deatmania
Rektör
- Katılım
- 30 Ekim 2009
- Mesajlar
- 12,999
- Reaksiyon puanı
- 62
- Puanları
- 48
Aslında her şey 15 Mart 2010 akşamı başladı...
Denizlisporla Beşiktaş arasında oynanan sıradan bir Süper Lig maçını izliyordum. Her şey aynıydı, herkes aynıydı... Bizim trilyonluk futbolcular yine çok basit bir taç atışı için bile göz göre göre yalan söylüyor; hakemi aldatıp ufacık bir menfaat sağladıklarında da yüzleri hiç kızarmıyordu.
Bir tek farklılık vardı sadece sahada... Adı Rüştüydü.
Denizlili bir futbolcunun şutunu parmaklarının ucuyla kornere çelmiş, hakemin yanlışlıkla aut kararı vermesine gönlü razı gelmemişti. Nazikçe uyardı hakemi, jest ve mimiklerle topun kendisinden çıktığını ifade etti.
Hakem şaşırdı, ne yapacağını bilemedi, ben öyle gördüm dedi çaresiz... Biz şaşırdık. Herkes şaşırdı. Belli ki Rüştünün dünyası, geri kalanlardan biraz farklıydı. Yaptıkları işin altı üstü spor olduğunun farkındaydı, bir maç kazanıldığında diğerinin kaybedildiğini öğrenmişti. Bir sezon bir takım şampiyon oluyordu, öbür sezon diğeri. Lâkin esas kazanç altın yaldızlı kupalar değil, eve gidip sofraya oturulduğunda çocuklara yedirilen helal ekmeğin gururuydu.
* * *
Benim de çeyrek asırlık 10 numaralı forma maceram o gece bitmişti işte! Artık rüyamda Maradonanın/Platininin değil Rüştünün formasını giyiyordum.
Çünkü rüyalarım 1 günlüğüne gerçek olsa ve bir seferliğine yeşil çime çıkma şansı bulsaydım; sizi temin ederim, Hagi gibi bir frikik, Rıdvan gibi bir çalım atmanın değil, Rüştü gibi topun kornere çıktığını itiraf etmenin gururunu yaşamak isterdim.
(UĞUR MELEKE, 31 Mayıs Perşembe 2012, Milliyet)
Denizlisporla Beşiktaş arasında oynanan sıradan bir Süper Lig maçını izliyordum. Her şey aynıydı, herkes aynıydı... Bizim trilyonluk futbolcular yine çok basit bir taç atışı için bile göz göre göre yalan söylüyor; hakemi aldatıp ufacık bir menfaat sağladıklarında da yüzleri hiç kızarmıyordu.
Bir tek farklılık vardı sadece sahada... Adı Rüştüydü.
Denizlili bir futbolcunun şutunu parmaklarının ucuyla kornere çelmiş, hakemin yanlışlıkla aut kararı vermesine gönlü razı gelmemişti. Nazikçe uyardı hakemi, jest ve mimiklerle topun kendisinden çıktığını ifade etti.
Hakem şaşırdı, ne yapacağını bilemedi, ben öyle gördüm dedi çaresiz... Biz şaşırdık. Herkes şaşırdı. Belli ki Rüştünün dünyası, geri kalanlardan biraz farklıydı. Yaptıkları işin altı üstü spor olduğunun farkındaydı, bir maç kazanıldığında diğerinin kaybedildiğini öğrenmişti. Bir sezon bir takım şampiyon oluyordu, öbür sezon diğeri. Lâkin esas kazanç altın yaldızlı kupalar değil, eve gidip sofraya oturulduğunda çocuklara yedirilen helal ekmeğin gururuydu.
* * *
Benim de çeyrek asırlık 10 numaralı forma maceram o gece bitmişti işte! Artık rüyamda Maradonanın/Platininin değil Rüştünün formasını giyiyordum.
Çünkü rüyalarım 1 günlüğüne gerçek olsa ve bir seferliğine yeşil çime çıkma şansı bulsaydım; sizi temin ederim, Hagi gibi bir frikik, Rıdvan gibi bir çalım atmanın değil, Rüştü gibi topun kornere çıktığını itiraf etmenin gururunu yaşamak isterdim.
(UĞUR MELEKE, 31 Mayıs Perşembe 2012, Milliyet)