- Katılım
- 14 Nisan 2010
- Mesajlar
- 8,772
- Reaksiyon puanı
- 500
- Puanları
- 113
- Yaş
- 35
Hüzne alışık gönüller daha dayanıklı
Bunu biliyorum.Hayata hep göz yaşı penceresinden bakmak.Acıyı saklamak ve onu mukaddes bir emanet gibi taşımak asilce
"Ardımda yangın bir şehir var yıkıntıların üstünde hala dumanların tüttüğü Köşe başlarında yaralı ve gönlü yaralı insanların dalıp dalıp gittiği sokak aralarında şaşkın kedilerin dolaştığı yangın yeri bir şehir dönüp bakıyorum sırtımda alevlerin sıcaklığı hala… Gözyaşı kaynağım kurumuş gözyaşım yollarımda sararmış otlar… Gözlerim ufukta
Kaçıp giden rüzgarı yangın büyüten o rüzgarı ve geciken yağmuru arıyorum”
Hüzün
Acının çiçeğiAcı ve acılar onlara esir olmak yerine oynaşmayı tercih edenleri heykeltıraş gibi biçimlendiriyor
Acılarla oynaşmakHüzün uzakların çağrısıdır
Her gün yüzlerce binlerce defa yollara düşerde düşüncelerimiz bedenin hapistir ve kaçıp kurtulamazsın
Hüzün uzakların çağrısıdır
Gidemezsin
Hüzün kaçıp giden son trenin ardından bakakalmaktır gece yarıları garlarda
Hüzün üşümektir gecenin bir vakti sizi aramak için çırpınan karanlık dalgalara ve şehrin ışıklarıyla oynaşan yakamozlara cevapsız kalırken…
Hüzün ağlayamamaktır Ağlamak için çırpınırken ağlayamamaktır
Hüzün aşk satmaktır duvarlara Hüzün aşkta boğulmaktır ve kimsenin anlamamasıdır feryatlarımızı
Hüzün içten içe yanarken üşümek ve ürpermektir
Hüzün yalnızlıktır yalnızlıksa soylu bir duygu kristal kadehle sunulmuş
Ve alışkanlık yapar…
Hüzün uzaklara ait olup yakınlara hapsolmaktır …”
PREFERABLE