Yüksek lisans yapanlar hayattan kaçıyor.

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan mesajj
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

mesajj

Asistan
Katılım
1 Nisan 2009
Mesajlar
235
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yüksek lisans yapanlar hayattan kaçıyor.


Haşmet Babaoğlu, "yüksek lisans" yapmak isteyen çoğu öğrencinin aslında yetişkinlikten kaçtığını, hayattan korktuğunu yazmış... Çok zor bulunacak "işi", arslanın ağzında olan ekmeği aramaktan da böylece kurtuluyorlar, ya da en azından erteliyorlar. Amaçları "bilim üretmek" değil, asla.

Yerden göğe kadar haklıdır.

Bunlar hayatın kıyısında kalakalan, bundan da hoşnut görünen ürkek sığırcık yavrularıdır.

yuksek-lisansa-tus-modeli.gif


Yüksek lisansın arkasından doktora gelecektir, sonra belki bir doktora daha... Önemli bir yanlış yapmazsan, tıpkı asker terfii gibi, önce doçentlik sonra profesörlük de garanti. Üç çarçur makale, iki arak kitapla işi bitirirsin.
Bunlara "eternal student" derler, ebedi öğrenci...

"Üniversitede kalmak", birçok insan için "hayattan kaçmanın" en "şık" yoludur. Kimse onu suçlayamaz da...

Gecekondu üniversitelerde değil ama doğru dürüst okullarda bir "kampüs uygarlığı" kurulmuştur ve bu ayrıcalıklı arazi, hem büyük şehirlerin dağdağalı yaşam tarzından, hem de iş dünyasının gaddar koşullarından uzakta, "asude" bir vaha, bir tür kurtarılmış bölgedir birçok kişi için. (Üniversiteye "okul" demek de apayrı bir yanılgıdır ama bu da apayrı bir yazı konusu.)

Maaşlar çok parlak değildir ama orada hayat da daha ucuzdur.

Üstelik birçok haybeci için, uzunca bir kış tatili ve upuzun bir yaz tatili de çok çekici değil midir? Özel sektörde bir işe girse, kullanıp kullanacağı izin senede on beş gün, çoğu zaman iki taksitle...

Gülünç gelecektir ama gerçektir ve önemlidir bu.

Sevgili Haşmet, ilgiyle ve keyifle okuduğum yazısında bir boyutu atlamış, izin verirse onu da ben ekleyeyim:

Eskiden bu hayattan kaçışa bir de "solculuk" kılıfı uydururlardı!
Çünkü özel sektörde çalışsalar işveren onları sömürecekti. Böylece kendilerini sömürtmemiş oluyorlardı.

Kimisi de "ben burjuvaziye çalışmam" derdi. Özel sektörde çalışan milyonlarca emekçi satılmış, namussuz ve alçaktı. Burjuvaziye hizmet ediyorlar, "artı değer" yaratıyorlardı.

"Ben solcu molcu değil mis gibi memur ruhlu bir sahte ilericiyim" diyemezlerdi tabii, bunu kendi kendilerine bile itiraf edemezlerdi. (O zamanlar "çakma" kelimesi de henüz argoda yerini almamıştı.)

Ömür boyu maaş garantisi de vardı onların kaçış bölgesinde... İşsiz kalma, aç kalma tehlikesi yoktu.

Çünkü Türkiye'de sol, sol değil, devletçi bürokrat zihniyetine sahip bir şaşkın takımıydı. Bugün de öyledir. Azıcık farklı düşünen ve değişik öneriler getiren Hüseyin Ergün'e yaptıkları terbiyesizlikler ortadadır.

Böyle çok adam tanıdım hayatta... Utanacakları yerde bir de bizi küçümsediler.

Danimarka prensi Hamlet, ölmeden önce "the rest is silence" der, geriye kalan sessizlik... Bunlarda geriye kalan da, asla kazanamadıkları "kalifiye işçi gelirine" duydukları gizli hasettir.

Bir de, "iş poposuna" sahip olmadıkları için hayatta hiçbir halt da olamamanın verdiği derin burukluk... Bir tür sıkıntılı sessizlik.

Kaynak
 

doganses

Öğrenci
Katılım
20 Mayıs 2009
Mesajlar
55
Reaksiyon puanı
2
Puanları
8
yazı bence güzel. fakat bilimle uğraşmak tan gerçekten zevk alan insanlar da var. onların hakkını yemeyelim tabiki.yüksek lisansın hakkını veren, onu hakeden insanda cok.
bende atanamadığı için , atanmaya gücünün yetmediği için , askerlikten kaçmak için , ailesine çevresine hesap vermede mantıklı bir izahda bulunmak için, kariyer yapıcam işe herkes giriyo ben herkes diyilim diyen o kadar cok tanıdığım var ki. inanın böyle cok fazla insan var.
ben atandım ama yüksek lisans isteğim hala var.kesinlikle bilimi cok seven tatilde bile bunlarla uğraşan biriyim.
bu yazıdan hareketle bir itirafta bulunayım 'ben fen öğretmeniyim çevremdeki öğretmenlere bakıp kesinlikle onlardan daha fazla birikimli ve dolu olduğumu düşünüp biraz tepeden bakıp farklı olmak için yüksek lisans yapma düşüncem bile var'
sizde itiraf edin ya benim gibi düşünen, ya gerçeklerden (hayattan) kaçan yada umduğu işi bulamayıp mutsuz olan bu yüzden yüksek lisans düşünen insanlar kesinlike az değil
 

DarkLady

Dekan
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
Doğru bir tespitt bizi bu hale getirenler utansın.Bi çoğumuz yetersiz atamalardan dolayı yüksek lisansı düşünüyoruz.Ama gördük ki bu da çare değil verilen emeklere yazık oluyor. Yüksek lisans sonra doktora kadro olmadıktan sonra hepsi boş

"doktor" ünvanını alıpta 11 yıl boyunca araştırma görevlisi maaaşını alanları da gördük.
 

Osmanli_Bursam

Doçent
Katılım
9 Temmuz 2009
Mesajlar
765
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
Yazıda çok çarpıcı doğrular olmakla beraber herkes aynı olamaz
Ben de mesleki anlamda doruk noktaya ulaştığımda memleketin Bursaya dönüp akademik anlamda hizmet etmek isterim ülkeme.
İstanbuldan kurtulmamda da epey katkısı olacaktır :)
 

brokenxxl

Doçent
Katılım
5 Ekim 2008
Mesajlar
583
Reaksiyon puanı
5
Puanları
18
şimdi iki açıdan düşünmek lazım gerçekten orayı bir kaçış kapısı olarak görüp profosörlerle falanlarla filanlarla aralarını iyi tutup bir şekilde girip oh deyip oturanlar ve sadece ingilizce yeterliliği bile veremeyip saksılık yapan zihniyet var.
birde gerçekten yoğun bir çalışmayla bir şeyler üretip gerçekten başarılı olmak isteyen lisans öğrencilerinin gıptayla baktığı azimde insanlarda var ki bu insanları uzun süre asistan olarak göremezsiniz kısa sürede başarıya ulaşır diğerlerinden farkını yayınlarıyla ispatlayarak yükselir gerçekten eğitimin gelişmesi konusunda faydalı olurlar.

ilk gurubun nesli çabuk tükenir çakılı kalır bir süre sonra belli bi yerde kadrolu memur gibi hayatlarına devam ederler bu guruba dahil olmak isteyen bi yığın öğrenci arkadaşı olur ve yüksek lisansa harcanan boşa ömür alınan kredi ve ertelenen hayatta yanlarına kar olarak kalır.
 
Üst