Bir dağ köyünde, tek başına yaşayan hamile bir kadın varmış. Günün birinde kadın, dağda yaralı bir gelincik bulmuş. Vahşi bir hayvan olmasına rağmen, gelinciği çekinmeden evine götüren kadın, onu iyileştirmiş ve evinde beslemeye başlamış. Zamanla gelincik uysallaşmaya başlamış, öyle ki artık kadının yanından hiç ayrılmıyormuş. Birkaç ay sonra kadının bebeği doğmuş. Hem eviyle ilgilenmekle hem de bebeğine bakmakta oldukça zorlanan kadın, bir gün, kısa bir süreliğine de olsa evden uzaklaşmak zorunda kalmış. Günün ilerleyen saatlerinde eve dönen kadın; kapının önünde ağzı kanlı bir şekilde duran gelinciği görmüş. Gelinciğin, bebeği ile evde yalnız kaldığını hatırlayan kadın çıldırmışçasına gelinciğe saldırmış ve onu oracıkta öldürmüş. Ancak tam o sırada, içeriden bebeğin ağlama sesini duymuş. Hızla bebeğinin odasına giren kadın, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanı başında duran, gelincik tarafından parçalanmış yılanı görmüş. Anlayacağınız vahşi gelincik (!) kadına olan vefa borcunu ödemiş.
"Ahmet Şerif İZGÖREN - ŞU HORTUMLU DÜNYADA FİL YALNIZ BİR HAYVANDIR" kitabından alıntıdır.
"Ahmet Şerif İZGÖREN - ŞU HORTUMLU DÜNYADA FİL YALNIZ BİR HAYVANDIR" kitabından alıntıdır.