Yunanlılar hamama da sahip çıkmaya başladı

Bu konuyu okuyanlar

mila12

Dekan
Emektar
Katılım
5 Kasım 2007
Mesajlar
9,864
Reaksiyon puanı
255
Puanları
83
Masaj ve Doğal Terapiler Derneği (MADOTED) Başkanı Nihat Ayçeman, Yunanların baklava ve lokumun ardından hamamın da kendi kültürlerine ait olduğunu savunmaya başladıklarını bildirdi.

Antalya'da düzenlenen 1. Ulusal SPA ve Wellness Kongresi'ne katılan Nihat Ayçeman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, SPA kavramı ile birlikte hamamın da öneminin ortaya çıktığını, bu tür merkezlerin hamam olmadan iş yapmadığını söyledi. Özellikle yabancı turistlerin hamama büyük ilgi gösterdiğini belirten Ayçeman, kişinin hamamda bedensel ve ruhsal olarak arındığını söyledi.

MADOTED Başkanı Nihat Ayçeman, hamam kültürünün sadece Türklere ait olmadığını, Roma İmparatorluğu'nda da hamam olduğunu belirtti. Yunanların son dönemde baklava ve lokumda olduğu gibi hamama da sahip çıktıklarını ifade eden Ayçeman, ''Roma İmparatorluğu'ndan gelen bilgiye dayanarak Yunanlar hamamın kendilerine ait olduğunu savunuyorlar. Halbuki hamamın bugünkü kimliğini kazanması, Osmanlı İmparatorluğu sayesinde olmuştur'' dedi. Nihat Ayçeman, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İslamiyete göre bir bedenin girdiği suya başka bir beden giremez. Romalılar'da sıcak havuz bulunurken, Osmanlı'da kurnalar vardır. Çünkü Türk toplumunda akan suda yıkanma esastır. Mimarimiz, kültürel alışkanlıklarımız, farklı bir hamam kültürü yarattı. İslam dininin etkisiyle de hamam mimarisinde kubbeler kullanıldı. Eskiden cami
yapılmadan önce hamam inşa edilirdi insanlar ibadethaneye temizlenmeden girmesinler diye... Sultanlarımız bakımlarını burada yaptırırlardı, zeytinyağlı sabunlar ve gülsuyu ile yıkanırlardı. Saçları, sakalları burada kesilirdi. Gelin hamamı, damat hamamı, Ramazan ayı hamamı, lohusa hamamı, askere uğurlama hamamı gibi kültürler Osmanlı döneminde oluştu. Eskiden eğlence yeri de olmadığından kadınlar hamamlarda eğlenirlerdi. Bizim hamamları sağlıklı yaşam ve kültür merkezleri olarak görmemiz lazım, yani günümüzdeki SPA'ların çok daha gelişmiş halidir hamamlar. Ama ne yazık ki böyle bir tarihi geçmişe sahip Osmanlı hamamına sahip
çıkmıyoruz.''

Kaynak
 

bkadri

Asistan
Katılım
27 Mart 2007
Mesajlar
172
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
başka ne kaldı acaba göz koydukları, türkiye dışında,
 

cacar

Profesör
Katılım
24 Mart 2006
Mesajlar
1,607
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
biz kendi kültür değerlerimize sahip çıkamadığımız sürece ne yazıkki bunlar sürmeye devam edecek.
 

Erthon

Profesör
Katılım
17 Ocak 2008
Mesajlar
2,136
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
Yakında SDN'de bizim :} derseler şaşırmam.
 

bulmeh

Profesör
Katılım
26 Temmuz 2007
Mesajlar
1,653
Reaksiyon puanı
14
Puanları
38
o sahiplenenler gelsin bakalım şöyle esaslı bir kese atalım, o zaman anlarız kimin olduğunu.
 

mehmet

Profesör
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Tarihin ilk tuvalet vakfı

UNICEF’in Türkiye ile ilgili olarak açıklamış olduğu son raporda, aslında pek umursamadığımız bir gerçeğin altı çiziliyor. Raporun alışılmışın dışındaki bir maddesi olması bakımından ilgi çekiyor Türkiye’de “tuvalet kullanımı ve temizliği “ konusu.


Ne acıdır ki Türkiye “tuvalet” konusunda sınıfta kalıyor. UNICEF’in verilerine göre Türkiye’de sağlıklı tuvaleti bulunmayan hanelerin oranı yüzde 31.5 olarak saptanmış, tuvaletlerimizin büyük çoğunluğunun uluslararası normlara göre olmadığı da ayrı bir gerçek olarak tespit edilmiş.

UNICEF’in Avrupa toplumuna kıyasla yapmış olduğu araştırma Türk halkı için aslında acı bir durum. Çünkü; tuvaleti Avrupa’ya öğreten Türklerin torunları bugün tuvalet konusunda geri kalıyordu. Oysa atalarımız temizliğe son derece önem vermişti. Temizliğin ilk etabı olan tuvaletler konusunda da çok hassas davranmasını bilmişler. Hemen hemen her köşe başında bir tuvaleti, eskilerin deyimi ile abdesthaneyi insanlığın hizmetine sunmuşlar. Bununla da yetinmemiş atalarımız, tuvalete ve temizliğe verdikleri önemi perçinlemek için bir de “Tuvalet Vakfı” kurmuşlar. Medeniyetler tarihinde ilk “Tuvalet Vakfı” Osmanlı döneminde karşımıza çıkıyor. Tarihe ilk olarak geçen Tuvalet Vakfiyesi bundan tam 333 yıl önce oluşturulmuş.

Bir mescidin tuvaleti

1667 tarihinde kurulan “Tuvalet Vakfı” aslında hem ilk olması hem de atalarımızın tuvalet konusuna verdikleri önem bakımından kayda değer. Sözkonusu vakıf İstanbul Papazoğlu mahallesindeki mescidin tuvaleti için kurulmuş. Vakfiyede vakfın herşeyinden sorumlu olan, gelir ve giderini kontrol eden mütevellisinin mescidin imamı Yusuf Efendi olduğu belirtiliyor.

Kayıtlara göre Mehmet Beşe isimli bir şahsın vakfa olan 105 gümüş kuruş borcunun ödenmesi için mahkeme kararı verilmiş. Kısmet–i Askeriye Mahkemesi tarafından verilen kararda vakfa olan borcun ödenmesi öngörülüyor. Kayıtlarda geçen diğer bir husus ise Tuvalet Vakfiyesinin biriken parasının olduğu, hatta bu paranın borç bile verildiği karşımıza çıkıyor. Tuvalet Vakfı’na gelen gelirlerin ise tuvaletin tamirat ve temizlik işlerinde kullanıldığı kaydediliyor.

Konu ile ilgili olarak aratştırmalar yapan Doç. Dr. Said Öztürk tarihteki ilk “Tuvalet Vakfı” ile alakalı olarak şunları söylüyor: “Osmanlı bir vakıf medeniyetidir. Vakfın şümulü oldukça geniştir. Dolayısıyla bir tuvalet vakfının kurulması bile mümkün olmuş. Osmanlı’da temizlikle ilgili fevkalade düzenlemeler yapılmış, tuvaletlerin vakıf desteği ile daha temiz ve nizami olmalarına çalışılmış. Osmanlı zaruri ihtiyaçları içerisinde görülen tuvalet ihtiyacını bir hizmet müessesesi olarak görerek desteklemiştir. Tuvaletler hiçbir zaman ticari bir kuruluş olarak görülmemiş.”

Avrupa’da tuvalet bile yoktu


Bugün UNICEF Türkiyeyi tuvalet konusunda Avrupa’nın gerisinde görürken, bir zamanlar da Osmanlı Avrupa’yı geride bırakmıştı. Aslına bakılırsa Avrupa 1600’lerde tuvalet kavramından bile habersizdi. 1667 tarihinde Osmanlı’da “Tuvalet Vakfı” kurulurken Avrupa’da tuvalet bilinen birşey değildi. İnsanlar ihtiyaçlarını boş buldukları alanlarda, ya da evin içinde giderip dışarıya fırlatıyordu. Şehirler pis kokuyordu. Bu yüzden yüksek topuklu ayakkabılar, şemsiyeler revaçtaydı. Osmanlı’da ise bu tarihlerde zaten hemen hemen her köşe başında var olan tuvaletlerin sayıları ise artırılıyordu. Avrupa tuvaletle tam anlamıyla olmasa da 18. yüzyılın başlarında tanıştı. Artık sarayların bir köşesinde tuvalet vardı, krallar ve aristokratlar için ihtiyaç giderme sandıkları bulunuyordu.

Doç. Dr. Said Öztürk Osmanlı’daki tuvalet anlayışının Batı ile kıyaslanmayacak derecede illeride olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Öztürk devamla şöyle konuşuyor: “Batı ile kıyaslandığında bu tarihte Osmanlı’da tuvalet vakfının bulunması fevkalade bir üstünlüktür. Zira bu tarihlerde Batı dünyasında tuvalet kültüründen bahsetmek mümkün değil. Daha sonraki dönemlerde de aynı durum geçerli. Batı tuvaletle çok geç tarihlerde tanışıyor.”

Doç. Dr. Öztürk bugün Türkiye’nin tuvaletler konusunda zayıf not almasının acı bir olay olduğunun da altını çizerek; “Tuvaleti bizden öğrenen Avrupa tuvalet temizliği ve tuvaletin standardı bakımından bizi geçmiş durumda. Evlerdeki tuvaletlerin yanısıra umuma açık olan tuvaletler de önemlidir. Osmanlıdaki Tuvalet Vakfı örneğinden hareketle günümüzde de umuma açık tuvaletlerde benzeri bir sistem işletilerek tuvaletleri ticari bir kuruluş olmaktan çıkarıp, sosyal hizmet alanına dönüştürmekte fayda var” şeklinde konuşuyor.

Tuvaletlerin standardı konusunda Avrupa’nın gerisinde kalmamızdan sonra Tüm Umumi Tuvaletler Derneği 17 Mayıs’ta “WC–2000” konulu bir sempozyum düzenliyor. Aslında sempozyumdan ziyade atalarımızın yaklaşık üç asır otuz üç yıl önce kurdukları “Tuvalet Vakfı”na bakıp ibret almamız belki daha doğru olur. O zaman temizlik konusunda daha sağlıklı bir toplum oluruz. Ecdadımız gibi...

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=14400

Benim Notum:Herhalde durumumuzu en iyi anlatan yazı bu olsa gerek

saygılar
 

lb.bingol

Profesör
Katılım
30 Ağustos 2007
Mesajlar
1,573
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
Bir gün Fatih Sultan Mehmet zaten Yunan kökenliydi diyecekler diye korkuyorum.
 

JuLiuSiuS

Profesör
Katılım
2 Ekim 2007
Mesajlar
2,775
Reaksiyon puanı
4
Puanları
38
Lokumdan sonra sıra buna mı geldi :(
 

Son mesajlar

Üst