Dünya medyası, Türkiye'deki 'Vampir Doktorlar'ı konuşuyor.

Bu konuyu okuyanlar

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Dünya bu organ kaçakçılarını konuşuyor








  • Önceki
  • 1 of 3
  • Sonraki
Dünya medyası, Türkiye'deki 'Vampir Doktorlar'ı konuşuyor. Organ kaçakçılığının içinde İsrail var. Kosova Başbakanı Hashim Thaci'nin de adının karıştığı kaçakcılık tüm dünyada yakından takip ediliyor. Dünya medyası, Türkiye'deki organ kaçakçılığını yakın takibe aldı. "Vampir Doktorlar" İsrail ile ortaklaşa çalışıyor. İngiliz The Guardian gazetesi'nin Gazetesi'nin haberine göre Kosova Başbakanı Hashim Thaci başta olmak üzere Kosova Kurtulus Ordusu'nun (UCK) eski yöneticileri uyuçturucu ve organ ticareti yapmakla suçlanıyor.
Sirbistan Savaş suçları savcısı Vladimir Vukceviç yaptığı açıklamada, yürüttüğü bir soruşturmada 1999 yılında etnik Arnavut gerillalar tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen organ kaçakçılığından mağdur en az 500 kişi ortaya çıkarıldığını söyledi. Basın mensuplarına verdiği demeçte Vukceviç, yaklaşık 400 Sırp ve 100 "Arnavut haricinin" organlarının çıkarıldığına dair kanıt olduğunu belirtti.
Dick Marty'nin kaleme aldığı ve Kosova Başbakanı Haşim Taci'nin organ kaçakçılığı da dahil olmak üzere bir çok yasadışı faaliyette bulunan bir grubun başı olmakla suçlandığı Avrupa Konseyi raporuna ilişkin sözlerinde başsavcı, ofisinin soruşturmasının Marty'ninkinden "Çok Daha İleride" olduğunu kaydetti. Vukceviç konuyla ilgili materyalleri Kosova ve Arnavutluk'taki meslektaşlarına da sundu. Başsavcı, "Kosova, Arnavutluk ve Sırbistan'daki savcılar arasında işbirliği olmadan, bu soruşturmada ilerleme kaydedilemez." açıklamasında bulundu Taci, Marty'nin raporunun "skandal niteliğinde" ve "iftira ve yalanla" dolu olduğunu açıklamıştı.
Kosova Özel Savcılığı Ekim ayında aralarında doktorlar ve eski bir sağlık bakanlığı yetkilisinin de bulunduğu yedi kişi hakkında, organ kaçakçılığı, organize suç ve yasadışı tıbbi faaliyetlerde bulunma suçlamasıyla bir iddianame hazırladı.
Suçlamalara hedef olan Priştine'deki Medicus Kliniği, aylar süren bir soruşturmanın ardından 2008 yılında UNMIK ve Kosova emniyeti tarafından kapatıldı. O dönemde sağlık bakanlığı, kliniğin çalışma ruhsatının olmadığını doğruladı. Sonrasında ise klinik, kendisine organ nakli yapma izni veren bir ruhsat ortaya çıkardı. Ancak Kosova Sağlık Yasası'na göre organ nakli yapmak yasak. Bunun üzerine, söz konusu ruhsatta imzası bulunan Sağlık Bakanlığı Sekreteri İlir Rrecaj görevden alındı. Ayrıca çok ünlü iki doktor tutuklandı. Tutuklanan doktorlardan biri Lütfi Dervişi' di.
Uluslararasi nitelikte bir organize suç şebekisinin yedi ayagından biri olarak gösterilen davanın, suçlanan doktorlarından diğeri Yusuf Ercin Sönmez. Türkiye'de doktorluk mesleğinden men edilen Sönmez'in adı, Türkiye, Moldova ve Azerbaycan'ın da aralarında bulunduğu pek çok ülkede organ kaçakçılığı olaylarına karıştı.
Örgüt kapsamında Sönmez ve Dervişi nakil ameliyatlarını yaparken, birlikte çalıştıkları İsrailli doktor Hoshe Harel de "organ bağışçılarını" buluyordu. İddianamelerde, kurbanların, verecekleri organları, özellikle de böbrekleri karşılığında önemli miktarda para alacakları vaadiyle kandırılarak başka ülkelerden toplandığı ve daha sonra operasyon için Kosova'ya getirildiği belirtiliyor. Organı veren kişiye en fazla 14 bin euro ödenirken, organı satın alan kişiden 80 bin ile 100 bin euro arasında para alınıyordu. Kurbanlar, Doğu Avrupa, Orta Asya, Türkiye ve Rusya'dan gelen, çeşitli milletlete mensup, düşük gelirli kişiler arasında seçiliyordu.
EULEX Adalet sözcüsü Kristiina Herodes, yaptığı açıklamada, Medicus davasının, Kosova'da organ kaçakçılığı ile ilgili olarak EULEX savcılarının yetkisi altındaki tek dava olduğunu söyledi. Organ kaçakçılığı şebekesi, Kasım 2008'de bir İsrail vatandaşına nakledilmek üzere Medicus Kliniği'nde böbreği alınan genç bir Türk vatandaşın, evine dönüş yolunda acil tıbbi yardıma muhtaç bir durumda bulunması üzerine gün yüzüne çıktı. Sağlık Bakanlığı, suçlananlar arasında bakanlığın eski bir kıdemli yetkilisi de bulunduğu halde, iddianamelerin mahkemeye gönderilmesinin ardından herhangi bir yorumda bulunmadı.

Üç kez suçüstüyle gözaltına alınmıştı

Yusuf Erçin Sönmez 1997 yılında Uğur Dündar'ın Arena programıyla teşhir edildi. Erçin, 2000 yılına kadar yaşadışı olarak böbrek nakli yaptığı gerekçesiyle üç kez suçüstü yapılarak gözaltına alındı. Uluslararası camiadaki adı, 'Yakup' olan Sönmez, adı Arena'da duyulduktan tam 7 yıl sonra yargı önüne çıktı. 1 yıl 10 gün hapis cezası aldı. Yargıtay, Nisan 2005'te Sönmez'in 'organ mafyası lideri' olduğu kararını onadı. Ancak aynı yıl çıkan yeni TCK'da 2 yıldan az hapis cezalarınım ertelenmesi hükmü vardı. Sönmez bir kez daha kurtuldu.
2008 yılının sonlarında, Kosova'daki bir organ kaçakçılığı olayına adı karışan Sönmez, gıyabında 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak 2010 Ağustos ayında Azerbaycan'daki bir organ kaçakçılığı olayında ortaya çıkınca Kosova makamları Azerbaycan'da olduğu tespit edilen Sönmez'in yakalanarak kendilerine teslim edilemesi için İnterpol'e başvurdu.
Kaynak: Timeturk ve Ajanslar

http://www.itibarhaber.com/duenyadan/17704-duenya-bu-organ-kacakcilarini-konusuyor
 
Üst