunca hiç tebessüm bile etmemiştim. Yaşamadıktan sonra nefes almanın bir anlamı olmadığını düşündüm bende intihar ettim, hastaneye kaldırdılar. Ailem gelip beni memlekete götürdü, tedaviye orada devam ettik ama hala iyileşmeye dair bir umudum yoktu olsa bile o umudu da içimde öldürüyordum. Kendimden tiksinip, tek seferde bu sefer kendimi öldürmek istedim. Nefret ettiğim asla affetmem dediğim şeyleri tek tek yaptım ki kendimi affedemeyeyim dedim. Annem hastane de benimle birlikte kalıyordu çünkü hala intihara teşebbüsüm devam ediyordu. Hatanede kendimi öldüremeyeceğimi anlayınca, iyileşmiş, bu düşünceleri kafamdan atmış, kendime gelmiş numarası yapıp, dışarda ölüm fikirleri kuruyordum. Ne zamanki hastaneden çıkıp, eve döndüğümde küçük kız kardeşimin kocaman kucaklamasını aldım. O an hiç kimse için değilse bile beni rol model olarak gören kardeşim için yaşamam gerektiğini düşündüm. Başarmalıydım ama artık ünüversiteye gidip, oradaki insanları görmek, aynı havayı solumak istemiyordum. Bende yeniden üniversite sınavına gireyim dedim ama fark ettim ki mesele artık şehir değiştirmek de değilmiş bütün ülke hep aynıymış, aynı insanlarla dolumuş, belki bir tanıdığa denk gelirim diye düşünmeye başladım. Beni kimsenin tanımadığı bir yerde, beni tanımayan insanlarla sıfırdan başlamak istedim. Yurt dışı için araştırma yaptım. En kolayı Dubai göründü gözüme, turist vizesi ile gelip iş bulduğunda çalışma vizesine çevirebilirsin dedi geldiğim acenta. Benim ingilizcem c1 seviyesindeydi ve girişken bir yapım vardı. Bir aya kalmaz hemen iş bulursun dediler. Bende hiç bilmediğim bir ülke için ilk defa memleketimi bırakıp, ilk defa uçağa binip Dubai'ye sırf belki yardıma ihtiyacım olursa bana resmi destek çıkabileceğini düşündüğüm 1 aylık dil okulu ile geldim. İş aramaya başladım kimisi işe alındığımı söyleyip sonra aramadı, kimisi ingilizce kişisel özellikleri onayladı fızıksel özelliklerimden dolayı eledı. Bir türlü iş bulamadım. Babam benim buraya gelmem için bankadan borç çekmişti. Bir umut kendime gelirim diye düşünüyordu herkes ama Dubai beni daha beter etti. Gülüyorum ama gülen ben değil bi başkası, konuşuyorum ama dil benim değil sanki. Bi başkası varmış gibi içimde yarısı bedenimde yarısı havada olduğunu hissettiğim bir ruhu taşıyorum yaklaşık bir buçuk aydır. Kimi zaman gözümde bir dev kadar büyüyorum, kimi zaman bir böcek gibi eziliyorum. Ben bir türlü kendime gelemiyorum. Anneme söz verdim ilaçlarımı alacağım diye ama onları da almıyorum. Param bitti, sinirden telefonumu kırdım, elimde iletişim kurabileceğim bir tek laptop kaldı. Ablam benim için kendi kira parasını yolladı ama bu para overstay borcumu ödemeye yetmediği için dubai sınırları dışına çıkıp ne vize uzatabiliyorum ne de Türkiye'ye geri dönebiliyorum. Dubai'den o borcu ödemeden çıkmam yasak, kalınca da her gün borç artıyor. Babam yeniden borç çekemiyor çünkü banka önce zaten çektiği borcu ödemesini istiyor. Hayvancılık yapan babam inek satıp gönderecek parayı ama hayvan pazarları da şap hastalığı sebebiyle kapalı. 15 gündür cebimde sıfır para var ama Allah yardım etti. Burda tanıştığım bir kız evini açtı onunla yaşayıp onun suyunu içip onun yemeğini yiyorum ama nereye kadar kira parası vermek gerek yarın ben sıfırları çarpıp, toplayıp bir umuda ulaşmaya çalışıyorum. Evinde kaldığım kız bana Türk çocuklarına bakıcılık olarak bir iş bulmuştu ki onu da telefonum olmadığı dolayısıyla iletişimde problem yaşandığı sebeb gösterilerek bugün daha başlayalı üç gün olmuşken kaybettim. Umudum dadılık yaptığım ev sahibinden aylığımın bir kısmını önden alıp, en azından yemek, su parasını ödeyemesem bile kira parasını ödemekti ama o da gitti. Bugün ölmek istedim, çok istedim çünkü ailemden yardım gelemiyor, doğru düzgün tanımadığım, her an başıma kakabilecek bir kız bana yardım ediyor. İş yok, destek çıkan yok, seven yok, bir başıma elin memleketinde sıkıştım kaldım ne ülkeme geri dönebiliyorum ne de burada legal kalabilmek için vizemi uzatabiliyorum yani lafın kısası kaçak bir hayat sürüyorum. Dedim gerçekten ölmek istiyor muyum acaba, açtım müzik kestim kolumu jiletle, ama ne büyük bir tat, gram acı hissetmedim ki sanki tatlı bir yemek yedikten sonra ağızda kalan bir tat gibi. Sanırım ölmek istiyorum ama cesedim burada kalırsa diye de korkmuyor değilim. Hiç sevmedim buraları, havası kötü, insanı bozuk, ne yeşillik ne de tarih kokan caddeleri var boş ve gereksiz bir lüks yaşam var ki benim köyde büyümüş bünyeme çok aykırı. Ne yaparım bilmiyorum, dönersem başarısız, kalırsam yarı ölü yarı diriyim, bi şey yapmasam tek çözüm yolu ölüm gibi duruyor hani biliyorum annemlere desem akrabadan konudan komşudan hallederler bulurlar parayı da onlarla da telefonu kırdığımdan beri konuşmuyorum. Küçük kız kardeşim devletin yaz kampına gitti, ne annem biliyor akıllı telefon kullanmasını ne de babam, bir haftadır kardeşlerime iyi olduğumu söyleyin deyip geçiştiriyorum. Parayı halletsem bile, yaşamak istemiyorum, artık bitsin istiyorum çünkü ben her zorluk atlattıktan sonra güç verir dedikçe bir sonra ki darbe gibi bir anda düşüyor. Çok yoruldum, hala manik atakta mıyım nedir, uykularda haram olmuş, her dört günde bir sıfır uyku sonra bir gece uyuyup dört gece sıfır uyku ile devam ediyorum. Sanki gördüklerim bana yetermiş ben şimdi karanlıklara gömülmek ve derin bir uykuya dalmak istiyormuşum gibi hissediyorum ama hala içimden bir ses emin olmadığımı haykırıp duruyor. Konuşacak, dert anlatacak birileri de yok, değer veren insanlara anlatsak üzülüyorki ben uğrunda üzülmeye değer biri olduğumu düşünmediğim için anlatmıyorumda. Belki bunlar son sözlerimdir eğer öyle ise ben çok cesurmuş gibi davrandım ama her gün korkularım gözüme ışık, omuzlarıma yük oldu ve ben artık ne görmek ne de bu yükü taşımak istemiyorum belki bir korkak belki bir aptal belki bir piskopatsam bile özlediğim bir ben var derinlerde ona kavuşmak dileği ile.
 

Son mesajlar

Üst