"Yıldız"ı parlayan saray!

Bu konuyu okuyanlar

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,323
Puanları
113
[h=3]Şimdi bu sarayın Yıldızı parlıyor[/h]

t1_310320130204279587639.jpg


Sultan II. Abdülhamid’in Dolmabahçe’den tahtı taşıyıp 33 yıl yaşadığı Yıldız Sarayı Müzesi’nin halka daha iyi tanıtılması için harekete geçildi. Hanedan ailesi üyesi olan Arzu Enver Eroğan ‘evim gibi’ diye nitelediği sarayda konferans dizisi başlattı. İşin uzmanları suikastlerden sarayın bahçesindeki ağaçlara, Sultan’ın yaşamı gibi ayrıntılar bu etkinlikte anlatacak.


Çalıştığı alanda işin ehli olan uzmanlar el ele verdi, Yıldız Sarayı’nın yıldızını parlatmak için harekete geçti. Kanuni döneminde av alanı olarak kullanılan, II. Abdülhamid’in ise adeta ‘II. Abdülhamid şehri’ne dönüştürdüğü büyüklü küçüklü köşk ve kasırlardan oluşan Yıldız Sarayı daha iyi tanıtılmak için halka açılıyor. Düzenlenecek konferans-seminer ve gezi programıyla şehrin mücevheri olan Yıldız Sarayı’nın daha iyi tanıtılması hedefleniyor.

Nisan ayında başlayacak ‘Saray Akademi Yıldız’ eğitimleri çerçevesinde konusunda uzman olan kişiler, Yıldız Sarayı’nda yaşam, Osmanlı’da hat sanatı, ahşap ve arkeoloji, Osmanlı dokumaları ve giyim kuşamı, II. Abdülhamid dönemindeki suikastler başlıklı pek çok ilginç konuyu sarayın tiyatrosunda düzenlenecek konferansta anlatacak. Düzenlenen gezilerle sarayın şu an ziyarete açık olmayan bölümlerine girilebilecek, tiyatrodan hareme, Cihannüma Köşkü’nden Yıldız Şale’ye gezilmeyecek yer kalmayacak. Yazar Aytunç Altındal, mimar Murat Atabarut, orman botaniği uzmanı Prof. Dr. Ünal Akkemik, kutsal emanetler sorumlusu Sevgi Ağca, ünlü tarihçi Prof. Dr. Semavi Eyice, müzikolog Emre Aracı, İskoç tarihçi Prof. Dr. Norman Stone, tarihçi-yazar Prof. Dr. Mustafa Armağan, yazar Saro Dadyan, sanat tarihçi Buket Bayoğlu, minyatür sanatçısı Günseli Kato konferans verecek isimler arasında...

Yıldız Sarayı için bu projeyi geliştiren isim Yıldız Sarayı Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Arzu Enver Eroğan. Sultan Abdülmecid’in torunu Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın torunu olan Arzu Enver Eroğan için Yıldızı Sarayı Müzesi ‘ev’ini ifade ediyor: “Burası benim kökenlerimin geldiği, evim gibi bir yer. İnsan nasıl evine sahip çıkmak isterse ben de Yıldız Sarayı için bir şeyler yapmayı görev sayıyorum. Hükümet sarayın renovesi için çok çalışıyor, biz de elimizden geldiğince o çalışmalara destek olmaya gayret ediyoruz. Amacımız saraya katkıda bulunmak, halkı sarayın bir parçası haline getirmek, Osmanlı tarihi ve kültürünü doğru bir şekilde anlatılmasına katkıda bulunmak.” II. Abdülhamid’in bilime ve kültüre düşkün entelektüel bir padişah olduğunu anımsatan Eroğan, düzenleyecekleri konferanslarla saraydaki entelektüel yapıyı canlandırmaya çalışacaklarını söylüyor.

EN BÜYÜK HEREKE HALISI
Saray Akademi Yıldız Programı çerçevesinde gezi yazarı-rehber-tarihçi Saffet Emre Tonguç ise ‘Sultan Abdülhamid’in izinde Yıldız Sarayı’ adlı geziyi düzenleyecek.

Gezide halka açık olmayan bölümler de görülebilecek. Örneğin yaşayan tek saray tiyatrosu, Mabeyn Köşkü’nün belli bölümleri ziyaret edilebilecek. Tonguç, Sultan Abdülhamid’in kaygı ve korkularından dolayı sarayı duvarlarla ayırdığını söylüyor. Örneğin Yıldız Şale’yi gezmek için bugün Yıldız Parkı’nın içinden geçmek gerekiyor.

Tonguç’un düzenleyeceği gezide saray içinde bulunan kapılardan geçilip Yıldız Şale kolayca gezilebilecek. Hasbahçe’de yukarıdan bakıldığında Abdülhamid’in tuğrası gibi görünen ve sultanın teknesiyle gezdiği gölet de dikkat çekiyor. Hasbahçe’deki Cihannüma, Kebap Köşkü gibi yerler de tur kapsamında görülecek: “Cihannüma muhteşem bir balkona sahip. Mesela 60 odalı Yıldız Şale Köşkü, Türkiye’nin en büyük Hereke halısına sahip: 406 metrekare. 1800’lü yılların sonunda sarayın bir duvarı yıkılarak içeri sokulmuş. 30 kişi tarafından dokunmuş ve tek bir parçadan oluşan bir halı. İşte bütün bunları görme şansına sahip olacağız.”

Yıldız Sarayı’nı Dolmabahçe ve Topkapı ile karşılaştırdığında artılarını sorduğumuzda Tonguç: “Çok farklı bir lokasyonda. Güzel bahçeleri olan saraylardan biri. Hiçbir sarayda tiyatro yok, burada Osmanlı’dan kalma yegane tiyatro binasını görebilirsiniz. Osmanlı hanedanına ait çok değerli eserlerin sergilendiği bir saray. II. Abdülhamid’in kıyafetinden yaptığı eserlere her şeyi görmek mümkün. Sultan, aynı zamanda bir marangoz. Hiçbir sarayda bir sultanın yaptığı eserleri görmek mümkün değil ama Yıldız’da yaptığı masayı ve koltukları görebilirsiniz. Yan tarafta çok görkemli bir cami var: Hamidiye Camii. Bu da mutlaka gezilmesi gereken yerlerden.”

SULTAN KAHVALTIDA NE YERDİ?

YILDIZ Sarayı Müze Müdürü Ali İlker Tepeköy, programın en ilginç konferanslarından birini verecek: II. Abdülhamid’in saray yaşamı. Yıldız albümleriyle desteklenecek konferansta Sultan’ın sabah kahvaltısında içtiği kahve ve yumurtadan sevdiği et yemeklerine her ayrıntı var. Cinayet ve polisiye romanlarına düşkünlüğüyle bilinen II. Abdülhamid’in Sherlock Holmes’un yazarı Conan Doyle’a verdiği nişanın ayrıntıları da bu konferansta.

25 BİN ASKER KORUYORDU
YAZAR Saro Dadyan’ın anlatacağı konu II. Abdülhamid dönemi suikastleri... Sultan’ın yaşamak için özellikle Yıldız Sarayı’nı seçtiğini anlatıyor: “Dolmabahçe’de yaşamak istemiyor çünkü amcası orada tahttan indirilmiş, korunması zor bir saray. Özellikle Yıldız Sarayı’na taşınıyor. Çünkü bir tepenin üzerinde ve etrafı duvarlarla çevrili. Orduyu tam karşısına yerleştiriyor, 25 bin kişilik bir kuvvet orada var, dışarıda 2 bin 500 kişilik kuvvet bulunuyor. Yıldız Sarayı’nın içinde 10 bin çalışan var, bunların çoğu güvenlik için görev yapıyor. Yıldız Yokuşu’nda ayakkabıcı, berber filan hepsi hafiye. Bunların hepsi saraydan maaş alıyor.”

TİYATRODA TEK SEYİRCİ PADİŞAHTI

YAŞAYAN tek saray tiyatrosu Yıldız Sarayı’nın içinde. Sultan II. Abdülhamid tarafından 1889 yılında yaptırılmış. Şu an ziyarete açık olmayan tiyatro saraydaki gezi programına katılacak kişilerin göreceği yerler arasında... Tiyatronun mimarı, saray köşklerinin yapımında da çalışan Vasilaki Yanko. II. Abdülhamid, oyunları üstte tek başına seyredermiş, alt kata seyirci alınmazmış. Gezi yazarı-rehber ve tarihçi Saffet Emre Tonguç bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Padişah yukarıda locada oturuyor, aşağıda birileri otursa sırtlarını dönmüş olacağı için kimse alınmıyor. Oyuncular padişahın kendilerini izlemeye geldiğini purosunun kokusundan anlıyor. Çünkü oyuncular da yukarıya bakamıyor, göz göze gelmeleri yasak. O yüzden önlerine bakıp oynuyorlar.”

KUTSAL EMANETE NASIL BAKILACAĞI ÖĞRETİLECEK
TOPKAPI Sarayı Müzesi Kutsal Emanetler ve Arşiv Sorumlusu Sevgi Ağca, kutsal emanetlerle ilgili bir konferans verecek. Kutsal emanet kavramı ve onun etrafında gelişen saltanat törenleri ile İstanbul halkının katılımı konferansın ana başlıkları... Ağca konferansı dinleyenlerin kutsal emanete nasıl bakmaları, onlara nasıl davranmaları ve onu nasıl ziyaret etmeleri gerektiğini öğreneceğini söylüyor.

AĞAÇLAR DOĞANIN HARD DİSK’İ

SARAYIN bahçesi, bugünkü en büyük saray bahçesi. Çok büyük bir havuz, onun çevresinde ağaçlar var. O ağaçlar ve bahçedeki bitkilerle ilgili konferans verecek isim İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik: “Bugün sadece laboratuvarda gördüğümüz bir ağaç sarayın sahçesinde. Bunlar Çin’den getirilen ağaçlar. Sarayın manolyaları o dönemden kalma, çok yaşlı. Japon kadife çamları da öyle. Ağaçlar bizim için gizli birer bilgi hazinesi. Doğanın hard disk’i. Bu sarayda yabancı ağaçlara dayanan bir kültür hakim. Bizim konferansımız bahçede olacak. Gezerek öğreneceğiz.”

33 YIL BİR ŞEHİR GİBİYDİ

OSMANLI saray mimarisinin en son örneği olan Yıldız Saray’ı uzun bir zaman dilimi içinde inşa edilen köşk, kasır ve çeşitli yapı gruplarından oluşuyor. Bizans döneminde ormanlık olan alan, Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566) itibaren av sahası olarak kullanıldı. Sultan I. Ahmet döneminde (1603-1617) padişah bahçeleri arasına katılan alanda ilk köşk yaptırıldı. Daha sonra Sultan III. Selim (1789-1807), validesi Mihrişah Sultan için günümüze ulaşamayan Yıldız adında bir kasır inşa ettirdi. Sultan Abdülmecid ise (1823-1861) validesi için Kasr-ı Dilkuşa isimli bir köşk yaptırdı. Sultan Abdülaziz (1861-1876), Balyan ailesi mimarlarına Büyük Mabeyn Köşkü’nü (1865) inşa ettirdi. Daha sonra dış bahçeye Malta ve Çadır Köşklerini, saray kısmına, Çit Kasrı’nı ekletti.

Sarayın asıl yapılaşması Sultan II. Abdülhamid’in (1876-1909) 33 yıllık saltanat devrinde oldu. Bu dönemde alana, Yıldız Sarayı Hümayun-u ismi verildi. Saray kompleksinde köşklerden başka, tiyatro, müze, kitaplık, eczane, hayvanat bahçesi, mescit, hamam, tamirhane, marangozhane, demirhane, kilithane gibi çeşitli binalar bulunuyordu. 1941-1946 yılları arasında silahlı kuvvetlerin yerleştiği Yıldız Sarayı, 1974’e kadar Harp Akademileri tarafından kullanıldı. 1978’de Kültür Bakanlığı’na devredilen saray, 1994’te müze olarak halkın hizmetine açıldı.


kaynak
 
Üst